Togolu Romeo’nun arkadaşları: Bir kişi daha eksilmek istemiyoruz

Aldığı cep telefonunu iade etmek isterken satıcının bıçak darbeleriyle hayatını kaybeden Togolu Romeo için arkadaşları bugün bir araya geldi. Esenyurt’ta yapılan anmada hüzün ve öfke hakimdi.

Abone ol

DUVAR - Togo’dan Türkiye’ye üç yıl önce geldi Romeo. Geride eşini, beş yaşındaki oğlunu, annesini ve kardeşini bıraktı. Burada kazandığı parayla ailesine destek olacaktı. Türkiye’den aldığı ürünleri Togo’ya gönderiyor, ufak çaplı ticaret yapıyordu. 3 arkadaşıyla birlikte Esenyurt’ta bir evde yaşıyordu. Telefonu bozulduğu için yenisini almak istedi. Facebook aracılığıyla birinin cep telefonu sattığını gördü. Hem istediği gibi orijinal hem de bütçesine uygundu.

Telefonu almak için buluştu, parasını ödedi. Eve döndüğünde telefonun ilandaki gibi orijinal olmadığını anladı. Hemen satıcıyla irtibat kurdu, telefonu verip parasını geri almak istedi. Ancak satıcı buna yanaşmadı. 3 ya da 4 kere telefonu vermek için mesaj attı satıcıya. Satıcı ne telefonu almaya ne de parayı geri vermeye hevesliydi. 7 Eylül günü Romeo’nun bir arkadaşı telefonu satan kişiyi Esenyurt Yenimahalle civarında gördüğünü söyledi. Satıcıya bir türlü ulaşamadığı için evden çıkıp geldi Romeo. Satıcıya tekrar derdini anlattı. Bu sefer de satıcı telefonu alıp gitmek istedi. Parayı geri ödemeye yanaşmadı. Romeo ile aralarında tartışma çıktı. Yanındaki bıçağı Romeo’nun göğsüne saplayan satıcı kayıplara karışırken, Romeo olay yerinde öldü.

“Ailesi onu buraya umutlarla gönderdi. Para kazanıp ülkesine dönecekti ama şimdi cenazesi gidecek” diyerek üzüntüsünü paylaştı arkadaşı Farik.

Anmaya katılanlardan bazıları "Romeo için adalet" yazılı tişört giydi.

‘DÜN FESTUS, BUGÜN ROMEO, YARIN KİM?’

34 yaşındaki Romeo’nun öldürülmesi, uzun süredir ırkçı saldırılara maruz kalan Afrikalı mültecilerde büyük üzüntü ve öfkeye neden oldu. Sosyal medya üzerinden haberleşen Afrikalı mülteciler, hem arkadaşlarını anmak hem de olayı protesto etmek üzere bu sabah Esenyurt Necmi Kadıoğlu Devlet Hastanesi önünde bir araya geldi. Yaklaşık 100 kişilik grubun tek istediği, hastane önünde yazdıkları metni okumak ve Romeo’nun öldürüldüğü yere gidip çiçek bırakmaktı. Ancak polis, bütün grubun yürüyüşüne izin vermedi. Yürünmesi halinde gözaltı yapılacağı söylendi. Polisle müzakereler sırasında gergin anlar da yaşandı. Afrikalı mülteciler zaman zaman “yeter artık” diye bağırdı. Israrlar sonucu, yaklaşık 15 kişilik bir grubun yürümesine izin verildi. Yürüyüş öncesi Romeo için yazılan metnin Fransızca, Türkçe ve İngilizce olmak üzere üç dilde okunmasına da onay çıktı, “hızlı” olmak kaydıyla. Metinde Romeo’dan önce öldürülen Afrikalı mülteciler hatırlatılarak cezasızlığa dikkat çekildi. Hastane önünde toplanan kalabalık içinde Romeo ile hiç karşılaşmamış olanlar da vardı. Orada olma sebeplerini, “Dün Festus, bugün Romeo, yarın kim?” sorusuyla açıkladılar.

Polis küçük bir grubun yürüyüş yapmasına izin verdi. 

POLİS EŞLİĞİNDE YÜRÜYÜŞ

12 kişilik grup, hastane önünden Romeo’nun öldürüldüğü noktaya polis korteji eşliğinde gitti. Polis, slogan atmamaları ve bayrak açmamaları şartını koydu. Gözyaşları içinde, ellerinde çiçeklerle, sessizce yürüyen grup yaklaşık 15 dakika sonra Romeo’nun öldürüldüğü yere ulaştı. Kaldırıma çiçekler bırakıldı, hem Müslümanlar hem de Hıristiyanlar için dualar okundu. Polisin “yeter bu kadar, hadi dağılın” uyarısına gruptan biri “Bize hep hayvan gibi davranıyorsunuz, hayvan değiliz biz” diyerek tepki gösterdi. Sadece üzgün değil, kızgınlardı da… Romeo’nun arkadaşlarından Danis, “Eğer yeter demezsek Romeo ne ilk ne de son olacak. Artık bir kişi daha eksilmek istemiyoruz” dedi. Her birinin anlatacak bir ırkçılık hikayesi vardı. “6 ayda 8 kere kapıma polis geldi” diye özetledi içinde bulunduğu durumu Danis. Komşuları tarafından istenmediğini, vazgeçip gitmesi için de sürekli başka bahanelerle polise şikayet edildiğini söyledi.

Romeo'nun arkadaşları hem Romeo'yu hem de maruz kaldıkları ırkçılığı anlattı. 

‘BİZ SANKİ KÖLEYİZ’

Tekstil atölyesinde çalışan Bilal, sömürülmekten bıktığını anlattı: “İş yerinde Türk çalışanlarla bize çok farklı davranıyorlar. İnsanlara saygısızlık etmiyoruz ama aldığımız karşılık ırkçılık oluyor. Çok çalışıyoruz ama paramızı vermiyorlar ve ne yaparsan yap diyorlar rahatça. Biz sanki köleyiz.” Türklerin Afrikalılara “evcil hayvan” gibi davrandığını söyleyen Bilal, eşit insan muamelesi görememekten şikayetçi. Bilal karşılaştığı davranışı “Gündelik hayatımızda Türkler nasıl yaşıyor, nasıl davranıyorsa öyle yapıyoruz ama o zaman da bizden nefret ediyorlar. Çünkü öyle bir hayata layık olmadığımızı, hep daha kötüsünü hak ettiğimizi düşünüyorlar” cümleleriyle ifade etti. Romeo’nun cesedinin adli tıpta olduğunu hatırlatan Farik adli tıp sonuçlarının iki aya kadar çıkacağını söyledi. Polisin, katilin kimliğinin belirlendiği bilgisini verdiğini söyleyen Farik “Neden hemen gidip yakalamıyorlar” diye sitem etti. Romeo’nun arkadaşlarının tek bir isteği var; adalet. Katilin yakalanmasını ve cezalandırılmasını talep edip eklediler: “Eğer adli tıptan cenazemizi almaya geldiğimiz katil hala yakalanmamış olursa, bu sefer tavrımız çok daha başka olacak. Sadece Türkiye’de değil, tüm dünyadaki Afrikalılar olarak eylem yapacağız. Bizi sınır dışı ederseniz edin.”