Teşvikiye’nin tek deprem toplanma alanına inşaat: Bizi göz göre göre ölüm terk ediyorlar

Teşvikiye Sakinleri, mahallenin tek deprem toplanma alanı olan Marmara Üniversitesi eski Nişantaşı Yerleşkesi’nin arazisinde başlayan inşaata dair imar planının ve yapı ruhsatının iptali için dava açtı. Teşvikiye Sakinleri grubundan avukat Özge Çetin, “Deprem İstanbul’un en güncel meselesiyken mahallenin tek deprem toplanma alanına inşaat yapmak bizi göz göre göre ölüme terk etmek demektir” diyor.

Abone ol

İSTANBUL - İstanbul’un en değerli semtlerinden birinde yer alan Marmara Üniversitesi eski Nişantaşı Kampüsü’nün arazisinde başlayacak inşaat için sona gelindi. Mahalle sakinleri inşaatın derhal durdurulmasını istiyor.

Arazinin, imar planını 2018 yılında değiştiren Çevre ve Şehircilik Bakanlığı “üniversite alanı” fonksiyonunu kaldırarak “ticaret-konut alanı” ve “park alanı” fonksiyonunu getirmiş ve bölgenin tek yeşil deprem toplanma alanında yapılaşmanın önünü açmıştı. İmar planında dikkat çeken bir başka ayrıntı ise bölgede en çok 6 kata kadar verilen yapılaşma izninin bu proje özelinde 10 kata kadar çıkarılması olmuştu.

2018 yılında Emlak Konut tarafından ihaleye çıkarılan araziyi, 1 milyar 763 milyon 750 bin TL bedelle en yüksek teklifi veren DAP Yapı almıştı. 25 dönüm üzerine kurulması planlanan 92 konut ve 1 ticari alanı kapsayan 93 bölümlük projenin yapı ruhsatı ise Şişli Belediyesi tarafından bu senenin nisan ayında verilmişti.

'EKOLOJİK SİSTEM YOK OLACAK'

Deprem toplanma alanını ve bu alandaki biyolojik çeşitliliği yok edeceği, bölgenin ve İstanbul’un trafik yükünü, nüfusunu ve altyapı problemlerini artıracağı gerekçesiyle çok tartışılan projenin inşaatı yaklaşık bir ay önce başladı.

.

Mahalle sakinleri inşaatın derhal durdurulması ve arazinin kamu yararına uygun bir şekilde kullanılması için dava açtı.

Semt sakinleri proje devam ederse kampüsün bulunduğu arazideki ekolojik sistemin yok olacağını ifade ediyor. Arazide şu anda başta sansarlar, kirpiler, kaplumbağalar olmak üzere çeşitli canlılar yaşıyor ve içinde tarihi çınarların da yer aldığı çok sayıda ağaç bulunuyor.’

Mahallede yaşayanların bir araya geldiği Teşvikiye Sakinleri grubundan avukat Özge Çetin, “Deprem İstanbul’un en güncel meselesiyken mahallenin tek deprem toplanma alanına inşaat yapmak bizi göz göre göre ölüme terk etmek demektir” diyor.

‘KÖPRÜ TRAFİĞİNİ ARTIRACAK’

Çok sayıda iş merkezini ve sosyal alanı bünyesinde bulunduran Teşvikiye’nin nüfusu 14 bin. Ancak bölgenin gündüz nüfusu bu rakamın en az 2-3 katı. Mahalle sakinlerinden Özge Çetin, hali hazırda köprü trafiğinin kampüsün hemen yanında bulunan doğal ve tarihi sit alanı Ihlamur Kasrı’na kadar dayandığına dikkat çekerek şöyle diyor: “Bu semtin hatta artık bu şehrin bu kadar büyük yapılaşmalara ihtiyacı yok. Şimdi buraya ticaret merkezini yaptığınız zaman bu trafiği daha ne kadar artırabileceğinizi düşünebiliyor musunuz? Bu sadece Teşvikiye Mahallesi’ni, Şişli ilçesini değil bütün İstanbul’u olumsuz yönde etkileyecek bir değişim.”

Semt sakinleri projeye karşı imza topluyor.

Semt sakinleri, bir bölümü Dolmabahçe-Levazım Tüneli’nin üstüne yapılacak olan projenin mahallede bulunan diğer yapıları olumsuz etkileyebileceği konusunda da endişeli. Özge Çetin bu endişeleri şöyle anlatıyor: “Bu tünel yapılırken bile bizim evlerimiz sallandı, birçok binada çatlaklar meydana geldi. Şimdi görüyoruz ki verilen yapı izniyle birlikte bu alanda tünelin tam üstünde binalar konumlandırılmış. Peki zemin bunu kaldırabilecek mi?”

ŞİŞLİ BELEDİYESİ: BİZ VERMESEYDİK BAKANLIK VERECEKTİ

İnşaata dair ayrıntıları öğrenmek için geçen hafta Şişli Belediyesi’ne gittiklerini anlatan Özge Çetin, “Hakkında sivil toplum örgütleri tarafından açılmış ve henüz karara bağlanmamış davaların olduğu bir projeye neden yapı ruhsatı verildi?” sorusunu yönelttikleri belediye yetkililerinin yanıtını şöyle aktarıyor: “Biz vermeseydik Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verecekti’ dediler. Biz de şunu söyledik, ‘Keşke siz vermeseydiniz de Bakanlığa karşı süreci bu mahalleden çok yüksek oyla seçilen belediyemizle birlikte yürütseydik.”

Hak arayışlarını hukuki yollarla sürdürmeye karar veren Teşvikiye Sakinleri, Çevre Bakanlığı tarafından yapılan imar planındaki değişikliğin ve Şişli Belediyesi tarafından verilen yapı ruhsatının iptali için dava açtı. Kendisi de hukukçu olan Özge Çetin, “Kamu yararı olmadan bir imar planında değişiklik yapılmasının mümkünü yoktur. Ama bu Türkiye’de çok sık karşılaştığımız bir örnek. Burada da bizzat bunu yaşıyoruz” diyor.