Vicdansız teknoloji

Elektronik sektöründeki ürünlerin neredeyse tamamı Uzakdoğu'daki fabrikalarda üretiliyor. Bunun sebebi çok açık: Başta Çin olmak üzere Uzakdoğu'daki işçilik ücretleri öyle düşük ve elde edilen kazanç öyle yüksek ki, üretilen malları dünyanın bir ucundan diğerine gemilerle taşıma masrafı devede kulak kalıyor. İşçilerin yaşam koşulları ise toplama kamplarını aratmıyor.

Erdal Kaplanseren ekaplanseren@gazeteduvar.com.tr

DUVAR - Neredeyse karın tokluğuna çalışan işçiler, yetersiz çevre koruma politikaları, üreticilerin sorumluluktan kaçmasına izin veren yönetimler... Severek kullandığınız cep telefonunun üretimi, birilerinin hayatını çalıyor.

2006’da çıkan haberlere göre Hon Hai Precision Industry (daha iyi bildiğimiz adıyla Foxconn) adlı şirkete ait, iPod üretimi yapan bir fabrikada çalışan 32 bin işçi, ayda sadece 50 dolar kazanıyor, eski fabrikalardan dönüştürülmüş dev “yatakhane”lerdeki üçlü ranzalarda yatıp kalkıyor. Bundan kısa süre sonra yapılan bir denetimde bu işçilerin haftada 60 saatten fazla çalıştığı ortaya çıktı. Yani haftanın üçte birini çalışarak geçiriyorlardı. Üstelik ara ara da uzun süre ayakta durma cezasına çarptırılıyorlardı.

İŞÇİLER İNTİHARI SEÇİYOR

2007’de ilk iPhone piyasaya sürüldükten sonra işçilerle ilgili endişeler daha da arttı. Birçok işçinin intihar etmesiyle Foxconn fabrikaları iyice mimlendi. İşçilerden birinin bir iPhone 4 örneğini kaybettiği için dövüldüğü ve sorgulandığı haberleri duyuldu. Bir aşamada Foxconn, işçi intiharların önlemek için fabrika çatılarının etrafına ağ örmeyi planladığını bile açıkladı.

Bunlar, ifşa edilmesi gereken adaletsizliklerdi. Medyanın çok ucuza ve kötü koşullarda çalıştırılan bu işçiler üzerinde gitmesi kesinlikle doğru bir tavırdı. İnsan hakları örgütleri, medyadan aldıkları güçle Apple’ı, tedarikçilerini denetleyip çalışanlara daha iyi koşullar sunmaya zorladı. Fakat Apple’ın tedarikçilerindeki çalışma koşullarını iyileştirmesine sıra gelene kadar daha yapılacak pek çok iş olduğu da bir gerçek.

Ne var ki olay yaratan başlıklara kötü olan bu iPhone fabrikaları, dar bir bakış açısıyla değerlendiriliyor. Sanmayın ki fabrika işçilerine kötü muamele edilmesi yalnızca Apple’ın suçu. Kâr elde etmeyi insanların güvenliğinden, huzurundan ve ruh sağlığından önde tutan bu kocaman sistemde Apple’dan çok daha kötüleri var.

Fabrikalar, işçi intiharlarını önlemek için tedbir olarak binaların çevresine ağlar döşedi.

MARKALARA BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR

Öncelikle şunu netleştirelim: Daha az kulağımıza gelse de, diğer teknoloji şirketlerinin de denizaşırı ülkelerdeki kötü şöhretli fabrikalarla bağları var. Çin’deki fabrika çalışanlarının haklarını gözeten bir sivil toplum kuruluşu olan China Labor Watch, Shinyang Electronics’in Dongguan’daki fabrikasında çocuk işçi çalıştırıldığına dair kanıtlar sundu. Bu fabrikayla çalıştığı bilinen Samsung, derhal fabrikayla tüm bağlarını kopardı. Tabii ki Apple’la ilgili olaylardaki kadar büyük bir tantana kopmadı.

Ayrıca söylemeye gerek var mı bilmiyorum ama Foxconn fabrikaları yalnızca iPhone üretmiyor. Apple’ın tüm rakiplerinin bu imalat deviyle şu ya da bu şekilde bir bağı var. Ama bu fabrikalarla ilgili her haberde onlara “iPhone fabrikaları” deniyor çünkü ilgi çekmenin en kolay yolu bu.

Teknoloji, toplumu daha insancıl bir ortama dönüştürme potansiyeline sahip ama gerçekten bu işe yaradığı çok nadir görülen bir durum. Uygun fiyatlara oldukça becerikli elektronik aletler bekliyoruz, her yıl daha gelişmiş yeni cihazlar talep ediyoruz ve eskilerine ne olacak diye hiç düşünmüyoruz. İsterseniz ucuz ve çok özelliği olan cihazlarınız olur; isterseniz çalışanlarına doğru dürüst maaş veren, çevreyi gerçekten önemseyen bir teknoloji endüstrisi için mücadele verirsiniz. Ancak ikisine aynı anda sahip olmak mümkün değil.

Son kullanıcılar janjanlı yeni ürünlerin ne gibi aşamalardan geçerek üretildiğini nereden bilecek? Aslına bakılırsa çoğu durumda üretici firmanın kendisi bile cihazlarda yer alan parçaların nereden geldiğini bilmiyor. Bilseler bile etik anlamda standartların takip edilip edilmediğini anlayabilirler mi? Yoksa tüm kullanıcılar bunlara kafasını takmadan sadece en ucuz seçeneği mi satın almak istiyor? Nihai soru şu: Kendimizi iflasa sürüklemeden, temiz bir vicdanla herhangi bir teknolojiyi satın almak mümkün mü?

İşçiler, koğuş tipi yatakhanelerde üç katlı ranzalarda son derece kötü koşullarda yatıyor.

'TUVALETE GİTME, ALTINA YAP'

Çin’in Wuhan bölgesindeki Foxconn Technology Park’ta çalışan 150 işçi, 2 Ocak 2012 tarihinde fabrikanın çatısını işgal etti ve intihar tehditlerinde bulundu. Bu işçileri üç katlı binanın çatısından indirmek iki gün sürdü.

Protestoya neden olan olay, Foxconn’un yüzlerce işçiyi başka bir çalışma hattına aktarmak istemesiydi. Bazı kaynaklar bu olayları yanıltıcı biçimde duyurdu ve ironik olansa haber için kullanılan ekipmanların bile olayların yaşandığı Foxconn fabrikasında üretilmiş olmasıydı.

Çin'deki fabrikalarda işçilerin uyku ihtiyaçlarını üretim bandında gidermeleri, tuvalete gitmemeleri için bebek bezi takmalarının dayatılması çok defa duyduğumuz ve inanılması güç haberler arasında yer alıyor.

Foxconn’un Çin’de bulunan fabrikalarındaki kötü çalışma koşullarından ötürü yaşanan işten ayrılmalar ve intiharlar yıllardır biliniyor. Firmanın çözümüyse intihar edenlerin yere çakılmasını engelleyen bir ağ sistemi yerleştirmek oldu. Çok sayıda büyük firma için donanım üretimi gerçekleştiren ve yüz binlerce işçiye ev sahipliği yapan tesislerden çıkan ürünler, dünya tüketici elektroniğinin üçte birinden fazlasını temsil ediyor.

Uyku süreleri sınırlı işçiler molalarını çoğunlukla üretim alanlarında, işlerinin başında geçiriyor.

Bu işçiler olabilecek en düşük maaşa çalışıyor. Günde 12 saat, haftada altı gün çalışmak zorunda olan bu işçilerin saatlik kazancı 3 TL civarında. Aslında bu rakamın düşük kalmasının nedenlerinden biri Çin’deki yaşam koşullarının ve fiyatların düşük olmasıyla bağlantılı. Buna rağmen çoğu teknoloji devi bu avantajı sonuna kadar kullanmak istiyor. Kazançlarını en yüksek seviyede tutmak için bu plan dışına çıkmıyor.

Bu firmalar, işçilere çok düşük ücret ödeyen ve kötü koşullarda çalıştıran fabrikaları desteklemeye devam ettikleri için giderek artan oranda eleştiriliyorlar. Ancak bu gibi kampanyaları başlatanların ifade ettiği koşullar da işçilerin gerçek çalışma şartlarını birebir temsil etmiyor. Örneğin Foxconn fabrikalarında çalışanların intihar oranı, aslında Çin genelindeki intihar oranından daha düşük.

APPLE GÜNAH KEÇİSİ Mİ?

Hiç olmazsa tedarikçileri için çalışma şartlarına yönelik bir kural listesi sunan Apple, Foxconn tesisleriyle ilgili olumsuz yorumlardan sonra FLA’i (Adil İş Kurumu) göreve çağırdı. CEO Tim Cook şu açıklamayı yaptı: “Şu anda sürmekte olan kontroller, hem boyut hem de kapsam anlamlarında elektronik endüstrisinde eşine rastlanmamış bir çalışma. FLA’i sıra dışı bir adım atarak incelenen fabrikaların adlarını açıklamasını memnuniyetle karşılıyoruz.” Genelde üreticilerle dost olan FLA için en sıkı kurumlardan biri demek imkânsız ama Apple şu ana kadar rakiplerinin cesaret edemediği bir adım attı.

Apple'ın CEO'su Tim Cook, Foxconn fabrikasını gezerek işçilerin çalışma koşullarını yerinde denetledi.

Bu adım bile çoğu kişinin gözünde yeterli değil. Apple'la ilgili anlaşmazlığın temelinde fabrikalarda çalışanlara sunulan düşük ücretler ve uygunsuz çalışma koşulları yatıyor. Araştırma sonuçlarına göre Foxconn çalışanları ayda ortalama 83,2 saat mesai yapıyor. Çin’deki kanuna göre bu süre 40 saati aşmamalı. İş ortamındaki koruma sistemlerinin yetersiz olmasından ötürü çok sayıda çalışan ölüyor veya kalıcı sakatlık geçiriyor.

Burada öne çıkan tek firma Apple değil. Apple'ın durumu, “Nike dönemi”ni anımsatıyor. 1990’lı yıllarda Nike'la ilgili çok sayıda olumsuz propaganda gerçekleşiyordu ama insanlar Nike ürünlerini seve seve almaya devam ettiler. Apple’ın durumu da buna benziyor. Tüketicinin tepkisi pratiğe yansımıyor ama karşı propaganda giderek güçleniyor.

Tedarik zincirindeki çalışma koşullarıyla ilgili olarak diğer firmalar da sorumlu durumda. Fakat yine de elektronik endüstrisinde en büyük isim olan Apple, daha fazla dikkat çekmeyi başarıyor. Apple, yüz binlerce çalışanın yaşamıyla ilgili olarak doğrudan sorumlu ve endüstri genelinde yeni bir standart belirleme olanağına sahip. Daha da ötesi, Apple’ın bu sorunu aşacak kaynaklara sahip olduğu biliniyor. Bankalarda 216 milyar dolar nakit rezervi olan ve bunu harcayacak yer bulamayan Apple, dünyadaki en yüksek kazanca sahip firma.

Dünyaca ünlü Wired dergisi, Mart 2011 sayısının kapağında "90 milyon iPhone, 1 milyon işçi ve 17 intihar" başlığını kullanmıştı.

Foxconn’un Çin’deki fabrikalarını kullanan bir diğer üretici olan Microsoft’tan gelen açıklama şöyle olmuştu: “Microsoft, ürünlerini üreten fabrikalardaki koşulları yakından takip ediyor ve durumu ciddiye alıyor. Takip edilmesini istediğimiz, beklentilerimizi karşılayacak türden sıkı bir çalışma şartnamemiz var. Belirli aralıklarla çalışma koşullarını kontrol ediyoruz ve ortaya çıkabilecek sorunları tespit ediyoruz. Adil muamele ve üreticilerimizin çalıştırdığı işçilerin güvenliğinin Microsoft politikası ile uyumlu olması için gerekli düzenlemeler gerçekleştirilmekte.”

Foxconn fabrikalarındaki şartların iyileştiğini işaret eden gelişmeler olsa da bu değişikliklerin uzun vadede geçerli olup olmayacağı henüz belirsiz. Raporlara göre işçi ücretleri yüzde 25 artırıldı ve çalışma süreleriyle ilgili sınırlamalar getirildi. Tüm bunlara rağmen işçi muamelesi ve ödüllendirme seviyesi ABD ve Avrupa’daki fabrikalarda kabul edilebilecek değerlerin çok altında. Oysa bu ürünler en çok ABD ve Avrupa’daki mağazalarda satılıyor.

ÇEVREYE ZARARI YADSINAMAZ BOYUTTA

Modern dünyanın tedarik zinciri içinde en belirgin yan ürün, Çin gibi ülkelerde gerçekleşen üretimin batı ülkelerine taşınmasından doğan karbon etkisi. Elbette bundan başka çok sayıda çevresel etki de var. Greenpeace’ten Tom Dowdall’ın açıklamasına göre tüketici elektroniği ürünlerinin yarattığı çevre kirliliği ve özellikle de en tehlikeli maddelerin kullanımıyla ilgili gelişmeler var ama madencilikten geri dönüşüm alanlarına kadar teknolojinin doğurduğu büyük boyutlu çevresel etkiyi azaltmak için gerçekleştirilebilecek çok sayıda düzenleme bulunuyor.

Teknoloji endüstrisinde de ham maddeden son ürüne kadar izlenen yolu takip etmek hayli zor. Firmalar, mevcut çalışma sistemlerinden ötürü sorumlulukları başka yerlere kaydırıyor ve elektronik endüstrisi şimdiye kadar sorumluluk anlamında başarılı bir tablo ortaya koymuş değiller. Bazı iyileştirmelerin olduğunu kabul edelim. Apple’ın gözle görülür oranda ilerleme gösterdiği ortada. Fakat toplam sorunun henüz yüzde biri bile çözülmüş değil.

Zararlı maddelerin tamamen uzaklaştırılabilmesi için firma genelinde yıllar süren çalışmalar, tedarik zincirinin büyük kısmında değişiklikler ve düzenlemeler gerekiyor. Tedarik zinciri karmaşık bir yapıya sahip olsa bile bu mümkün olabilir mi? Aslında mümkün. Her ne kadar firmaların büyük kısmı tedarik zincirlerine sahip olmasa da inanılmaz derecede güce ve kontrole sahipler. Tedarikçiler, belirli büyük işlerle ilgili olarak çetin bir yarış içindeler. Bu sebepten ötürü büyük firmaların tedarikçiler üzerinde kontrolü söz konusu. İstediklerinde çevresel etkileri ve etik değerlendirmeleri devreye sokabilecek güce sahipler.

Firmaların çevresel etkilerini daha verimli biçimde görüntüleyebilmesi için gerekli düzenlemeler yapıldı ve Sera Gazı Prokotolü (GHG Protocol) 2001’de kullanıma girdi. Bu sistem sayesinde işletme liderleri ve hükümetler sera etkisinin boyutu anlayabiliyor, gaz emisyonlarını kontrol edebiliyor.

Bu sadece standartlardan bir tanesi. Diğerleri arasında CDP (Karbon Salınımını Açıklama Projesi), GRI (Küresel Raporlama İnisiyatifi) ve BM Küresel İlkeler Sözleşmesi var. Firmaların bunlardan birini veya tümünü imzalamasını şart koşan herhangi bir kural olmasa da çoğu imzaladı. Gartner’ın raporuna göre bir işletmenin çevre dostu şöhreti firmanın markasını güçlendiriyor, sosyal alanda sorumsuz izlenimlerse markayı zayıflatıyor.

Son on yıl içinde teknoloji firmalarının çevre dostu görünümüyle ilgili ilerlemeler oldu. Greenpeace tarafından hazırlanan “Daha Yeşil Elektronik Rehberi 2006 yılından beri teknoloji firmalarını zorluyor. Greenpeace’in övdüğü nedenler ise etkili temiz enerji politikaları, sürdürülebilir işlemler ve güç tüketiminde azalma.

ETİK ÜRETİM YAPAN FİRMA VAR MI?

Sonuç olarak hatanın sebebi tüketiciler mi? Bir fiyat karşılaştırma sitesi yerine ahlaki durum karşılaştırma sitesi devreye girseydi tüketiciler hangisine bakmayı tercih ederdi? Ürünleri sunan firmalar bile kullanılan malzemelerin kaynağından haberdar değilse tüketiciler ne yapsın? Tabii ki tüketiciler üzerinde hiçbir sorumluluk kalmıyor diyemeyiz. Sınırlı miktarda olsa bile bilgi toplamak mümkün.

Esasında daha büyük boyutlu bir soruna odaklanmak gerekiyor. Mevcut iş modelinde çok fazla cihaz satılıyor ama kısa süre içinde demode oluyorlar. “Moda” cihazlar kısa süre içinde yerlerini yenilerine bırakıyorlar. Uzun vadeli planda yeni cihazlar satmak yerine uzun ömürlü, dayanıklı, güncellenebilen teknolojik ürünlerin satışına odaklanmak gerekiyor. Yakın zamanda böyle bir yaklaşım imkânsız gibi görünse de teknolojinin bazı alanlarında bu tür bir değişim gerçekleşti.

Teknoloji firmalarının kazançları, gelecek planları ve bütçeleri sürekli yeni modelleri çıkan cihazlar üzerine kurulu. Bu durumu “kullan-at zihniyeti”yle tarif edebiliriz. Yenisini almak için yapılacak masraf bozuk cihazı tamir etmekten daha düşük olduğunda aksini denemek imkânsızlaşıyor. O zaman temiz bir vicdanla teknolojik ürünler alabilir misiniz? Görünüşe göre cevap hayır. Çok az bilgi halka açık durumda ve tamamen etik bir teknoloji firması olduğuna kesinlikle inanmıyorum.

Tüm yazılarını göster