Yeni cinsel eğilim: Dijiseksüellik!

Sanal gerçeklik gözlükleri ve seks robotları insanların cinsel hayatında yeni bir dönem açabilir mi? Yapay zeka ile evlenen kişiler bilim insanlarının araştırmalarına konu oluyor. Peki yapay zeka ile evlilik ne kadar mümkün?

Abone ol

DUVAR - Evliliğin temel esası, tarafların karşılıklı rızasına dayanması olarak görülüyor. Robotlar bir ‘gerçek kişi' olarak kabul edilecekse, bu durumda evlilik sözleşmesi hakkındaki rızalarını da belirtebilmeleri gerekir. Ancak bu da birçok felsefi soruya neden oluyor. Yasal kıstasların ötesinde, yapay zeka evliliğin esaslarını gereğince idrak edebilir mi?

Bilim insanları, evlilik yasalsa ve kimseye zarar vermiyorsa önünde de bir engel olmaması gerektiğini savunuyor. Emory Üniversitesi hukuk fakültesinden Mark Golfeder ve robotik bölümünde yüksek lisans yapan Joseph Reisin, 2015 yılında şu soruya yanıt arıyordu: Hangi koşullar altında bir robotla nikâh kıyılabilir? Bunun cevabı ise, robotun bir birey olarak kabul edilip edilemeyeceğine dayanıyordu.

DİJİTALLE EVLİLİK

Bilgisayara karşı oynanabilen satranç oyununu kodlamış olan İngiliz yapan zeka uzmanı David Levy; 2007 yılında yayınladığı ‘Robotlarla Aşk ve Seks' isimli kitabında, 2050 yılında robotlarla ilk evliliğin yapılabileceğini öngördü.

2012 yılında Seattle'da, Angela Marie Vogel ve bir heykel arasında bir evlilik gerçekleştirilmişti. Evlilik hükmü kısa sürede iptal edilmiş olsa da, bu alanda bir ilk yaşanmış oldu.

2016 yılında Lilly isminde bir Fransız kadın, 3D yazıcı vasıtasıyla üretilen InMoovator isimli robotuna aşık olduğunu ve onunla evlenmek istediğini açıkladı.

Bundan bir sene sonra ise Jiajia Zheng isimli Çinli bir yapay zeka uzmanı, kendi yaptığı robotla resmi olmayan bir nikah kıydı. Yapılan açıklamalara göre genç adam, kendisine uygun bir kadın bulacağından umudu kesmiş ve ailesinin baskılarından da usanmıştı. Bu sebeple robotuyla dini bir evlilik töreni düzenleyerek ailesini ve arkadaşlarını da davet etti.

'İNSANLAR EMPATİ YETENEĞİNİ KAYBEDEBİLİR'

Kâr amacı gütmeyen ‘Robotik Sorumluluk' kuruluşu, 2017 yılında Londra'daki Bilimsel Basın Merkezi'nde ‘Robotlarla Cinsel Geceleğimiz' başlıklı bir basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısına katılan uzmanlar, bilim insanları ve yazarlar; yakın gelecekte robotlarla cinsel birliktelik kurulabileceği ve bunun da insanlığı öngörülemez seviyede etkileyeceğine ikna oldu.

Basın toplantısında, seks robotu piyasasının gelişiminin toplumun yalnızlaşmasına yol açabileceğine değinildi. Ancak robot imalatçıları, bu gelişmenin tam aksine insanları yalnızlıktan kurtaracağını savunuyor.

Seks robotlarına karşı 2015 yılında yürütülen protestoda, bu tür bir otomatizm ortamı yaratmadan evvel ahlaki kaygıların göz önünde buldurulması gerektiği savunuldu. Eylemciler bu sektörü, insanlık için büyük bir tehlike olarak görüyor. Bu gelişme sonucunda toplumsal eşitsizlik, kıtlık ve şiddetin artacağı; insanların birbirleriyle empati kurma yetilernin ise köreleceği düşünülüyor.

DİJİSEKSÜELLİK

Manitoba Üniversitesi'nden Kanadalı filozof Neil Macarthur ve Nevada Üniversitesi'nden Amerikan psikolog Mark Twist, yeni gelişen bir dizi toplumsal olgu üzerine çalışıyor: Cinsel davranışlarını teknoloji ile destekleyen insanlar robotlarla birliktelik kurmayı tercih ediyor. Bu tür insanlara 'dijiseksüel' deniliyor. Bunun yanı sıra, medyada 'roboseksüel' ifadesi de kullanılmakta.

Bilim insanları, dijital cinselliği iki farklı kategoriye ayırıyor. Bunlardan ilki; insanların birbirleriyle iletişim kurmasına aracılık eden program, site, uygulama ve cihazlar. Bunlar aracılığıyla insanlar, flörtleşmek, görüntülü konuşmak ve sanal seks avatarları içeren oyunlar oynamak gibi birçok imkâna sahip oluyor. Bu kategoride teknoloji, yalnızca iki gerçek insanı birbiriyle buluşturan bir araç görevi görüyor.

Ancak ikinci kategoride durum çok daha farklı. Sanal gerçeklik gözlükleri ve seks robotları işi çok daha ileri bir boyuta taşıyabilir zira insanların cinsel gereksinimleri karşılamak için gerçek bir partnere ihtiyaçları yok. Gelişmekte olan bu sektör, gerçek insanlar arasındaki ilişkilerin pabucunu dama atmaya hazırlanıyor. Üstelik MacArthur ve Twist, bunun çok da uzak olmadığını düşünüyor.

Araştırmacılar dijital cinselliğin kaderini henüz tam manasıyla öngöremiyor. Robot partnerler yalnızca seks oyuncağı ve fetiş olarak da kalabilirler. Zira toplumun tutumu hala pek olumlu değil. Doktorlar roboseksüelliğin ne anlama geldiğine dair henüz bilinçli değil, ancak bu durum gelecek yıllarda değişebilir. (Kaynak: Sputnik)