Türkiye'nin ortalama kilosu 73.5, obez oranı yüzde 21.1

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, ölümle sonuçlanabilen sağlık sorunlarına neden olan obeziteye ilişkin rapor hazırladı. Türkiye’de obez birey oranının 12 yılda yüzde 15,2’den yüzde 21,1’e yükseldiği, ortalama kilo oranının da 70,8’den 73,5’e çıktığı belirtilen raporda, “Toplum sağlığı merkezlerine gereken önemin gösterilmemesi, obezite eğitimlerinin verilmemesi, beslenme ve diyet uzmanlarının yeteri kadar istihdam edilmemesi obeziteyi artıran etmenlerin başında gelmektedir” denildi.

Abone ol

ANKARA - CHP Genel Başkan Yardımcısı, İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, ülkelerin en önemli sağlık sorunları arasında yer alan obeziteye ilişkin rapor hazırladı. Türkiye’de koruyucu sağlık hizmetlerine gereken önemin verilmemesinin obezite artış oranlarıyla görünür olduğu belirtilen rapora göre 15 yaş ve üstü obezite oranı 2008 yılında 15,2 iken 2019 yılında yüzde 21,1’e yükseldi. Türkiye’de yaşayan bireylerin ortalama kilo oranı da yıllar içerisinde artış göstererek 73,5’e çıktı.

NORMAL KİLOLU BİREY ORANI GERİLEDİ

Uzmanlar tarafından ‘modern çağın hastalığı’ olarak ifade edilen obezite, vücutta neden olduğu problemlerin yanı sıra birçok ölümcül hastalığın oluşumuna da kaynaklık ediyor. Türkiye’de 2008 yılında yüzde 15,2 olan obez birey oranı geride kalan 12 yıl boyunca artış gösterdi. 2010 yılında 16,9, 2012 yılında 17,2, 2016 yılında 19,6 olan obez birey oranı 2019 yılında yüzde 21,1’e çıktı.

Obezite raporuna göre, 2008 yılında yüzde 48,2 olarak kayıtlara geçen normal kilolu birey oranı 2019 yılında yüzde 40,1’e geriledi. Obezite oranının yıllar içerisinde arttığı süreçte obez öncesi birey oranı da 2019 yılında yüzde 35 olarak kayıtlara geçti.

Düşük kilolu birey kategorisinde de normal kilolu kategorisi gibi azalma eğilimi gözlendi. 2008 yılında toplumun yüzde 4,2’si düşük kilolu kategorisinde yer alırken bu oran 2019 yılında yüzde 3,8’e geriledi.

TÜRKİYE’NİN YAŞ GRUPLARINA GÖRE KİLO ORTALAMASI

Türkiye’de tüm yaş gruplarında ortalama kilo oranları yıllar içerisinde arttı. 2008 yılında Türkiye’nin ortalama kilosu 70,8’ken bu sayı 2019 yılında 73,5’e çıktı.

2008 yılında 62 olan 15-24 yaş arası ortalama kilo yıllar içerisinde artış göstererek 64,6’ya, 25-34 yaş arasındaki ortalama kilo 69,9’dan 71,9’a, 35-44 yaş arasındaki ortalama kilo 74,8’den 76,4’e yükseldi.

45-54 yaş arası bireylerin 2008 yılındaki ortalama kilosu 76,4’ken 78,7’ye, 55-64 yaş arasındaki bireylerin 75,9’ken 77,9’a, 65-74 yaş arasındaki bireylerin ise 74,2’ken 76,2’ye çıktı. Geride kalan yıllar içerisinde 75 yaş ve üzeri bireylerde de ortalama kilo oranında artış sürdü ve 2019 yılı verilerine göre bu yaş grubunun ortalama kilosu 70,1 olarak kayıtlara geçti.

‘KORUYUCU SAĞLIK YAKLAŞIMINA GEREKEN ÖNEM VERİLMİYOR'

“Obezite verileri ülkemizde koruyucu sağlık yaklaşımına gereken önemin verilmediğinin kanıtıdır” denilen raporun değerlendirme bölümünde şu uyarı ve öneriler yer aldı:

ÖNLEMLER ALINMADIĞI İÇİN YÜKSELDİ: Koruyucu sağlık yaklaşımının ilk basamağı olan temel korumada obezitenin engellenmesidir. İkinci basamak olan birincil korunmada ise risk faktörleri mevcut iken koruyucu eylem ile hastalığın oluşmasını önlemek ve derecesini azaltmak amaçlanır. Obez kişilerde koroner arter hastalığı veya diyabet gelişimini engellemek için diyet ve egzersiz önerilmesi bu kapsamda yer almaktadır. “Sağlıkta reform” diyerek sağlığın ticari bir metaya dönmesini amaçlayanlar bu önlemleri almadığı için obezite 11 yılda yüzde 38,9 oranında artmıştır.

MİLLİ EĞİTİM VE SAĞLIK BAKANLIĞI ORTAK ÇALIŞMALI: Toplum sağlığı merkezlerine gereken önemin gösterilmemesi, obezite eğitimlerinin verilmemesi, beslenme ve diyet uzmanlarının yeteri kadar istihdam edilmemesi obeziteyi artıran etmenlerin başında gelmektedir. Obezitenin eğitim hayatı ile artışa geçtiği veriler ile ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle Milli Eğitim Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının beslenme eğitimi için kalıcı bir çözüm için çalışma yapmaları gerekmektedir. Mevcut uygulamada belli yerlerde, sınırlı beslenme eğitimleri yapılmaktadır. Ülkemizdeki birçok okuldaki öğrenci eğitim- öğretim hayatı boyunca hiç beslenme eğitimi almamaktadır. İki bakanlığın eğitimin başladığı ilk sınıftan üniversiteye kadar, diyetisyenler tarafından dengeli ve sağlıklı beslenme dersleri verilmesi sağlanmalıdır. İktidarın “Sağlıkta reform” adıyla topluma sunduğu sistem hastaneleri şirket, hastaları müşteri haline getirdi. Sağlık sistemi çöktü. Hastalık sayıları artarken, koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmetlerine önem verilmedi.