Sevgililer Günü erkeklerin maskesini düşürüyor

Melbourne Üniversitesi’nden sosyolog Dr. Leah Ruppanner, bazı İsveçli meslektaşlarıyla birlikte, 1058 İsveçli heteroseksüel* çiftten toplanan verileri kullanarak, kadınların ev işlerinde erkeklere oranla daha büyük bir pay üstlenmesinin, ilişkiye dair memnuniyetsizlik ve boşanma durumlarıyla bağlantılı olduğunu tespit etti.

Abone ol

Christopher Scanlon

Beyler, konu Sevgililer Günü’ne gelince dürüst değiliz. Uzun saplı güller, el yapımı çikolatalar ve seksi iç çamaşırları, perakende sektörüne duyduğunuz sevgi ve bağlılığınızı ortaya koymanın mükemmel bir yolu; ancak bunlar aslında kadın partnerinizin istediği şeyler olmayabilir.

Hallmark, Tiffany ve Interflora’ya inanmanıza karşın, mutlu bir ilişkiye giden yolu satın alamazsınız. Bunun için çaba sarf etmek zorundasınız. Burada, evliliğin iyi işlemesiyle ilgili basmakalıp düşüncelerden söz etmiyoruz. Bahsettiğimiz şey, gerçek ev işleri…

Pazarlanabilir ya da romantik değil, ancak eşinize bir sevgi yağmuru yaşatmak istiyorsanız, bu Sevgililer Günü’nde, ona kendi çatısı altında, ev içi eşitlik hediyesini vermeyi deneyin.

EŞİTSİZLİK, MUTSUZLUK VE BOŞANMAYA YOL AÇIYOR

Araştırmalar, ev içi görevlerin eşit olmayan biçimde paylaşılmasının ilişkilerdeki hoşnutsuzluk ve hatta boşanma durumlarında mühim bir etken olduğunu gösteriyor.

Melbourne Üniversitesi’nden sosyolog Dr. Leah Ruppanner, bazı İsveçli meslektaşlarıyla birlikte, 1058 İsveçli heteroseksüel* çiftten toplanan verileri kullanarak, kadınların ev işlerinde erkeklere oranla daha büyük bir pay üstlenmesinin, ilişkiye dair memnuniyetsizlik ve boşanma durumlarıyla bağlantılı olduğunu tespit etti.

Ruppanner, “Bulduğumuz şeylerden biri, eşitlik sahibi olan insanların ilişkilerinde daha fazla tatmin yaşadıklarını belirttikleri ve boşanma ihtimallerinin daha düşük olduğu” diyor.

ABS (Avustralya İstatistik Kurumu) verilerine göre, kadınlar haftada ortalama 34 saat ev işi yapıyor. Bu, yılda 1768 saat anlamına geliyor.

Çok fazla bilimsel olmayan hesaplamalarıma dayanarak matematik terimleriyle açıklarsak; siz ve aileniz için yaptığı her şey için ona teşekkür etmek amacıyla yılda bir kez Sevgililer Günü’nde 50 TL’lik gül aldığınızda, eşinizin saatlik yevmiyesi için ölçüt, saatlik 0,03 kuruş olur.

İşleri daha da kötüleştirircesine çiçek verdiğiniz durumda, uygun bir vazo bulan, ölü yaprakları toplayan, çiçekler solduğu zaman onları çöp kutusuna atıp kötü kokulu çiçek suyunu yıkayan kişinin eşiniz olması daha büyük olasılıktır. Farklı biçimde söylersek, onun ev işlerine bir yenisini eklemiş oluyorsunuz.

GERÇEKTEN SORUMLULUK ÜSTLENİN

Sevgililer Günü’nün, evdeki işlerin paylaşımını yeniden dengelemeye başlamak için doğru zaman olduğuna ikna olduysanız, Dr. Ruppanner’ın tavsiyesi, eşiniz sizden evi süpürmek ya da çamaşırları yıkamak gibi ev işlerine girişmenizi istediğinde, (işten kaçmak için) ona “paraya çevrilebilen” hediye çekleri vermeyi bırakmanız olacaktır.

Ruppanner, “Bunun bir hata olduğunu düşünüyorum; çünkü bu davranış, işlerden gerçekten sorumlu olmadığınızı hissettiriyor, zira bunu uzun bir süre içinde yalnızca bir kez yapacaksınız,” diyor. “Bu davranış, eşinize, yükün hâlâ kendi üzerinde olduğunu söylüyor.”

Ve bir süre sonra evin çevresine bir Dyson Küresi** kurmak bile yeterli olmaz. Bu, ev içi emeğe gelince, buzdağının yalnızca görünen kısmı. Gözden kaçırılan şey, hanenin yürütülmesine harcanan zaman ve zihinsel enerjidir. Ruppanner, bunun, ev işleri hakkındaki istatistiklerde yer verilmeyen “görünmez emek” olduğunu söylüyor.

Sabahları -veya gündüzleri- çocuk bakımı indirimi talep etmek ya da internetten aşı takvimini indirmek için e-devlet şifresini sıfırlamaya çalışırken zaman geçip gider. Çocuğunuzun, Moana’nın teknik olarak bir hikâye kahramanı olmadığını fark etmeyeceğini umarak, saatler boyunca kitap haftası için bir kostüm bulmak amacıyla web sitelerinde dolaşıp durur. Ve çocukları jimnastik veya futbol idmanına götürmek için harcadığı vakit; çoğunlukla diğer görevlerden sık-boğaz olmuşken çocuğunuzu izleyebilmek için adeta hokkabazlık yapmaya çalışır.

Ruppanner, “Yalnızca gerçek görevlerden değil, aynı zamanda bunlara harcanan zihinsel emekten de söz ediyoruz,” diyor. “Bunu bir iş olarak görüyorsanız -ve öyle olması gerekir- o zaman endişe, gerginlik, depresyon ve rahatsız bir uykudan bahsediyorsunuz demektir. Bu durumda mesele sadece ev işleri değil, sağlıkla da ilgilidir.”

Şu halde, sevdiğiniz kadına ev içi eşitlik armağanını vermek istiyorsanız, bu Sevgililer Günü’nü ne yapmanız gerekir?

EŞLER ARASINDA MÜZAKERELER YAPILMALI

Dr. Ruppanner, ev içinde harcanan emeğin dengesini düzenli biçimde yeniden müzakere etmenizi öneriyor.

Dr. Ruppanner, “Oturup birlikte ev işlerinin nasıl bölüşüleceğini tartışırken, aynı zamanda bir evlilik sözleşmesi yaratıyorsunuz; gerçekten de evinizi ve ailenizi korumak için yapılması gereken şey budur,” diyor.

Bu (sözleşme), bir evin düzenini sürdürmek için yapılması gereken işleri, yani en sıkıcı işlerden çocukların bir yere götürülmesine, sosyal faaliyetlerden çocuk bakıcısının aranmasına kadar tüm fiziksel ve zihinsel çabaları içeriyor.

“İş ve aile yaşantınız dahilinde yapılması gereken fiziksel ve duygusal işlerin zihinsel bir haritasını hazırlayın. Ardından, bunların nasıl eşit olarak paylaşılacağı hususunda dürüst bir konuşma yapın.”

Ve eğer bunların romantizme uygun olmadığını düşünüyorsanız, Dr. Ruppanner’ın bir cevabı var.

“Bu konuşmayı mum ışığında bir akşam yemeğinde gerçekleştirin. Mum ışığında bir akşam yemeği, güller ve tatlıyla birlikte, sözleşmeyi yürürlüğe koyarsınız.”

*Heteroseksüel; karşı cinse ilgi duyan kişiler için kullanılan bir terimdir.

**Dyson Küresi, bir yıldızın etrafını tamamen kaplayan ve yayılan gücün büyük bir kısmını toplayan varsayımsal bir enerji ünitesidir.

*** Yazının aslı The Sydney Morning Herald sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)