Umur Bugay: Kapitalistler de çalışıyor ama kendilerine...

Umur Bugay, iki yıl önce yayınlanan kitabında kendisini anlatıyor: Çalışmayan, boşta gezen,  mesleksizlerden dünyaya hayır gelmez. Çalışmak isteyip de iş bulamayanlara sözüm yok… Ne varsa yine işçilerde, emekçilerde var.

Abone ol

DUVAR - Senarist, oyuncu, yönetmen, dramaturg ve yazar Umur Bugay'ı bugün geçirdiği kalp krizi sonucu kaybettik. 78 yaşındaki sanatçı, Yeşilçam'dan televizyona uzanan yoğun üretimi içerisinde geniş kitlelere tarafından beğenilen ve unutulmayacak eserler bıraktı ardında. Bugay'ın hayatını anlattığı bir de kitabı vardı: Oğlum Adam Olacak...

Sanatçı, iki yıl önce yayınlanan kitabın önsözünde kendisini şöyle anlatıyordu:

"Doğumumdan bu günlere tam 76 yıl geçmiş. 10 yaşımda kunduracı yanında çıraklıkla başlamışım çalışma hayatına. Sonra kese kâğıdı imalatı, nargile için özel kömür (mangır) imalatı, vakıflarda puantörlük, muhasebe yardımcılığı…

76 yaşımı sürdürdüğüm şu günlerde de çalışmaktayım. Çalışmayan, boşta gezen,  mesleksizlerden dünyaya hayır gelmez. Çalışmak isteyip de iş bulamayanlara sözüm yok…

Ne varsa yine işçilerde, emekçilerde var. Biz hocalarımızdan, ustalarımızdan böyle öğrendik.

Evet, kapitalistler de çalışıyor, hak yememek lazım ama kendilerine çalışıyorlar.

Neyse, etnik ve mezhepsel çatışmaların giderek şiddetlendiği ülkemizde şimdi bir de toplumsal dengesizliklere parmak basarak daha fazla karamsarlık yaratmayalım…

76 yılda başımdan geçen, öykü tadında birçok anıyı, sanatçı arkadaşlarımın 'Yaz bunları. Bir kitap yap, derle. Bak kaç arkadaşımız aramızdan ayrıldı... Günler geçiyor…' baskılı uyarılarıyla yazmaya karar verdim. Sıkılmadan okur, severseniz ben de mutlu olur, sevinirim. Geçmişin yaşadığımız günlere, geleceğe de ışık tutacağına inananlardanım…"

ASKERDE KNUT HAMSUN FIRÇASI!

Bugay'ın kitapta aktardığı ve askerde yaşadığı bir anısı şöyle:

Binbaşı, bir süre sonra film alma işini tamamen bana bıraktı. Onun jeep’iyle haftada iki gün Beyoğlu’na çıkıyor, Çiçek Pasajı, Krepen’e uğruyor, arkadaşlarımla buluşuyordum. Hafta arası Piyade Okulu öğrencilerine, hafta sonları da subay ve astsubaylara ailelerine, çocuklarıyla birlikte film gösterisi vardı. 1 liraya çoluk çocuk, meşrubat, mısır patlağı dahil, Kurtköy, Pendik, Soğanağa’daki evlerinden servislerle alınıyor, sezonun en yeni yerli filmlerini izliyor, servislerle tek tek evlerinin kapılarına kadar bırakılıyorlardı.  O günlerde Üstün Karabol ile Ülkü Tamer, film ithalatı işine girmişlerdi. İçlerinde İngmar Bergman’ın da olduğu İsveç Sinemasının ünlü yönetmenlerinin filmlerini getirdiler. Ben de o hafta Knut Hamsun’un 'Açlık' romanından uyarlanan filmi aynı adlı filmi alıp gösterime girdim. Pazartesi okulun bahçesinde bir aşağı bir yukarı yürürken 'Teğmeen, gel buraya bakiim' emriyle döndüm. Çatık kaşlı Albay, 'o geçen akşam seyrettiğimiz film neydi öyle be?' diye başladı. 'İçimize fenalık geldi, herif kendini oradan oraya atıyor, çöp tenekelerinden yiyecek topluyor…' 'Getirecek başka film bulamadın mı, bize yazık değil mi be, uyuttunuz hepimizi.' (KÜLTÜR SANAT SERVİSİ)

Umur Bugay kimdir?

Umur Bugay vefat etti