Yerel seçimlerde oy kullanma kılavuzu

Hangi yerellikte CHP-İYİ Parti ittifakı var, uzlaşı olan yerelliklerde hangi parti ittifak adına aday gösteriyor, nerede iki parti de kendi adaylarıyla yarışıyor, İYİ Parti nerelerde “HDP kazanmasın” diye MHP’ye yol veriyor, kaç il ve ilçede HDP “demokrasi güçleri”ni destekliyor?

Abone ol

Tunca Özlen

Binali Yıldırım: “Mevzuatta bir Meclis Başkanının belediye başkanlığına adaylığı düşünülmemiş.”

Mehmet Özhaseki: “Ankara’da elim kırılsın dönemi bitecek.

Nihat Zeybekçi: “İzmir'e 'Mahallenin en güzel kadını' demedim, 'kızı' dedim.

İttifakın AKP kanadını heyecanlandırmayan, MHP kanadına ise özel olarak hitap etmeyen bu üç isim, Saray’a hakim olan sıkışma ve güvensizlik halini gözler önüne seriyor.

Ancak bu sıkışma hali, iktidar cephesiyle sınırlı değil.

Hangi yerellikte CHP-İYİ Parti ittifakı var, uzlaşı olan yerelliklerde hangi parti ittifak adına aday gösteriyor, nerede iki parti de kendi adaylarıyla yarışıyor, İYİ Parti nerelerde “HDP kazanmasın” diye MHP’ye yol veriyor, kaç il ve ilçede HDP “demokrasi güçleri”ni destekliyor?

Sosyalist solun toplumsal bir etkisi olan az sayıdaki yerellikte durum nedir? YSK’nın seçime girme hakkını gasp ettiği ÖDP ve EMEP, seçime girme yeterliliği olmayan diğer sosyalist partiler ne yapacak? Bağımsız sosyalist adaylar nerelerde yarışıyor?

31 Mart seçimlerinde oy kullanmak için gerçekten de bir kılavuza ihtiyacımız varmış gibi görünüyor.

MAÇ 2-1 BİTECEK AMA KİMİN LEHİNE?

Sandıkların açılmasıyla beraber gerilimin en fazla yükseleceği merkezin Ankara olacağı aşikar. 2014 seçimlerinde Mansur Yavaş’ın yüzde 1 oy farkla yarışı kaybettiği Ankara’da seçimlere hile karıştığını düşünmeyen yok. Dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın çevik kuvvet polisleriyle Yenimahalle İlçe Seçim Kurulu’nu basması, seçimin de sonucu belirlemişti. Şaibeyle gelen Gökçek ise, “kayyum”la gitti.

İttifakın CHP listesinden Ankara için yeniden aday gösterdiği Mansur Yavaş, seçimin favorisi gibi görünüyor. 2014’te kurulan CHP-MHP ittifakının MHP kanadından da oy alması beklenen, HDP’nin karşısına aday çıkarmadığı Yavaş, hiç bir ideolojik tonlama içermeyen, neo-liberal politikalarla uyumlu, “hizmet belediyeciliği”ni merkeze alan bir seçim çalışması yürütüyor. Adayın “hırsız, çirkef ve islamcı” olmaması, 24 yıl boyunca Melih Gökçek mezalimini yaşayan Ankaralılar için maalesef yeterli görülüyor.

İstanbul’da tansiyon da, beklentiler de daha düşük. “Düşük profilli” bir sağcı olan Binali Yıldırım ile “yüksel profilli” bir sağcı olan Ekrem İmamoğlu arasındaki yarış, bir tür genel seçim havasında geçecek gibi görünüyor. 2018 genel seçimlerinde ortaya çıkan tablo, 31 Mart için fikir verebilir. AKP ve MHP’nin toplamda yüzde 51, CHP, İYİ Parti ve aday göstermeyen HDP’nin toplamda yüzde 49’a yakın bir oyu bulunuyor. HDP tabanındaki boykot eğilimi de hesaba katıldığında, İstanbul’u İmamoğlu’nun kazanması sürpriz olur diyebiliriz.

.

İstanbul’da ilçe belediyesi seçimlerinde gözler Beyoğlu’nda olacak. Aklı başında olan her solcuyu sevindiren bir kararla CHP’nin Beyoğlu adayı olarak ilan edilen ÖDP Başkanlar Kurulu üyesi Alper Taş samimi ve devrimci kimliği ile tanınıyor. (1) CHP ve HDP tabanında sevilen bir isim olan Taş’ın, AKP’nin yüzde 50’ye yakın oy aldığı bir ilçede seçimi kazanabilmesi için, sağ partilere oy veren emekçileri de ikna etmesi gerekiyor. Alper Taş’ın olası zaferi, aynı zamanda “Sağı sağcılık yaparak geriletme” projesine indirilmiş büyük bir darbe olacak.

İzmir’de sandıkların açılıp oyların sayılmasını çiğdem çitleyerek izleyeceğiz. 2014’te yaklaşık yüzde 50 oy alan CHP’nin, kurulan ittifak ve HDP’nin aday çıkarmaması sayesinde yüzde 60 bandını aşması kimseyi şaşırtmaz. 2018 genel seçimlerinde CHP, İYİ Parti ve HDP’nin toplam oyu aşağı yukarı zaten bu orana tekabül ediyor. Saray’la bir olup İZBAN grevini yasaklatan Aziz Kocaoğlu’nu da böylece İzmir Marşı’yla tarihin çöplüğüne uğurlamış olacağız.

DERSİMİZ DERSİM

Gelelim ateşteki kestane Dersim’e…

AKP ve MHP’nin esamesi bile okunmayan Dersim’de sol güçler bölünmüş durumda. HDP ile birlikte Dersim Devrimci Güç Birliği’ni oluşturan EMEP, ESP ve Partizan, bölgede örgütlü sol güçlerin çoğunluğunu temsil ediyor. Dersim Demokratik Halk Dayanışması’nın SMF haricindeki bileşenlerinin Dersim’de kayda değer bir örgütlü gücü bulunmuyor. Dolayısıyla yarış, Devrimci Güç Birliği ile SMF arasında geçecek.

Devrimci Güç Birliği’nin öne çıkardığı başlık doğal olarak kayyumlar. 2014 yerel seçimlerinde, HDP’nin bölgedeki karşılığı olan Demokratik Bölgeler Partisi’nin yüzde 42 ile açık ara kazandığı belediyeye 2016 yılında kayyum atandı. Bu kadar yüksek bir oyla ve temsil gücüyle seçilmiş bir iradenin Dersim’in yönetimine yeniden talip olması son derece meşru.

Devrimci Güç Birliği’nin sırf “Maçoğlu seçilemesin diye” kurulduğunu iddia eden, “Batı’da aday çıkarmayanlar Maçoğlu seçilmesin diye Dersim’de blok olarak hareket ediyorlar” diyenlerin ise kafalarını kumdan çıkarıp ülke gündemini daha yakından takip etmeye ihtiyaçları var. HDP'nin belediye başkanı adayı çıkarmama kararı aldığı 7 büyük şehirde 2014 yerel seçimlerinde aldığı oy oranlarına hep beraber bakalım:

Ankara: 0,87 / İzmir: 3,37 / İstanbul: 4,84 / Antep: 6,22 / Adana: 7,35 / Mersin: 9,65 / Urfa: 30,54

Burada sadece Urfa'da kayda değer bir oy oranı karşımıza çıkıyor. Peki Urfa'da AKP'nin oy oranı nedir? 61,63!

HDP'nin bariz biçimde kazanamayacağı, oy oranının yüzde 10'un altında olduğu altı büyük şehirde ve rakibinin yarısı kadar oy alabildiği Urfa'da aday göstermeme kararı ile, yüzde 42,46 ile kazandığı Dersim merkeze yeniden talip olması, nasıl aynı düzlemde ele alınabilir? Açık ara seçimleri kazandığı bir ilde, bu sene aday göstermemeleri için mantıklı tek bir gerekçe var mı?

Yine deniliyor ki, "Dersim Devrimci Güç Birliği" gibi bir birliktelik neden diğer yerelliklerde kurulmadı. Çok doğru. Pek iyi, "Dersim Demokratik Halk Dayanışması" gibi bir birliktelik, Mersin’in Mut ilçesi dışında neden diğer yerelliklerde kurulmadı?

Demokratik Halk Dayanışması’nın temel vurgusu ise, Ovacık’taki başarılı halkçı belediyecilik örneğini Dersim’e ve diğer ilçelere yayma iddiası. CHP’li ve HDP’li pek çok belediyenin daha geniş imkanlarla başaramadığı bir pratiği Ovacık’ta beş sene boyunca yaşatan ve geliştiren Fatih Maçoğlu içten ve çalışkan bir belediye başkanı.

Maçoğlu’nun sol içi tartışmaların içine çekilmekten rahatsız olduğunu düşünüyorum. İttifak yaptığı örgütlere mensup kişilerin Devrimci Güç Birliği bileşenleri için pervasızca yaptıkları “kuyrukçu” benzetmesinin ucunun kendisine de dokunduğunu fark etmemiş olamaz. Zira SMF 2015 ve 2018 genel seçimlerinde HDP’yi desteklemiş, SMF temsilcisi Dilşat Canbaz Kaya HDP’den milletvekili seçilmişti. Bu durumda SMF de mi “kuyrukçu”?

Dersim’de “kayyum atanan belediyeleri geri alma” motivasyonunun, “Ovacık modelini genele yayma” motivasyonundan daha güçlü olacağını ve bunun da seçim sonuçlarına yansıyacağını düşünüyorum.

.

İSTEYİNCE OLUYORMUŞ: HOPA'DA GENİŞ TABANLI İTTİFAK

“Solun kalesi” olarak bilinirken 2014 yerel seçimlerinde 23 oy farkla AKP’ye kaptırılan Hopa’da CHP, HDP, Halkevleri ve ÖDP arasında kurulan geniş tabanlı ittifakın seçimleri açık ara kazanması bekleniyor. Binde birlik oyla AKP’nin ellerine bırakılan belediyenin yüzde onluk farkla geri alınması, Hopa’da mücadeleyi ve umudu büyütecektir.

VE SOSYALİST ADAYLAR

“Emeğin başkenti” İstanbul’da pusulada sosyalist adayları da göreceğiz. Türkiye Komünist Partisi, Türkiye Komünist Hareketi ve Emekçi Hareket Partisi seçime kendi adaylarıyla katılıyor. TKP ile 2014’te TKP’nin parçalanmasından doğmasına karşın aynı siyasi çizgide duran TKH’nin ortak bir aday çıkarmaması düşündürücü. Oysa bu iki parti Dersim’de ittifak halindeler. EHP’nin ise, CHP’nin sağcı bir aday göstermesinden ve HDP’nin yarıştan çekilmesinden doğan boşluğu değerlendirmeye çalıştığı görülüyor.

Üç sosyalist adayın alacağı toplam oyun, sosyalizmin toplumsal tabanının en geniş olduğu il olan İstanbul’da kayda değer bir oranı yakalayıp yakalayamadığını göreceğiz. Her halükarda, “Başlarım Yıldıram’a da İmamoğluna’da” diyecek radikal seçmenlerin karşısına tek bir sosyalist aday çıkarılabilirdi.

YSK’nın seçime girme hakkını gasp ettiği EMEP Kocaeli’de Reyhan Başaran'ı, EHP İstanbul’da Özge Akman’ı bağımsız aday gösterdi.

Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde TKP listesinden aday olan Ali Haydar Can Sümer de, sosyalist solun ağırlık koyamadığı yerel seçimlerde genel atmosferin dışına çıkabilen isimlerden.

TKH ise İstanbul, İzmir, Antep ve Sakarya'da dört bağımsız aday çıkarıyor.

Oy verirsiniz veya vermezsiniz ama sosyalist adaylara kulak verin. Kapınızı çaldıklarında, sokakta ellerini uzattıklarında o bildirileri alın, okuyun. 31 Mart önemli ama bunun 1 Nisan’ı da var.

(1) Alper Taş’ın Beyoğlu’ndan adaylığının açıklanması üzerine, TKP Beyoğlu’nda aday göstermeyeceğini açıkladı. Bu olgun tavır, “Aday göstermiyor oluşumuz Taş’ı desteklediğimiz anlamına gelmiyor” şeklindeki tuhaf açıklamayla gölgelendi. Gerekçe olarak ise, “CHP’nin bir adayını desteklememiz söz konusu olamaz” denildi. Oysa bu beyanat, nasıl desem, gerçeği yansıtmıyor. 2014 yerel seçimlerinde belirli yerlerde CHP adayları desteklenmiş, o dönem Ankara muhabiri olduğum soL Gazetesi'nde bu adaylarla yapılan röportajlar yayınlanmıştı. Esaslı bir devrimci olan Taş’ı desteklemek bu kadar zor olmamalıydı.