Yoldaş Aydın: Suruç katliamından sonra büyük bir aile olduk

Suruç Aileleri İnisiyatifi ve Ankara 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği, Taksim’de düzenledikleri panelle saldırılarda hayatlarını kaybedenlerin yakınlarını bir araya getirdi. Suruç’taki saldırıda hayatını kaybeden Çağdaş Aydın’ın kardeşi Yoldaş Aydın, konuşmasında “Suruç katliamından sonra daha büyük bir aile olduk” dedi.

Abone ol

DUVAR - 2013- 2017 yılları arasında Türkiye’de IŞİD saldırıları sonucunda yüzlerce insan öldü, yüzlerce insan yaralandı. Bugün hayatta kalanların bazılarının tedavisi kaybettikleri uzuvları nedeniyle hâlâ sürüyor. Çoğu bombalı saldırının yargı süreci devam ediyor. İhmalin olduğu bilinen katliamların hiçbirinde bir devlet yetkilisi yargılanmadı.

Bombalı saldırıların kronolojisi şöyle:

-11 Mayıs 2013’te Reyhanlı, Hatay'da düzenlenen iki ayrı bombalı saldırıda 52 kişi öldü. 146 kişi yaralandı.

-5 Haziran 2015’te, HDP’nin düzenlediği seçim mitingine düzenlenen bombalı saldırıda 5 kişi öldü. 400’ün üzerinde kişi yaralandı.

-20 Temmuz 2015, Urfa- Suruç saldırısında 34 kişi öldü, 100'den fazla kişi yaralandı.

-10 Ekim 2015'te Ankara katliamında 109 kişi öldü, 500’den fazla kişi yaralandı.

-12 Ocak 2016’da İstanbul Sultanahmet saldırısında 12 kişi öldü. 13 kişi yaralandı.

-19 Mart 2016 İstiklal Caddesi'nde canlı bomba saldırısında 5 kişi öldü, 19 kişi yaralandı.

-28 Haziran 2016, Atatürk Havalimanı saldırısında 45 kişi öldü. 236 kişi yaralandı.

-20 Ağustos 2016, Gaziantep’te bir sokak düğünü sırasında düzenlenen bombalı saldırıda 59 kişi hayatını kaybetti, 90'ın üzerinde kişi yaralandı.

-1 Ocak 2017, İstanbul’daki Reina saldırısında 39 kişi öldü. 70 kişi yaralandı.

Tam bir sayı olmasa da 359 insan öldü. 1733 insan yaralandı.

‘SURUÇ KATLİAMINDAN SONRA DAHA BÜYÜK BİR AİLE OLDUK' 

Suruç Aileleri İnisiyatifi, Ankara 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği’nin Taksim’de düzenlediği panelde saldırılarda hayatını kaybeden insanların yakınları bir araya getirildi. Salonda herkes birbirini tanıyor. Hatta özlemle kucaklaşan insanların orada niçin bulunduğunu bilmeseniz düğün yerinde gibisiniz... Oysa mezar başında tanışan insanlar bu insanlar. Patlamadaki görüntüler gösterilirken salonun dışından çocuk sesleri geliyor. Kaybedilenlerin yeğenleri, çocukları, kardeşleri. Anlatması gerçekten zor. Çocuk sesleri eşliğinde onlarca isim geçiyor barkovizyondan.

Suruç’taki bombalı saldırıda hayatını kaybeden Çağdaş Aydın’ın kardeşi Yoldaş Aydın, “Suruç katliamından sonra daha büyük bir aile olduk” diyerek etkinliği başlatıyor. Evet, gerçekten içeride kalabalık bir aile var. Bakarken içiniz titriyor.

'AMBULANSLARI ENGELLEDİLER'

Suruç’taki bombalı saldırıda öldürülen Çağdaş Aydın’ın babası Fethi Aydın, yolda durdurulduklarını, didik didik arandıklarını anlatıyor. Patlamanın olduğu yere gitmeden herkesin kimlik fotokopileri alınmış. Uzunca bir süre bekletilmişler. “33 tane canımız şehit oldu” diyor. “Yüzlerce de yaralı bıraktık. Devletin güvencesi altında gittiğimiz etkinlikte bunla karşılaştık. Bırakın tedavi etmeyi ambulansları engellediler. Gazlarla, sularla müdahale ettiler. Mahkemeye gittiğimizde kalkanlarla karşılaşıyoruz. Acılı aileler çiçeklerle karşılanır ama copla karşılanıyoruz. Mahkeme bitimlerinde basın açıklamalarına izin verilmiyor ama yine de çocuklarımızın idealleri, fikirleri için vazgeçmeyeceğiz”

‘BUGÜNE KADAR GÖRÜNTÜLERİ GÖSTERMEDİK AMA HERKES BİLMEK ZORUNDA'

10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği’nden Mehtap Sakinci, salonda duyulan çocuk seslerini kast ederek “Bu çocukların kimisi babasını kaybetti ama şimdi daha büyük aileleri var” diyor. “Hayatta kalmanın zorluğunu bilerek yaşamaya devam ediyoruz. Bugüne kadar imtina ettik, bazı görüntüleri göstermedik ama herkes bilmek zorunda” ifadelerini kullanıyor.

‘BU KONU ÜZERİNDE İLK DEFA KONUŞUYORUM' 

Sultanahmet saldırısı sırasında turist rehberliği yapan, bombacıyı fark edip görece daha az kişinin zarar görmesini sağlayan Sibel Şatıroğlu ağlayarak, konuşmakta zorlanarak anlatmaya çalışıyor:

“Bu konu üzerinde ilk defa konuşuyorum. 3 senedir kendimi kapadım. Tek kişiyim bu konuda konuşabilecek. Diğerleri memleketlerine, Almanya’ya döndüler. Grubumda 12 kişiyi kaybettim. Karşıya baktığımda hepsinin yüzünü görüyorum. Kusura bakmayın bu halim için.”

'DOKTORLAR HATIRLAMAMI İSTEMİYOR'

Konuşması bir süre kesiliyor, salon alkışlayarak karşılık veriyor. “Uyarmışım ama bende kayıp bir süreç var. Doktorlar hatırlamamı istemiyor. Bombacı IŞİD formülünde değildi. Tertemiz giyimli, son derece Avrupai görünümlü biriydi. Bir anda göründü. İlk pimde patlatamadı. İlk pimin sesini duydum. Pim çekme hareketini gördüm. O sırada bağırmışım, ‘kaçın’ diye. Ben iyi değilim. Çalışıyorum, rehberlik yapmaya devam ediyorum tabii ki de. Ben gönüllü destek veriyorum diye bugün buraya geldim. Anlatacağımı bilmiyordum. Şu halim için çok çok özür diliyorum.”

‘5 HAZİRAN'LA BİTMEDİ, SON 4 YILDIR KABUS GİBİ GÜNLER YAŞIYORUZ' 

Diyarbakır’daki patlamada ayaklarını kaybeden Lisa Çalan, açlık grevinde olan Leyla Güven’e selam göndererek başladı konuşmasına:

“Bugüne kadar tek bir görüntüye bakamamıştım. Cesaretim yoktu. İlk defa burada baktım. Sesim titriyor, yüreğim yanıyor. Yaklaşık 4 yıl geçti, bir türlü yan yana gelemedik. Ben Amed adına buradayım. Amed saldırısı çok fazla gündem olamadı. Çoğu yaralıları bilmiyoruz. Kürdistan’da sadece bu katliam yaşanmadı. Cizre, Nusaybin ve bir çok yerde taş taş üstüne bırakılmadı. Kürtler adalete olan inancını kaybetti. 5 Haziran saldırısının her mahkemesine bir avuçla insanla çıkıyoruz. Vazgeçmeyeceğiz elbet. Adalet olan inancın geri gelmesini sağlamak sizlerin aracılığıyla mümkün olabilir. Son 4 yıldır kabus gibi günler geçiriyoruz. Hâlâ uyuyamıyoruz. Bizler halen acılarımızla yüzleşemedik. Benim için burada olmak önemli. Hâlâ boğazım düğüm düğüm.”