Warhaus'un solisti Devoldere: Türkiye'deki dinleyicilerle aramda bir bağ var

Belçikalı indie rock grubu Balthazar’ın sesi ve yüzü Maarten Devoldere ile solo projesi Warhaus'u konuştuk. Devoldere, "Müziğimle Türkiye'deki dinleyiciler arasında bir bağ olduğunu hissettim" dedi.

Abone ol

DUVAR - Belçikalı alternatif müzik grubu Warhaus, Zorlu PSM'de bu yıl yedinci kez gerçekleşecek olan MIX Festival'de dinleyicilerle buluşacak. Belçikalı indie rock grubu Balthazar’ın solisti Maarten Devoldere'in 2016 yılında hayata geçirdiği projesi Warhaus, Devoldere tarafından pop müzik sınıfında konumlandırılıyor.

Belçikalı indie rock grubu Balthazar’ın sesi ve yüzü Maarten Devoldere ile solo projesi Warhaus'u konuştuk. 

Warhaus, Balthazar'dan sonra başlattığınız solo projeniz. Bu projeyle ne tür deneyimler kazandınız?

Bence bu benim için daha fazlasını keşfetmenin bir yolu. Warhaus için bir şarkı yazarken daha kişisel olmayı düşünüyorum, bu yüzden de daha derine inmeye çalışıyorum. Bu bazen çok açık, bazense bilinçaltı düzeydedir. Son albümümüz bir ayrılık albümüydü. 

Warhaus ile 60'lı ve 70'li yılların klasik şarkı yazarlarına olan aşkımı kutlamaya çalışıyorum. Farklı müzisyenlerle çalışabilirsiniz, yeni sesler deneyebilirsiniz. Bu, benim için işleri heyecanlı tutmanın bir yolu.

Aynı anda Baltazar ve Warhaus'un parçası olmak zor mu?

Hayır,, aksine bunlardan yalnızca birinin parçası olmanın zor olacağını düşünüyorum. Mesela sadece Baltazar'da olsaydım bir süre sonra projede her şeyi ifade edemeyeceğim hissine kapılabilirdim. Oysa artık farklı yaratıcı faaliyetlerle baş etmenin farklı yolları var, bu gerçekten hoş.

'SON ALBÜMDEKİ ŞARKILARI BİR OTEL ODASINDA YAZDIM'

Bize son albümün hikayesini anlatır mısınız?

Bu bir ayrılık albümü. Bunun için Palermo'ya gittim, 3 haftalığına bir otel odası kiraladım. Yanımda bir mikrofon, gitar, preamp ve dizüstü bilgisayarım vardı ve tüm şarkıları otel odasında yazdım. Bir demo kaydettim, bilgisayarımda bazı programlamalar, biraz gitar ve vokal yaptım. Orada yazdıklarımdan çok memnun kaldım.

Belçika'ya döndüğümde yapımcı Jasper'ın yanına gittim. "Albümü gerçekten kaydetmeye başlayabiliriz" dedim, çünkü bütün şarkıları yazmıştım. Demoları dinledi ve "Tamam ama ses kayıtlarını otel odasındaki haliyle vermemiz gerekiyor, belli bir havaları var, çok samimi ve dürüstler" dedi. Bu yüzden o ses kayıtlarını koruduk ve ardından diğer kayıtları düzenlemeye başladık. Böylece yaylıları, tüm grubu ve her şeyi kaydettik. Bu, otel odasının mahremiyeti ve orkestranın büyüklüğü arasında gerçekten hoş bir kontrast. Bu kombinasyonu beğendim.

Şarkılarınız melankolik melodiler içeriyor. Şarkılarınızı nasıl besteliyorsunuz? Kimlerden ilham alıyorsunuz?

Bu zor bir soru. Bunca yıldan sonra benim için şarkı yazmanın çok gizemli bir süreç olduğunu düşünüyorum. Fikirlerin nereden geldiğini gerçekten açıklayamıyorum. Öğrendiğim şey, çalışmaya başlamanız gerektiği, dışarıya koymanız gerekiyor. Bilinçaltımızın nasıl çalıştığı gerçeği çok ilgimi çekiyor. Zihnimizi kontrol ettiğimizi düşünüyoruz ama aslında aklımıza gelen her şey bir bilinçaltı gibi. Bilinçaltınızdan çıkan küçük baloncuklar gibi...

Fikirlerin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bunu açıklamak gerçekten zor, bir şarkının nasıl ortaya çıktığını gerçekten açıklayamıyorsun. Ama bence benim için anahtar her gün ortaya bir şeyler koymak. Saatlerinizi ayırmaya çalışın, bir tür huzur bulun ve yalnız olmadığınız gerçeğiyle dinlenin.

'GENT'TEKİ KOMŞULARIMIN HEPSİ TÜRK'

Spotify'da sizi en çok dinleyen şehirlerin başında İstanbul geliyor. Bunun hakkında ne düşünüyorsunuz?

Çok havalı, gördüğümde çok şaşırdım. Her zaman müziğimle Türkiye'deki dinleyiciler arasında bir bağ olduğunu hissettim. Ne olduğunu bilmiyorum ama yankılanan bir şey var ve insanlar bunu gerçekten anlıyor. İstanbul'da çalmayı seviyorum, kalabalığın ne yapmaya çalıştığımı gerçekten anladığını hissedebiliyorum. Ama bunun nedenini gerçekten söyleyemem.

Gent'te Türkiye bölgesinde yaşıyorum, komşularımın hepsi Türk. Belki de bu, Türk kültüründen sandığımdan daha fazla etkilendiğimle ilgili bir bağlantı olabilir.

Türkiye'den tanıdığınız ya da dinlediğiniz müzisyen var mı?

Aslında çok fazla müzik dinlemiyorum. İnsanlar her zaman bir müzisyenin çok fazla şarkı bildiğini düşünüyor. Ama her zaman şarkı sözü yazıyorum ve şarkı dinlemeye pek vakit ayırmıyorum. Müzikle ilgilenmeyen tüm arkadaşlarım çok daha fazla plak biliyor; işlerine gidiyorlar, iş yerinde albüm dinliyorlar.

Sanırım sadece birkaç plak biliyorum, klasik plaklar. David Bowie'nin, Bob Dylan'ın ve Britney Spears'ın bir albümünü biliyorsanız, bunun yeterli olduğunu düşünüyorum. O zaman yaratıcı olacak kadar bilgi sahibi olursun ve kendi işin üzerinde çalışmaya başlarsın.

Gelecekteki projeleriniz arasında neler var, dinleyicileri ne bekliyor?

Warhaus ile birkaç hafta içinde yayınlayacağımız yeni bir şarkıyı az önce bitirdim. Bu konuda çok heyecanlıyım, sonuçtan gerçekten memnunum. Ayrıca yeni bir Warhaus albümü üzerinde çalışıyorum.