Tasarım Bienali’ni nasıl gezmeli?

Üçüncü İstanbul Tasarım Bienali şehrin farklı mekanlarında gerçekleşiyor. Öne çıkanları sizin için derledik.

Abone ol

Kültigin Kağan Akbulut  kkakbulut@gazeteduvar.com.tr

DUVAR - “Belki de tasarım dünyadan da büyük bir şey haline geldi. Başlangıçta sadece dünyanın bir bölümü ya da bir yansıması gibiydi, fakat artık tam anlamıyla tasarımın içinde yaşıyoruz.” Bienal’in küratörlüğünü yapan Beatriz Colomina ve Mark Wigley tasarımla olan ilişkimizi bu sözlerle açıklıyor. İstanbul Tasarım Bienali’nde güzel tasarım objeleri, yeni projeler ya da son yılların trendlerini görmüyoruz. Bu bienalin amacı 200 bin yıl öncesinden son iki saniyeye kadarki süre içerisinde insanın tasarımla olan ilişkisini, kendisini ve evreni tasarlamasını, tasarımın içine hapsolduğu ya da dışına taştığı anları ortaya çıkarmak. Her ne kadar küratörlerin de belirttiği gibi bütün işler bulutsu bir yapıda birbiriyle iç içe geçse de izleyiciler için öne çıkan işlerden bir rehber hazırladık.

İZLEYİCİNİN BEDENİ

Soyutlar Kenti, Bienal'in en çok dolaşıma giren, ilgi gören ve selfie çekilen (ve çekilmesi de gereken) işlerinden. Koreograf William Forsythe’nin kamera ve yazılım desteğiyle gerçekleştirdiği bu interaktif ayna Galata Rum Okulu’nun merdivenlerinde ziyaretçileri karşılıyor. Maksat izleyicinin önce kendi bedenini sorgulayarak sergiye girmesi. Soyutlar Kenti’nin önünde elinizi kolunuzu kaldırın, sağa sola kıvrılın, hatta dans edin. Dans edemem diye düşünmeyin çünkü sanatçıya göre “Koreografi tuhaf ve yanıltıcı bir ifadedir. Kelimenin kendisi, tarif ettiği süreç gibi, ele geçmez, kıvrak ve insanı delirtecek kadar yönetilmezdir.” Sonra giriş katına açıldığınızda yine aynı sanatçının Doğaçlama Teknolojiler Konuşmalar videosunu izleyin. (Aynı zamanda bir eğitim materyali olan bu videoyu performans/dans meraklıları defalarca izlesin.) Ancak videodaki standartlaşmış çağdaş sanat koreografisine çok da takılmayın, çünkü “Koreografi yoktur; en azından terime evrensel bir standart oluşturacak belli bir an anlamında yoktur.”

KADAVRANIN TASARIMI

Rum Okulu’nun giriş katına girdiğimizde Ali Kazma’nın Rezistans serisi içinde ürettiği Anatomi videosu çıkıyor karşımıza, bedenden devam ediyoruz. İstanbul’daki bir tıp fakültesinde çekilen bu videoda öğrenciler hocalarıyla birlikte bir kadavrayı inceliyor. Beden hakkındaki en temel sorgulamalardan kadavra analizini dinginlikle önümüze getiren Kazma, farklı tasarım katmanları arasında dolaşan Bienal’in temeline iniyor. Yine Kazma’nın bir diğer katta yer alan Kasa videosunda da Norveç’teki Küresel Tohum Deposu’nu görüyoruz. Gezegen biyoçeşitliliğinin deposu olarak kullanılan bu mekan tarımdan bu yana gezegeni nasıl tasarlanan bir şey haline getirdiğimizi açığa çıkarıyor.

CAM ADAM

Cam Adam

1927 yılında Alman bilim adamı ve doktor Franz Tschacker tarafından tasarlanan Cam Adam insanın kendi bedenine dair merakın en ilginç sembollerinden biri. Her ne kadar halka anatomi ve hijyen dersi vermek amacıyla yola çıkılsa da bu tasarım bambaşka yerlere savruldu. İnsanın kendi içine dair merakı Cam Adam’ı seyirlik ortamlara taşıdı, Türkiye’ye bile uğradı. Bienalde bir sanatçıya ait olmayan, küratöryel ekip tarafından yerleştirilen bu tarz “materyaller” göreceksiniz. “Küratöryel müdahale” olarak adlandırılan bu çalışmalar Bienal’in ele aldığı konulara nokta atışlar gerçekleştiriyor. Cam Adam da Bedeni Tasarlamak isimli bölümün temeline vurgu oluşturuyor.

NÖRONLAR TASARIM MIDIR?

Bir araştırma projesi olan 1 Beyin, 100 Milyar Nöron, 100 Trilyon Bağlantı insan beynine / nöronlara bir tasarım ürünü olarak bakıyor. Sergide nöronların ve beynin üç boyutlu modelleri, MBBI deneylerine dayanarak geliştirilmiş etkileşimli oyunlar ve tüm bunların ardındaki bilimi bir bağlama oturtmaya yardımcı olan bilimsel eserler yer alıyor.

UZAYI TASARLAMAK

Rus mimar Galina Balashova Sovyetler’in uzay yarışı döneminde uzay araçlarının mimarisi, tasarımı, ergonomisi, ışık ve renk düzeni gibi işlerinden sorumluydu. Sergide yer alan Balashova’nın tasarımlarında makineler, uzay araçları arasında duran insan figürleri görüyoruz. Balashova’nın hala heyecanlanarak ve tatlı tatlı anlattığı videosunda ise yerçekimsiz ortamdaki insan davranışı üzerine çalışmalarını dinliyoruz. Philipp Meuser’in bir çalışması olan Galina Balashova’nın Uzay Tasarımı tasarım meselesini dünya dışına çıkarıyor.

SANAT KURGUSU

Mimarlık, edebiyat ve sanat gibi farklı alanlarda çalışmalar yapan François Dallegret’ten Art in America dergisi için sanatın geleceği yorumlanması istenir. Sanat Kurgusu isimli bir yayın üreten Dallegret geleceğin sanatçısına dair çıkarımlar yapar. Bienal’de sanatçının çizimlerini, teknik resimleri, montajları, çizim aletlerini görüyoruz.

DÜNYANIN TASARIMINA DAİR

7 Milyarlık Şehir iki parçadan oluşan bir iş. Birincisi Rum Okulu’nun birinci katının tavanında göreceğiniz iki dünya haritası. örümcek ağlarını andıran büyük boydaki iki yeryüzü çiziminde karayolları, denizyolları, uçuş rotaları ve denizaltı kabloları üst üste bindirilmiş. Diğer parça ise yeraltının derinliklerinden alınmış ve insan faaliyetlerinin yeryüzünün altındaki uzamı ve biçimini açığa çıkaran bir dizi dikey “çekirdek örneği”nden oluşuyor.

7 Milyarlık Şehir

MEZARLIK TASARIM MIDIR?

SO? Mimarlık ve Fikriyat stüdyosunun hazırladığı Ziyaret İstanbul’daki mezar taşlarına birer tasarım nesnesi olarak bakılan bir çalışma. Osmanlı sanatının ender tasarım/heykel örneklerinden mezar taşları toplumun tasarıma bakışına dair doneler sunuyor. “Tasarım nasıl yaşadığımızı ve nasıl öldüğümüzü değiştirdi…” diyen ekibin çalışması maket, çizim ve fotoğraflardan oluşuyor.

TASARIM MATERYALLERİ

NEMESTUDIO tarafından gerçekleştirilen Dokuz Ada çalışması inşaat malzemelerinin kökenine iniyor. Cam, metal, mermer, deri gibi materyaller yeniden işleniyor ve materyallerin çıkarılma şekillerine dair görselleştirme sunuluyor. Çalışmaya ayrıca çizimler de eşlik ediyor.

Dokuz Ada

BEDENİ YENİDEN TASARLAMAK

Akıcılaşmak Güney Kore’de yükselen plastik cerrahi endüstrisinin merkezi olan Seul’un Gangnam bölgesini mercek altına alarak estetik ameliyatların kent üzerindeki etkilerini inceleyen bir çalışma. Yanyana konumlandırılan Değişken Nesne (II) de Alman protez şirketi Ottobock’un Duderstadt’taki tesisini anlatan bir video. Bedenlerimizin değişimi üzerine iki farklı sorgulama.

MÜLTECİLERİN TASARIMI

Harita’dan Belli Thomas Keenan ve Sohrab Mohebbi’nin mülteci krizine dair yaptıkları bir çalışma. Mülteciler tarafından kağıt üstünde ve cep telefonları aracılığıyla yaratılan, değiş tokuş edilen, dağıtılan ve notlarla açıklanan haritalar ve mültecilerin kontrolü, takibi ve yönetimiyle ilgili hükümet kurumları ve hükümetler arası kuruluşların ürettiği haritalar çalışmanın iki unsurunu oluşturuyor. ‘Biz hayvan mıyız? Yoksa insan mıyız?’ diyen mülteci iktidar tarafından kontrol edilen tasarımla onun dışına çıkan tasarıma vurgu yapıyor.

İNSAN ATALARINI TASARLIYOR

Maymun Yasası insanın diğer canlı türlerine uyguladığı çevresel şiddeti inceliyor. “İnsan olmayan birey”lerin yaşam hakkı ve insanın doğayla kurduğu ilişkiyi irdeleyen bu çalışma gelişmekte olan bir dosyanın ilk adımı.

Maymun Yasası

TASARIM BİZİ YENİDEN TASARLIYOR

İnsan tasarımı ortaya koyan, yönlendiren kişi. Peki ama tasarımın insan bedenine yaptığı müdahale nerede duruyor? Küratöryel ekibin bir diğer müdahalesi olan Homo Cellular cep telefonunun insan zihnine ve fiziğine yaptığı “müdahaleye” bakıyor. Parmaklarımızı sağa sola oynatarak iletişim kuruyoruz, başımızı sağa sola yatırarak selfie çekiyoruz. Tasarımın kendisinin tasarlayan bir şeye dönüştüğünün en güçlü kanıtı.

TASARIMI TARTIŞMAK

“Türkiye Tasarım Kronolojisi” projesi, Türkiye’de tasarımın 200 yıllık tarihi üzerine, ambalajdan peyzaja, oyuncaktan müzik aletlerine, konuttan saniye yapılarına birçok farklı alana dokunan kapsamlı bir araştırma içeriyor. Studio-X’in iki katına yayılan projenin farklı alanlardaki bulgularını incelemenin yanı sıra alanda yer alan kaynaklardan faydalanarak izleyiciler de kendi araştırmalarını yürütebiliyor. Ayrıca bienal süresince cumartesi günleri gerçekleştirilecek bir tartışma serisi de yer alıyor. Kendilerine Merak Kabinesi adını veren ekip birbiriyle bağlantılı bir seçki üzerinden yeni tartışmalar açıyor. Ayrıca yine Studio-X’te yer alan tasarım kütüphanesi X-Reads de herkese açık.