Starbucks işçileri: Çok büyük bir mobbing var

Maruz kaldıkları kötü çalışma koşullarına, mobbinge ve düşük ücretlere itiraz etmek için Twitter hesabı açan Starbucks işçileri, "modern kölelik" yaşadıklarını anlattı.

Abone ol

DUVAR - ABD’deki Starbucks çalışanlarının sendikalaşma çalışmalarından sonra Türkiye’deki Starbucks çalışanları da kötü çalışma koşullarına karşı kendilerini anlatmaya başladı.

Türkiye’deki Starbucks çalışanları, şirket içinde gördükleri kötü muamele ve mobbing benzeri durumları açtıkları "Starbucksiscisi" Twitter hesabıyla duyurmaya başladı. Hesapta, maruz kaldıkları kötü koşulları anlatan 10'larca Starbucks çalışanının mesajları yer alıyor. İşçilerden bazıları, müşteriden gördükleri kötü muamele sonrası kendilerine hiçbir desteğin verilmemesini anlatırken, bazıları da asgari ücretle çalışırken uzun saatler boyu mesaide kalıp her türlü işe koşturmalarından bahsediyor.

Starbucks Çalışanları Hareketi, İvme Hareketi'yle yaptığı röportajda bu sorunlardan bahsetti. Bir işçi, barista vaadiyle girdiği Starbucks mağazasında her işte çalıştığını, temizlik görevlisinden farkı olmadığını anlattı. Asgari ücret karşılığında "mağaza ve müşteriler tarafından satın alınmış" gibi davranıldığını anlatan çalışan, müdürleri tarafından da sürekli mobbinge maruz bırakıldığını belirtti.

Röportajdan öne çıkan kısımlar şöyle:

Starbucks İşçi Hareketi nasıl ortaya çıktı, çalışma koşulları ve işçilerin talepleri arasındaki farklar nelerdi, kamuoyunda ve şirket içinde karşılaşılan ilk tepki ne oldu?

"Yaklaşık iki buçuk yıl Starbucks'ta çalıştım. İlk işe girdiğimde duvarları camları silerek başladım ve giderek Starbucks’ın çalışma koşullarının farkına vardım. Bana barista olarak başlayacaksın dendi ama benim temizlik personelinden farkım yoktu, ki sadece ben değil oradaki bütün baristaların hali böyle. Biz bence modern köleleriz. Çünkü karşındaki müşteri sanki seni satın alıyormuş gibi davranıyor. Ben müşterilerden mağaza müdürü yardımcısının yanında küfür ve hakarete maruz kaldım, kimse sesini çıkarmadı.

Herkes gibi benim de paraya ihtiyacım vardı. Üçüncü mağaza müdürü geldiğinde bu sefer hem psikolojik baskı başladı hem de iş yükü giderek artmaya başladı. Üstüne bir de online siparişler vardı ve mağaza fazla ciro yapmıyor diye bölge müdürü tarafından mağazadan personel eksilttiler. Bu sefer bir müdür ve bir de barista mağazayı açıp kapatıyorduk. Omuzlarımızdaki iş yükü haddinden fazlaydı. Müdür ofisinde oturup saatlerini geçirirken ben de kasadan espressoya, espressodan yiyecek bölümüne, oradan kafenin temizliği ve çöplerine, bulaşıkların yıkanmasına, çöpün sıfırlanmasına, üstüne üstlük Getir ve Yemeksepetinin siparişleri gibi bir dolu işle uğraştım.

'MAĞAZA MÜDÜRÜ GÜNDE YÜZ KERE ARIYORDU'

Koca koca çöp konteynerlerini sıfırlamaya giderken çarpa çarpa götürdüğüm için mağaza müdür tarafından bölge müdürüne şikâyet edildim Starbucks’ın malına zarar verdim diye ama aslında onlar 4250 TL’ye beni satın almışlardı ve istediklerini yaptırıyorlardı. Psikolojimi bozdular, üstüne üstlük ben Starbucks’ın malına zarar veriyormuşum. Mağaza müdürünün psikolojik baskısı bitmedi. Orada bulunduğum süre boyunca sürekli temizlik yaptırması, sürekli beni personel odasına çağırıp saatlerce benim zamanımı işgal etmesi... Aksi durumda seni bölge müdürüne şikâyet ederim diyordu. İzinli olduğum zamanlarda bile kendimden çalıyor gibi hissediyordum çünkü o psikolojiden çıkamıyordum. Günde yüz kere arayan mağaza müdüründen bunalmıştım cevap vermezsem ertesi gün mağazaya gittiğimde 1-2 saatimden oluyordum, zamanımı ve psikolojimi işgal ediyordu.

'MÜDÜR MÜŞTERİLER ÖNÜNDE AZARLADI'

Bu mağaza müdürünün personel ile iletişimi sıfırdı. Müşteriler önünde kaç kez rencide etti, azarladı. Kasayı biraz hızlı kapattım diye 'Starbucks’ın malına yine zarar veriyorsun' dedi. Cevap verdiğimde kavga eder, sesini yükseltirdi. Müşterilerin gözü önünde üzerime yürüdü ve bir keresinde beni dövmeye yeltendi. Bunu gören müşterim benim şikayetçi olmam durumunda şahitlik yapabileceğini söyledi. Bir keresinde hırsızlıkla suçladı sonra şaka yaptığını söyledi, kısacası cidden algımla oynuyordu bu şahıs ve psikolojim bozuldu böyle bir durum karşısında. En ufak tartışmada bölge müdürü dibimizde biter ama bizim sorunlarımız olduğunda bölge müdürünü mumla arasanız bulamazsınız.

İki-üç gün içinde beş mağaza değiştirdiler bana. Gittiğim her yerde ayrı bir baskıya uğradım, gittiğim her yerde tehdit edildim. 'Kamera görüntülerini alıp bölge müdürüne göndeririz' gibi tehdit etmeleri de var tabii. Kısacası Starbucks’ta çok büyük bir mobbing var çalışanlar özellikle baristalar bezmiş durumda. Gerekli departmanları aradığım halde kimse ilgilenmedi. En son bölge müdürüne ulaştım, eğer beni dinlemezse şikâyet edeceğimi ve dava açacağımı söyledim. Aradan yarım saat geçmeden bölge müdürü geldi ama hiçbir şey yapamadı ve sadece konuşmakla kaldı. Sonucunda ben istifa etmek zorunda kaldım ama o şahıs hâlâ çalışıyor en çok da bana dokunan odur. Bu kadar ucuz olmamalı bir insanın ekmeği ile oynamak.

Bu sendikalaşma hareketi Starbucks dışında diğer üçüncü nesil kahvecilerde çalışan emekçilerin de hak savunusu noktasında nasıl bir tutum sergileyecek, hareket yalnızca Starbucks işçilerini mi kapsayacak yoksa bir sektörel hareketlenmeye dönüşecek mi; hedefiniz nedir?

Starbucks İşçi Hareketi, ben ve birkaç arkadaşımın yaşadığı olumsuz durumdan dolayı bir araya gelmesiyle ortaya çıktı diyebilirim. Yukarıda da anlattığım gibi iş yükünün fazla olması ve bu bütün anlattığım işleri görev tanımına uygunsuz biçimde yaptırmaları… Biz bu şartların iyileştirmesini istiyorduk. Kamuoyundan güzel tepkiler aldık, hâlâ da almaya devam ediyoruz. Bu sayede çalışan diğer arkadaşlar da bize ulaşıyor ve herkes yaşadığı sorunu sıkıntıyı anlatıyor. Bu hareket bence sadece Starbucks’ı kapsamamalı. Sorun, sıkıntı, mobbing yaşayan tüm kahve sektöründeki diğer arkadaşlarla da bir araya gelip talep isteklerimizi konuşmalı; hakkımız olanı, bizim olanı patronlardan almalıyız. Unutmasınlar biz varsak onlar var.

İletişim halinde olduğunuz STK’lar veya sendikalar var ise bunlar hangileri ve nasıl bir dayanışma içindesiniz?

Evet hali hazırda bir sendikam var, Bağımsız Emek Sendikası.

Amerika’da birkaç ay önce başlayan bir Starbucks sendikalaşma hareketi var. Hareketin ortaya çıkışında Amerika’da yaşanan Starbucks sendikalaşma hareketinden esinlenildi mi? 

Hayır tamamen tesadüf diyebilirim. Benim ABD’deki Starbucks işçilerinin hareketinden, sendikalaştıklarından haberim yoktu. Toplumda, kamuoyunda dediğim gibi güzel tepkiler aldık. Biz de bunu başarabiliriz yeter ki birlik olalım sesimizi yükseltelim." (HABER MERKEZİ)