SES: Sağlık çalışanlarına kaynak ayrılmıyor

SES'in, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü önünde yaptığı basın açıklamasında mevcut kaynakların özel sektöre aktarıldığı, üniversite hastanelerine ve personele kaynak ayrılmadığı vurgulandı.

Abone ol

DUVAR - Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü önünde yaptığı basın açıklamasında, bütçe hakkı temel bir hak olarak değerlendirilerek; toplumun siyasi partileri aracılığıyla, emekçilerin, işçilerin, üretenlerin özcesi bütçeyi oluşturan vergi mükelleflerinin örgütlü yapıları aracılığıyla bütçenin hazırlanmasında, dağıtılmasında ve denetlenmesinde söz ve karar sahibi olacağı mekanizmalar geliştirilmesi için mücadele yürütülmesi gerektiğine vurgu yapıldı.

'KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİNE AYRILAN PAY ARTIRILMALI'

İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü binası önünde yapılan açıklamada şöyle denildi: “Sağlık Bakanlığı’nın 2022 yılı bütçe teklifine baktığımızda şunları görmekteyiz: Metalaşmış, ticarileşmiş tedavi edici hizmetler en büyük paya sahiptir. Ödeneklerin ne kadarının tedavi edici hizmetlere, ne kadarınınsa koruyucu hizmetlere ayrıldığı önemlidir. Bu rakamın 74,5 milyar liralık kısmı (yüzde 64) tedavi edici hizmetlere, buna karşılık 38,7 milyar lirası (yüzde 33) koruyucu hizmetlere ayrılmıştır. Yani sağlıkta ticarileşme ve metalaşmayı savunan anlayış yeni bütçede kaynakların aktarımı kısmında sınıfsallığını göstermektedir. Üstelik koruyucu hizmetlere ayrılan bütçeden pandemi döneminde verdikleri insanüstü çalışma koşullarına ve yüzlercesi hayatını kaybetmesine rağmen sağlık emekçilerinin ücretlerine ayrılan pay 5’te birdir. Pandemi sürecinde de daha net ortaya çıkan tablo koruyucu sağlık hizmetlerine ayrılan payın artırılması gerektiğini ortaya koyarken yine yeterli önem verilmediği ortadadır."

'KAYNAKLAR ÖZEL SEKTÖRE AKTARILIYOR'

Sağlık Bakanlığı'nın ayırdığı bütçedeki döner sermaye oranına dikkat çekilen açıklamada, "Döner sermaye gelirlerini bütçeye sağlayan emekçilere, döner sermayeden sadaka verircesine 14 TL gibi komik ödemeler yapılmıştır. 2021 Haziran ayı bütçe verilerinin açıklandığını altı aylık bütçe açığının  32.5 milyar TL'ye ulaştığı görülmüştür. Tıbbi malzeme ve ilaç için Ocak-Haziran 2021 dönemi toplam 2 milyar 981 milyon 438 bin TL harcama yapılmıştır. Bu harcama kalemi, 2020 yılı bütçesinde yaklaşık 1 milyar TL idi. Bu artışta aşı ödemeleri ile tartışmalı bazı ilaç alımlarının payı ise bilinmemektedir. Özel bütçeli hale gelen Sağlık Bakanlığı’nın yoğunluklu gelirleri SGK üzerinden oluşmakta olup, SGK’na fatura edilen işlem sayısı ve fatura tutarları incelendiğinde kaynakların ağırlıklı olarak özel sektöre aktarıldığı görülmektedir" denildi. 

'ŞEHİR HASTANELERİNE FAZLADAN ÖDEME YAPILIYOR'

Şehir hastanelerinin durumu da değerlendirilirken, 2018 yılından bu yana şehir hastanelerinin müteahhitlerine sermaye giderleri kaleminden sırasıyla 2018’de 1,3 milyar lira; 2019’de 3,7 milyar lira; 2020’de 4,8 milyar lira ve 2021 yılında 6,4 milyar lira ödendiği belirtildi. Açıklama şöyle devam etti: "Şehir hastanelerine yapılan ikinci tür ödeme kira bedelleridir. Bu 2018 ve 2019 yıllarında Cari Transferler kaleminden yapılırken; 2020 ve 2021 yıllarında mal ve hizmetler kaleminden yapılmaktadır. Bu çerçevede 2018 yılından bu yana şehir hastanelerine ödenen kira bedelleri sırasıyla: 2018 yılında 1,3 milyar lira; 2019’da 3,7 milyar lira; 2020’de 5,6 milyar lira olurken, 2021 yılında şehir hastaneleri için konulan ödenek tutarı 16,4 milyar TL’ydi. Bunun da 6,4 milyar TL’si hizmet alımı, 10 milyar TL’si ise kullanım bedeli adı altında şehir hastanelerine Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı kira ödemeleridir. Yap-işlet-devret modeliyle yaptırılan projelerinin işletme süreleri Şehir hastaneleri için yaklaşık 25 yıllık sözleşme sürelerini kapsamaktadır. Şehir hastanelerini yapıp işleten müteahhitlik şirketlerine 2022 yılı bütçesine 21,5 milyar TL ödenek konulmuştur. Bu tutarın yaklaşık 7,5 milyar TL’si 'hizmet alımı suretiyle sunduğu hizmetler', yaklaşık 14 milyar TL’sini ise "yatırımların kullanım bedeli', yani kira ödemeleri oluşturmaktadır. Böylece bir yıllık değişim şöyle olmuştur; bütçede şehir hastaneleri için kira ödemelerinde 4 milyar TL, hizmet alımında 1,1 milyar olmak üzere toplamda 5,1 milyar TL’nin üzerinde bir artış yaşanmıştır. Bu ödenek 2023 yılında ise 24,2 milyar TL olarak öngörülmektedir. Sağlık Bakanlığı bütçesinin beşte biri şehir hastanelerine ayrılmıştır. Ancak Sayıştay’ın raporlarına göre şehir hastanelerine birçok kalemde usulsüz ve fazladan ödemeler yapılmakta, uygun olmayan veya yetersiz ekipmanların yerini kapatılan hastanelerdeki ekipmanlar almaktadır." 

TALEPLER SIRALANDI

Üniversite hastanelerine ve personele kaynak ayrılmadığı vurgulanan açıklamada talepler şöyle sıralandı:

- Genel bütçe gelirleri içinde gelir vergisi payı artırılmalıdır. Bu artış, gelir vergisi içinde kurumlar vergisi payı artırılarak sağlanmalıdır. Yoksullardan, emekçilerden, ücretlilerden alınan direk ve dolaylı vergi payları azaltılmalı, sermaye sahiplerinin vergi sorumluluğu artırılmalıdır.
- Sağlık hizmetleri harcamalarında merkezi bütçenin payı artırılmalıdır. 
- Sağlık Bakanlığı bütçesinin genel bütçe içindeki payı yüzde 10’un üzerine çıkarılmalıdır. SGK pirim gelirleri içinde çalışanların ve kendi hesabına çalışanların payı azaltılmalı, patronların payı artırılmalıdır. SGK’ye genel bütçeden aktarılan pay artırılmalıdır. 
- Sağlık hizmetleri harcamalarında merkezi devlet harcamalarının payı artırılmalı, SGK ve hane halkları harcamalarının payı azaltılmalıdır. Katkı-katılım, ilave ücret gibi hiçbir ad altında halktan sağlık hizmetleri için ücret alınmamalıdır. 
- SGK’nin özel hastanelerden hizmet satın alması hizmet başına (fee-for-services) ve vaka başına (case payment) ödeme ile değil, toptan bütçeleme (global butgetting) ile olmalıdır.
 - Sağlık emekçileri sayısı OECD ortalamasına güvenceli ve kadrolu istihdamla çıkarılmalıdır.
- Sağlık emekçilerine ek ödeme, döner sermaye gibi adlarla yapılan, ekip anlayışını bozan, rekabet oluşturan ve çalışma barışını bozan ödeme yöntemi yerine yoksulluk sınırının üzerinde, tek kalemde, tamamı emekliliğe yansıyacak şekilde maaş ödenmesine başlanmalıdır.
- Özel sağlık kurumlarına aktarılan her türlü pay kaldırılmalıdır. Kamu sağlık kurumları ve sağlık eğitimleri için bütçeden ayrılan pay yükseltilmelidir. 
- Covid-19 pandemisinde gördüğümüz gibi sağlık sistemleri çökme aşamasına gelmiştir. Mevcut kapitalist sistemin doğaya olan tahakkümü nedeniyle yeni pandemilerin olacağı da öngörülmektedir. Bu nedenle toplum sağlığı için Sağlık Bakanlığı’nın kentleşmeden tarım politikalarına, çevre politikalarına ve üretim ilişkilerine kadar müdahil olacak bir yapıya büründürülmesi gerekmektedir. Ayrıca yaşanması muhtemel yeni salgınlara karşı da bütçe kalemi oluşturulmalıdır. 
- Sağlıklı bir toplum için tedavi edici hizmetler yeterli değildir. Koruyucu sağlık hizmetlerinin yeniden ele alınması ve güçlendirilmesi gerekmektedir. 
-Savaş toplum sağlığına zararlıdır. Ülke içinde ve dışında savaşa karşı barış politikalarının geliştirilmesi gibi konularda da sağlık alanın söz sahibi olması gerekmektedir.
- Sağlık hizmetlerinin üretilmesi planlanması ve sunulmasının tüm aşamalarında sağlık emekçileri ve örgütlerini ve halkı karar alma süreçlerine dahil edecek mekanizmalar oluşturulmalıdır.
- Hukuksuz bir şekilde ihraç edilen ve hakkında kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan sağlık emekçileri derhal işe başlatılmalıdır. (HABER MERKEZİ)