Yeni temel tat: Karbonhidrat

Karbonhidratlardan uzak durmak çoğunluk için oldukça zorlayıcı olabilir. Yeni bir araştırma bunun ardında taze ekmeğin cezbeden kokusu veya lezzetli bir makarnanın görüntüsünden farklı bir güç olduğunu ortaya koyuyor.

Abone ol

Ekmek veya patates ile olan imtihanımızı zorlaştıran şey aç gözlülüğümüzden fazlası olabilir. Araştırma sonuçları insanların nişastanın tadını alabildiğini gösterirken, nişastanın bir "temel tat" olma ihtimalinin de olduğunu işaret ediyor.

YENİ TEMEL TADIN ADI "UMUMİ"

Dil belli sayıda temel tadı algılayabiliyor ve bu belli sayı sadece 5 farklı tattan ibaret. Hatta geçen seneye kadar insanlık dilin sadece 4 temel tat olan tuzlu, tatlı, ekşi ve bitter'den (sadece acıya karşılık gelmez buruk tatları da kapsar; maden suyu, etanol gibi) ibaret olduğunu düşünüyordu. 2015 yılında Hindistan'daki Purdue Üniversitesi'nden bir ekip yeni bir temel tat olduğunu kanıtladı ve bu yeni tada Umumi adını verdi.

Etimsi tatlara karşılık gelen bu yeni temel lezzet domates ve soya sosu gibi yiyeceklerde de oldukça yoğun. Dil ve tat alma ile ilgili uzun süre yanlış öğretilen ve bilinen bir bilimsel aldanmayı da burada hatırlatalım: Dilin belli bölgelerinin acıyı belli bölgelerinin de tatlıyı, ekşiyi veya tuzluyu algıladığını belirten dil şeması bir yalan.

SEVDİĞİMİZ ŞEY NİŞASTA DEĞİL ŞEKER

Karbonhidratlarla ilgili yeni araştırmayı yürüten araştırmacı Juyun Lim (Oregon State Universitesi) dünya üzerindeki çoğu kültürün kendine ait kompleks karbonhidratlar içeren temel yiyecekleri olduğunu belirtirken bu şekilde yediğimiz besinlerin kendilerine özel tatlarını alamıyor olmamızın pek mantıklı olmadığını söylüyor. Bundan önce nişasta ve kompleks karbonhidratları sevme nedenimizin, parçalanmaya başladıktan sonra şekere dönüşmeleri olduğu düşünülüyordu yani sevdiğimiz şeyin nişasta değil de onu parçalandığı şeker olduğuna inanılıyordu.

COĞRAFYAYA GÖRE TAT ALGISI DEĞİŞİYOR

Juyun Lim, deneklere içinde farklı karbonhidratlar olan çözeltiler içirerek aldıkları tatları tarif etmelerini istiyor ve sonuç insanların kompleks bir karbonhidrat olan farklı tür nişastaların tatlarını alabildiklerini ortaya koyuyor. Yukarıdaki şeker tezini denklemden çıkarmak için deneylerin bir kısmını katılımcılara dildeki şekerli tatları alan reseptörleri etkisiz hale getiren bir madde vererek tekrarlıyor ve sonuç değişmiyor. İnsanlar hiç şeker tadı alamamalarına rağmen nişastamsı tadı belirleyebiliyorlar. Asyalı denekler tadı princimsi olarak tarif ederken, kökenleri daha batıya dayanan deneklerin makarna veya ekmek benzetmesi yaptığı kaydediliyor.

Kompleks karbonhidratların temel bir tada karşılık gelecek bir tadı olduğu henüz ispatlanmadı. Bunun için kendilerine ait hatırlanabilir bir tada sahip olmaları yanında sadece bu tadı algılamaya yarayan dil reseptörlerine sahip olmaları ve yendiği zaman olumlu bir fizyolojik etkiyi tetiklemeleri gibi şartları da yerine getirmeleri gerekiyor. Araştırmacı Juyun Lin çalışmalar derinleştikçe bu kriterlerin de ispatlanacağını düşünüyor.