'Tek hayali annesine iyi bakmaktı'

Henüz 29 yaşındaydı... Kör şiddet onu hayattan kopardı. Bombalı saldırıda öldürülen Kartal Yuvası çalışanı Tunç Uncu'nun tek bir hayali vardı...

Abone ol

DUVAR -  Arkadaşları İstanbul Beşiktaş'taki bombalı saldırıda hayatını kaybeden Kartal Yuvası çalışanlarından Tunç Uncu'nun hikayesini anlattı. Çocukluk arkadaşı Serkan Temur "Hepimizin annesi temizliğe giderdi. Tunç'un annesi Kadriye anne de oğlunu okutabilmek için temizliğe giderdi" derken bir diğer arkadaşı Sezgin Kain ise Uncu'nun Beşiktaş aşkına dikkat çekti: "'Beşiktaş aşığıydı. Beni Beşiktaşlı yapmak için çok uğraştı, artık ben de Beşiktaşlıyım."

'GECELERİ BENZİNCİDE GÜNDÜZLERİ MC DONALDS'TA'

Saldırıda hayatını kaybeden Tunç Uncu, henüz 29 yaşındaydı. Çocukluktan beri gönül verdiği Beşiktaş için beş ay önce Kartal Yuvası'nda çalışmaya başladı. "Tunç melek gibi bir insandı. Bu zaman kadar Tunç'tan hiç kimse tek bir zarar bile görmedi" diyen mahalleden 20 yıllık arkadaşı Serkan Temur şöyle konuştu: "Aynı mahallede olduğumuz için maddi durumumuz belliydi. Annemiz bizi kolay büyütmedi. Tunç'un annesi Kadriye anne de oğlunu okutmak için her türlü desteği verdi. Annelerimiz birlikte temizliğe giderdi. Tunç da annesine çok düşkündü. Babası ve annesi ayrılmışlardı. Annesine daha iyi bakabilmek için geceleri petrolde çalışıyordu. Gündüzleri ise Mc Donalds'ta çalışırdı. Anneme iyi bakayım bu bana yeter derdi.”

'TABUTUNDAKİ FORMA ORTAOKULDAN KALMA'

'Tunç'un Beşiktaş aşkı tarif edilmezdi' diyen Temur, arkadaşının tabutundaki formanın ortaokul yıllarında kalma olduğunu söylüyor: “Tunç, ortaokul zamanında bu formayı giyerdi. 5 kişilik arkadaş grubumuz vardı. Okulda bu formayı giyince sırtına atlardık. Sezgin ve Erhan Fenerbahçeli olduğu için aralarında tatlı tartışmalar yaşanırdı. Ben de Beşiktaşlıyım. İkimiz hep aynı saftaydık. Tunç'a hep onlara uyma diyordum. O da bana 'kanka ben bunları da Beşiktaşlı yapacağım. Bak görürsün' derdi.”

'ARTIK BEŞİKTAŞLIYIM'

Uncu'nun Fenerbahçeli arkadaşı Sezgin Kain, Tunç'un en çok gülüşünü özleyeceğini söyleyerek, arkadaşını şöyle anlatıyor: “Benim Karamel adında bir köpeğim var. Tunç, her gün bizim eve gelir köpeğimi gezdirmek istediğini söylerdi. Tunç'un en çok gülüşünü severdim. Ne olursa olsun gülerdi. Bazen gelir bana maddi durumunu anlatırdı. Hepimizin maddi durumu ne kadar kötü olsa da her şeye rağmen bizi o güzel gülüşüyle neşelendirmeyi başarırdı. Kola ve çekirdeği getirir 'bu bize yeterli' derdi. Beşiktaş delisi olduğu için arada tartışırdık. Çünkü ben Fenerbahçeliyim. Beni Beşiktaşlı yapmak için çok uğraştı. Tunç'un ardından Beşiktaşlı olmaya karar verdim. Beni hep Beşiktaş maçlarına davet ederdi ama ben gitmedim. Şunu da hayatım boyunca unutmayacağım: Geçen ay Beşiktaş'ın bir maçından sonra kutlaması vardı. Elinde formasıyla mahallede tek başına eğleniyordu. Bende o sırada motorsiklet kullanıyordum. Arkasından korna çaldım. Bana 'beni de motorsikletinle bir tur attır' dedi. Ben de arkama aldım bir tur attırdım. Çok mutlu olmuştu. Onu hayatım boyunca o güzel gülüşüyle hatırlayacağım.”