Türkiye'de müzik sustu!

Terör, 15 Temmuz, OHAL derken Türkiye 'müziksiz bir yaşam'ın eşiğinde. Üniversite şenliklerinde iptaller yüzde 97 oranına yaklaştı. Krize giren sektörün önde gelen bir ismi, “Devlet 2017’ye el atmazsa, kimsenin kaliteli müzik beklentisi olmasın” diyor.

Abone ol

DUVAR – Müziğin insanları daha mutlu hissettirdiği sayısız araştırmayla sabit... Nietzsche de "Müziksiz yaşam bir hata olurdu" diye boşuna 'buyurmamış' olmalı. Fakat görünen o ki, Türkiye birkaç yıldır tam da o hatayı yapıyor.

Bombalı saldırılar, asker kayıpları, 15 Temmuz darbe girişimi ve OHAL derken, konser organizasyonları yok denecek kadar azalmış durumda. Son birkaç yıla iptaller damga vurdu. 2017 şimdiden 'iptal edilecek konserlerin bile olmayacağı' bir seneye dönüşme yolunda. "Memlekette bunca sorun varken sıra eğlenceye mi geldi" demeyin. Zira sadece sahnede gördüğümüz 'yıldız'lar değil, müzisyenlerden ışıkçılara, şoförlerden organizatörlere, bütün bir sektörü etkileyen, üstelik halkın halkın ruh haline sirayet etmenin eşiğindeki bir kriz yaşanıyor.

'BÖYLE GİDERSE MAGAZİNCİLERE BİLE İŞ ÇIKMAZ'

Türkiye'nin en deneyimli organizatörlerinden biri sektördeki krizi şöyle özetliyor: "İdam sehpasındayız. 2017 bizim kilit noktamız. Devlet 2017’ye el atıp organizasyonlar düzenlemezse, üretim ve kazanç olmaz. Dolayısıyla Türkiye’de kimsenin kaliteli müzik beklentisi de olmasın. Magazincilere bile konu çıkmayacak. Ülkede çok farklı durumlar olacak. O duruma gelirse ülke çok şey kaybeder. Düşünsenize, konser düzenlenmediği için sanatçılar albüm yapmamaya başlayacak."

ÜNİVERSİTE ŞENLİKLERİNİN YÜZDE 97'Sİ İPTAL

Düzce Üniversitesi'nin 2014'teki bahar şenliği.

Devletle de iş yaptığı için adı bizde saklı olan organizatör, 'müziksiz Türkiye'nin istatistiklerini şöyle veriyor: Planlı konserlerin iptal oranı son dönemde yüzde 95'i buldu. Üniversite festivallerinde yüzde 97’ye varan iptaller söz konusu. 2015'in 19 Mayıs haftasında bir günde 4-5 organizasyon düzenlediklerini, toplamda 64 iş yapıp "Zayıf geçti" diye isyan ettiklerini hatırlatıyor ve ekliyor:

"Mayıs 2015'de 64 iş yapıp isyan ederken, 2016’ da 5 iş yapıp isyan etme lüksümüz bile olmadı. 2017 Mayıs ayında ne olacağını bilmiyoruz. Bir tane bile olmayabilir."

'BOĞULAN İNSANLARA CANSİMİDİ ATABİLİRİZ'

Organizatör, "Belediyelerde birebir yaşadığım konu şu" diye devam ediyor: "Festivale karar veriliyor, sonra genel merkezden gayrıresmi bir iptal kararı çıkıyor. Zaten terörün amacı kaos yaratmak değil midir? Biz o kaosun içinde boğuluyoruz. Biz o boğulan insanlara cansimidi atan bir sektörüz aslında."

TEK BİR İPTAL: YAKLAŞIK 180 KİŞİNİN EKMEĞİ

Bir konserin iptali, ortalama 180 kişinin ekmeğine mal oluyor. Söz gelimi bir pop sanatçısının konserinde en az 7-8 kişilik bir orkestra, sanatçının menajeri, asistanı, ekibi taşıyacak şoför, uçak biletlerini kesecek acente, otel, güvenlik şirketi, ses ve ışık sistemini getirecek kamyon şirketi, bu sitemde çalışacak insanlar derken yaklaşık 65-70 kişi ekmeğinden oluyor. Her birinin bakmakla yükümlü olduğu en az iki kişi ve onlarca konser iptal edilirken, koca bir sektörün diken üstünde olduğu ortada.

KONSER VARSA PARA VAR, YOKSA YOK

Bu durumun en ağır yüklerinden biri de, bizzat müzisyenlerin üzerinde. Maaşlar konser başına 500-1000 TL arasında. Konserler sürekli iptal ediliyor ama onların enstrümanlarını ve kostümlerini 'gıcır gıcır' tutmak, provalara gitmek ve ailelerini geçindirmek gibi bir yükümlülüğü var.

Tanınmış sanatçılarla sahneye çıkan bir müzisyen (o da ismini vermekten çekiniyor), "10 yıl önce bir gecede 700 TL kazanırken bugün bu para 500 TL'ye düştü" diyor. Ve, "Bu kadar dibe vuracağını kimse tahmin etmedi" dediği krizin, güvenlik endişesi kaynaklı iptaller kadar iktidar baskısından da kaynaklandığını savunuyor.

MÜZİK DÜKKANLARI DA ZORDA

Zincirleme etki, enstrüman satan dükkanları da vurmuş durumda. Kadıköy'ün en eski müzik dükkanlarından Whisky geçen sene kapandı. Keza Galata'nın meşhur Galip Dede Caddesi'ndeki bir handaki birçok müzik dükkanı da... Cadde üzerindeki bir dükkanın çalışanı büyük mağazaların bazı markalar üzerinden tekelleşmesinin bu durumda etkili olduğunu gizlemiyor. Fakat "İşler son iki yıldır düzenli olarak kötüye gidiyor" diyor. Bir dizi stüdyonun da kapanma ya da küçülme yoluna gittiği rivayetler arasında.

'KÜLTÜR BAKANI'NA SESLENİYORUM'

Peki ne yapılabilir? Sektörün öncülerine göre, devletin duruma el atması şart. Ve sadece iptal kararlarını azaltarak değil, aynı zamanda denetimleri artırarak ve vergilendirme yasalarını yeniden düzenleyerek de. Gazete Duvar'a konuşan organizatör, "Sizin aracılığınızla Turizm ve Kültür Bakanlığı'na seslenmek isterim" diyor: "Lütfen sektöründe öncü olan isimlerle toplantı organize etsinler. Sektörde nasıl bir paranın döndüğü, nasıl bir kirlilik olduğu araştırılsın. Nasıl bir vergi kaybının olduğunu, nasıl paraların döndüğünü ele alsınlar. Bakanlık tedbir alsın."

'HİÇBİR SANATÇI TAM VERGİ VERMEZ'

Şikâyetleri ve önerileriyse şöyle:

  • Vergi politikası yeniden düzenlenmeli: "Sektörde neredeyse kimse yüzde 18 oranında KDV ve yüzde 22 oranında stopaj vergisini ödemiyor. Zira bu, zararına bile düzenleniyor olsa 10 bin TL maliyeti olan bir etkinlikte 4 bin 750 TL'lik vergi anlamına gelir. Türkiye’de sanatçılar vergilerini tam anlamıyla ödenmesini istese de hiçbir organizasyon toplamda yüzde 50’ye varan vergiye sıcak bakmaz. Bu durumda da resmiyette yaklaşık dörtte bir oranında vergilendirme yapılıyor. Yani sanatçı da organizatör de dört dörtlük çalışmıyor. Dört üçlük çalışanlar var ama genelde dört birlik çalışılıyor. Vergi politikasının yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Devletin elden kaçırdığı çok ciddi bir vergi var.”

'AMATÖR VE ÇANTACI ORGANİZATÖRLER DEJENERASYON YARATTI'

  • Organizatörlerin 'ehliyeti' olmalı: "Son dönemde bizim ‘çantacı’ dediğimiz organizatörler türedi. Eline çantayı alıyor, matbaadan kart bastırıyor. Sektörde ciddi bir dejenerasyon var ve bu da bazı kayıpları yanında getirdi.

'BELEDİYELER BROŞÜR KONSERLERİNE BAŞLADI'

  • Amacına uygun etkinlikler düzenlenmeli: Belediyeler broşürlerinde halka etkinlik yaptığını belirtmek amacıyla kültür merkezi konserleri düzenliyor. Tanıtım minimum seviyede; izleyenlerin sayısı organizasyon ekip sayısının neredeyse yarısı. Bir başka deyişle, ortalama 30 bin TL'ye mal olan bir organizasyonu bile 30'dan fazla izleyiciye sunamıyorlar. Madem bunlar düzenleniyor, en azından huzurevinden, çocuk esirgeme kurumundan izleyiciler davet edilsin.”

'İZİNSİZ KONSERLER DENETLENMELİ'

  • Denetim artmalı: "Şu anda valilik, kaymakam ve emniyetten izin almadan havai fişek gösterisi yapamazsınız. 3-5 dakikalık bir gösteri için onlarca ruhsat, atış belgesi ve çeşitli belgeler sunulması zorunludur. Aynı titizlikte bir düzenleme konserler için getirilmeli, izni olmayan konserler yapılmamalı. Bu anlamda ciddi yaptırım uygulanmalı. Bir sanatçının 60 konser yaptığı, devletin haberinin olmadığı, vergi almadığı durumlar yaşanıyor. Ses ve ışık sistemleri çok ciddi bir konu. Herkes gelip tesisat kuruyor. Zemin ıslak mı, iznin var mı, hangi malzemeyi kullanıyorsun, bunlar sorulmuyor. İşin ehli olmayan insanların bu işi yapamaması şart."

'HALKI MÜZİK İYİLEŞTİRİR'

  • İptaller konserleri hedef almamalı: "Belediye başkanları sokağa çıktığında halkın şikâyet ettiğini, hayata dair gerginliğini görüyorsa, ilaç olarak mutlaka etkinlik düşünmeli. Konserler ve benzer etkinlikler halk üzerinde ciddi terapi ve ilaç niteliği taşır. Halkın tedaviye, mutlu olmaya ihtiyacı var. Neden sadece konserler iptal ediliyor?”

'YAŞAM TARZINA BASKI VAR'

  • Her çeşit organizasyon yapılabilmeli: "Bu memlekete, semezanlerin döndüğü, Kuran-ı Kerim'i en iyi okuyanların yarıştığı organizasyonlar da, iki genç sevgilinin birayla keyif alarak izleyeceği rock festivalleri de lazım. Yaşam tarzı anlamında ciddi sıkıntılar, gözükmese de baskı var. Alkollü içecek sponsorluklarının tamamen kaldırılması da rock festivallerini ciddi anlamda sekteye uğrattı."