Z kuşağının ekonomik krizle imtihanı: Sadece dolar konuşuyoruz

Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik kriz nedeniyle Z kuşağında, gelecek kaygısı ve umutsuzluk hakim. Gençler, mevcut siyasetin kendilerine hitap etmediği konusunda da hemfikir.

Abone ol

Meral Candan

DUVAR - Sosyal medyada dönen bir sokak röportajı… Kitaplar çok pahalı olduğu için satın alamadığını söyleyen, durumdan memnun olmadığını tane tane anlatan bir genç. Etrafı kalabalık tarafından sarılı. Neredeyse ağlayacak bir halde meramını anlatırken bir amcanın kendisine yaklaşıp “çıkar telefonunu” demesiyle tansiyon yükseliyor. Bir başka genç lafa karışıp “telefon lüks değil, ihtiyaç” dese de onu dinleyen yok. Cepte akıllı telefon varsa ekonomiden ve pahalılıktan şikayet etmenin anlamı yok amcaya göre.

2000’li yılların başında hayata gözlerini açan Z kuşağı gençleri, kaygılarını, endişelerini, umutsuzluklarını ve geçim dertlerini anlatıyor. Sadece sokakta değil, her yerde duyulmak istiyorlar. Dinlemek isteyen için söyleyecek çok şeyleri var.  

‘YURTDIŞINA GİDİP GİTMEMEYE SEÇİM SONUCUNA GÖRE KARAR VERECEĞİM’

20 yaşında / Kayseri

Samsun 19 Mayıs Üniversitesi’nde veteriner hekimliğinde okuyorum normalde. İkinci sınıfım. Ama şimdi babaannemle beraber Kayseri’de yaşıyorum. Birkaç ay öncesinde kanser teşhisi kondu bana, o nedenle okulu dondurmak zorunda kaldım. Samsun’da KYK yurdunda kalamadım. Ev kiralarına da yetişemediğim için apart tarzında bir yer ayarladım. 3+1 bir evde 10 kişi kalıyorduk. 900 lira veriyordum aylık ki, bunun içinde yemek falan hiçbir şey yok. Mecbur olduğum için orada kalıyordum. Evde mutfak var, ne pişiyorsan pişir ama mutfak masrafına yetişmek mümkün değil. Mesela ayın son bir haftası, ailemden para gelene kadar üç öğün hazır noodle yediğimi biliyorum. Hani yemek yapamadığımızdan değil yani. Tanesi 3,5 liradan günde 10 liraya yemeğimi çözmek zorundaydım. Okulda yemek veriyorlar ama şöyle diyeyim hazır noodle daha iyi. Samsun’da ek gelir için bir restoranda 8 saat boyunca bir restoranda aşçı olarak çalışıyordum. Kayseri’ye döndüm. Burada da aynı işi yapıyorum.

Okulumdan kaynaklı geleceğimi sağlam görüyorum. Hedefim yurt dışı. Burada cerrahi doktoramı yaptıktan sonra ver elini Avrupa… Vatansever, milliyetçi bir insanım aslında. Bir şekilde ülkeme katkım olsun isterim ama 2023 sonuçlarına göre karar vereceğim gidip gitmemeye. Lise dönemlerinde “vatan uğruna can feda” derdim ama şu an daha global düşünüyorum ve “insanlık uğruna can feda” diyorum.

Doğduğumdan beri aynı hükümet var. Z kuşağı olarak çok geri plana atıldık. Bir dinamizm, değişiklik gerekiyor. Bir hükümet değişiminde bazı düzelmeler olacağını düşünüyorum. Belki değişim olunca da bir şey olmayacak ama şu an zaten olmuyor, o zaman da olmamış olur. Denemekten zarar gelir mi?

‘SEÇİME YAZAR KASA GİRSE ONA OY VERİRİM, EN AZINDAN HESAP KİTAP YAPMAYI BİLİYOR’

20 yaşında / Ankara

Ankara Üniversitesi’nde okuyorum. KYK yurdunda kalıyorum. Ailem esnaf, onların durumu ortada zaten. Çok para almak istemiyorum o nedenle. Akşamları saat 17.00’den 01.00’e kadar paket servis elemanı olarak çalışıyorum saati 18 liraya. Bir de götürdüğümüz paketlerden 1,5 lira alıyoruz. Yurt aylık 325 lira. Günde 16 lira da yemek hakkımız var. Daha fazlası için üstünü ödemen gerekiyor. Sabah yemeği fena değil ama akşam yemekleri kötü, mide ağrıtıyor. Online eğitime geçildiğinden beri çalışıyorum ben. Daha önce bir fabrikada sigortasız çalışıyordum. Sürekli çalışma içinde olmak istemezdim ama buna mecbur bırakıldık gençler olarak. Açıkçası “çıkalım, eğlenelim, gezelim, arkadaşlarımızla beraber bir şeyler yapalım” diyebilecek gençler değiliz. Kayıp nesiliz. Arkadaşlarımız bir yere çağırdığı zaman önce menüye bakan gençleriz. Çünkü buna mecburuz. Sevdiğim işi yapmak istiyorum. 16 yıl boşuna okumadık diyorum ama karşılığını göremediğiniz zaman ümidinizi kesmeye başlıyorsunuz. Sevdiğim işi yapmayı geçtim, para kazanmak için ticarete atılmayı düşünüyorum. Çünkü benim yaşıtlarım diğer ülkelerde istedikleri araçları alıp istedikleri yerlerde, istedikleri gibi hayat sürerken ben şu an 2 bin liraya geçinmeye çalışıyorum.

Dünyanın hiçbir döneminde bu kadar kötü politikalar işlenmemiştir. Seçime yazar kasa girse ona oy veririm, en azından hesap kitap yapmayı biliyor. Benim neslimin de oy vereceğini zannetmiyorum. Geçen gün bir arkadaşımla konuşuyordum, arkadaşımın adı Melih Gökçek’ten dolayı Melih, abisinin adı Recep Tayyip Erdoğan, kız kardeşinin de adı mücahit Erbakan’dan Mücahide. Bu üçü de hükümet karşıtı. Bizim kuşağa hitap etmeye çalışıyor da 70 yaşında adam ne kadar hitap edebilir? Dedemin kalkıp beni yönetmesini istemem şahsen.   

‘ÜSTÜN BAŞIN GÜZEL OLUNCA ZENGİN SAYILIYORSUN ARTIK, KİMSE FAKİR OLDUĞUNA İNANMIYOR’

19 yaşında / Diyarbakır

Üniversite sınavına çalışıyorum şu an, sağlıkla ilgili bir bölüm istiyorum. Gönlümden geçen bu değil aslında, iş garantili olduğu için bu bölümü istiyorum. Evde beş kişi yaşıyoruz. Babam emekli ama semt pazarlarına gidiyor, pazarcılık yapıyor, bazen ben de ona yardım etmek için gidiyorum. Bir de iki abim çalışıyor satış elemanı olarak. Üniversite mezunular ama alanlarında iş bulamadılar. Sürekli evdeyim, ders çalışıyorum. Bazen dışarı çıkarken harçlık alıyorum, gerçi her şey çok pahalı olduğu için artık sosyalleşmek için birbirimizin evine gidiyoruz.

Yani her şey paraya bağlı, hiçbir gelecek planımız kalmadı artık. Üniversiteye gitmek istiyorum. Giden arkadaşlarımızın zorlandığını görüyorum. O bile artık dert oldu. Üniversite tercihim şehir dışında da olabilir ama geçim zor olduğu için onu bile düşünemiyorum. Şehir dışında bir yer kazanırsam yine gitmek isterim de ailem sıkıntı çekecekse onları da düşünmem lazım. Bu yıl geçim sıkıntımız olduğundan dolayı tercih yapmadım mesela. Arkadaşlarım da benimle aynı durumdalar. İki arkadaşım üniversite kazandı ama onlar da gidemedi şehir dışı olduğu için, masrafları karşılayamayacaklardı.

Bilgisayarım şu an çalışmıyor. İnsan almak ister ama alamıyoruz. Otobüste bile denk geliyoruz “telefonunu çıkar” diyenlere. Üstün başın güzel olunca zengin sayılıyorsun artık. Kimse fakir olduğuna inanmıyor. İnanmadığım için oy vermeyi düşünmüyorum. Ailem genellikle HDP’ye oy veriyor ama benim siyasi görüşüm yok. Sandığa gidersem oyumu HDP’ye veririm ama şu an hevessizim. Gençlere yönelik politikalar üretenlere daha çok önem veririm. Şimdiki partilerin gençlik politikalarını yetersiz buluyorum.

‘ARKADAŞLARIMLA HER GÜN EKONOMİ KONUŞUYORUZ’

17 yaşında / Hatay

Lise sondayım, üniversiteye hazırlanıyorum. Annem, abim ve ananem birlikte yaşıyoruz. Abim çalışıyor. Evimiz kira. İki sene önce test kitabı setini 200 liraya alıyordum şimdi üç kitabı bu fiyata alıyorum. Okula gidiyorum. Haftalık 150 lira alıyorum harçlık olarak. Öğle yemeği falan derken bir günde haftalığımın yarısı gitmiş oluyor. Geri kalan günler de hiçbir şey yapamıyorum, idare etmeye çalışıyorum.

Arkadaşlarımla her gün ekonomi konuşuyoruz. Mesela bir whatsapp grubumuz var sınıf arkadaşlarımızla. Orada doların ne olduğunu konuşuyoruz. Üç ay öncesine kadar derslerden ya da “geç kalacağım, yok yazmayın” diye şeyler konuşuyorduk o grupta. Benim ve çoğu arkadaşımın ortak fikri, ekonomik krizin sebebi devletin iyi bir şekilde yönetilememesi. Siyasi görüşleri farklı olan arkadaşlarım bile fikirlerini değiştirmeye başladı.

Üniversitede hukuk okumak istiyorum. Geleceğe dair hayal kuruyorum ama zorlanacağımı ve o kadar kolay olmayacağını düşünüyorum. Bulabilirsem bir yol kesinlikle yurt dışına gitmeyi düşünüyorum. Türkiye’de kalmak iyi bir seçim gibi görünmüyor şu an için. Kime oy vereceğimi çok düşünmedim ama İYİ Parti ya da CHP olur. CHP, LGBTİ haklarından bahsediyor, bence bu güzel bir sebep. Meral Akşener’in de söyledikleri aklıma yatmıyor değil, özellikle kadın olması beni etkiliyor. Babam CHP’ye annem HDP’ye yakındır ama bu konularda bana karışmazlar.

‘AİLEMDEN PARA İSTEMEYE UTANIYORUM’

15 yaşında / Manisa

Lise 2’ye gidiyorum. Annem, babam, abim ve ben dört kişilik bir aileyiz. Babam esnaf, bir de abim çalışıyor. Dükkanımız ve evimiz kira. Üniversite ile ilgili kafam karışık ama psikoloji ya da dille ilgili bir bölüm düşünüyorum. Daha çok büyük şehirlerde okumak istiyorum. Ben şu an ekonomik krizden çok kötü etkileniyorum. Kendimi evde bazen fazlalık gibi hissediyorum. Ailemden para istemeye bile utanıyorum.

Kendime daha yeni mont aldım 300 liraya. Daha ucuzu yok zaten. Okulda öğle yemeğim için alıyorum harçlığı. Onun dışında arkadaşlarımla dışarı çıkarken alıyorum. Başka bir lüksüm, hobim yok, hiçbir şeyim yok yani. Arkadaşlarımla yaptığım da çok büyük bir eğlence değil. Ara sıra kafeye gitmek ama oralar da pahalı olduğu için gitmiyoruz. Abur cubur alıp parkta oturuyoruz çoğunlukla. Daha ekonomik oluyor çünkü.

Beni bir gelecek bekliyor mu, onu bile bilmiyorum. Ailemin bir birikimi yok. Durumumuz çok iyi değil. Yurtta kalır mıyım, evim olur mu, o masrafları nasıl karşılarım, bu kısım çok karmaşık. Bunlar, çok kaygılandırıyor beni. Arkadaşlarımla buluşunca başka şeylerden konuşuyoruz ama konu bir şekilde ekonomiye ve hükümete geliyor. İlkokul 3. sınıfa giden çocukların bile ağzında siyaset var artık, oradan düşünün.

Telefon bir lüks değil artık bir ihtiyaç ki, o telefonu insanlar ne şartlar altında alıyor. Okuldan örnek vereyim. Öğretmenler, proje derslerini EBA’dan veriyor. Hiç sana sormuyorlar bile “telefonun ya da internetin var mı” diye, “var” diye düşünüyorlar otomatik olarak. Bu, bir ihtiyaç olduğunun kanıtı zaten.

Aslında hiçbir partiyi yakın görmüyorum ama oy kullanacak olsam belki CHP olur. Bence siyasiler gençlerin ilgisini çekmeyi hiç bilmiyor. Şehir içinde bize ayrılan alanlar yok mesela. Biz hiçbir şey yapamıyoruz. Bir parka ya da kafeye oturuyoruz en fazla. Gençlik merkezi olsa, kurslar, etkinlikler olsa… Gitar öğrenmek istiyorum ama paramız olmadığı için kursa gidemiyorum. O merkezde ücretsiz kurs olsa ne güzel olur.    

‘AKP VE ONUN ORTAĞI MHP BİZİM HAYALLERİMİZİ YIKTI’

20 yaşında / Uşak

İzmir’de yaşıyorum. Şimdi Uşak’ta üniversitede gazetecilik okuyorum. Öncelikle şunu söyleyeyim ülkenin içinde bulunduğu durum nedeniyle umut bağlamamaya başladım hiçbir şeye. Hayal kuramamaya başladım. Geleceğe dair aslında çok güzel hayallerim vardı. Mesela bugün temel ihtiyaçlar olan yumurta, ekmek ve peynir aldım, 48 lira tuttu. Her şey çok pahalı. 3 kişi bir evde yaşıyoruz. Aylık kira ve faturalar ortalama bin lira tutuyor. Ablam da üniversite okuyor. Yani benim ailem evde iki üniversiteli okutuyor bu nedenle İzmir’deki evde doğalgaz açılmıyor. Ailem soğukta oturuyor biz okuyalım diye. Öğrencilerin tek gündemi, dolar. Üniversite öğrencisiyiz, genciz, bizim farklı şeyler konuşmamız gerekiyor. Mesela hayallerimden ve gelecek planlarımdan bahsetmek isterdim. Ama artık bunlar konuşulmuyor. Gerçekten çok acı bir durum.

Hayalim okulu bitirdikten sonra politika muhabiri olmaktı ama şimdi şunu düşünüyorum: Ankara’ya gidersem nerede kalacağım, nasıl geçineceğim? Bu hayalimi bıraktım. Yurt dışı hayalim vardı, ondan vazgeçtim. Türkiye’yi gezmek istiyordum, bundan da vazgeçtim. Sinemaya, tiyatroya gitmek istiyorum, biletler pahalı geliyor, gidemiyorum. Kitap okumayı çok severim ama kitaplar zamlandı, alamıyorum. Ben bunları yapacak olsam kiramı ve faturalarımı ödeyemem. Ailemin gönderdiği para ve aldığım KYK bursuyla idare ediyorum ki iş de baktım ama bulamadım. AKP ve onun ortağı MHP bizim hayallerimizi yıktı.

Ben Z kuşağının bu saltana artık bir son vereceğini düşünüyorum. Benim yaş grubumda çoğu kişi hükümete tepkili. Mesela bir arkadaşımın ailesi AKP’liydi, kendisi de bir dönem AKP’liydi ki şimdi “Önceden AKP’li olduğum için utanıyorum” diyor. Seçimlerde bir değişim olsa da ülkenin düzelmesi 20 yılı alır. Ben 40’lı yaşlara gelmiş olurum, o nedenle geleceğe dair umutlarım söndü.

'HERKESİN DÜŞÜNDÜĞÜ VE KONUŞTUĞU TEK ŞEY EKONOMİ'
18 yaşında / Çanakkale

Liseyi bitirdim, üniversite sınavına hazırlanıyorum. Üniversitede beslenme ve diyatetik bölümü okumak istiyorum. Evde dört kişi yaşıyoruz, evimiz kira. Bir bakkal dükkanımız var, evin bütün gelirini dükkan karşılıyor. Ara sıra dükkanda çalışıyorum. Bundan bir hafta öncesine kadar her gün fiyat etiketi değiştiriyorduk.

Türkiye’deki ekonomik durum nedeniyle, sadece kendi adıma konuşmayacağım, bir çoğumuzun gelecekten ümidi yok. Eskiden okuyup meslek sahibi olduğumuzda bir şeylere sahip olabileceğimizi görebiliyorduk. Ancak şimdi üniversite okusam da hatta başka bir iş yapsam da ev ya da araba sahibi olabileceğimi hatta normal refah düzeyinde yaşayabileceğimi zannetmiyorum. Bu zaten strese sokuyor. Bir diğer stres konusu da kitap fiyatları... Sınava hazırlanıyorum ama bilgiye erişebileceğimiz kitaplar çok pahalı. Normalde 40 lira olan kitap 60-70 liraya çıktı, alamıyoruz.

Toplumumuzu yöneten kişiler bu denli başarısız olmasaydı, bir bu durumda olmazdık. Benim çoğu arkadaşım da böyle düşünüyor. Ben gençlere yönelik bir blog sayfası yönetiyorum. Haliyle çok kişi ile iletişim halindeyim. Herkesin düşündüğü ve konuştuğu tek şey, ekonomi. Bazen sorular ve yorumlar geliyor: “Nasıl hissediyorsun, böyle bir toplumun içindeyiz  ve ben yaşamak istemiyorum” gibi çok depresif şeyler geliyor.

Önümüzdeki seçimlerde kime oy vermeyeceğimi iyi biliyorum. Kalan kısmını düşünerek ve araştırarak değerlendireceğim. Olası bir hükümet değişiminde gençlere daha fazla yer verilirse daha iyi olacağını düşünüyorum.