Sergen Yalçın hadisesi 

Kim ne derse desin, Sergen Yalçın’ın kendine özgü bir hücum planı ve stratejisi henüz yapılandırılmış değil. Önümüzdeki süreçte bu yapılanmaların inşa edileceğine dair de hiçbir emare görünmüyor.

Ali Fikri Işık polesar@hotmail.com

Ne diyordu Wittgenstein "Sezgilerim bana doğru şeyler yaptırıyorsa, yanlış şeyler yaptırmadığını nasıl anlayabilirim; muhtemel cevap anlayamam" çünkü sezgisel olan sezgiseldir ve yorumcu yargıç içgüdüdür. Josef De Souza’yı orta dörtlünün içine yerleştirerek, Sergen Yalçın, kurgusal olarak oyunun nerede oynanması gerektiğini oyuncularına göstermiş oluyordu. Bu tercihin ilk 45 dakikada yanlışlanması uzun sürmedi ve De Souza ikinci yarıda Necip’in yerine geçerek, defans güvenliğinin emniyet subabı görevine geri döndü. Bu iki kararın sahibi de Sergen Yalçın’dı. Çünkü Sergen Yalçın, oyuncular arası sistematik ilişkiyi yapılandırmak yerine, yerleşim şablonu denilen dizilimin imkanlarına bakarak maçın ve oyunların taleplerini karşılama mantığına sahip. 

Oyuncular arası ilişki yapılandırılmadan, her pozisyon doğaçlama olur ve bu doğaçlama içinde oyuncunun birinci refleksi de hep içgüdüsel olarak kendini dışa vurur. Birinci dizilim planına göre, De Souza, hem ikinci topları toplayacak hem de göbekten, her atağın servisini üstlenmiş olacaktı. İlk yarıda Hatayspor direnç gösterince, Sergen Yalçın, defans güvenliği için De Souza’yı geri çekti. 

Aynı şekilde Ömer Erdoğan’da ikinci yarıda takımını bütünüyle geri çekti ve neredeyse, maç başlangıcında Sergen Yalçın’ın kafasında planladığı o uygun koşulları eksiksiz oluşturdu. Bu elverişli durumu Sergen Yalçın ancak 60. dakikada fark edebildi. 

Kim ne derse desin, Sergen Yalçın’ın kendine özgü bir hücum planı ve stratejisi henüz yapılandırılmış değil. Önümüzdeki süreçte bu yapılanmaların inşa edileceğine dair de hiçbir emare görünmüyor. Top kanatlara taşınınca sağdan Ghezzal içeriye top kesecek, Larin ve Aboubakar çok şanslıysalar skor üretecekler. Aynı şey sol kanat için de geçerli. 

Birinci gol Ghezzal’ın göbeğe kestiği pasın Aboubakar yeteneğiyle gole dönüşmesiydi. İkinci gol, kornerden atılan bir topun Larin’in boy avantajına takılması sonucu oluştu. Her iki gol de anlardan oluşan fırsatlar biçiminde gelişti. Henüz Beşiktaş oyununda adı takım olan örgütün, planlanmış organizasyonlar şeklinde eyleme geçtiğine tanık olamadık. 

Beşiktaş defansı dirençli bir yapı. Top kesme işinde usta ama top kullanma bahsinde yetenekli oldukları söylenemez. Belki de bunun nedeni oyuncuların kişisel yeteneği değildir. Eğer teknik direktör birinci bölgede açılış paslarını yapılandırmamışsa yapılacak bir şey yoktur. Birinci bölge ve ikinci bölge geçişi içinde bir pas modeli ve şablonu tanımlanmamışsa, burada da yapılacak bir şey yoktur. 

Futbol oyunu denilen bu faaliyetin planlanmasında iç içe geçmiş ve aynı zaman diliminde uygulanması gereken iki aksiyon vardır. Bu iki aksiyon, oyunun iki hali için de geçerlidir. Hakemin ilk düdüğüyle birlikte topun iki hali nesnel olarak şekil alır. Top ya rakiptedir ya da bizde. Rakipteyse, iki şey yapılır, birincisi topun olduğu bölge baskılanır, ikincisi topun muhtemel olarak atılacağı bölgeler kontrol altına alınır. Top bizdeyse, yine topun olduğu bölgede, topu rakibe kaptırmamak için pozisyon çeşitlendirilip zenginleştirilir ve bu yapılırken de topun atılacağı bölge de yeni bir organizasyon yapılandırılır. 

Bu temel görevler oyuncunun yetenek ve içgüdülerine bırakılamaz. Plan ya da sistem dediğim şey bu organizasyonları önceden yapılandırmaktır. 

İşte ben bu yapılanmayı inşa eden futbol adamına teknik direktör diyorum. 

Tüm yazılarını göster