Vladimir Putin: Cumhurbaşkanı Erdoğan zor bir partner

Rusya Devlet Başkanı Putin, "Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan zor partnerler. Birçok karar, uzun ve zorlu anlaşmazlıklar, müzakereler sonucunda alınıyor" dedi.

Abone ol

DUVAR - Rusya Devlet Başkanı Putin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "zor bir partner olduğunu söyledi. Putin, "Erdoğan, her şeyden önce Türkiye'nin çıkarlarını esas alan güçlü bir lider. Türkiye ve özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan zor partnerler. Birçok karar, uzun ve zorlu anlaşmazlıklar, müzakereler sonucunda alınıyor, ancak her iki tarafta da bu anlaşmalara varma arzusu mevcut ve biz de genelde bu anlaşmalara varıyoruz" diye konuştu.

'BATI, UKRAYNA'DAKİ DURUMU ALEVLENDİRECEK ADIMLAR ATTI'

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, düşünce kuruluşu "Valday Kulübü" tarafından düzenlenen toplantıda konuştu.

Sputnik Türkiye'de yer alan habere göre Putin, Batı ülkelerinin istediği dünya düzenine ilişkin "Gücü elinde bulunduranlar kuralsız yaşamak istiyorlar" dedi.

"Batı son yıllarda, son aylarda Ukrayna’daki durumu alevlendirecek ve tırmandıracak bir dizi adım attı" diyen Putin, böyle gösterilmesine karşın, "Batı’da birlik olmadığını" savundu ve "Batı bir holding" ifadelerini kullandı.

Kuzey Akım boru hatlarındaki sızıntının sabotaj olduğunu belirten Putin, "Avrupa’daki gaz boru hatlarının imha edilmesiyle kırmızı çizgi aşıldı" şeklinde konuştu.

Putin, "Batı’nın politikaları kanlı ve kirli. Batı, ülkelerin ve halkların egemenliğini reddediyor. Batı, insanlığın tüm kaynakları üstünde hak iddia ediyor" dedi.

Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısının ardından yaşananlara değinen Putin, "Zamanında, Naziler kitap yakacak kadar ileri gitmişlerdi, şimdiyse Batı’daki ‘liberalizm muhafızları’, Dostoyevski ve Çaykovski’yi yasaklıyorlar. Tarih her şeyi yerli yerine koyacak ve ne Dostoyevski ne Puşkin ne de Çaykovski unutulacak, aksine onları unutturmaya çalışanlar kendileri unutulacaklar" ifadelerini kullandı.

Putin'in konuşmasından öne çıkan başlıklar şu şekilde:

LİBERAL İDEOLOJİ TANINMAYACAK HALE GELDİ'

"Liberal ideoloji, bugün tanınmayacak kadar değişti. Başlangıçta klasik liberalizm, her insanın özgürlüğünü istediğinizi söyleme, istediğinizi yapma özgürlüğü olarak anladıysa da, 20. yüzyılda liberaller, açık toplumun düşmanları olduğunu ve bu düşmanların özgürlüğünün sınırlandırılması, hatta ellerinden alınması gerektiğini söylemeye başladılar. Şimdiyse liberalizm absürt hale geldi, herhangi bir alternatif bakış açısı yıkıcı, propaganda ve demokrasi tehdidi ilan ediliyor."

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GÜVENLİK KONSEYİ'NİN YAPISI DEĞİŞTİRİLMELİ'

"Birleşmiş Milletler ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin yapısının, dünyadaki çeşitliliği yansıtacak biçimde değiştirilmesini değerlendirmemiz gerekiyor. Yeni dünya düzeninin en başta yasalara ve hukuka dayanması, özgür ve adil olması gerektiğini düşünüyoruz. Küresel ve ticaret de daha adil ve açık hale gelmeli.

Rusya, uluslararası ödemelerin yapılması için de olmak üzere, yeni uluslararası finans platformları oluşturma sürecinin kaçınılmaz olduğunu düşünüyor. Bu platformlar bağımsız, siyasetten arındırılmış, otomatikleştirilmiş olmalı ve tek bir yönetim merkezine bağlı olmamalıdır. Bu yapılabilir mi? Elbette. Birçok ülkenin çabalarını birleştirmesini gerektiriyor. Ancak bunu yapmak mümkün."

'DONBASS RUSYA'NIN PARÇASI OLMADAN HAYATTA KALAMAZDI'

"Dünyada nükleer silahlar bulunduğu sürece bu silahların kullanılması tehlikesi de her zaman bulunacak. Önümüzdeki yıllar, İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinden beri yaşanan en tehlikeli yıllar olacak.

Rusya’nın Donbass ile ilgili bir şey yapması gerekiyordu, Rusya’nın kendi adına bir karar vermesi gerekiyordu, fakat Donbass’ın bağımsızlığını tanıyıp onları öylece bırakamazdık, zira bağımsız Donbass, Rusya’nın parçası haline gelmeden hayatta kalamazdı."

'DÜŞMANI HAFİFE ALMADIK'

"NATO'nun genişlemesi Rusya için kabul edilemezdi ve Batı bunu biliyordu ancak görmezden geldi. NATO'nun genişlememesine ilişkin müzakereler basitçe reddedildi. Batı, Ukrayna'daki darbeyle pazularını esnetmek ve 'evde patronun kim olduğunu göstermek' istedi. Herkesi kendi saflarına çekmek istediler.

(Ukrayna konusunda ‘düşmanın hafife alındığı’ şeklinde bir hisse sahip olup olmadığı sorusu karşısında) Hayır, böyle bir hisse sahip değilim."

'UKRAYNA'YA EGEMENLİĞİNİ GARANTİ EDEBİLECEK ÜLKE, ONU YARATAN ÜLKEDİR'

"(Rusya ile Ukrayna arasında yaşananları bir iç savaş olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği sorusu üstüne) Kısmen evet, böyle değerlendirilebilir. Ukraynalılar ve Ruslar tek bir halk. Bu, tarihi bir gerçek. Ukrayna, yapay bir devlet. Ukrayna’nın egemenliğini garanti edebilecek tek ülke de onu yaratan ülkedir, yani Rusya’dır. Ukraynalıların kendilerini ayrı bir halk olarak görmelerine gelince, buna sadece saygı gösterebiliriz."

'ERDOĞAN, TÜRKİYE'NİN ÇIKARLARINI ESAS ALAN GÜÇLÜ BİR LİDER'

"Erdoğan, her şeyden önce, belki de sadece Türkiye'nin, Türk halkının çıkarlarını ve Türk ekonomisinin çıkarlarını esas alan güçlü bir lider. Enerji konularındaki, TürkAkım'ın inşası konusundaki tutumu da büyük oranda bununla açıklanıyor. 

Erdoğan, kendisini kullanmalarına ve üçüncü ülkelerin çıkarlarını gözetmeye zorlamalarına hiçbir zaman izin vermiyor. Ancak o, bizimle diyalogda da en başta kendi çıkarlarını koruyor.

Bu açıdan genel olarak Türkiye ve özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan zor partnerler. Birçok karar, uzun ve zorlu anlaşmazlıklar, müzakereler sonucunda alınıyor, ancak her iki tarafta da bu anlaşmalara varma arzusu mevcut ve biz de genelde bu anlaşmalara varıyoruz."