TÜSİAD: Gençleri tarıma çekmeliyiz

Tarım ve gıda sektörünün, 4. Sanayi Devrimi'nin sunduğu fırsatları uygulama konusunda görece geride kaldığını belirten TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Kaslowski, "Nesnelerin interneti, yapay zeka ve blokzinciri teknolojilerinde farkındalığın artması sektörün yarattığı katma değeri tetikleyecektir" dedi. Kaslowski, tarımın, gençlerin ve girişimcilerin ilgi alanına çekilmesi gerektiğini de ifade etti.

Abone ol

DUVAR - Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği'nin (TÜSİAD) 'Sürdürülebilir Büyüme Bağlamında Tarım ve Gıda Sektörünün Analizi Çalışması' tanıtıldı. Toplantının açılışında konuşan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski, İdlib'de bir insanlık dramı yaşandığını belirterek, "Olaylar, herkes için çok acı verir noktaya geldi. Daha büyük acılar yaşanmadan, çok taraflı diplomasinin devreye girerek ateşkesi ve barışı sağlamasını temenni ediyoruz" dedi.

TÜSİAD çalışmasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kaslowski, Türkiye'nin tarımsal arazi hacmi bakımından, dünyada ilk 10 ülke arasında bulunduğunu, buna rağmen tarımsal verimliliğin ve sektörde yaratılan katma değerin hedeflenenden az olduğunu söyledi. Düşük tarımsal verimliliğin Türkiye'nin uzun vadede kendi kendine yeter bir ülke olma niteliğini riske soktuğunu anlatan Kaslowski, şu değerlendirmede bulundu:

"Üretici örgütlenmelerinin zayıflığını, üreticilerin katma değerden aldıkları payın düşük olmasını, iyileştirilmesi gereken alanların ilk sıralarında görüyoruz. Sektörün sosyal kalkınma ve istihdam politikaları ile doğrudan ve güçlü ilgisi ise bir diğer hassas etkileşim alanını oluşturuyor. Sektörün yıllardır yaşadığı yapısal sorunlar yanı sıra iklim değişikliği, artan nüfus, azalan doğal kaynaklar, göç gibi tüm dünyanın da sorunu olan konular, gündemi daha da zorlu kılıyor. Neticede, tarım sektörümüzün potansiyelini gerçekleştirmesi için önümüzde tüm paydaşlar olarak azimle ele almamız gereken hacimli bir öncelikler listesi var."

2050'DE GIDA İHTİYACI YÜZDE 60 ARTACAK

Kaslowski, hızla değişen küresel dinamikleri dikkate alan ülkelerin, rekabetçiliklerini artırmak için avantajlarının olduğu sektörleri ön plana çıkardığını vurgulayarak, "Oysa tarım ve gıda sektörüne, salt ülkelerin rekabetçiliği merceğinden bakmak son derece eksik bir bakış oluyor. Birleşmiş Milletler'in tahminlerine göre, dünya nüfusu 2050 yılına kadar yaklaşık 10 milyara çıkacak. Bu durum da şu anki gıda üretiminin yaklaşık yüzde 60 artması ihtiyacı anlamına geliyor. İklim değişikliğine bağlı sel, kuraklık gibi ekstrem hava olaylarının ise gıda fiyatlarını 2050 yılına kadar yüzde 45 artırması bekleniyor. Bu veriler de gösteriyor ki gıda değer zinciri, tüm dünyanın gıda güvencesi ve sürdürülebilirliği için kritik önemde" uyarısında bulundu.

815 MİLYON İNSAN YETERSİZ BESLENİYOR

Dünyada yaklaşık 815 milyon insanın kronik olarak yetersiz beslenirken, üretilen gıdanın 3'te birinin kaybolduğunu aktaran Kaslowski, "Depolama ve altyapı eksikliği, küçük üreticilerin pazara erişim sorunları, gıdanın, daha tüketiciye erişemeden kaybolmasının ana nedenleri... Ülkemizde örneğin, yaş sebze ve meyvede kayıp oranının yüzde 50'ler mertebelerine ulaşabiliyor olması bu konuyu kritik öncelikler arasına taşıyor" dedi.

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Kaslowski, sektörün durumuna bakarken bir diğer merceğin de kentleşme olması gerektiğine işaret ederek, Türkiye'nin nüfusunun yüzde 90'ından fazlasının şehirlerde ve ilçelerde yaşadığına dikkat çekti. Sektördeki ölçek sorununa, kırdan kente göç, yaşlanan tarım nüfusu gibi etkenler de eklendiğinde konunun sosyal öncelik alanlarının da netleştiğini belirten Kaslowski, "Tarımı gençlerin, girişimcilerin ilgi alanına çekmeliyiz. Bu çerçevede, eğitim reformunun ve teknolojik gelişmelerin kayda değer rol oynayabileceğine inanıyorum" önerisinde bulundu.

Şimdiye kadar tarım ve gıda sektörünün, 4. Sanayi Devrimi'nin sunduğu fırsatları uygulama konusunda görece geride kaldığını ifade eden Kaslowski, "Nesnelerin interneti, yapay zeka ve blokzinciri teknolojilerinde farkındalığın artması sektörün yarattığı katma değeri tetikleyecektir" açıklamasını yaptı.

ÖZİLHAN: EN BÜYÜK SIKINTIYI ÜRETİCİ YAŞIYOR

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan ise tarımın stratejik öneme sahip olduğuna vurgu yaparak, sektördeki sorunları şöyle sıralad: "Tarım ve gıda sektörlerimizin piyasa yapısı kapsamlı bir bakış açısı ile incelendiğinde; artan girdi fiyatları ve bundan etkilenen gıda enflasyonu, çok sayıda oyuncunun olduğu uzun tedarik zinciri, yetersiz sektörel örgütlenme ve finansman sıkıntısı gibi sorunların olduğu bir yapıda en büyük sıkıntıyı üretici yaşamaktadır. Bu da sektörün sürdürülebilirliği açısından en önemli sorun olarak karşımıza çıkıyor. Üreticilerin katma değerden daha fazla pay alabilmesi için sektörel örgütlenmenin gelişmesi ve ölçek sorununun ortadan kalkması gerekiyor."

GÖKYİĞİT: DOĞA İLE BARIŞMALIYIZ

Tekfen Holding'in Kurucu Onursal Başkanı Ali Nihat Gökyiğit de konuşmasında, iklim krizinde yaşanan kuraklığa dikkat çekti. İnsanlığın artık sermayeden yemeye başladığını ifade eden Gökyiğit "İnsanoğlu ile doğa arasında bir çatışma yaşanıyor. Bu savaşın galibiyeti de hiç şüphesiz doğa olacaktır. Doğa ile barışmak mecburiyetindeyiz" dedi.

'Sürdürülebilir Büyüme Bağlamında Tarım ve Gıda Sektörünün Analizi' çalışmasının koordinatörü Boğaziçi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Gökhan Özertan "Tarımı yönetmek zor. Politikalarda ölçeğe dikkat etmeniz gerekiyor. Resim oldukça karışık. Araştırma eğitimi ve bilgiyi yaymamız gerekiyor. Bunların hepsinin çiftliğe dönmesi gerekiyor" tespitini yaptı.

AKMAN: MAAŞIN YÜZDE 60'I GIDAYA GİDİYOR

OECD/BIAC Gıda ve Tarım Komitesi Başkanı, ANAKO Yönetim Kurulu Başkanı Metin Akman, çiftçinin refahının artması durumunda tarımda önemli bir mesafe alınabileceğini vurgulayarak, devlet desteklerine karşı çıktı. Türkiye'de çalışanların maaşlarının yüzde 60'ının gıdaya harcandığını, diğer ülkelerde bu oranın yüzde 10 olduğunu anlatan Akman, gıda enflasyonunun düşürülmesi gerektiğini söyledi.

AKYÜZ: TARIM OLMAZSA OLMAZ

TGDF Başkan Vekili Rint Akyüz, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan'ın 'tarım stratejik öneme sahip' sözlerine atıfta bulunarak, “Bu stratejik değil, olmazsa olmazdır. Adil ticaretimiz yok. Kayıtdışı ticaretin yarattığı haksız rekabet inanılmaz bir oranda"dedi.

Konuşmacılardan TFI-TAB Gıda Yatırımları Yönetim Kurulu üyesi Melih Araz "Ankara'ya sesleniyorum. 10 yıl önce tarım gayrisafi milli hasılası ülke gelirinin yüzde 10'unu teşkil ediyordu artık bu oran yüzde 6'ya düştü. Tarıma pek önem verilmiyor" eleştirisinde bulundu.

EKER: BENİ CUMHURBAŞKANIM GÖNDERDİ

Eski tarım bakanı Mehdi Eker ise toplantıya katılımını Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın istediğini belirterek, "Toplantıdaki raporlar, fikirler ve görüşlerle ilgili kendisini bilgilendirmemi istedi. Sunulan rapor ve politikaları değerlendirip cumhurbaşkanımıza aktaracağım" dedi.

Araz'ın sözlerine tepki gösteren Eker "Oranlar böyle değil. 230 milyar dolar gelirin yüzde 23'ü. Doğru, ancak 23'ten 61'e çıkarttım. Bu durup dururken olan bir şey değil. Önemli reformlar yapıldı. Tarım her sene aslında bir başlangıçtır. Türkiye'de bir tarım kanunu yoktu. Biz 2006 yılında tarım kanununu çıkardık. Çiftçiye yapılan doğrudan ödeme bizim kültürümüze özgü bir şey değil. Tarımdaki değişim, bütün bir zihniyetin değişimidir. Türkiye su zengini değil, su fakiri bir ülke. Toplumda ciddi bir enformatik kirliliği var. Bilgi demiyorum çünkü bilgiye olan saygımdan. Bu enformatik kirlilik bir süre sonra enformatik cahilliğe dönüşür" dedi.