‘Türkçe konuşmuyorlar diye çocuklara pamuk şekeri verilmedi’

Sığınmacılar Platformu, deprem bölgesinde sığınmacılara yönelik hak ihlallerini raporladı. Taha Elgazi, “Suriyeliler depremzede şuurunu yaşayamıyorlar” dedi.

Abone ol

DUVAR - Sığınmacı Hakları Platformu, 21 Mart Dünya Irkçılıkla Mücadele Günü'nde, 'Deprem sonrası durum ve yaklaşan seçimler' konulu bir toplantı düzenledi. Sığınmacı Platformu, 11-12 Mart tarihleri arasında aktivistlerden oluşan bir heyeti Suriyeli mültecilerin yaşadıklarını raporlamak için deprem bölgesine gönderdi. Toplantıda deprem bölgelerinde hazırlanan rapor açıklandı.

Deprem bölgesine giden heyette yer alan Taha Elgazi, İstanbul'daki toplantıda yaptığı konuşmada, “Suriyeliler depremzede şuurunu yaşamıyorlar. Sürekli hedef gösteriliyor. Sürekli ötekileştiriliyorlar. Bundan bir an önce vazgeçilmedi” dedi.

‘SURİYELİLERİ İLK KEZ BU KADAR ÖFKELİ GÖRDÜK’

Depremin büyük yıkıma neden olan illerde mülteci nüfusun yoğun olarak yaşadığı belirtilen raporda, “Suriyelileri ilk kez bu kadar öfkeli gördük, deprem bölgesinde kalan Suriyeliler en yoksul kesimin yemek yemeye, su almaya paraları yok. Suriyelilerin kaybedecek hiçbir şeyleri kalmamış, sadece ilkel çadırları var. Depremin ilk gününden itibaren medyada da sık sık yazıldığı gibi, arama kurtarma ve yardım faaliyetleri konusunda göçmenlere yönelik bariz bir ayrımcılık uygulandı. Görüşmelerimiz sırasında bu durumla ilgili somut örnekleri sık sık dinledik. Göçmenler, ayrımcılık konusunda yaşadıklarını, depremin 35’inci günü bölgeyi ziyaretimizde bize de anlattılar, ayrıca kendimiz de ayrımcı uygulamalara şahit olduk” denildi.

‘LEĞENDE BANYO YAPIYORLAR’

Raporda şunlara yer verildi: “Banyo için kurulan su tanklarından su taşıyıp sobanın üzerinde suyu ısıtıp kovalarla yıkanıyorlar. Çadırın gideri olmadığı için leğen içinde banyo yapıyorlar. Sonra o kirli suyu taşıyıp döküyorlar. Kadınların yükü arttı. Bir çocuk ağlıyor, öbür çocuk kayboluyor... Enkaza gitmesin diye öbür çocuğun peşinden koşturuyor. Yemekler çadırda tabaklara konup yeniyor. Yine su taşınıyor, ısıtılıyor, kadınlar bulaşığı yıkıyor. Kadınlar çamaşırlar için suyu getiriyor, sobada ısıtıyor, leğende yıkıyorlar.”

‘TÜRKÇE KONUŞMUYORLAR DİYE PAMUK ŞEKERİ VERİLMEDİ’

Hazırlanan raporda, Sivas Ülkü Ocakları’nın Suriyeli çocuklara yönelik ayrımcı yaklaşımlarına da yer verildi: “Bir siyasi parti il teşkilatı, çocuklar için pamuk şekeri getirmiş. İki Suriyeli kadınla sohbet ederken, 9 aylık hamile olan bir kadın yanında üç yaşında olan bir çocukla beraber yanımıza geldi. Pamuk şeker sırasına girmişler. 'Türkçe konuşanlara verdiler, bize vermediler' diye anlatırken gözlerinden yaş geldi. Sonra yaşı daha büyük olan Suriyeli bir çocuk o üç yaşındaki çocuğu aldı ve pamuk şekeriyle beraber geldi. Çünkü o Türkçe biliyordu.”

‘DEPREM VE AYRIMCILIK’

Rapora göre birkaç gün önce faaliyete giren konteyner kente Suriyeliler e-Devlet üzerinden başvurduklarını söyledi. Beraber başvuru yaptıkları bazı Türkiyeli ailelerin kabul edildiğini söyleyen depremzedeler, bildikleri kadarıyla hiçbir Suriyeli ailenin konteyner kente kabul edilmediğini belirttiler. Çadır alanındaki Türkiyelilerle sorun yaşamadıklarını belirten Suriyeliler çadır tedarikinde ayrımcılığa uğradıklarını ifade ettiler. Bugün kullandıkları çadır, AFAD'dan daha iyi bir çadır alabilen Türkiyeli bir aile tarafından verilmiş. Diğer bir Suriyelinin kaldığı çadır da Kızılay görevlilerinin kullandığı ve ayrılırken bıraktıkları çadır.

‘KİMSESİZLER MEZARLIĞI’

Hatay Mobilyacılar Organize Sanayi Bölgesinde kocaman bir kimsesizler mezarlığı var. Hatay'da kimliği tespit edilemeyen cenazeler buraya gömülüyor. Buna ilişkin raporda, “Yüzlerce mezarın olduğu mezarlıkta isimler çok az. Mezarlara numara verilmiş. 1'den 800'e kadar numaralı mezarlar 1-2-3 Ada ve A-B-C-D-E-F parsel olarak ayrılmışlar. 5-10 bin arası mezar var. Bazılarına isim yazılmış. İki Suriyeli isim gördük. Birkaç tanesine mezar taşı yapılmış. Bazılarının üzerine küçük bir kumaş, bir şapka, bir atkı gibi şeyler asılmış. Biz orada iken bir mezar kazıldı. Cenaze arabası ile mezarlıktan çıkarıldı ve götürüldü. DNA ile eşleşme sağlandı o nedenle cenaze ailesine teslim ediliyor diye düşündük. Arada bazı mezarlara “boş” kelimesi yazılmış muhtemelen cenazeler ailelerine verilmek üzere çıkarılmış. Bütün mezarların üzerine kireç dökülmüş. Askerler sürekli devriye geziyor. Arabadan mevlüt okunuyor. Kimsesizler mezarlığı depremde yaşanan felaketi bir kez daha gözümüze soktu. Cenazelerine bile sahip çıkabilecek kimsesi kalmamışlar mezarlığı” ifadelerine yer verildi.