Tabip Odası Başkanı Serdar Küni: Şırnak'ta 80 kişinin testi pozitif

Şırnak’ta 80 korona virüsü vakası tespit ettiklerini söyleyen Tabip Odası Başkanı Serdar Küni, kırsal kesime yeterli derecede yardım yapılamadığını söyledi.

Abone ol

DİYARBAKIR - Şırnak, 2015-2016 yılını yıkımla geçirdi. Kimi verilere göre çatışmalar sırasında ve sonrasında Şırnak’ın yüzde 70’i yerle bir oldu. Evlerinden zorla çıkarılan insanlar, büsbütün terk etmedikleri şehrin kıyısında, çadırlarda yaşadılar uzunca bir süre. Akif Kurtuluş, başka katliamların verdiği ilhamla, bu yıkımı yıllar önceden görmüş ve şöyle demişti:

“orda şimdi

şırnak: kırbaç: şırraak!

hoh hoh hosaybin

iki üç daha fazla katliam”

Yıkılan evlerin yerine TOKİ yeni evler yaptı ve devlet, şehrin çehresini değiştirdi. Ama 90’lı yılların, Roboski’nin ve çatışmaların yaralarını sarabildiğini kim söyleyebilir ki?

Gözden ırak, akrabalarıyla arasına sınır çekilmiş bir yerdir Şırnak. Yıkımlarla hatırlanıyor ve hafızalara da böyle yerleşmiştir. Korona virüsünün bölgedeki seyriyle ilgili Şırnak Tabip Odası Başkanı Serdar Küni ile söyleşi yapmaya hazırlanırken de akla ilk bunlar geliyor maalesef.

15 yıldır Şırnak bölgesinde hekimlik yapan Serdar Küni, Şırnak Tabip Odası’nın kurucusu ve halen başkanlığını yürütüyor. Ayrıca Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başvuru Hekimi olarak çalışıyor. Küni, Şırnak bölgesinde korona virüsünün etkilerinin yanı sıra şehrin sağlık alanında karşılaştığı sorunları da anlattı.

Korona virüsünün Şırnak bölgesindeki seyrini konuşacağız. Ama önce Şırnak'ı sormak isterim: Sağlık alanında ne gibi sorunlar yaşıyor? Personel ve hastane kapasitesi yeterli mi?

Şırnak hem sosyoekonomik hem de sağlık hizmetine ulaşma noktasında zaten eksiklikleri olan bir yer. Var olan çatışmalı süreç ve güvenlik politikaları sonucu barınma, güvenlik ve diğer yaşam koşullarının zorluğu ya da eksikliği yüzünden sağlık çalışanları genelde bir an önce mecburi hizmetini bitirip ayrılıyor. Haliyle zaten eksik olan hekim ve sağlık çalışanı yetersizliğine bir de sürekli kadro değişimi yüzünden eksiklikler ekleniyor. Benzer sorun ve eksiklikler, koruyucu sağlık hizmetlerinde de eksikliğe sebep oluyor. Bunu TÜİK'in açıkladığı bebek ve anne ölümleri yüzdesinde de görebiliyoruz. Şırnak bebek ölüm hızında Türkiye’nin en kötü illerinden biri, binde 14.5 gibi çok yüksek bir oranda. Doğum oranında en yüksek illerden biri olmasına rağmen kadın doğum hastanesi bulunmamaktadır. En son medyada büyük yer bulan anne Feyruze Pulat’ın ölümü bu eksikliği bize gösterdi.

"TTB ve Ankara Tabip Odası, Şırnak Tabip Odası ve hekimleri ile dayanışmak ve eksiklikleri gidermek amacı ile koruyucu malzeme ve maske konusunda destek verdi."

65 yaş altı ölüm oranında da Türkiye’nin en kötü yeri olan, yaklaşık 500 bin nüfusu olan Şırnak’ta halen koroner yoğun bakım bulunmuyor. Şehirde anjiyo yapılamıyor, kalp krizi geçiren hastalar en yakın illere sevk ediliyor, bu da erken müdahale şansını ortadan kaldırıyor.

'BİRİ HEKİM, DÖRT SAĞLIK ÇALIŞANI POZİTİF'

Şırnak’ta korona virüsü ile ilgili verilere ulaşabiliyor musunuz?

Türkiye’de Covid-19 pozitif ilk vakanın ortaya çıkması ile Şırnak’ta da çalışmalara başlandı. Bu süreçte İl Sağlık Müdürlüğü ile görüşme taleplerimize olumlu yanıt verilmedi. Valilik bünyesinde İl Pandemi Kurulu oluşturuldu. Kurula tüm meslek odaları, Diyanet gibi kurumlar çağrılmasına rağmen, diğer illerin çoğunda olduğu gibi Şırnak Tabip Odası çağrılmadı. Verilere üyelerimiz ve yerelden edindiğimiz bilgiler üzerinden ulaşabildik. Veriler hem bizle hem halkla paylaşılmadı. Salgının sağlıklı analizinin yapılabilmesi ve eksikliklerinin gösterilmesi için gerekli olan veriler anlamsız bir şekilde gizlendi. Halen doğru dürüst bir veri aktarımı yapılmadı.

Şırnak’ta testlere ne zaman başlandı? Yapılan testler yeterli mi?

Şırnak’ta Mart ayının ortalarından sonra test için numune alınmaya başlandı. İlk başta Ankara ve Adana’ya numuneler gönderildi. Daha sonra Diyarbakır’da PCR çalışılmaya başlandıktan sonra Diyarbakır’a gönderildi. Verileri net bilmiyoruz haliyle, tam test sayısı ne kadar, bir şey söylemek zor. Ama sahadan öğrendiğimize göre ilk haftalarda yapılan test sayısı Türkiye’de olduğu gibi çok düşüktü.

İl genelinde şimdiye kadar kaç korona virüsü vakası belirlendi? Kaç kişi hayatını kaybetti?

Şırnak’ta bildiğimiz ve ulaşabildiğimiz kadarı ile 80’den fazla Covid-19 pozitif hasta var. Biri hekim dört sağlık çalışanı Covid-19 pozitif hasta tanısı aldı. Bildiğimiz kadarı ile hayatını kaybeden hastamız daha olmadı. İyileşen hasta sayısının 60 kişiden fazla olduğunu öğrendik.

'KIRSALDA ÖNLEM VE YARDIMLAR YETERSİZ'

Sağlık çalışanlarının koruyucu ekipman eksikliği giderildi mi? 

Koruyucu ekipman konusunda ilk dönemde ciddi eksiklik yaşandı. Birinci basamak sağlık hizmetini sağlayan Aile Sağlığı Merkezleri’nde çalışan hekim ve sağlık çalışanları kendi imkanları ile eksikliği gidermeye çalıştı. Ulaşımın zor olduğu için Uludere, Beytüşşebap ve köy ASM’lerine koruyucu malzeme ya hiç verilmedi ya da çok az verildi. TTB merkez ve demokratik kamuoyunun konuyu sürekli gündemleştirmesi ile eksiklikleri giderme konusunda daha ciddi çalışmalar yapılmaya başlandı. TTB ve Ankara Tabip Odası da Şırnak Tabip Odası ve hekimleri ile dayanışmak ve eksiklikleri gidermek amacı ile koruyucu malzeme ve maske konusunda destek verdi.

Gözlemlerinize göre Şırnak’ta yurttaşlar önerilen tedbirleri alıyor diyebilir misiniz?

Sosyoekonomik durumunun kötü olmasından dolayı halkın büyük kesimi günübirlik çalışarak geçiniyor. Geniş aile yapısı ve barınma sorunlarından dolayı “evde kal” çağrısının çok karşılık bulmadığını söyleyebiliriz. Sağlıkçıların bile temin etmekte zorlandığı maske ve el dezenfektanı vb. koruyucu malzemelere halk ilk başta hiç ulaşamadı. Şırnak Tabip Odası’nın da içinde bulunduğu diğer demokratik kitle örgütleriyle birlikte kriz merkezi oluşturuldu. Kriz merkezi halk ile korunma tedbirleri ve dayanışma amacı ile çalışmalar yürütüyor.

'EPİDEMİYOLOJİ BİLİMİNE UYULMALI'

Kırsal kesimde durum nedir? Virüsle ilgili yeterli bilgilendirme yapıldı mı? 

Ülke genelinde ve şehir merkezlerinde eksikliğin görüldüğü bir yerde kırsal bölgelerde eksiklik olmaması beklenemez. Kırsal bölgede yerleşimlerin çok dağınık ve dağlık alanlarda olması nedeniyle hem sağlık hizmetine hem de sosyal yardım hizmetine ulaşmada zorluklar yaşandı. Kırsal bölgelere yönelik korona pandemisi hakkında ciddi bir bilgilendirme ve çalışma yürütüldüğünü görmedik.

Hükümet tedbirleri gevşetiyor ve normalleşme sürecini başlatıyor. Bunun zamanlamasını doğru buluyor musunuz?

TTB’nin de sürekli vurguladığı gibi salgınla mücadelede doğru yöntem epidemiyoloji bilimine uymaktır. Risk altındaki ve şüpheli herkese test yapmak, koruyucu önlemlere bağlı olmakla salgın atlatılabilir.

Her gün hâlâ binde fazla pozitif vakanın görüldüğü bir yerde her şey bitmiş gibi tedbirlerin hızla gevşetilmesini doğru bulmuyoruz. Zorunlu çalışmak durumunda olan toplum kesimlerinin gerekli tedbir ve koruyucu malzeme ile desteklenmesi, hayatını günlük kazananların, işsizlerin, yoksulların sağlığının olumsuz etkilerden korunması en öncelikli görevimiz olmalıdır. Normalleşmenin ve gevşemenin iller bazında yerelin durumuna göre alınması gerekir.

'TTB DEMOKRATİK BİR KURUMDUR'

Hükümetin, bazı meslek örgütlerine yönelik müdahale hazırlığı içinde olduğu yönünde haberler görüyoruz. Bunlardan biri de Türk Tabipler Birliği. Hükümet kurumların seçim programına ve aslında işleyişine neden müdahale etmek ister?

Şırnak Tabip Odası’nın da bir parçası olduğu TTB, 2 yılda bir tabip odasına üye her hekimin doğrudan oy kullanarak yönetimlerini belirlediği, hiçbir yöneticisinin ömür boyu yönetici kalmaya yeltenmediği ve yasal olarak da 2 dönem art arda toplam 4 yıldan fazla yöneticilik yapamadığı ülkemizin ve belki dünyanın en demokratik seçim ve temsil sistemine sahip kurumlarından biri. İktidarın yaptığı her iş ve uygulamayı sürekli kendilerini onaylayacak ve alkışlayacak meslek odaları istediğini biliyoruz ama bizim hem hekimlere hem de halkımıza karşı sorumluluklarımız var. Sahip olduğumuz meslek etiği bizi doğru olanı yapmaya ve doğruyu söylemeye mecbur kılıyor. Sahada üyelerimizin canı pahasına büyük gayretle çalıştığı bir dönemde biz meslek odalarının da buna denk gelecek bir şekilde onların iyiliği için en iyiyi yapmamız lazım. Hangi iktidar olursa olsun, bizim görevimiz halkımız ve hekimlerimiz için doğru olanı yapmaya çalışmak olacaktır.