Seçim Toto

Seçim şirketleri şu yanlış hipoteze dayanmaktadır: Bir seçmen cumhurbaşkanına oy verirken o cumhurbaşkanını destekleyen parti/partilere de oy verir veya tersi. Ancak bu hipotezi destekleyecek tek bir çalışma bugüne kadar yapılmadı, yapıldıysa bile sunulmadı...

Abone ol

Doğan Emrah Zıraman* 

Türkiye dünyada bir anket firmasının arayıp da bulamayacağı bir laboratuvardır. 2011’ten bu güne 3 genel seçim, 1 yerel seçim, 2 de referandum geçirdi. Özetle 7 yılda 6 defa oy verdik. Gel gelelim anket firmalarının seçimlere yönelik sonuçlarını felaket olarak tanımlamak pek yanlış olmaz. Anket çalışmaları sonuçları 17 Nisan referandumu sonuçları için “evet çıkarsa dükkanı kapatırım” diyecek kadar bilim dışı.

Türkiye’de seçimlere yönelik yapılan anketlerin durumu özetle şu: Bir anket firmasının bilimsel (!) araştırmasının seçim sonucunu bilme ihtimali ile seçime dair arkadaş arası yapılan seçim totonun tutma ihtimali aynıdır.

Anket firmalarının ilişkide olduğu siyasi partileri yüksek göstermesi yapılan işin bilimsel etiğine aykırıdır. Bu ayrı bir tartışma konusu. Anketleri yapanlar da etik dışı davrandıklarını bildikleri için işlerinin bilimselliğini anketler “şu kadar kişi ile yüz yüze yapıldı”, “hata payı şu kadar” gibi istatistik argümanlarına sığınıyorlar.

İstatistik ancak ve ancak verileri doğru biçimde toplanırsa anlamlıdır. Verilerin nasıl toplandığını es geçip elde edilen sayıları istatistik formüllerine uygulamak ise kimseye otomatikman bilimsel olma hakkını vermiyor.

Herhangi bir istatistik çalışması bir hipoteze dayanmak zorundadır. İstatistiğin işlevlerinden birisi de kurulan hipotezle araştırmada ortaya çıkan sonuçlarının uygunluğunun kontrol edilmesidir. Bir hipotezin geçerli ya da geçersizliği istatistik ile belirlenir.

Hipotez ve istatistik arasındaki ilişki o kadar belirleyicidir ki, hipotez ile ilişkili hatalarından kaçınmak için istatistikte birinci tip hata ve ikinci tip hata adı verilen hesaplamalar vardır.

Birincil tip hata “ bir hipotez gerçekte doğru olduğu halde eldeki sonuçlara göre bunu reddetmek” olarak tanımlanır. Sigara sağlığa zarar verdiği halde sigaradan dolayı hastalanmadığı için bir kişinin sigarayı içmeye devam etmesi birinci tip hatayı anlamak için basit bir örnektir. İkinci tip hata ise “yanlış olan bir hipotezi doğru kabul ederek yapılan hatadır”. Örneğin Canan Karatay’ın “bütün otlar şekerdir”, “botoks yaptırmak yerine kelle paça için”, “kolesterol zararsızdır” gibi incileri ikinci tip hataya örnektir.

Bu kısa bilimsel bilgilerden gelelim 24 Haziran 2018 seçim anketlerine. Fark ettiniz mi bilmiyorum, 24 Haziran seçimleri ile ilgili açıklanan tüm anketlerde cumhurbaşkanına verilen oylar ile cumhurbaşkanı adayını çıkaran/destekleyen partiye verilen oylar ya da oyların toplamı birbirine çok yakın.

Somutlayayım. 5 Haziran’da SONAR’ın yayınladığı 24 Haziran seçim anketi şöyle: Erdoğan yüzde 48,30, AKP 42,2 - MHP 7,1 (AKP+MHP= Yüzde 49,3); İnce yüzde 31,40 , CHP yüzde 28,2; Demirtaş yüzde 8,2, HDP yüzde 10; Akşener yüzde 9,5, İyi Parti yüzde 9,2; Karamollaoğlu yüzde 2,1, Saadet Partisi yüzde 2.

Okuyucu olarak cumhurbaşkanı adayının oy oranı ile onu destekleyen partilerin oy oranlarının birbirine bu kadar yakın olmasında ne sıkıntı var diyeceksiniz? İlk başta bir sıkıntı görülmese bile aslında bu tür sonuçlar ikincil tip hata sınırları içine girer. Çünkü seçim şirketleri şu yanlış hipoteze dayanmaktadır: Bir seçmen cumhurbaşkanına oy verirken o cumhurbaşkanını destekleyen parti/partilere de oy verir veya tersi.

Ancak bu hipotezi destekleyecek tek bir çalışma bugüne kadar yapılmadı, yapıldıysa bile sunulmadı. Yani hiçbir anket firması seçmene "Cumhurbaşkanı ile onu destekleyen partiye/partilere birlikte mi oy vereceksiniz, yoksa ayrı ayrı mı oy vereceksiniz?" diye bir soruyu sormamıştır. Anket çalışmasının sonuçları hipotezin kendisi olarak var sayılıyor.

24 Haziran ile ilgili bugüne kadar yayınlanan tüm anket sonuçları bir seçmen davranışı olarak cumhurbaşkanına oy verecekler ile o adayı destekleyen partiye/partilere verilen oyların sadece ve sadece tutarlı olduğunu göstermektedir. Bunun ötesindeki bu anket sonuçlarının seçim sonuçlarına yönelik bir tahmin olarak değerlendirilmesi hatalı hatta yanlış çıkarım olacaktır.

Aslında birden çok seçeneğin olduğu yerel seçimler 24 Haziran Genel Seçimleri’nin temel özelliğini yansıtır. Yerel seçimlerde seçmen 6 ayrı oy kullanılır. İl genel meclisi, il/büyükşehir belediye başkanlığı ve belediye meclisi, ilçe belediye başkanlığı ve belediye meclisi ve de en son olarak muhtarlık. Bu 6 ayrı seçenekten dolayıdır ki yerel seçimler Türkiye’de her zaman ciddi sürprizlerle sonuçlanır. Belediye başkanlığını kazanan parti belediye meclisinde çoğunluk olamaz ya da il genel meclisi bambaşka bir tablo çıkarır.

Bu bağlamda 24 Haziran seçimleri yerel seçim mantığının (birden fazla seçenek olmasının) genel seçime tezahürüdür. Seçmen 24 Haziran’da iki ayrı oy kullanarak iki ayrı seçmen davranışı gösterecektir. Ancak seçmenin önünde iki ayrı seçeneğin olması ile seçmen davranışının iki seçenekten birine benzer olup olmayacağının seçime dair anket çalışmalarından bağımsız olarak ve de önceden test edilmesi, araştırılması gerekir(di).

Böyle bir test yapılmadan 24 Haziran’a dair sadece seçim sonucu anketi yapmak bilimsel olarak ciddi biçimde eksik olacaktır. Bu sonuçlara dayalı yorum yapmak da bu eksiklikten dolayı hatalı, yanlış olacaktır. Bu nedenle 24 Haziran akşamı bir anket firmasının seçim sonuçlarını doğru tahmin etmesi bilimsel çalışmanın bir sonucu değil, şansa bağlı olacaktır.

24 Haziran seçimlerinin sonuçlarını pek çok nedenden dolayı şimdiden kestirmek cidden zor. Ancak bugüne kadar açıklanmış seçim sonuçlarına bakarak, hele hele onlara güvenerek bir tahminde bulunmak ise çok daha zor. Naçizane tavsiyem bilimsellikten hatırı sayılır biçimde uzak olan şirketlerin seçim anketlerini ciddiye almak yerine, arkadaşlar arasında bir seçim toto yapmanızdır. Hiç olmazsa seçim akşamı eğlenirsiniz.

*Sosyolog