'Suriye'yi Ali Babacan'a mı yıkacaklardı?'

Yeni Şafak yazarı Salih Tuna, “Ahmet Hakan geçenlerde AK Parti hükümetinin mezkur açıklamaları üzerine, Suriye'yi Davutoğlu'na yıkacaklar, dedi. Kime yıkacaklardı kardeşim; Ali Babacan'a mı?” diye sordu.

Abone ol

DUVAR - Hükümete yakın gazetelerden Yeni Şafak yazarı Salih Tuna, Türkiye’nin Suriye’ye müdahalesine karşı bir yazı yayınladı. Yazıda eski başbakan ve dışişleri bakanı, Türkiye’nin Suriye politikasının mimarı olarak da bilinen Ahmet Davutoğlu’na ve danışmanlarına çok sert eleştiriler yöneltildi.

Salih Tuna’nın Davutoğlu’nun söylemlerini “neo İttihatçı sloganlar” diye eleştirdiği yazısından bazı bölümleri aktarıyoruz:

“O değil de, Suriye'ye (neden gireceksin sorusundan geçtim) nasıl gireceksin muhterem?

Ordumuz da halimiz de meydanda, görmüyor musun?

Yeterince kuşatma altındayız; ABD tüm taşeronlarıyla (FETÖ, PKK, DAİŞ) saldırırken, uçak krizinden sonra arayı yeni düzelttiğimiz Rusya ve haliyle İran'la da mı düşman olalım?

Gerçekten akıl almaz bir kafa bu!

(…)

Gelinen nokta itibariyle, Suriye politikamızın çok isabetli olmadığı, Numan Kurtulmuş'un ardından Başbakan Binali Yıldırım'ın da açıklamasıyla ortaya çıkmış oldu.

Sayın Başbakan geçen gün “Suriye'de yeni bir sayfanın açılması hayati öneme sahip…” dedi.

Suriye politikamızın hülasası artık şundan ibarettir: Akan kan bir an evvel dursun, Suriye'nin toprak bütünlüğü sağlansın ve sınırlarımızda ikinci bir İsrail kurulmasın.

Farkındaysanız, “Emevi Camii'nde Cuma kılacağız” diyen kalmadı. Demek ki, Neo – İttihatçı sloganlar mazide kaldı.

(…)

Ahmet Hakan geçenlerde AK Parti hükümetinin mezkur açıklamaları üzerine, Suriye'yi Davutoğlu'na yıkacaklar, dedi.

Kime yıkacaklardı kardeşim; Ali Babacan'a mı?

Ali Babacan'ı lafın gelişi söyledim, ama, iyi oldu. Misal, “ekonominin patronu” veya “ekonomi Ali Babacan'a teslim” denilirken, hiç kimse “ekonomiyi bir kişiye yıkmayın” dedi mi?

(…)

FETÖ taşeronlarıyla 15 Temmuz işgal girişiminde bulunmalarının esas nedeni de budur. Suriye'den sonra Türkiye'ye de “çökeceklerdi.”

Değil Türkiye'ye, bundan sonra Suriye'ye de “çökemeyecekler.” Gazi Paşa'nın dediği gibi, “geldikleri gibi gidecekler.” Yani, hiçbir halt edemeyecekler.

Yeter ki…

Rusya ve bölge ülkeleriyle işbirliği içinde olmanın yanı sıra asla tefrikaya düşmeyelim, birlik olalım."