Virüs, kapitalizm ve 1 Mayıs

Kapitalizm öylesine mantık dışı bir sistem ki bir salgından ilk kurtarılması gerekeni sona bırakıyor. Hayatı emeğiyle yaratan emekçileri işyerine sürerken hayata hiçbir katkısı olmayan patronları kurtarmaya çalışıyor.

Abone ol

Halil İmrek*

Bir yandan doğa bütün görkemiyle emekçilerin elinde 1 Mayıs'a hazırlanırcasına hayat fışkırırken diğer yandan sermayenin egemenliği bir virüs salgınıyla ölüm saçıyor.

Virüsler ancak çoğalacak ortam bulunca ölüm saçar. Virüsün çoğalacağı ortam insan bedenidir. İnsan bedeninde canlanan virüs kendisi çoğaldıkça, sömürdüğü bedeni tüketir. İnsan bedeni onu çoğalta çoğalta tükenir. Tek kurutuluş bedenin onu tanıyıp çoğalmasına izin vermeyecek bilince ulaşması, yani aşıdır.

Kapitalizm bir virüstür. Kapitalizm; kaynağı birikmiş insan emeği olan sermayenin, insanlığa düşman egemenliğidir. Sermaye sömürecek insan zihni ve bedeni bulamadıkça ölüdür. Ancak insanın işgücünü sömürerek canlanır, çoğalır. Sermaye çoğalmak için daha çok kişinin işgücünü, daha uzun zaman ve daha az masrafla sömürmek zorundadır. Sermaye tam bir virüstür. Bu virüsün aşısı ise emekçilerin kendi sınıf çıkarları etrafında birleşmesidir.

Sermaye bütün dünyayı talan ederken yeni felaketlere kaynaklık ediyor. Bu talan bir yandan yerkürede su, güneş ve ağacı paraya dönüştürüyor; kurdun, kuşun, börtü böceğin yaşam alanına giriyor. Diğer yandan bu muazzam servet birkaç kişinin elinde birikirken milyonlarca insan açlıktan ölmemek için börtü böcek yemeğe mahkûm hale geliyor. Bu gün bütün dünyayı kasıp kavuran salgının gerçek nedeni yani bataklığı sermayedarların kâr hırsıdır.

Patronlar zevk u sefa için dünyayı dolaşırken, dünyanın öbür ucundan buraya hastalığı getirdiler. Onların hükümeti patronların kârı düşer diye gerekli önlemleri almadı. Ancak bu hastalıktan ölen biz emekçiler olduk. Her gün açıklanan rakamlarda açıklanmayan gerçek budur. Lüks semtlerde başlayan salgın yoksul mahallelerinde ölüme dönüştü. İnsanca bir ücret, sağlıklı beslenme koşullarına sahip olmayan emekçiler, salgından ama ondan daha çok yoksulluktan ölüme terk ediliyor.

Kapitalizm öylesine mantık dışı bir sistem ki bir salgından ilk kurtarılması gerekeni sona bırakıyor. Hayatı emeğiyle yaratan emekçileri işyerine sürerken hayata hiçbir katkısı olmayan patronları kurtarmaya çalışıyor.

Onlar “Evde kal” çağrısıyla lüks mahallelerine çekilirken bizim payımıza daha çok çalışmak, zorunlu ücretsiz izin, işten çıkarılma seçenekleri düştü. Salgını bir lütûfa çevirmeye çalışan sermaye ve onun iktidarı mevcut asgari haklarımıza saldırıyor. Bizi; çalışma sürelerinin uzaması, esnek çalışma, evde çalışma, asgari ücretin altında bir ücretle yaşamaya ikna etmeye çalışıyorlar. Temel bir insan hakkı olan “dinlenme hakkını” ücretli izin adı altında patronun insafına terk etmemizi istiyorlar. Asgari ücret uzun yıllardır, ülkede ortalama ücret olmuştu. Son çıkan yasayla asgari ücretin yüzde 60, yüzde 40'ı ile yaşamaya alışmamızı istiyorlar. Giderek asgari ücreti, azami ücret haline getirmek istiyorlar.

Salgın başlayınca, patron artık işyerine uğramıyor. Bu salgın gösterdi ki üretim için patronlara ihtiyaç yoktur. Onlar olmadan işçiler üretimi örgütleyebiliyor. Bugün patron için bunu yapıyorlarsa, neden daha gelişmişini kendisi için yapamasın? Salgın gösterdi ki ancak biz durduğumuzda hayat duruyor. Biz evde kalamayanlar aynı zamanda dünyayı omuzlarında taşıyanlarız. Patronlar bize, bizim, onların eline baktığımızı hep söylerler. Oysa ortaya çıktı ki gerçekte bütün insanlık bizim elimize bakıyor.

İşçi, emekçi arkadaş; 1Mayıs bizim günümüzdür. İşçiler kendini sermayenin egemenliğinden kurtardığında bütün insanlığı da bir virüsten kurtaracaktır. Çünkü proletarya, bütün sömürü biçimlerine son vermeden bir sınıf olarak kendini de kurtaramaz. 1 Mayıs bunu bir kez daha hatırlamamız gereken gündür. 1 Mayıs’ta bulunduğumuz her yeri; atölye, fabrika, ev… İşçi ve emekçilerin bayram yerine dönüştürelim. Bayramımızı dünyayı avuçlarında sevecenlikle yeniden inşa edecek bir sınıf bilinciyle kutlayalım. 1 Mayıs; işçilerin, emekçilerin birlik dayanışma ve mücadele günü kutlu olsun!

Ya sermayenin felaketi ya sosyalizm.

*EMEP GYK Üyesi