TBMM Göç Komisyonu Başkanı Atay Uslu: Avrupa göçmen maliyetine katlanacak

TBMM Göç ve Uyum Alt Komisyonu Başkanı Atay Uslu, Suriye’nin kuzeyinde oluşturulacak güvenli bölgenin finansmanı için uluslararası kamuoyunun bir bütçe oluşturması gerektiğini söyledi. Avrupa’da ortaya çıkan yabancı düşmanlığı, kutuplaşma, ötekileştirme gibi sorunlara dikkat çeken Uslu, “Sosyal maliyeti gördükleri için ortaya çıkacak ekonomik maliyetlere katlanacaklardır” dedi.

Abone ol

ANKARA - Türkiye, Suriye’nin kuzey doğusunda ‘güvenli bölge’ oluşturma hedefiyle düzenlediği Barış Pınarı Harekatı’nı ABD’den sonra Rusya ile vardığı mutabakat neticesinde sonlandırdı. Suriye’ye yönelik harekât bölgedeki dengeleri yeniden şekillendirirken Ankara, ülkede yaşayan 3 milyon 674 bin 588 Suriyeli sığınmacıdan 2 milyonunu güvenli bölgeye yerleştirmeyi planlıyor. TBMM Göç ve Uyum Alt Komisyonu Başkanı AK Parti Antalya Milletvekili Atay Uslu, Suriye’de oluşturulacak güvenli bölgenin detaylarını, Suriyelilerin geçiş sürecini ve dünyanın bu sürece katkısını Gazete Duvar’a değerlendirdi.

'ZORUNLU GÖÇ SÖZ KONUSU DEĞİL'

Türkiye, Suriye’de oluşturulacak güvenli bölge için ilk etapta 1 milyon kişiyi bu bölgeye yerleştirmeyi planlıyor. Bu süreçte nasıl bir yol izlenecek? Kamuoyunda tartışıldığı gibi Suriyeliler zorunlu mu gönderilecek?

Barış Pınarı Harekâtı ile güvenli bölge iradesi dünyada oluştu. Daha önce Zeytin Dalı Harekâtı ile temizlenen bölgelere şu ana kadar 400 bine yakın Suriyeli döndü. Şimdi de Fırat’ın doğusunda güven tesis ediliyor. Bu bölgelere de 1 milyon kişinin geri dönmesi bekleniyor. Biz de ülke olarak gönüllü geri dönüşleri hızlandıran mekanizmalar, destekler ortaya koyacağız. Nedir bu destekler; güvenli bölgede huzur ve güven oluşturulacak. Altyapı, fiziki koşullar tamamlanacak. Böylece yerinden yurdundan edilmiş kişiler tekrardan evlerine geri dönebilecek. Zorunlu bir göç söz konusu değil.

'SURİYELİLER ŞU ANDA DÖNMEM DERLER'

Yapılan araştırmalarda Suriyelilerin büyük kısmının ülkelerine dönmek istemediği görülüyor. Bu şekilde ‘gönüllü’ dönüşler nasıl sağlanacak? Sizin bu konuda bir araştırmanız var mı?

Bugün Suriyelilere, “Ülkenize geri dönecek misiniz” diye sorarsanız “dönmem” cevabını alırsınız. Savaş olan ortama kimse dönmek istemez. Suriye’de uzun vadede tesis edilecek bir sistem sonrası bu araştırmalar gerçekçi sonuçlar verir. Güvenli bölge oluşturulduğunda huzur, can güvenliği ve fiziki şartlar sağlandığında bu insanlara bir kez daha sormak lazım gitmek mi istiyorlar, kalmak mı? Bu süreç inşa edildiği takdirde Suriyelilerin kendi ülkelerine dönme isteklerini sahada gözlemliyorum. Suriyelilerin yaptığı göç bireysel değil, kitlesel; yani yerinden yurdundan kendi isteği dışında yaşamak için çıkmak zorunda kalmış kişiler. Biz bu nedenlerden dolayı sığınmacılar için ‘geçici’ koruma statüsündeki 'geçici' kelimesini hâlâ kaldırmadık. Er geç kendi ülkelerine dönecekler.

Atay Uslu, muhabirimiz Müzeyyen Yüce'nin sorularını yanıtladı.

GERİ DÖNÜŞE BOSNA ÖRNEĞİ

Kitlesel göçün ilk örnekleri Bosna-Sırp savaşlarında Balkanlarda görülmüştür. 1990’lı yıllarda Avrupa Birliği’ne geçici koruma tüzüğü olarak bu girmiştir. O dönemde kitlesel bir koruma rejimi ortaya konmuştur. Balkanlarda güven ortamı tesis edilince bu insanlar geri dönmüşlerdir. Mesela Suriyelilerin sınır illerinde yoğunlaşmalarına dikkat çekmek istiyorum. Ağırlıklı olarak Kilis, Şanlıurfa, Hatay gibi şehirlerde yaşıyorlar. Bu durum onların dönmeye meyilli olduklarını gösterir.

'GÜVENLİ BÖLGE ULUSLARARASI HUKUKA UYGUN'

Suriye’de oluşturulacak güvenli bölge uluslararası hukuka uygun mu?

Evet, uluslararası hukuka uygun. Türkiye’de yaşayan Suriyeliler geçici korunma statüsüyle burada bulunuyor. Uluslararası kuruluşların içinde bulunduğu işbirliği ile güvenli bölge oluşturularak dönüşler sağlanır. Kitlesel göçün koşulları, şartları gereği herkes kendi ülkesine dönmek isteyecektir.

'AVRUPA’DA GÖÇMEN DÜŞMANLIĞI SİYASAL HARİTAYI BOZDU'

Avrupa güvenli bölge oluşturulmasına destek verecek mi?

Güvenli bölge oluşturulmazsa, bu insanlar kendi ülkelerine dönmeyip Avrupa’ya giderlerse ortaya çıkacak sosyal maliyet ekonomik maliyetin yanında bir hiç. Avrupa’da ciddi bir ötekileştirme ve göçmen düşmanlığı var. Bu nefret söylemi topluma sirayet ettikten sonra toplumun siyasal haritasını bozmuş. Irkçı partiler hızla yükselişe geçerken, merkezdeki partiler hızla oy kaybediyor. Merkezdeki partiler oy kaybettiklerini gördüklerinde onlar da ırkçı söylemlere kendilerini kaptırıyorlar. Yani göç Avrupa’nın da büyük bir sorunu.

'FİNANSMAN OLUŞTURMAZLARSA GÖÇÜN AVRUPA’YA MALİYETİ YÜKSEK OLUR'

Güvenli bölgenin finansmanı nasıl sağlanacak?

1952 Cenevre Sözleşmesi’nde ‘yük paylaşımı’ uluslararası bir ilkedir. Dolayısıyla bu konuda uluslararası kamuoyunun bir bütçe oluşturması gerekiyor. Göç bugün tüm Avrupa ülkelerinin sorunu. Güvenli bölgede bir finansman oluşturmazlarsa kendi ülkelerinde daha büyük maliyetlere katlanmak zorundalar. Avrupa’da ortaya çıkan sosyal maliyetin ekonomik boyutu hesaplanamıyor. Yabancı düşmanlığı, toplumdaki kutuplaşma ve ötekileştirmenin ortaya çıkardığı siyasal sonuçlar çok büyük. Sosyal maliyeti gördükleri için ortaya çıkacak ekonomik maliyetlere katlanacaklardır. Avrupa’nın siyasal haritası değişti. İddia ediyorum; Avrupa bu konuya kaynak ülkelerde çözüm bulmazsa buna en çok Avrupa maruz kalacak ve daha büyük maliyeti olacak. Uluslararası kamuoyunun bu maliyete katlanacağına inanıyorum. Sınırların, mesafelerin bir anlamı yok. Bugün 800 bin Suriyeli Almanya’da yaşıyor.

'Güvenli bölge benim mi? Kirayı nasıl vereyim?'

'KAYITSIZ SURİYELİ YOK'

Suriyeli sığınmacılar ile ilgili çok tartışılan bir konu daha var. Kayıt dışı yaşayan Suriyeli sığınmacı var mı?

Türkiye'ye gelen Suriyelilerin biyometrik kayıtları yapıldı. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü her Suriyeliye ait en az 80 kişisel bilgiyi kaydediyor. Ayakkabı numarası, refakati, mesleği, yeteneği... Dolayısıyla kayıt dışı yaşayan Suriyeli sayısı bir elin parmağını geçmez. Avrupa'ya geçmeye niyetli olanlar kaydedilmemeyi tercih ediyor. Sisteme kayıtlı olmayan kişi sağlık ve eğitim hizmetinden yararlanamaz. Seyahat edemez. Yardım kuruluşlarından STK’lardan yardım alamaz. Sisteme kaydedilip, kaydedildiği ilin dışında yaşayanlar var. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bir eylem planı yayınladı ve Suriyelilerin kaydının bulunduğu illere dönmelerini istedi. Bursa'da kaydı varsa ve İstanbul'da yaşıyorsa eğitim ve sağlık hakkından faydalanamayacak. Eğer bu kişi şehir değiştirmek isterse ilgili kurumlardan izin alacak, gerekçelerini ortaya koyup kaydını değiştirecek. Kayıtsız Suriyeli yok, kayıtlı oldukları illerin dışında yaşayan Suriyeli var. İçişleri Bakanlığı ile Göç İdaresi tarafından uygulanan  ‘Uyum Eylem Strateji Planı’ kapsamında her sığınmacı hangi ilde kayıtlıysa o ile dönecek. Geçen yıla kadar Antalya, İstanbul, Bursa’da bu oran yüksekti; ama artık izin verilmeyecek.