YÖK Personel Daire Başkanı Recep Sarıipek'ten kamu üniversitelerine ‘aile boyu’ personel alımı

YÖK Personel Daire Başkanı Recep Sarıipek'in, oğlunun, gelininin, kardeşinin, yeğenlerinin ve yeğenlerinin eşlerinin kamu üniversitelerinde işe alınmalarına aracılık ettiği öne sürüldü.

Abone ol

DUVAR - Son yıllarda yakınlarına aracılık ederek çeşitli üniversitelerde kadro açan veya işe alımlarda yardım eden çok sayıda rektör ve rektör yardımcıları gündeme geldi. Akademi dünyasında tepki çeken işe alımların odağında bu kez YÖK Personel Daire Başkanı Recep Sarıipek var.

SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ

Yükseköğretim Kurumu (YÖK) Personel Daire Başkanı Recep Sarıipek’in yakınlarını çeşitli kamu üniversitelerinde işe sokmak için aracılık ettiği iddia edildi. Buna göre Recep Sarıipek’in kardeşi Şeref Sarıipek, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Genel Sekreter Yardımcısı olurken, Şeref Sarıipek’in oğlu Oğuzhan Sarıipek ise Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde bilgisayar uzmanı memuru olarak işe alındı.

Soldan Sağa: Şeref Sarıipek, Servet Sarıipek, Recep Sarıipek, Murat Sarıipek, Oğuzhan Sarıipek

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

Recep Sarıipek’in ağabeyi Servet Sarıipek’in iki oğlu var. Murat Sarıipek ve Tuncay Sarıipek… Tuncay Sarıipek, Selçuk Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim Görevlisi olarak işe alınırken, eşi Fatma Sarıipek ise Konya Teknik Üniversitesi’nde Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Kimya Bilimleri bölümünde öğretim üyesi olarak görevlendirildi.

GİRESUN ÜNİVERSİTESİ

Murat Sarıipek Giresun Üniversitesi Turizm Fakültesi Sekreteri, Murat Sarıipek’in eşi Emel Sarıipek de Giresun Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Sekreteri olarak işe alındı.

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ VE GAZİ ÜNİVERSİTESİ

YÖK Personel Daire Başkanı Recep Sarıipek’in oğlu Mustafa Alper Sarıipek ise Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri’ne başlarken, gelini Merve Sarıipek de Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı’nda Araştırma Görevlisi olarak çalışıyor. 

RECEP SARIİPEK: VEREMEYECEĞİM HESABIM YOK

İddiaları YÖK Personel Daire Başkanı Recep Sarıipek’e sorduk. Söz konusu işe alımlarla ilgili herhangi bir dahli olmadığını ifade eden Sarıipek, oğlunun ve gelininin danışman hocalarını kendisinin tanımadığını söyledi.

Sağ ve sol görüşten tanıdıkları olduğunu, kimseyle bir sorun yaşamadığını belirten Sarıipek, “31 yıldır da YÖK Personel Daire Başkanlığı görevini yürütüyorum. Benim veremeyeceğim bir hesabım yok. Alımlara ben değil kurul karar veriyor. Oğlum ve gelinim üniversitede tanıştı. İkisi de Merkezi Yerleştirme Sistemi aracılığıyla yerleşti. Yeğenlerim de öyle... Yeğenlerimin olduğu üniversitelerin rektörleri bile onların benim akrabam olduklarını bilmez” ifadelerini kullandı.

‘BIRAKSALAR EMEKLİ OLURUM’

“Siyasetçi değilim” diyen Sarıipek, “Bıraksalar yarın emekli olurum. Yoruldum. Eski olduğum için bırakmıyorlar. Dayanamıyorum. Böyle bir insan olsaydım önce eşimi akademiye aldırırdım. Eşim evde işsiz” dedi.

‘MERKEZİ BİR DÜZEYE SIÇRADI, VAHİM BİR AŞAMA’

Eğitim Sen Genel Başkanı Prof. Dr. Nejla Kurul, “Üniversitelerde, pek çok kamu kurumunda akrabacılık, siyasal kayırmacılık, yandaşlık her gün daha da yaygınlaşıyor ve derinleşiyor. YÖK Personel Dairesi Başkanı Recep Sarıipek’in akrabalarının çeşitli üniversitelerde işe alınıyor olması iddiaları konunun ne kadar merkezi bir düzeye sıçradığını, daha vahim bir aşamaya geldiğini ortaya koyuyor. Bu konuda YÖK derhal bir açıklama yapmalı ve bu iddialar hakkında soruşturma başlatmalıdır” ifadelerini kullandı.

Nejla Kurul

‘KAMUSAL ALANIN ÇÜRÜMESİ…’

“Üniversiteler müşterek kolektif alanlarımızdır” diyen Kurul, sözlerini şöyle sonlandırdı: “İşsizliğin çok ciddi bir biçimde yükseldiği bu koşullarda işe alma ve atamaların liyakat temelli yapılmıyor olması kamu vicdanını derinden sarsmaktadır. Kamusal alanın çürümesi, üniversite eğitiminin niteliğinin düşmesi, üniversite araştırmalarının sığlaşması, her yurttaşın kamu hizmetlerinden etkili bir biçimde yararlanamaması anlamına gelmektedir. Kamu hizmetleri bizim bütçe hakkı bağlamında vergilerimizle finanse edilmektedir. Özgür bilim dünyası olması gereken üniversitelerimiz hiçbir kimsenin akrabalarının istihdam edileceği yerler olmamalıdır. Liyakat dışı her işe alım ve yükseltme vergilerimizin boşa harcanması anlamına gelmektedir. Üniversite bileşenlerine çağrımız bu yozlaşmanın karşısında demokratik, özerk ve insan haklarına saygılı bir üniversitenin inşasında etkin bir rol almalarıdır.”