Tez-Koop-İş: AVM çalışanlarının yüzde 20’si Covid’e yakalandı

'Evde kal'amayan yüz binlerce AVM çalışanının, zaten zor olan çalışma koşulları pandemiyle birlikte daha da ağırlaştı. Salgın koşullarında örgütlenme faaliyetlerine hız veren ve son altı ayda üye sayısını 30 binin üzerinde arttıran Tez-Koop-İş Sendikası'nın Genel Başkanı Haydar Özdemiroğlu: "AVM çalışanlarının yüzde 20’si Covid-19’a yakalanmış durumda. Uzun saatler boyunca düşük ücretlere çalışan bu insanlar, o ışıltılı ve görkemli yapılarda inanılmaz kötü koşullara mahkûm edilmiş durumdalar."

Abone ol

Mahir Bağış

ANKARA- Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın işkollarındaki işçi sayılarını ve sendikaların üye sayılarına ilişkin 2021 Ocak ayı istatistikleri yayımlandı. Verilere göre 10 No’lu Ticaret, Büro, Eğitim ve Güzel Sanatlar İşkolunda örgütlü ‘Türkiye Ticaret, Kooperatif, Eğitim, Büro ve Güzel Sanatlar İşçileri Sendikası’ (Tez-Koop-İş) son altı ayda 76 bin 766 üyeden 107 bin 823 üyeye ulaşarak büyük bir sıçrama gerçekleştirdi.
Bu verilere göre Tez-Koop İş Sendikası ülke genelinde en fazla üyeye sahip beşinci büyük sendika oldu. 1962 yılında kurulan Tez-Koop-İş Sendikası üniversitelerde, özel eğitim kurumlarında, kamu kurum ve kuruluşlarında, Alışveriş Merkezlerinde (AVM), market sektöründe ve çağrı merkezlerinde örgütleniyor.

‘SALGINLA BİRLİKTE SORUNLAR İKİ KAT DEĞİL ON KAT ARTTI’

Tez-Koop-İş Sendikası Genel Başkanı Haydar Özdemiroğlu, pandemi döneminde AVM’lerdeki durumu, virüse karşı denetimleri ve çalışanların yaşadıkları sorunları GazeteDuvar'a anlattı. AVM’lerde çalışanların genel olarak genç insanlardan oluştuğunu ifade eden Özdemiroğlu, “Elli yaşında çalışan bir insana denk gelmek çok zor. Özellikle de öğrenciler çalışıyor. Düşünün sabah onda açılan bir AVM’de çalışan bir kişi yarım saat ya da bir saat önceden gitmek zorunda. Akşam sekize kadar çalışıyor ve çalıştığı mekânın toparlanması derken saat dokuzu geçiyor. Uzun saatler boyunca düşük ücretlere çalışan bu insanlar, o ışıltılı ve görkemli yapılarda inanılmaz kötü koşullara mahkûm edilmiş durumdalar. Salgınla birlikte bu sorunlar iki kat değil on kat artmış durumda” dedi.

‘AÇILMASINI İSTEYEN AVM SAHİPLERİYDİ, ONLAR KAZANDI’

AVM’lerin pandemi nedeniyle kapatılmasının gündemde olduğu dönemi hatırlatan Özdemiroğlu, şöyle devam etti: “AVM’lerin kapanması gerektiğini defalarca dile getirdik. Ancak ısrarla açtılar. Bulaşma ihtimali en yüksek yerlerden birinin kapatılmasına izin vermediler. Çalışanlar ve hatta işletme sahipleri dahi açılmasını istemiyordu. Tek isteyen taraf AVM sahipleriydi, onlar kazandı. AVM’lerde büyük çaplı bir denetim de yapılmıyor. HES kodu ve ateş ölçme sistemi ile giriş yapılıyor fakat kapasitede sınır yok. Gün içerisinde yüzlerce insan girip çıkıyor. Kaç kişinin girip girmediğini takip edebilmek mümkün mü?”

‘AVM ÇALIŞANLARININ YÜZDE 20’Sİ COVİD OLDU’

Herhangi bir AVM’ye her gün binlerce ürünün giriş yaptığını ve virüsün bu sebeple de büyük oranda çalışanlar arasında yayıldığını belirten Özdemiroğlu, “Virüsün nesneler üzerinde ne kadar süre kaldığı hala tartışılmaya devam ediyor. Virüs barındıran bir nesne bir işçi tarafından AVM’ye mecburen taşınıyor. O nesne mağazalara ulaşıyor ve hatta doğrudan rafa da konabiliyor. İşçi potansiyel taşıyıcı haline dönüşüyor daha sonra mağazada çalışan herkes daha sonra ise müşterilerde potansiyel taşıyıcı olabilir. Bunu nasıl denetleyeceksiniz?” diye sordu.
Son zamanlarda yeni bir saha araştırması yaptıklarını ve yakın dönemde bu çalışmayı yayınlayacaklarını belirten Özdemiroğlu “Çalışmaya göre AVM çalışanlarının yüzde 20’si Covid-19’a yakalanmış durumda” dedi ve şöyle devam etti: "AVM çalışanı sayısı yaklaşık 500 bin. Bu sayıyı düşündüğümüz zaman yüzde 20’lik bir kesiminde vaka görülmesi maalesef şaşırtıcı değil. İşçi, işe gitmezse geçinemeyecek, gitse hastalıkla burun buruna çalışmak zorunda kalacak. Onlar için bir alternatif sunulmuyor. İşçilerle defalarca mülakat yaptık. ‘AVM’lerin açılışını siz mi istediniz’ diye sorduk. Neredeyse hepsinden ‘hayır’ cevabı aldık.”

‘ON DAKİKALIK DİNLENME MOLALARINA DAHİ İZİN VERİLMİYOR’

Sendikalı işyerlerinde sendikanın varlığının işveren karşısında bir yaptırım gücü olabildiğini dile getiren Özdemiroğlu sözlerini şu ifadelerle sürdürdü: “Bu dönemde özellikle gıda sektöründe önemli bir iş yoğunluğu yaşanıyor. Sendikanın olmadığı büyük marketlerde yaşanan satış artışını işveren kendi lehine çevirmeye çalışıyor. Bu durum kendisini AVM’lerde de gösteriyor. İşveren mevcut personelle devam etmek istiyor. Bilhassa bazı marketlerde ücretsiz izin, kısa çalışma ödeneği gibi uygulamalar yapıldı. Bazı marketlerde ise kronik hastalar, belirli bir süreyi dolduran hamile insanlar zorla çalıştırılmak istendi. AVM’lerde de aynı şekilde olayların yaşandığını görüyoruz. Mesela bir mağazanın norm kadrosu on kişiden oluşuyor fakat işveren dört kişi ile çalışmaya devam ediyor. Bu durum da o dört kişinin iş yükünün artmasına sebep oluyor. Sayı az olduğu için temizlik, güvenlik gibi işlere de o dört kişinin bakması isteniyor. On dakikalık dinlenme molalarına dahi izin verilmiyor. Bizim örgütlü olduğumuz yerlerde ise bu iş yoğunluğu karşısında yeni istihdam alanlarının yaratılması için müdahale etmeye çalışıyoruz.

‘DIŞARIDA DİKKAT EDİN DENİLEN KURALLARA UYULMUYOR’

AVM çalışanlarının yaşadıkları bazı sorunlar da müşterilerden kaynaklanıyor. Mesela bir müşteri elinde kahve ile mağazaya giriyor, işçi ‘maskenizi takar mısınız’ diye uyarıyor. ‘Kahvemi içiyorum görmüyor musun’ cevabını alıyor. İnanın yüzlerce bu tarzda şikayet alıyoruz. Şu an için işçi tarafından mağazalarda tadilat yapılmasına müsaade edildi. Yani bir müşteri bir pantolon denemek için kabine gidiyor ve paçası, boyu, eni için işçiden yardım isteyebiliyor. İşçi burada sosyal mesafeyi nasıl koruyacak? O kıyafet kullanıldıktan sonra işçi tarafından havalandırılması, ütülenmesi gerekiyor. Burada bir bakıma fazla kâr elde etmek için dışarıda 'şunlara uyun' denilen hiçbir kurala uyulmuyor.”

‘KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİ İŞVERENİN ELİNDE SOPA HALİNE DÖNÜŞTÜ’

Çalışanlar açısından yaşanan diğer büyük sorunun ise ücretsiz izin, kısa çalışma ödeneği gibi uygulamaların olduğunu belirten Özdemiroğlu “Örgütlü olduğumuz işyerlerinde bu uygulamalara izin verilmemesi için baskı oluşturmaya çalışıyoruz. Burada belirleyici olan devletin desteği oluyor. İşletme sahibi de ‘kiramı dahi ödeyemiyorum, mecbur kısa çalışma ödeneğine başvuracağım’ diyor. Şu anda AVM’lerde ücretsiz izin, kısa çalışma ödeneği işverenin elinde bir sopa haline dönüştü. Sürekli çalışanın tepesinde yer alıyor” dedi.

Geride kalan dönem içerisinde sendikanın yaşadığı üye artışına değinen Özdemiroğlu sözlerini şu ifadelerle noktaladı: “Covid 19 pandemi ortamıyla ağırlaşan ekonomik bunalım sürecinin çalışanlar üzerindeki dayanılmaz yükünün ortadan kaldırılması için sendikal örgütlenmeye ve sendikal birliğe değer veriyoruz. Üye sayısındaki artış sevindirici fakat bu koşullarda binlerce insan sendikasız bir şekilde çalışmaya devam ediyor. Sendikasız AVM, market çalışanı kalmayana kadar örgütlenmeye devam edeceğiz. 2021 yılında toplu iş sözleşmeleri ile birlikte daha iyi yaşama ve çalışma koşullarına ulaşmalarını sağlamak temel hedefimiz olacak.”