Şebnem Korur Fincancı: Bu mücadele bitmez, yeryüzü aşkın yüzü oluncaya kadar

Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’ya yargılandığı davada mahkeme, 2 yıl 8 ay 15 gün ceza verdi. Tahliye edilen Fincancı, "Bu mücadele bitmez, yeryüzü aşkın yüzü oluncaya kadar" dedi.

Abone ol

DUVAR - Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı hakkında ‘örgüt propagandası’ yaptığı iddiasıyla açılan davanın üçüncü duruşması İstanbul Çağlayan Adliyesi 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme, 2 yıl 8 ay 15 gün cezası ile birlikte Fincancı'nın tahliyesine karar verdi.

'İNSAN SAĞLIĞINI ÖNCELEYECEĞİZ'

Cezaevinden tahliye edilen Fincancı, şu ifadeleri kullandı:

"En başından beri, bütün baskılara rağmen haber yapmaya gayretiniz gerçekten çok kıymetli. Tabii haber yapamayanları, sesini çıkaramayanları da bir kenara koyuyoruz elbette. Bugün de duruşmada söyledim, korkunun ecele faydası yok. Ne gördükse, hakikat neyse, biz insan hakları mücadelesi yürütenlerin, hekimlerin sorumluluğu olduğu gibi sizlerin de bunu kamuoyuna iletme sorumluluğu olduğunu unutmamak gerekiyor. Bu günler geçtiğinde sorumluluğunu yerine getirmiş ve getirmemiş olanları hep birlikte göreceğiz. O yüzden, ben bu sorumluluğu yerine getiren ve bizlerle dayanışma içinde olan, bu mücadelede bize yol arkadaşı olanlara teşekkür ediyorum. Tabii ki Evrensel başta olmak üzere. Çünkü Evrensel gazetem, sürekli baskılara uğruyor, cezalandırılıyor ama biz o cezalara boyun eğmiyoruz. Bize verilen ceza çok anlamsız bir durum. Çünkü bir kanalın yayın politikasının suç olarak tanımlanması sonra da o suçun bana atılması akıl alır gibi değil. Ben ancak kendi suçumdan sorumlu olabilirim. Bu suç da insanlığa karşı sorumluluk taşıma suçudur başından beri. Tabii ki biz hekimler olarak insan sağlığını önceleyeceğiz, savaşlara karşı olacağız ve her türden silahın önlenebilmesi, kullanımının yasaklanabilmesi, ortadan kaldırılabilmesi için de elimizden geleni yapacağız."

'MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ'

"Hukuku ortadan kaldırılmış bir ülkede hukukta ısrar eden, adalette ısrar eden tüm avukatlarıma, ayrıca Meclis’te de bizimle yan yana duran sesimizi duyurmaya çalışanlara ve elbette benim sevgili yol arkadaşlarıma, Türkiye İnsan Hakları Vakfı’na, insan hakları mücadelesini öğrendiğim dostlarıma, hekimlik mücadelesinde yan yana durduğumuz kendileri de baskıya maruz kalırken ne örgütü olduğunu da bilmediğimiz örgüt üyeliğinden yargılanma tehdidi onlara savrulurken dimdik durarak bu mücadeleyi sürdüren tüm yoldaşlarıma çok teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız diyorum. Biz mücadeleye devam edeceğiz. Bu mücadele bitmez, yeryüzü aşkın yüzü oluncaya kadar."

'TTB'Yİ KAPATMAK O KADAR KOLAY DEĞİL'

Yasa teklifi ile TTB'nin seçim yapısının değiştirilmesi ve TTB'nin kapatılması tartışmalarını değerlendiren Fincancı, "TTB’nin kapatılma tehditlerine gelince. Bu o kadar kolay değil. Bir ülkenin hekim örgütünü kapatabilmek, aynı zamanda dünya ile ilişkileri tümüyle ortadan kaldırmak demektir. Çünkü biz dünyada evrenselliğin temsilcileriyiz. Tüm canlılar için, bu yerküre için mücadele eden hekimler, doğal insan hakları savunucularıdır. Dolayısıyla onların hapsedilmesi, meslek örgütlerinin kapatılması söz konusu bile edilemez. Böyle girişimlerde bulunabilirler, daha önce de bulundular. Ama sonunda vazgeçmek zorunda kaldılar, onların yine vazgeçmesi için mücadeleye devam edeceğiz" dedi.

DURUŞMA SÜRECİ

Duruşması öncesi Çağlayan Adliyesi tamamen abluka altına alındı. Emniyet, adliye önünde yüzlerce metre uzunluğunda bariyer kurarak kapattı. Çok sayıda TOMA ve gözaltı aracı da adliye önünde bekletiliyor. Basın açıklamasının yapıldığı Çağlayan metro durağından adliyeye kadar olan 300 metre uzunlukta dar bir patika oluşturuldu. 24. Ağır Ceza Mahkemesi koridoru da yine polis bariyerleri kuruldu.

Basın açıklamasına çok sayıda sivil toplum kuruluşları ve siyasi parti temsilcileri ve Cumartesi Anneleri katıldı. Hekimler beyaz önlüklerini giydi. Dünya Tabipler Birliği Temsilcisi Jacques de Haller ve Avrupa Hekimler Daimi Komitesi’nden Ole Johan Bakke de Fincancı’ya destek vermek için duruşmayı takip etti.

‘KAZANAN HEKİM MESLEK ÖRGÜTÜMÜZ OLACAKTIR’

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi İkinci Başkanı Ali İhsan Ökten, burada yaptığı konuşmada, şunları söyledi:

"Bugün, üçüncü defa ülkemiz demokrasisi ve hukuku açısından yaşadığımız utanç verici bir dönemin sonlanması için toplandık. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın duruşması az sonra başlayacak. Dün, 10 Ocak 2023 Pazartesi günü ise Ankara’da TTB Merkez Konseyi’nin görevden alınması için açılmış olan davanın duruşmasındaydık. Bu adliyelerin önünde bizlere bedel ödetme niyetinde olanlar şunu bilmeliler, tarihin çöp sepeti bu niyeti besleyenlerle doludur. Tamamen siyasi hedeflerle ve ayan beyan bir hukuksuzlukla sürdürülen bu sürecin artık sonlandırılmasını, hukuki hiçbir dayanağı olmayan kararlarla halen tutuklu bulunan Merkez Konseyi Başkanımız Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın derhal serbest bırakılmasını bekliyoruz. Geldiğimiz noktada mevcut iktidar çevreleri topluma demokrasi ve halk sağlığı için yıkım dışında bir şey vaat etmemektedir. Bu yıkım, hekimlerin meşru örgütü olan TTB’nin yargı eliyle muktedirler tarafından baskı altına alınmasında, Merkez Konseyi Başkanı’nın keyfi ve hukuksuz bir biçimde tutuklanmasında kendini göstermektedir. Bu süreci hep birlikte, dayanışmayla aşacağımızı, Şebnem Hocamızı özgürlüğüne kavuşturacağımızı ve yine hep birlikte hekimlik değerleri, mesleki bağımsızlık, toplumun sağlık hakkı, demokrasi ve özgürlük için mücadelemizi sürdüreceğiz. Geçmişte olduğu gibi bugün de kazanan, hekim meslek örgütümüz olacaktır."

'ADİL YARGILANMA HAKKI İHLAL EDİLİYOR'

Duruşma salonun kapısı saat 09.40’ta açıldı. Salonda hazır bekleyen Fincancı'nın etrafında yedi görevli jandarma bekledi. Salon kısa sürede doldu. Duruşma salonun kapıları açık tutuldu. Dışarıda kalanlar da duruşmayı izlemek için kapıdan takip etti.

Salona ilk olarak mahkeme başkanı saat 10.10’da girdi. Mahkeme başkanı salona girer girmez avukatların isimlerini okuyarak duruşmayı başlattı. Kısa süre sonra diğer üye hakimler ve duruşma savcısı salona girdi. Hakim, savcıya mütalaasını sunmasını istedi. İddia makamı, önceki mütalaasını tekrar ederek Fincancı’nın tutuklu yargılanmasını talep etti. Duruşma, avukatların yargılama usulüne karşı itirazlarıyla devam etti.

Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, yargılamanın usulüne itiraz etti. Eren, duruşma salonun küçük olması nedeniyle fiziki koşulları saplanamadığı için adil yargılanma hakkı ihlal edildiğini söyledi. Şebnem Korur Fincancı’yı savunmak için 800 avukat imza vermişti ancak mahkeme heyeti üç avukatla sınırlandırma getirmişti. Eren daha sonra mahkeme başkanının savunmayı üç avukatla sınırlandırma kararına itiraz ederek kararını kaldırmasını talep etti.

Mili Savunma Bakanlığı avukatının davaya katılım talebini değerlendiren mahkeme heyeti, üçüncü kez reddetti.

FİNCANCI: KORKUNUN ECELE FAYDASI YOK

Esas hakkındaki mütalaaya karşı son sözleri sorulan Şebnem Korur Fincancı, savunmasına başladı: "Korkunun ecele faydası yok. Siz ne yaparsanız yapın biz şaşırtmaya devam edeceğiz. TTB’nin hedef olma gerekçesinin sizler için de olduğunu bilmeniz gerekiyor. Neymiş bizim suçumuz? Nitelikli anadilde eşit sağlık hizmeti istemişiz. Salgında koruyucu sağlık sistemini istemişiz. Sağlık hizmetlerinin ticarileşmesine karşı çıkmışız. Üç beş dakikada bir muayene olmaz dediğimiz için, hekimlerin özlük haklarına sahip çıktığımız için, sağlıkta şiddet olmasın dediğimiz için, iktidarın turkuaz tablosunun kap kara bir tablo olduğunu gösterdiğimiz için hedefteyiz."

Ne olmuştu?

Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, ekim ayında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi sınırları içerisinde kimyasal silah kullandığına yönelik çıkan iddialara ilişkin, “Bölgenin bağımsız heyetler tarafından etkin biçimde araştırılması gerektiğini” söyledi.

Fincancı’nın yaptığı bu açıklamanın ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 20 Ekim’de Fincancı hakkında soruşturma başlattığını duyurdu. Bunun üzerine 26 Ekim’de İstanbul’da gözaltına alınan Fincancı, götürüldüğü Ankara’da ifadesinin ardından 27 Ekim’de tutuklandı.

Ankara 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi, Fincancı hakkında, 'terör örgütü propagandası yapmak' suçundan 7 yıl 6 aya kadar hapis cezası istenen iddianameyi kabul etti. Mahkeme, yargılamaya yetkili mercinin İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi olduğuna hükmederek, yetkisizlik kararıyla dosyayı İstanbul'a gönderdi. Çağlayan Adliyesi 24. Ağır Ceza Mahkemesi dosyayı kabul etti.