Van'da tatilden dönen öğrenci: Öğretmenim gitmemişsiniz!

Sınıf öğretmeni A.G Van’ın Gevaş ilçesinde öğretmen olarak atanıyor. Öğrencilerin altıncı öğretmenleri olduğunu belirten A.G. "Tatil bitip de çocuklar ikinci yarı yıl sınıfa geldiklerinde ilk sözleri 'Öğretmenim, gitmemişsiniz!' oldu" diyor.

Abone ol

DUVAR - Sınıf öğretmeni A.G Van’ın Gevaş ilçesinde öğretmenliğe başladığında 4. sınıfları okutması istendi. Öğretmeni olduğu sınıf 4 yılda tam 5 kez öğretmen değiştirmişti. A.G onların altıncı öğretmeniydi. İlk yarı yılı birlikte tamamladılar. Tatil bitip de çocuklar ikinci yarı yıl sınıfa geldiklerinde ilk sözleri “Öğretmenim, gitmemişsiniz!” oldu.

ERG Araştırmacısı Umay Aktaş Salman'ın egitimreformugirisimi.org'da yayınlanan yazısına göre, yaşanan tek örnek bu değil. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki pek çok ilde öğrenciler ilkokulu, ortaokul ve liseyi tamamlarken yıl içinde, kimi zaman eğitim yılı bitmeden öğretmenleri değişiyor. Veriler de bunun kanıtı.

Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmen Strateji Belgesi’ne göre Türkiye genelinde öğretmenlerin ortalama görev süresi 11,4 yıl. Ancak bu oran doğuya gittikçe düşüyor. Güneydoğu Anadolu’da öğretmenlerin ortalama görev süresi 6,7 yıl. Uçurum iller arasında daha da büyüyor. Şırnak’ta bir öğretmen ortalama 1,8 yıl kalırken İzmir’de bu, 15 yıla çıkıyor.

ATANANLARIN YÜZDE 75'İ YER DEĞİŞTİRİYOR

Her yıl ilk atamalarının yüzde 70’i Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerine yapılıyor. Ancak öğretmenler, eş ya da özür durumuna bağlı olarak belirli bir süre sonra tayin isteyip daha batıdaki illere gidiyor. Bu eğitimin niteliğini de olumsuz etkiliyor. Millî Eğitim Bakanlığı’nın verilerine göre son üç yılda dezavantajlı bölgelere 100 bin 939 öğretmen atandı. Ancak bu öğretmenlerin yüzde 75’i kısa süre içinde yer değişikliği talebinde bulundu.

Milli Eğitim Bakanlığı, Ekim 2016’dan bu yana “öğretmenlerin bu bölgelerde daha uzun süre kalmasını sağlamak ve eğitimin niteliğini artırmak” gerekçesiyle sözleşmeli öğretmenlik modelini uyguluyor. Öğretmenlerin sözleşmesi yıllık olarak yapılıyor. Atanan öğretmenler atandıkları okulda dört yıl sonra kadroya geçiyor. Kadroya geçtikten sonra iki yıl daha aynı okulda kalıyor. Yani toplamda 6 yıl atandıkları okulda kalmak zorundalar.

Son bir yılda 40 bin sözleşmeli öğretmen atandı. Daha önce de 2006–2009 yılları arasında uygulanan ve kaldırılan sözleşmeli öğretmenlik, yeniden uygulanmaya başladığından bu yana iş güvencesi ve özlük hakları açısından tartışma konusu. Yani madalyonun bir de diğer yüzü var.

Her ne kadar sözleşmeli ve kadrolu öğretmen arasında fark yok dense de kadrolarının farklılıklarından kaynaklanan bazı özlük hakları aynı değil.

'ÇAKILI KALMAK YADA KALMAMAK'

Öğretmenler sosyal medya gruplarında mesleki konuşmaların yanı sıra, ek dersten kadroyla ilgili, okulda, ilçe milli eğitimde yaşadıklarına dair pek çok konuda paylaşımda bulunuyor. Öğretmenlerin pek çoğu, altı yıl eş ve özür durumuna bağlı tayin hakkı olmadığı için bu durumu “çakılı kalmak” olarak tanımlıyor. Bu betimleme öğretmenlerin motivasyonu hakkında da ipucu veriyor aslında.

Bu durumu “çakılı kalmak” olarak değerlendirmeyenler de var. Onlardan biri bir yıl önce mezun olur olmaz Van’a atanan sınıf öğretmeni A.G. Anlattıkları, Doğu ve Güneydoğu’da yaşanan öğretmen hareketliliğinin olumsuz etkisini gözler önüne sererken, bu gerçek karşısında uygulanan sistemin ne kadar teşvik edici olduğunu da sorgulatıyor:

'DÖRDÜNCÜ SINIFTALAR AMA OKUMAYI HALA BİLMİYORLAR'

“Bir yıl önce atandığımda 4. sınıfları okutmaya başladım. 1. sınıftan beri beş kere öğretmen değişmiş. Gelen gitmiş. Ben altıncı öğretmenleriydim. 4. sınıfa gelmişlerdi ama birçok öğrencinin okuma yazması çok kötüydü. Sadece 12 kelime okuyan öğrenci vardı, bunun da 8’i yanlıştı. Okula gelmek istemeyen öğrenciler vardı. Birlikte çalışmaya başladık. Önce, aileler çok ‘ödev ve etkinlik var’ dedi. Sonra okulu öyle bir sevdiler ki, aileler ‘Hocam bu çocuklara ne yaptınız?’ diye sormaya başladılar. Öğretmenler bir yıl içinde buradan gidiyor. Seneye nasılsa gideceğim düşüncesiyle işlerinde yeterli özveriyi gösteremiyorlar. Öğrenciler de yarım yamalak eğitimle bir üst sınıfa geçiyor. Ücretli öğretmenlerle eğitim devam ediyor. Gelenin de gideceğini bildiğiniz öğretmenden ne öğrenebilirsiniz? Bu çocukların birinci sınıfta başladığı öğretmenle mezun olmaya hakkı yok mu?”

A.G, bu sorunu çözmek için getirildiği söylenen sözleşmeli öğretmenliği ise “Kendi içinde sorunları olan bir çözüm önerisi”olarak tanımlıyor. Özlük haklarıyla ilgili sorunlar olduğunu söylüyor;

“Öğretmenlerin de mağduriyetleri var. Devlet zor gücünü kullanıyor. Ancak tayin hakkı verirlerse de kimse kalmaz burada. Daha teşvik edici uygulamalar olabilir. Ek ders ücretlerimizden kesinti oluyor. Daha düşük ek ders ücreti alıyoruz mesela. Hizmet puanlarımızın 4 yılın sonunda toplu verileceği söyleniyor. Ancak bu konu muğlak. ”

'6 YIL SONRA NE OLACAK?'

“Birçok öğretmenle tartıştım. Atandığım halde stajyer diye hitap edenler oldu. Adaylık döneminde 6 saat derse giriyorsun, iki saat de idari işlerle ilgileniyorsun. Diğer öğretmenlerden ‘Geç kalacağım dersime gir, şunu yap’ diye emir verenler oldu. Kadrolu arkadaşlar ‘Biz adaylık döneminde böyle muamele görmemiştik’ diyor. Hademelere yapılan çay-kahve getir muhabbetini bile yaşadım. Kabul etmediğim zaman da ‘sözleşmenle oynarım’ gibi tehditlere maruz kaldım. İşçi konumundayız. Geçen yıl istifa etmeyi düşündüm. Ama eğitimimi, emeğimi harcamak istemedim. Bekarım, evlilik düşünmüyorum ama 6 yıl sonunda da ne olacağımız belli değil ki? Hizmet puanımız daha farklı illere atanmaya yetecek mi?"

YAZININ TAMAMI