Şiddetin diliyle nasıl baş edilebilir?

Türkiye'de bireylerin günlük hayatta birbirlerine uyguladıkları şiddet son yıllarda ciddi artış gösterdi. Özellikle de kadına yönelik şiddet. Uzun yıllar bu konuda çalışmalar yürüten Nursel Demir hem şiddetin mağduru, hem de şiddet uygulayanla nasıl konuşmak gerektiğini anlattı...

Abone ol

DUVAR - 30 yıla yakın bir süredir gerek bireysel gerek örgütlü olarak feminist hareketin içinde yer alan Nursel Demir bu konular hakkında pek çok site ve dergilerde yazılar yazıyor. Şiddet konusundaki ilk eğitimini 2000 yılında Ankara Kadın Dayanışma Vakfı’ndan şiddet gören kadın ile görüşme teknikleri üzerine yapan Demir, Türkiye ile Avrupa Birliği'nin ortak finanse ettiği ‘Aile İçi Şiddetle Mücadele’ projesinde Antalya Bölge Koordinatörü olarak görev aldı. Bu proje kapsamında verilen toplumsal cinsiyet eşitliği, şiddet görenle ve faille görüşme teknikleri, yetişkin eğitimi, travma, tükenmişlik, kadını güçlendirme gibi birçok eğitimden geçti. Şimdilerde ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’, ‘Birbirimizi Dinlemeyi Biliyor muyuz?’, ‘Kendini Tanıma’ gibi konularda atölye çalışmaları yürütüyor.

Son yıllarda gitgide artan kadına şiddet artık had safhaya geldi. Bu yüzden önce ‘şiddet nedir’ sorusuyla başlayalım.

Şiddet üzerine yapılmış tüm tanımlardan yola çıkarak, her türlü fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik olarak uygulanan yaptırımları içerir şiddet. Bu türlerin tanımını yapmak yerine detaylandırdığımızda, farkındalık yaratmak daha kolaylaşıyor.

'ÇİRKİN OLDUĞUNU SÖYLEMEK DE ŞİDDET'

Fiziksel şiddetin açılımını biliyoruz hepimiz. Psikolojik şiddetten bahsedelim!

Bağırmak ve sözel istismar içeren her tür davranış psikolojik şiddete girer ve fiziksel şiddetten daha çok zarar verir. İsim takmak, aşağılamak, suçlamak, korkutmak, tehdit etmek, taciz etmek, dışlamak, evden kovmak, kişilerle ilişkisini sınırlamak, eve hapsetmek, giyinmesine gezmesine telefonlarına karışmak, hizmet ettirmek, başkaları ile kıyaslamak, aşırı kıskanmak, ihmal etmek, yok saymak, çirkin olduğunu ya da sevmediğini söylemek… Bunların hepsi psikolojik şiddettir.

Ekonomik şiddet diye bir kavram olduğunu ilk kez duydum!

Pek çok insan yaşasa da maalesef farkında olmayabilir bu durumun. Kadının çalışmasına engel olmak, istemediği işte zorla çalıştırmak, kadının gelirine ve mallarına el koymak, az parayla çok iş beklemek, ekonomik konularda tek başına karar vermek, nitelikli işe girmesi için alacağı eğitimlere engel olmak, olay çıkararak işten atılmasına neden olmak gibi davranışları içerir ekonomik şiddet.

Cinsel şiddeti tahmin edebiliyorum...

İstenmeyen öpme, dokunma ya da okşama gibi temas durumları, cinsel saldırı ve tecavüz, kürtaja zorlamak, evlilik içi tecavüz, zorla evlendirilme, fuhşa zorlama, ensest, çocuk doğurmaya zorlamak gibi davranışlar cinsel şiddettir.

Peki şiddetin nedenleri...

Toplum tarafından normalleştirildiği için, saldırganlığın erkeklerde cesaret, güçlü olma, enerji, ataklık anlamına geldiği sanılır; erkeğe başarı ve üstünlük sağladığına inanılır. Kişinin başka çözüm yolu bilmediği için şiddet uyguladığı da tespitler arasında yer alıyor. Tam burada kadına yönelik şiddet konusunda bir döngü var. Şiddet döngüsünde her tekrarda balayı evresi kısalır ve bir süre sonra tamamen ortadan kalkar ve sürekli şiddet başlar.

Şiddetin insanlar üzerinde nasıl bir etkisi var?

Şiddete maruz kalan kişi, muhakeme etme gücünü kaybeder, bir güç tarafından çaresiz bırakılır, olağan başetme becerilerini kullanamaz, beden bütünlüğüne yönelik tehditle, şiddetle ya da ölümle yüz yüze gelir, dehşet ve çaresizlik duyguları yaşar, kaçma – savaşma ya da donup kalma tepkileri verebilir. Şiddetin suç olduğunu bile bilmeyebilir, maruz kaldığı şiddeti sevgi göstergesi olarak düşünebilir, bu durumun mahremiyet olduğunu düşünebilir.

Maalesef şiddeti sevgi gösterisi sanan kadınlar var. Şiddet gören bir kadını nasıl anlayabiliriz?

Öncelikle şiddet gören kadının fiziksel yaraları olacaktır. Gövdesinin çeşitli yerlerinde yaralar, çürük ve ezikler, kırıklar, yırtık ve kesikler, kronik ağrı yakınması, sindirim sistemi bozuklukları, huzursuz barsak sendromu, üriner sistem enfeksiyonları, solunum sistemi ile ilgili sorunlar, yeti kayıpları (görme, işitme, kognitif kayıplar) gibi fiziksel sonuçları olacaktır fiziksel şiddetin… Bunu da anlamak çok zor değil!

'İTİRAFA KADAR SADECE TAHMİN EDİLEBİLİR'

Peki, bir kadının cinsel şiddete uğradığını anlayabilir miyiz?

HIV/AIDS, frengi gibi cinsel yolla bulaşan hastalıklar, cinsel işlevlerde bozulma, istenmeyen gebelikler, gebelik komplikasyonları (düşükler, sağlıksız düşükler, erken doğum, ölü doğum…), infertilite (kısırlık) gibi sonuçları var cinsel şiddetin… Kişi itiraf edene kadar bunu ancak tahmin edebilirsiniz, dışarıdan anlamak çok mümkün değil maalesef!

Ruh sağlığı üzerindeki etkilerinden bahsedelim biraz…

Şiddet öz saygının azalması, utanç ve suçluluk duyguları, travma sonrası stres bozukluğu, depresyon, yeme ve uyku bozuklukları, kabus görme, fobilerin oluşması, panik ve öfke nöbetleri, kendine zarar verme davranışları, güvenli olmayan cinsel davranışlar, alkol ve maddenin kötüye kullanımı, sigara içme, fiziksel aktivitede azalma, baş ve karın ağrıları hatta intihar gibi psikosomatik bozukluklar yaratabilir.

Mağdur veya faille görüşürken yukarıda bahsettiğimiz tüm ayrıntıları göz önünde bulundurmak çok önemli değil mi?

Şu ana kadar konuştuğumuz her şeyi göz önünde bulundurmak çok önemli elbette ama görüşülen mekânın bile bir önemi var. Tabii görüşenin tüm bu teknikleri içeren bir eğitimden geçmiş olması daha da önemli. Değilse şiddet görende ikincil travmalara neden olacak sonuçlar doğabilir ki bu şiddeti yeniden üretmek olur. Bununla beraber bazı temel görüşme tekniklerini bilmek yapılabilecek muhtemel hataları en aza indirecektir.

DİL VE MEKAN

Mekan neden bu kadar önemli? Nasıl özellikleri olması gerekiyor?

Görüşülen mekanın ne çok dar ne de çok geniş olmaması gerekiyor. Tertipli, temiz ve tamamen bu görüşmeye özel bir yer olmalıdır. İçerİde önceki görüşmelere ilişkin bir iz olmamalı. Görüşmeyi yapan kişi sakin, ses tonu yumuşak ve net, suçlamadan etkin dinleyen bir tutum içinde olmalı. Konunun ciddiye alındığı hissettirilmeli, akıl verme ve yönlendirmeden kaçınılmalı. Konuşan sözel olmayan mesajlarla desteklenmeli ve konuşmaya teşvik edilmeli. ‘Beyana itibar esastır’ ilkesi gözden kaçırılmamalı.

Şiddet görmüş biriyle nasıl konuşulmalı?

Daha evvel de belirttiğim gibi, şiddete maruz kalan kişi, güvensizlik duygusu içinde olur. Yaşadığı saldırıyı hatırlama sonucunda korku içindedir. Anlatma isteksizliği vardır. Utanç, çaresizlik, öfke, kurtarılma isteği gibi uygun olmayan beklentiler, olanı biteni abartma ya da azımsama duyguları taşıyabilir mağdur kişi. Bu nedenle önce güven ilişkisi oluşturmalı, bilgilendirme yapılmalı, duyarlı olunmalı, sakinleştirilmeli ve adım adım gitmelidir. Yani ne çok uzak ne çok yakın olunmalı ve görüşen ilişkiyi profesyonel düzeyde tutmalı.

Bir de şiddet uygulayan var. Peki, bu kişilerle nasıl görüşülmeli?

Şiddet uygulayan, sosyo-ekonomik statüsü ile eğitim, meslek durumlarına göre, tehlikeli, öfkeli, işbirlikçi, manipülatör, suçlayıcı, inkar eden ya da minimize eden tutumlar içinde olabilir. Şiddeti azımsama eğilimi ile bütünüyle inkar eder, dışlar veya kabul eder. Unutabilir, hatırlamaz (bu gerçekten ben değilim’e inanır). Normalleştirebilir. Şiddetin diğerleri üzerindeki etkisini, şiddete ilişkin sorumluluklarını inkar edebilir. Örneğin, eşini suçlayabilir. Şiddet kullanmaya hakkı olduğu inanır. Kadını yanlış yaptığını düşündüğü şey için cezalandırmak ister. Kadının istemediği bir şeyi yapmaya zorlar. Bu bilgiler ışığında, şiddet uygulayan kişi ile görüşürken şiddetin kabul edilemez olduğu noktasında net olmak lazım. Ses tonu sakin ve nötr olmalıdır. Saygı çerçevesinde, çelişkilere ilişkin yüzleştirme yapmadan önce onun hikayesini dinlemek ve anlamak önemlidir.

Bu görüşmede özellikle dikkat edilmesi gereken bir nokta var mı?

Şiddet uygulayanın sorumluluğunu kabul ettiği her davranışı onaylamak önemli bir yer tutuyor görüşmede. Profesyonel anlamda görüşülenle işbirliği içinde kalmaya çalışılmalı. Görüşmeyi yapanın önyargılardan arınmış ve iletişimde açık, net olması güven veren bir tutumdur. Failin kendini açmasında önemli yer tutar.

Neler söylemek gerekir faile?

Şiddet uygulayana kadına yönelik şiddetin sadece fiziksel şiddetten ibaret olmadığını söylemek, hatta önce şiddeti tanımlamak ve türleri hakkında bilgi vermek gerekebilir. Yaptığı tüm davranışların ve sonuçları hakkında açık bir şekilde bilgilendirme yapmak ve uyguladığı şiddetin bir suç olduğunu söylemek önemlidir. Nerelerden yardım alabileceği bilgisinin de verilmesi gerekir.