Yeşilçam'daki ev içi emek 'gif' oldu

Araştırmacı Kiraz Akın incelediği Yeşilçam filmlerinde ev içi emeği yansıtan sahneleri 'gif'lere dönüştürdü. 'Sonsuz Ev İşi' adı altında topladığı çalışmasıyla ilgili yazılar kaleme alan Akın'ın amaçlarından biri de ev işlerini görünür hale getirmek.

Abone ol

ANKARA - ABD'de yaşayan araştırmacı Kiraz Akın ev işi deneyimlerine ilişkin bir kitap hazırladığı sırada Yeşilçam sinemasını derinlemesine incelemeye başladı. Filmlerde çoğunlukla kadınların üstlendiği ev işlerini irdeleyen Akın, ilgisini çeken sahneleri birbirini tekrar eden görüntü olan 'gif'lere (Graphics Interchange Format) dönüştürdü.

'Kısır döngü'yü temsil eden gif'leri, 'Sonsuz Ev İşi' adı altında toplayıp yazılar kaleme alan Akın, kadınlara yüklenen ev içi emeği bu sayede görünür kılmayı amaçlıyor.

'EV İŞİ YAPAN KADINLAR BİR ANLIĞINA GÖRÜNÜP KAYBOLUYORLARDI'

İlk olarak, 'Bir Şoförün Gizli Defteri' filminde patates soyan annenin görüntüsünü gif’e dönüştüren ve buna 'Sonsuz Patates' adını veren Akın, 5 Harfliler'de ve kendi web sayfasında dönüştürdüğü karelere dair yazılar kaleme alıyor.

Filmlerdeki ev içi emeği yansıtan kareleri çamaşır, ütü, cam gibi ayrı ayrı başlıklar altında gif’lere dönüştüren Akın, çalışmasına ilişkin sorularımızı yanıtladı.

Yeşilçam filmlerindeki ev işlerini yansıtan görüntüleri gif’e dönüştürme fikri nasıl ortaya çıktı?

Başka bir iş yapıyordum aslında. Film taraması yapmam gerekiyordu bu iş için. Bu tarama sırasında fark ettim, filmlerde ev işi yapan kadınlar bir anlığına görünüp kayboluyorlardı. Gif için çok uygundu bu anlık görüntüler. Pirinç ayıklayan, ütü yapan, çamaşır katlayan, cam silen, pencereden örtüleri silkeleyen kadınlar hemen her filmde karşımıza çıkıyordu. Sonu gelmek bilmeyen temizlik işleriyle, kendi içinde sürekli tekrara dayanan gif formatı çok güzel örtüştü. Sonsuz Patates adı, 1958 tarihli Bir Şoförün Gizli Defteri filminde bir sahneden geliyor. Anne karakteri, mutfakta patates soyuyordu, ilk o an fark ettim. O anne film boyunca mutfaktan hiç çıkamıyordu zaten. Katettiği tek mesafe, mutfak ile salondaki masa arasındaydı. O patates soyma işi hiç bitmeyecek, o sofrayı hep aynı kadın hazırlayacak.

Akın’ın ilk çalışması Bir Şoförün Gizli Defteri filmindeki bu sahne oldu. Akın gif'e dönüştürdüğü bu sahneye ‘Sonsuz Patates’ adını verdi.

'NE YAPALIM DA EV İŞLERİNİ GÖRÜNÜR KILALIM?'

Filmlerde çoğunlukla kadınların üstlendiği ev işlerini gif’lere dönüştürerek tam olarak neyi amaçladınız?

En başta “Ne yapalım da ev işlerini görünür kılalım?” sorusu vardı ortada. Ev işi yapan kadınlar arka planda dolgu malzemesi olarak kullanılıyordu. Her şeyin yolunda gittiğine dair işaretler olarak muhtelif sahnelere yerleştiriliyorlardı. Görünür kılmakla başlamak istedim, sonrasına bakacaktım. Nitekim, insanlar gif’lere bakıp bir şeyler anlatmaya, paylaşmaya başladılar. Konuşuldukça hikâyeler çıktı ortaya. Seyrettiğim film sayısı arttıkça da ev işi yapan kadınların temsilinde bir tür çeşitlenme olduğunun farkına vardım.

Filmlerde de gerçek hayatta olduğu gibi ev işleriyle çoğunlukla kadınlar ilgileniyor maalesef. Gif’lerde de bunun yansımalarını görüyoruz ve tamamına yakınında kadınlar yer alıyor.

Çalışmanız erkeklerin ev işlerinden uzaklığını da ortaya koymuşa benziyor.

Erkekler de var tabii filmlerde ev işi yapan fakat garip bir araç olarak kullanılıyor onların ev işi yapması. Örneğin Tarık Akan bir filmde dağlar gibi yığılmış bulaşıklarını yıkarken bir kadın beliriyor mutfağın kapısında. Akan’a bakıp gülümsüyor ve “Çekil de ben yapayım” diyor. Yani bir anlamda her şey 'normal'e, 'aslı'na dönmüş oluyor. Ben araştırmamı yaparken özel olarak ev işi yapan erkeklerin peşinde koşmadım aslında. Karşıma çıktığında bu sahneler biraz kurcalıyorum, hangi amaçla kullanılmış olabilirler? Bir filmde, buharlı ütünün de olmadığı zamanlarda, ütü yapan evin babası, bardaktan suyu ağzına alıp çamaşırın üzerine tükürüyordu. Kabul edilemez! Başka filmlerde kadınlar elleriyle suyu çamaşır üzerine serperler. Biraz bunlar erkeklerin bu işlere uzaklığına işaret herhalde, nihayetinde bir kadın gelecek ve kontrolü ele alacak.

'SEVERSEN GÖMLEĞİNİ DE ÜTÜLERSİN'

İncelediğiniz filmlerde belli duygu durumlarının belli ev işlerine denk düştüğüne ilişkin bir şey gördünüz mü?

Bir örnek vereyim, kestirme olsun. Lütfi Akad’ın çok bilinen, sevilen filmi Vesikalı Yarim’den... Türkan Şoray’ın oynadığı Sabiha karakterinin, Halil’e aşık olduğunu anladığında yaptığı ilk iş onun gömleğini yıkayıp ütülemek olur. Bu çok güzel bir sahnedir. Pavyondan arkadaşı Müjgan’ın dediklerine kulaklarını tıkar Sabiha ütü yaparken. Elinde beyaz bir gömlek ütü masasında neşeyle, sevgiyle gömleği ütüler. Bir kadının aşık olduğu an, bir adamın temizliğinin sorumluluğunu da aldığı an oluyor. Aşk biraz böyle, seversen gömleğini de ütülersin, kendiliğinden yani. Düşünmezsin bile!

Kadınların yoğunlaştığı ev işi meselesine dair kategoriler oluşturdunuz mu?

Çamaşır yıkayan kadınlar en çok görünenler filmlerde. Bunun bir nedeni de çamaşırcılığın bir meslek olması aslında. Bu yolla para kazanan çok kadın karakter var sinemamızda. Çamaşır yıkandığında da ortada kazanlar, ateşler, buharlar olacak. Belki bir tür görüntü zenginliği de sağlıyordu yönetmenler için çamaşır işi. Ütü yapmak sıkıcı görünüyor aslında, bir masa başında durup kolunu sağa sola oynatmaktan ibaret. Oysa çamaşır ipleri, iplere asılan temiz çamaşırlar, arkadan geçen kedi, ipleri deviren çocuklar, yere düşüp kirlenen çamaşırlar, asma işini bitirip yanı başında oynayan oğluna topu atan anne... Yazdığımız zaman bile ne kadar canlı, kıpır kıpır sahneler bunlar.

'KADINLARIN İLGİSİNİ ÇEKMEK İŞİN BİR YÖNÜ'

Ev işleriyle ilgili kısır döngüyü yansıtan bu çalışmadan sonra ne tür geri dönüşler aldınız?

Ben gif’leri bir kenarda, kendi sitemde, bazen de arkadaşlarımla paylaşıyordum. Yeterince biriktiğinde 5Harfliler’de yayınladım. Kadınlar hemen sevdi, anladı işin ne olduğunu. Fakat burada bir engel var aşmak gereken. Görünür kılmak için ev işleri yapan kadınlardan gif yapıp kadınların ilgisini çekmek işin bir yönü. Bu işlerin aslında ne kadar çok zaman aldığını, bazılarının ne kadar zor, hatta tehlikeli olduğunu göstermeyi de önemsiyorum. Erkeklerin bu gif’lere bakıp bir aydınlanma yaşamasını beklemek, ev işlerinin paylaşılmasıyla daha adil bir durumun sağlanacağını anlatabilmek de başka bir mesele. Kadınlar ev işi yapmadıkları zamanlarda ev işi de planlarlar ve bunu sürekli yaparlar, zihinsel bir yükle yaşarlar. O zihinsel yükü gösterecek herhangi bir araç yok tabii ortada. Şimdi biz görünenin üstüne konuşmaya başlayalım, bakalım neye evrilecek?

Ev içi emeği Yeşilçam filmlerinden çıkarıp görünür kılıyorsunuz. Bu çaba nasıl devam edecek?

Devam edeceğim. Gif’ler biriktikçe insanlar yeni fikirlerle geliyor. Bir film söz konusu oldu mesela, ben zaten kitabı yazmaya devam ediyorum.

“Kanun Namına” filminde dikiş diken karakter.

'KARŞILAŞMA ANLARINI ORTAYA ÇIKARMAK İSTİYORUM'

Gif'ler bir kitap hazırlığı sırasındaki araştırmalarınız sonucu ortaya çıktı. Çalışmanızın içeriğinden bahseder misiniz?

Ev işleri hepimizin hayatında büyük bir yer kaplıyor. Yapsak da yapmasak da işler birikiyor, artıyor, bir noktada bir müdahale gerekiyor. Zaman ayırıyoruz. Ayırdığımız zaman içinde birtakım hikâyeler birikiyor o işlerin etrafında. O işin nasıl yapılacağını öğrendiğimiz anlar var mesela, devamını getirirken kendimize ait yeni yollar keşfediyoruz, başka insanlarla paylaşıyoruz. Başka insanlarla karşılaşıyoruz bu işleri yaparken. Mesela çarşafları çekiştirdiğimiz anlar. Bunun için iki insana ihtiyaç var ve orada bir paylaşım oluyor. Elektrik süpürgesiyle etrafı süpüren bir kadının oturan bir adamın ayaklarına çarpması elbette bir tesadüf değil, orada da belirgin bir gerilim var. Ben bu anları sordum insanlara, çok çarpıcı yanıtlar aldım. Verdikleri yanıtlar herkesin zihninde duruyordu ama birisi sormadıkça kimse onların orada olduğunun farkında değildi. Ev işleriyle beraber, etraflarında biriken hikâyeler de görünmez hale geliyor biraz. Oturup anlatmak için hiçbir sebep yok ama biri sorunca anlatacak çok şey var. Ben kitapta bu karşılaşma anlarını ortaya çıkarmak istiyorum. Bir yandan da artık olmayan ev işlerini sordum, şimdilerde 60’lı, 70’li yaşlarını süren kadınlara. Bu tür bir mukayese de başka tür kapılar açtı.

Kiraz Akın’ın çalışmalarına şuradan ulaşılabilir...