Uzaylılarla konuşmak için en iyi yol...

Bilim insanları, önümüzdeki yıllarda dünya dışı bir uygarlıkla tanışacağımız konusunda hemfikir görünüyor. Bu konuda yürütülen çalışmalardan en ilginç olanıysa bir matematikçi ve bir dilbilimcinin yürüttüğü matematiksel bir sayısal-dil çalışması.

Abone ol

Leonard David *

Kimi araştırmacılar, yeryüzü ile akıllı uzaylılar arasındaki iletişimin, matematik yani ortak bir dilbilgisi oluşturan ekso-aritmetik bir temele (bir dış dünya matematiğine) dayanması gerektiğini söylüyor.

Fikir, matematiğin insanlığın müzik ve sanat kadar önemli bir parçası olmasından doğuyor. Ayrıca, olağanüstü gelişkin uygarlıklar tarafından da anlaşılabilir, hatta onlar için daha tanıdık olabilir; bu durumda yıldızlar arası iletişim ağına dahil olmamızı sağlayan şey matematiktir.

ABD Tucson’daki Arizona Üniversitesi matematik bölümünden emekli öğretim üyesi olan Carl DeVito, makul ve evrensel bir bilimsel sisteme dayanan bir dil öneriyor. Son olarak,çalışmasıyla ilgili bulguları 24-28 Nisan tarihleri arasında Arizona’nın Mesa kentinde düzenlenen 2017 Astrobiyoloji Bilim Konferansı bünyesinde çalışmalarını diğer bilim insanlarıyla da paylaşma fırsatı buldu.

DeVito’nun Space. com'a aktardığına göre, incelemesinde, “istihbarat” çalışması dahilinde “açık” ve dikkat çeken bir sinyal tasarlanması karmaşık bir sorun. DeVito bu tasarımın yapılabilme olasılığını incelemek için 2014 tarihli Bilim SETI ve Matematik (Science, SETI, and Mathematics) kitabını yazdı.

DeVito, 1820 yılında Sibirya ormanının geniş kesimlerinin Pisagor teoreminin grafik tasarımıyla dikilmesini önermiş olan ünlü Alman matematikçisi Karl Gauss’u hatırlatıyor.

Yaklaşık 20 yıl geçtikten sonra, Avustralyalı gökbilimci Joseph von Littrow, çeşitli geometrik şekiller barındıran Sahra Çölü’ndeki gazyağı dolu çukurları araştırmaya oldukça istekliydi.

İki bilim insanı da Dünya’daki bu büyük “ekranların” uzaklardaki akıllı yaşamın dikkatini çekeceğini düşünmekteydi. Düşündükleri kadarıyla, bunu yaparak, gezegenimizin entelektüel yeterliliğini de iletmiş olacaklardı. (Fikirlerin hiçbiri gerçekleştirilmedi.)

UZAYLILAR NELERİ BİLİYOR?

DeVito, “İlk önce dikkat çeken ve ardından anlam içeren bir kavram (yaratmalıyız); belki de sorunu çözmenin en iyi yolu budur.” diyor. “Belki uzaylı istihbaratının benzer fikirleri olacaktır ve böylece onları bizzat tanımış olacağız.”

DeVito, iki toplumun karşılıklı çıkarlara ilişkin hassas ve bilimsel bilgi takası yapabilmesi için öncelikle birbirlerinin ölçüm birimlerini öğrenmelerinin zorunlu olduğunu ifade ediyor.

Dilbilimci R. T. Oehrle ile birlikte DeVito, farklı yıldız sistemlerinden gelen akıllı uygarlıkların birbirlerine gezegenlerinin kütlelerini, atmosferlerinin kimyasal yapısını ve yıldızlarının enerji hareketlerini rapor edebilmelerine olanak sağlayan bir dil geliştirdi.

DeVito, “Elbette, bunlar kimi öngörülere dayanıyor,” diyor. Bahsettiği öngörüler şunları içeriyor:

Her iki toplum da aritmetiği hesaplayabilir ve uygulayabilir.

Her iki toplum da kimyasal elementleri ve periyodik tabloyu bilmektedir.

Her ikisi de maddenin halleri hakkında nicel bir çalışma yapmıştır.

Her ikisi de kimyasal hesaplamaları yapmak için yeterince kimya bilgisine sahiptir.

DeVito', 19. yüzyıldaki her insanın bildiği,  bu varsayımlarıyla ilgili olarak DeVito gram, kalori, derece (Kelvin) ve basınç birimlerini kullanarak iletişim kurmamızın mümkün olduğunu söyledi.

POTANSİYEL ZORLUKLAR

Yine de dikkate alınması gereken birkaç olası güçlük vardır.

İlki, uzaylı bir tür, farklı bir geometrik sisteme sahip olabilir ve bu geometri dahilinde farklı hareket yasaları türetebilir, diyor DeVito. Bu sebeple, sonuçlar bizim için tanıdık olan yasaların formülasyonundan çok farklı olması muhtemeldir,” diyor.

DeVito, “Hareket matematiği bir türevsel hesaptır, yabancı bir türün bu bilgiyi bizim gibi kullandığını varsayabilir miyiz? Türev ve integral hesabı birçok bilim alanında o denli önemlidir ki; onsuz bir bilim düşünmek neredeyse olanaksızdır,” diyor ve ekliyor:  “Ancak bu, belki de bir insan önyargısıdır”

DeVito, uzaylı bir toplumun Öklid geometrisine eşdeğer bir bilgiye sahip olup olmayacağını merak ettiğini söylüyor.

“Tabi ki bilmiyoruz; ancak mekanik gibi temel bir alanda dahi yabancı bir türün fizik bilgisi bizimkinden fazla ama önemli noktalarda değişik olabileceğinin farkında olmalıyız,” diyor.

Benzer biçimde, bilimsel gelişmede uzaylı bir uygarlık, insan türünün Kopernik sisteminde olduğu şekilde bir yıldız sistemini modelleyebilir mi?

DeVito, uzaylıların fiziki gerçekliği anlamaları ihtimali hesaba katıldığında, bir dil inşa etmeye başlayabileceğimizi ve E.T. ile iletişim kurabileceğimizi ifade ediyor. Ne olursa olsun, matematiğin gerekli olduğu düşünülmektedir.

“Problem -ve zor olan nokta- bir matematik tartışmasından insan uygarlığının farklı yönleri hakkındaki tartışmalara nasıl geçileceğidir.” DeVito, kültürel araştırmacıların dünya dışı bilgi toplama çabasında anahtar bir görev üstlenmeleri gerektiğini sözlerine ekliyor.

DeVito, Dünya’yı kesinlikle ileri seviyede akıllı bir ırk olarak gösterme isteğimizi kabul ediyor. En iyi yüzümüzü ortaya koyarken, çok şey kazanmış ve çok şey öğrenmiş bir yaşam formu olarak görünmek istiyoruz,” diyor, “ancak öğrenecek daha çok şey olduğunun farkına varacak kadar akıllı bir tür (olarak tanınmalıyız).”

*Leonard David, National Geographic tarafından yayınlanan “Mars: Kırmızı Gezegendeki Geleceğimiz” kitabının yazarıdır. Kitap, National Geographic kanalında yayınlanan “Mars” adlı bir belgesele uyarlanmıştır. 

Makalenin aslı Live Science sitesinde yayınlanmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)