'Teşekkürler Almanya beni hayal kırıklığına uğrattın'

Her ne kadar AfD av sezonunu açsa da bir dört yıl daha Angela Merkel Almanya şansölyesi olacak. Ancak bu Merkel için iyileşmesi zor yara aldığı bir zafer oldu... AfD'ye sosyal medyada da yoğun tepki vardı. Bir kullanıcının "Teşekkürler Almanya beni hayal kırıklığına uğrattın" cümlesi sanrım tüm seçimin özeti olarak yorumlanabilir.

Abone ol

Ayşegül Karakülhancı Duman  aysekh2808@gmail.com

Almanya seçimini yaptı. Seçimlerden en başarılı çıkan parti meclise ilk defa girmeyi başaran sağ popülistler oldu. Almanya için Alternatif Partisi (AfD) anketlerde yüzde onbir gibi görünüyordu, meclise girecekleri kesindi ama tahmin edilenin üzerinde yüzde 13 oy almayı başardılar. Böylece AfD meclise 98 milletvekili ile girerek en güçlü üçüncü parti oldu. Seçimlerin sonuçlarının netleşmesinin ardından Berlin'de AfD'nin seçim kutlamaları yaptığı binanın önünde yüzlerce insan toplanarak partiyi protesto ettiler. Aynı saatlerde Köln, Hamburg gibi büyük şehirlerde de bine yakın sayıda insan, AfD'yi protesto için sokaklara çıktı. Hatta Berlin'de birkaç protestocu göz altına alındı. Sosyal medyada da yoğun tepki vardı. Bir kullanıcının "Teşekkürler Almanya beni hayal kırıklığına uğrattın" cümlesi sanrım tüm seçimin özeti olarak yorumlanabilir.

Kuşkusuz AfD'nin aldığı iki haneli bu sonuç uzun süre Almanya'nın potlitik gündeminin merkezinde yer alacak. Partinin liste başı adaylarından Alexander Gauland yaptığı zafer konuşmasında, "Ülkemizi ve halkımızı yeniden geri alacağız" ve "Sayın Merkel'i avlayacağız" gibi sert cümlelerle daha ilk günden hem sosyal medyada hem de basında tepki toplamayı başardı.

Her ne kadar AfD av sezonunu açsa da bir dört yıl daha Angela Merkel Almanya şansölyesi olacak. Ancak bu Merkel için iyileşmesi zor yara aldığı bir zafer oldu. Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) yüzde 32.8 oranında oy aldı. Merkel ve partisi doksandan fazla milletvekili kaybetmiş oldu. CDU ilk defa bu kadar çok güç kaybetti.

BÜYÜK KOALİSYONUN SONU

Sosyal Demokrat Parti (SPD) ise başbakan adayı Martin Schulz'la girdiği seçim yarışını, 1949'dan bu yana ilk defa bu kadar büyük bir oy kaybına uğrayarak bitirdi. SPD yüzde 20.7 oranında oy aldı. Sosyal Demokratlar hiç bu kadar zayıflamamışlardı.

Sonuçların netleşmesinin ardından Sosyal Demokrat Parti'nin başbakan adayı Martin Schulz seçim sonrası yaptığı ilk konuşmada artık koalisyonda yer almayacaklarını, muhalefete geri döneceklerini söyledi. Schulz, "Sosyal demokrasi için acı bir sonuç" dedi.

SPD'nin parti lideri, sağ popülist partinin başarısından Merkel'i sorumlu tuttu. Merkel'in politika yapmayı, konuşmayı reddettiği boşlukları AfD'nin doldurduğunu söyledi.

Martin Schulz partinin başkanlığına şimdilik devam edecek.

Seçimlerin kazananlarından biri sağ liberal parti Hür Demokratlar (FDP) oldu. Liberaller yüzde 10.4 oranında oy alarak dört yıl sonra Christian Lindner liderliğinde parlemantoya tekrar geri döndüler.

Seçimler öncesi anketlerde Yeşiller'in oy oranı yüzde altılara kadar düşmüştü. Yeşiller'de ciddi bir endişe vardı ama yüzde 9.1 sonucuna ulaşmaları hem onları hemde Merkel'i yeni koalisyon arayışında rahatlatmış oldu.

Sol Parti (Die Linke) yüzde dokuz ile stabil kalmayı başardı.

BUNDAN SONRA NASIL DEVAM EDECEK?

Angela Merkel liderliğini sürdürdüğü partinin ciddi güç kaybetmesine karşın yine sakin ve rahat tavrını korudu. Seçim sonrası yaptığı ilk açıklamada beklediğinin altında bir sonuçla karşılaştıklarının altını çizdi ama yine de sorumluluklarını omuzlamaya ve çalışmaya devam etmeleri gerektiğini vurguladı.

Sosyal Demokratların koalisyonda yer almayacak olmaları yeni koalisyon ihtimali tartışmasını başlattı. "Jamaika" kaolisyonu diye adlandırılan Hristiyan Demokratlar, Hür Demokratlar ve Yeşiller'den oluşan bir kaolisyon alternatifi en güçlü ihtimal olarak görünüyor.

Yeşiller'in eşbaşkanları Cem Özdemir ve Katrin Göring-Eckardt daha önceden de olası bir koalisyonda yer alabileceklerini ifade etmişlerdi.

Hem Merkel için hem Almanya için zor günler başladı demek yanlış olmaz. Merkel ve partisi SPD'de ile birlikte izlediği göçmen politikaları nedeniyle bu kaybı yaşadılar. Kendi tabanı muhafazakar seçmeninin göçmenlerden korkmasını anlayamadı ve bu korkuyu nasıl aşabileceklerine dair net bir program kendi seçmeninin önüne koyamadı. Bu da özellikle Hristiyan Demokrat Birliği'nin (CDU/CSU) milyonlarca seçmenini sağ popülist partiye kaptırmış olmasına neden oldu. Bu önümüzdeki günlerde Merkel'in birliğin kardeş partisi Hristiyan Sosyal Birliği (CSU) ile zaten gergin olan ilişkilerini daha da zora sokacaktır.

SPD'nin koalisyonda yer almayacağını açıklaması, Merkel'e aynı akşam ikinci darbe oldu. Almanya şansölyesi kazandığı görece zaferin ağır bedelini ödemek zorunda kalacak zira Yeşiller ve Hür Demokratlar (FDP) ile bir kaolisyon kurmak onun için çok ta kolay olmayacaktır. Oldukça yara almış bir biçimde koalisyon görüşlerine başlayacak.

AfD'nin aldığı bu oy oranı ülkeyi toplumsal olarak kamplaşmaya kadar götürebilecek sonuçlar yaratabileceği şimdiden başlayan tartışma konularının başına geliyor. Göçmenleri Göçmenleri ülkeden atmak ya da sınırları kapatmak gibi söylemleri olan AfD'nin siyasetteki varlığı Almanya'nın siyaset dilinin seviyesini de olumsuz yönde etkileyecektir. Bu partinin meclisteki varlığı Almanya politikasını çatışmalı, kavgalı bir sürece sokabilir. Çünkü AfD öyle sıradan, apolitik sağ söylemlerle yola çıkmış bir parti değil. Partinin önemli isimleri arasında Almanya Federal Haber Alma Servisi tarafından izlenen aşırı sağcı isimler var.

AfD'nin meclise girmesi Almanya'nın aşırı sağcılarına kendilerine olan güveni tazelemelerini sağlayabilir. Bunun en sert sonuçlarını da burada ki Türkiyeliler yaşayacaktır. Ama AfD'nin Almanya'da kuracağı her göçmen, müslüman karşıtı söylem Ankara iktidarının Türkiye iç politikasında kendi lehine kullancağı yeni bir kapı açacaktır. Ayrıca SPD'nin oy kaybına uğramasında Erdoğan'ın boykot çağrısının etkisi oldu mu henüz bilmiyoruz ama Erdoğandan bu yönlü bir açıklama duymamız da şaşırtıcı olmayacaktır.

Tüm bu negatif gelişmenin içerisinde tek iyi şey alışagelmiş büyük koalisyon dışında yeni bir koalisyon kurulması olacaktır. Bu yeni bir dinamizm ve başka bir soluk ta kazandırabilir Almanya siyasetine.