Sol Popülizm ile demokrasiyi kurtarmak

Chantal Mouffe kaleminden Sol Popülizm, İletişim Yayıncılık tarafından yayımlandı. Kitabın politik bir müdahele olduğunu vurgulayan Mouffe, otoriter rejimlerin yükselmesi ve yerleşmeleri kadar, daha demokratik bir düzenin inşa edilme olasılığına işaret ediyor.

Abone ol

Kerem Yılmaz

İnsanlık tarihine şöyle üstünkörü de olsa bir göz atıldığında görülür ki, insan dediğimiz varlık, bir ucunda umut ya da mücadele, diğer ucunda ise umutsuzluk ya da kabulleniş olan bir sarkaçta salınır durur. Kuşkusuz, bugün dünya genelinde, örneğin Brezilya’da Bolsonaro veya Yunanistan’da Altın Şafak örnekleriyle somutlaşan bir siyasal manzara karşısında zaman zaman umudumuzu yitirmenin eşiğine geliyoruz. Yine de, Machiavelli’nin ifade ettiği üzere, "ümit etmek durumu"ndayız. Zira her ne kadar ufukta eşitlikçi ve özgürlükçü bir düzeni kurmak için önümüzde uzun bir yol olduğu açık olsa da, neoliberal sistemin bir kriz içinde olduğu muhakkak. Bu krizi eleştiriye tabi tutan çeşitli kurulu düzen karşıtı hareketlerle veya onlardan çıkaracağımız derslerle bu krizi toplumsal tarihimiz için bir fırsata çevirmek bizim elimizde.

İletişim Yayınları tarafından Hegemonya ve Sosyalist Strateji: Radikal Demokratik Bir Politikaya Doğru, Siyasal Üzerine, Dünyayı Politik Düşünmek: Agonistik Siyaset ve Carl Schmidt’in Meydan Okuması gibi önemli çalışmaları da yayımlanan Chantal Mouffe da, yine bu yayınevi tarafından yayımlanan yeni çalışması Sol Popülizm’de “neoliberal hegemonik oluşum”un krizine şahitlik ettiğimizi belirtiyor. Yazar bununla da yetinmeyip, söz konusu krizi aşmaya yönelik bir strateji ortaya koymaya çalışıyor.

Chantal Mouffe

Mouffe, “popülist moment” olarak adlandırdığı yeni konjonktürde, yani neoliberalizmin sağ ve sol popülist hareketler tarafından saldırıya uğradığı konjonktürde sol popülizmin galebe çalması ve “demokrasiyi iyileştirmek ve derinleştirmek için gereken bir tarzda” politika üretmesi gerektiğini savunuyor. Ancak burada politikanın, geleneksel sol politika üreticilerinin saplandıkları “sınıf özcülüğü”nden arınması çok önemli. Çünkü neoliberal kapitalizm eskiye nazaran daha karmaşık tahakküm biçimleri üretiyor. Bu, artık sadece toplumsal sınıfların ve hâkim üretim biçim ve ilişkilerinin belirlemediği talepleri dillendiren geniş bir insan kitlesinin varlığını ortaya çıkarıyor.

PARTİZAN KİTAP

Mouffe, kitabının akademik bir çalışmadan ziyade “politik bir müdahale” olduğunun altını çiziyor ve müdahalesine, 'popülizm'den ne anladığını açıklayarak başlıyor. Yazara göre popülizm ne bir ideoloji ne de siyasi bir rejim. Popülizm, politik ve sosyoekonomik dönüşümlerin baskısı altında, hâkim ideoloji doyurulmamış taleplerden dolayı istikrarsızlaştırıldığında ortaya çıkan “popülist moment”in ürettiği söylemsel bir strateji. Bugün “popülist moment”in söz konusu olması da neoliberal hegemonyanın bu “doyurulmamış talepler”in baskısı altında kırılma emareleri göstermesiyle ilgili bir durum.

Sol Popülizm, Chantal Mouffe, Çevirmen: Aybars Yanık, 136 syf., İletişim Yayıncılık, 2019.

Ancak Mouffe, bu kriz halinin sol popülist stratejilerin yükselişine otomatik olarak yol açmasının mümkün olmadığının, tam aksine, bir süredir oldukça revaçta olduğunu gözlemlediğimiz sağ popülist partilerin yükselişi karşısında “demokratik mücadeleleri” bir araya getirecek sol popülist bir hareketi ya da stratejiyi oluşturmanın zorunlu olduğunu belirtiyor. Tecrübeli politika teorisyenine göre, bu yolla, hem sol hareketler yıllardır süregelen yetersizliklerini aşabilirler hem de kendi deneyimlerini sağ popülizmin dilinden yorumlayan kitleler “kendi konumlarını bambaşka bir yoldan deneyimleyebilirler” ve “ilerici mücadelenin saflarına katılabilirler”.

SOL POPÜLİZMİN DEMOKRASİ MÜCADELESİ İÇİN SAĞLADIĞI DERS

Mouffe, İngiltere’de ortaya çıkan “Thatcherizm” örneği üzerinden sağ popülizmin neoliberal hegemonyayı nasıl kurduğunu analiz ediyor ve sol popülist bir stratejinin inşa edilmesinde bu örnekten faydalanılabileceğini savunuyor.

Mouffe’a göre, Margaret Thatcher, savaş sonrası dönemde sarsılmaya başlayan Keynesçi model karşısında inşa ettiği politik sınır ve sağ popülist söylemle “sosyal demokrat hegemonya”nın yerine “neoliberal hegemonya”nın geçirilmesinde başrol oynuyor. Toplumların ilerici kesimlerinin ve hareketlerinin buradan çıkarmaları gereken ders, Thatcher’ın yaptığına benzer bir biçimde popülist bir strateji izlenmesi ancak bunun “demokrasiyi kurtarmayı hedefleyen yeni bir hegemonya”yı kurma parolasıyla birçok cephede çarpışarak yapılması gerektiği. Mouffe’un “popülist moment” olarak adlandırdığı içinde bulunduğumuz bu dönemde, sol hareketlerin başarılı olmasının yolu bu mücadeleden geçiyor.