Yordam Kitap 'gençlerle' baş başa! 

Yordam Kitap, 'Gençlerle Baş Başa' serisi ile okur karşısında... Dizinin editörleri Yeşim Dinçer ve Elif Aksu Kaya ile bir araya geldik ve çalışmaları biçimlerini, neyi hedeflediklerini ve yöntemlerini konuştuk.

Abone ol

DUVAR - Yordam Kitap, “Gençlerle Baş Başa” ismini taşıyan yeni kitap dizisiyle dünya genelinde meydana gelen sorunları, insanlığın gelecek tahayyüllerini genç insanlara hitap edecek şekilde okura ulaştırmayı amaç ediniyor. Jean Ziegler’den Kapitalizm, Fikret Başkaya’dan İklim Krizi ve Ekolojik Yıkım, Erkin Özalp’ten Yapay Zeka ve Metin Çulhaoğlu’ndan Sosyalizm ismini taşıyan kitapları yayımlayan yayınevi, önümüzdeki günlerde bahse konu olan diziye devam etmeyi hedefliyor.

Dizinin editörleri Yeşim Dinçer ve Elif Aksu Kaya ile bir araya geldik ve çalışmaları biçimlerini, neyi hedeflediklerini ve yöntemlerini konuştuk.

Gençlerle Baş Başa, Sosyalizm, Metin Çulhaoğlu, 144 syf., Yordam Kitap, 2020.

Sol, meydanda ya da yazın hayatında gençlere hitap etmenin, yeni söylem biçimleri aramanın yolunu geçmişte olduğu gibi bugün de arıyor. Gençlerle Baş Başa serisi, enteresan bir fikirden oluşuyor. Yazarların, bir konsept belirleyip, sanki karşılarında “genç” biri varmış gibi onunla yaptığı söyleşilerden meydana geliyor. Nasıl çıktı bu fikir, biraz bahseder misiniz?

E. A. K.: Yordam Kitap’ta gençler ve çocuklar için neler yapabiliriz, çocuk ve gençlik yayıncılığı alanlarında Yordam’ın yayın çizgisine, dünyaya bakışına uygun ne gibi üretimler ortaya koyabiliriz diye yaptığımız sohbetlerde ortaya çıktı bu dizinin fikri. Gerek Türkiye’de gerek yurtdışında gençleri bir kavram etrafında düşündürmeyi amaçlayan felsefe kitaplarını, soru-cevap dizilerini inceledik. Nitekim böyle bir diziyi uzun süredir devam ettiren Seuil Yayınları’nın (Fransa) bir kitabını, Jean Ziegler’in kaleme aldığı kapitalizm konulu kitabı da çevirerek kendi dizimize kattık. Ancak başından beri Gençlerle Baş Başa dizisinin çeviri ağırlıklı olmaması, bizim yazarlarımızla, bizim sorularımızla, bizim ülkemizin sorunlarına da değinen özgün bir üretim olması konusunda hemfikirdik.

Y. D.: Yordam Kitap olarak gençlere ve yeni başlayanlara yönelik teorik-politik yapıtlara her zaman özel bir önem verdik zaten. Sosyalist Cep Kitapları dizisi ile Çizgilerle dizisinden çıkan kitaplar bu çabamızın ürünleriydi. Gençlere daha güzel bir gelecek bırakmak ve bu yolda onları daha donanımlı kılmak gibi bir borcumuz var. Gençlerle Baş Başa dizisini de bu anlayışla başlattık. Jean Ziegler imzalı Gençlerle Baş Başa: Kapitalizm, Metin Çulhaoğlu’ndan Gençlerle Baş Başa: Sosyalizm, Fikret Başkaya’dan Gençlerle Baş Başa: İklim Krizi ve Ekolojik Yıkım, Erkin Özalp’ten Gençlerle Baş Başa: Yapay Zekâ okurlara ulaştırdığımız ilk kitaplar oldu.

Konuları ve yazarları neye göre belirlediniz? Aklınızda isimler mi oluştu önce, yoksa konular mı?

Y. D.: Dizide yer almasında yarar gördüğümüz kavram ve olguları belirledik öncelikle. Bunu yaparken elbette gençlerin ilgi alanlarını da gözettik. Kitapların genel çerçevesini ise yazarlarımızla görüşerek olgunlaştırdık. Öneri götürdüğümüz yazarlardan her biri kendi konusunda söz sahibi olduğundan çok da zorlanmadık açıkçası...

'AKLA İLK GELEN Z KUŞAĞI OLUYOR 

Hemen bütün toplumlarda kuşaklar arası problemler yaşanır. İlgi duyulan konular değişiklik gösterir ve farklı meraklar ortaya çıkar. Bu bağlamda, serinin göze çarpan kitapların biri de Erkin Özalp’ın kaleme aldığı Yapay Zekâ… Bu çalışma özellikle Z Kuşağı’nın ilgisine yönelik gibi duruyor. Önceki dönemlere nazaran bu mefhuma dair ilginin arttığı ortada… Bu durumu nasıl yorumluyorsunuz?

Y. D.: Yapay zekâ, robotlar ya da dijitalleşme dendiğinde, akla ilk gelen Z kuşağı oluyor. 2000’li yıllarda dünyaya gelen bu gençler neredeyse teknolojinin kucağında büyüdüler; hem konuya duydukları ilgi hem de adaptasyon yetenekleri hayret verici. Bununla birlikte, Kitap Fuarı gibi yüz yüze etkinliklerde şöyle bir gözlemimiz oldu: Teknolojideki gelişmeler aslında her yaştan insanın ilgisini çekiyor. Özellikle Marksistler, emek gücü üzerinde ne gibi etkileri olacağını, işçi sınıfının bileşimini nasıl değiştireceğini merak ediyor ve tartışmak istiyorlar. Erkin Özalp’in kaleme aldığı Yapay Zekâ’nın bu ihtiyaçlara da cevap vereceğine, her yaştan okurun ilgi alanına gireceğine inanıyoruz.

Bu serinin dikkati çeken bir diğer yanı da; dili… Özellikle belirli bir yaş aralığına hitap ettiği için dil sade, yalın ve okuması keyifli… Çalışmaların üslubuna ve diline nasıl karar verdiniz? 

Y. D.: Bunu sizden duymak çok sevindirici... Gençlerle Baş Başa dizisindeki kitaplar söyleşi formatında, soruların soruları doğurduğu diyaloglar şeklinde kurgulandı. Tam da dediğiniz gibi, yalın bir dille yazılsın, akıcı ve anlaşılır olsun, keyifle okunsun istedik. Ele aldıkları konular ne denli karmaşık olursa olsun, yazarlarımız didaktik bir üsluptan uzak durdular. Kalem ustalıkları için onlara ne kadar teşekkür etsek az. Sadelikle yazabilmek için hem çok bilgili olmak hem de sağlam bir dünya görüşü gerekiyor tabii...

E. A. K.: Yeşim’in dediklerine ek olarak, ben bu kitapların kişisel sohbet havasında yazılmasını da çok önemsiyorum. Bu diziyi, nesnel bilgileri yalın bir dille aktaran değerli kaynaklar olan 50 Soruda, 100 Soruda gibi dizilerden ayıran bir nokta bu. Örneğin yazarlarımız, “ben de eskiden böyle düşünüyordum, ama sonra şunu fark ettim” gibi ya da “filanca olay karşısında çok etkilendim ve şunu düşünmeye başladım” gibi kişisel düşünce serüvenlerine dair deneyimlerini de paylaşıyorlar bu dizide. Bugün alanlarının önemli isimleri haline gelmiş bu kişiler bugünkü düşünceleriyle doğmadılar, birtakım arayışlardan, etkilerden, yanılgılardan geçerek bugün oldukları yere vardılar. Gençlik gibi insanın önündeki uzun yaşamla ne yapacağını düşündüğü, bir yaşama “yordamı” aradığı bir dönemde, kuşaklar arası deneyim aktarımı da önemli diye düşünüyorum.

Gençlerle Baş Başa, Yapay Zeka, Erkin Özalp, 128 syf., Yordam Kitap, 2020.

Her kitap, çalışmaya kaleme alınan yazarların, kavramları yeniden tanımladığı, kendilerine sorular sorarak yüzleşmeye çalıştığı ve yeni söylemler ürettiği birer metin aynı zamanda. Siz, bu çalışmaları hazırlarken kendinize dair neyi keşfettiniz?

E. A. K.: Kendime dair büyük keşifler olmasa da, bu diziyle ilgili iki nokta beni çok besledi ve mutlu etti. Birincisi, bir başlık üzerinde çalışırken kendi çapımda küçük saha araştırmaları yaptım. Tanıdığım ya da karşılaştığım 16-20 yaş arası gençlerle konuştum. Benim düşünce dünyamda önemli olan bir noktanın onlar için önemli olmadığını, hatta bazen bilinmediğini, onların önem verdiği bir noktanın benim dikkatimi çekmemiş olmasını, kısacası hem bilginin hem de dilin nasıl değiştiğini görmek bana birçok şey düşündürdü. İkinci konu da, kolektif üretimin zenginleştiriciliği ile ilgiliydi. Her kitapta, her yeni yazarın katkısıyla, bizim en başta diziyi tasarlarken düşünmediğimiz yeni yollar keşfedildi ve sonuç daha iyi oldu. Kolektif yaratıcılığın bireyi aşması bilmediğim bir şey değil, ama ne zaman ne şekilde içinde olsam, bana kendimi iyi hissettiren bir şey.

Malum korona virüsü salgınını, bunun yarattığı ekonomik sarsıntıyla kapitalizm üzerine ciddi tartışmaların yaşandığı, Siyahların başkaldırısıyla ABD’nin sarsıldığı şu günlerde, dünyanın içinde bulunduğu ciddi sorunları tartışan bu seri gençlere en çok ne söylüyor?

E. A. K.: Dizimizdeki kitaplarla saydığınız bu güncel sorunlar arasında birebir bağlantılar da kurulabilir. Örneğin Fikret Başkaya’nın yazdığı İklim Krizi ve Ekolojik Yıkım kitabını okuyan bir genç, salgının nedeni olan ekolojik felaketler ve gıda endüstrisinin işleyişi hakkında; Jean Ziegler’in yazdığı Kapitalizm kitabını okuyan, kapitalizmin yarattığı yıkım hakkında; Metin Çulhaoğlu’nun yazdığı Sosyalizm’i okuyan, kapitalist üretim biçiminin bir alternatifi olup olamayacağı hakkında; şu an yayına hazırlanmakta olan Cem Eroğul’un İnsan Olmak başlıklı kitabının köle ticareti ve insan hakları kavramı bölümlerini okuyan, siyahların bugünkü başkaldırısı hakkında çok şey öğrenebilir. Bu doğrudan bağlantıların ötesinde ise, bu dizinin kitapları gençlere görünürdeki sorunların yapısal ve tarihsel nedenlerini anlatıyor, ayrıca bu sorunlar karşısında yalnız ve çaresiz olmadığımızı, insanın süregiden özgürlük ve eşitlik mücadelesinin bir parçası olduğumuzu hissettiriyor diyebiliriz.

Şu ana kadar yayımlanmış dört kitap var. Yakın zamanda başka kitaplar eklenecek mi?

Y. D.: Elbette, yeni kitaplarımız da olacak. Biraz önce Elif’in belirttiği gibi, Cem Eroğul’un İnsan Olmak başlıklı çalışması henüz tamamlandı, yayına hazırlanıyor. Bu kitapta, insanın insan olma süreci, birey, toplum, kültür, insanın hak ve özgürlükleri gibi birçok başlığa değiniliyor. Onun dışında, Yıldız Silier felsefe konulu, Gökhan Atılgan siyaset konulu birer kitap hazırlıyorlar dizimiz için. Ayrıca çalışmalarını sürdürdüğümüz başka başlıklar da var. Gençlerle Baş Başa’nın ilk aşamada on kitaptan oluşacak bir dizi olmasını planlıyoruz.