Savcılığa göre suçsuz, OHAL Komisyonu'na göre suçlu!

Savcılık, kamudan ihraç edilen F.K. hakkında 'silahlı terör örgütüne üye olmak suçuyla ilgili herhangi bir bulguya rastlanmadı' kararı verdi. OHAL Komisyonu ise F.K. hakkında kendilerine gönderilen personel bilgi dosyasını gerekçe göstererek, "İnceleme bölümünde belirtilen diğer tespitler başvurucunun söz konusu örgütle irtibatını ortaya koymaktadır" diyerek başvuruyu reddetti.

Abone ol

DUVAR - Ceza infaz koruma memuruyken OHAL kapsamında çıkartılan 689 sayılı KHK ile ihraç edilen F.K. hakkında savcılık 'terör örgütüne üye' olduğu şeklindeki suçlamayı gerçek dışı buldu. OHAL Komisyonu ise F.K.'nin başvurusunu, "Kurum değerlendirmesinin bulunması ile inceleme bölümünde belirtilen diğer tespitler başvurucunun söz konusu örgütle irtibatını ortaya koymaktadır" diyerek reddetti. F.K., bağlı olduğu kurumun kendisi hakkında ortaya attığı iddialara ilişkin, "Diyarbakırlı olmam ve kafatası milliyetçilerine olan yaklaşımım nedeniyle çalıştığım kurum benim için bu iddiaları öne sürmüş" dedi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı daha önce F.K. hakkında, 'silahlı terör örgütüne üye olma suçundan dolayı herhangi bir bulguya rastlanmadı' diyerek 'kovuşturmaya yer yok' kararı verdi. F.K., herhangi bir yasa dışı örgüt ile bağlantısı bulunmadığı halde kamu görevinden çıkarıldığını söyleyerek OHAL Komisyonu'na başvurdu. OHAL Komisyonu ise geçtiğimiz günlerde F.K.'nın dosyasını reddetti.

OHAL Komisyonu ret kararında şunları belirtti: “Başvurucunun en son görev yaptığı kurum tarafından komisyonumuza gönderilen personel bilgi dosyasında özetle kurumda yapılan araştırmalarda başvurucunun PKK/KCK silahlı terör örgütü sempatizanı olduğu ve terör örgütünün propagandasını yaptığına dair yoğun bir şekilde birbiriyle tutarlı bilgiler tespit edildiği belirtilerek başvurucunun PKK/KCK silahlı terör örgütü ile irtibat ve iltisakının olduğu yönünde kurum değerlendirmesinin olduğu tespit edilmiştir. Kurum değerlendirmesi bulunması ile inceleme bölümünde belirtilen diğer tespitler başvurucunun söz konusu örgütle irtibatını ortaya koymaktadır."

'KURUMDA ÇALIŞANLARDAN BAZILARI YERİNİ SAĞLAMLAŞTIRMAK İSTEDİ'

Şu an öğrenci olduğu için isminin açıklanmasını istemeyen F.K. OHAL Komisyonu'nun kararına tepki gösterdi. Çalıştığı kurumun iftiralarına maruz kaldığını söyleyen F.K. bunun nedenini ise şöyle anlattı: “İnfaz koruma memurluğunu geçici bir iş olarak görmüştüm. İstediğim bölümü kazanmak için... Diyarbakırlı olmam ve kafatası milliyetçilerine olan yaklaşımım nedeniyle çalıştığım kurum benim hakkımda bu iddialarda bulundu diye düşünüyorum. Çünkü ben haksızlığa itaat etmeyi seven birisi değilim. Birine bir haksızlık yapıldığında buna karşı çıkan biriyim. Kurumda çalışanlardan bazıları yerini sağlamlaştırmak için birilerini topun ağzına atmak istediler. Şu anda maalesef beni savunması için avukat tutup parasını verebilecek gücüm yok. Avukatlar, yol parası, dosya masrafıyla birlikte işe dönüşte yüzdelik pay istiyorlar.”

'İDARE MAHKEMELERİNİN BU KARARLARININ İPTAL ETMESİ GEREKİYOR'

OHAL Komisyonu'nun kararlarını yakından takip eden HDP Kocaeli Milletvekili ve kendisi de KHK ile ihraç edilen doktor Ömer Faruk Gergerlioğlu ise F.K.'nın durumu ile ilgili olarak, "OHAL Komisyonu mahkeme kararlarını önemsemiyor" değerlendirmesini yaptı. Gergerlioğlu, idare mahkemelerinin bugüne kadar OHAL Komisyonu'nun üç iadenin reddi kararını iptal ettiğini ve bunu sevindirici bulduğunu belirterek şunları söyledi: "İdare Mahkemesi'nin bu kararından sonra insanlar yargıya ulaştı. OHAL Komisyonu idarenin denetiminde olan bir kurum. Ziyarete gittiğimde, 'siz bağımlı bir kuruluşsunuz, sizin adaletinize güvenilmez' dedim. Dünyada böyle bir saçmalık görülmedi. İdare Mahkemesi'nin bu ret kararlarını iptal etmesi gerekiyor."

İhraç edilenlerin maddi sıkıntı nedeniyle avukat tutmakta zorlandıklarını belirten Gergerlioğlu şöyle devam etti: "İki buçuk yıl boyunca avukatlar bu davaları almak istemedi. Daha sonra yüksek ücretlerle insanların bahçesini, bağını sattırıp davaları aldılar. Birkaç gün önce hazırladığımız raporda avukatların bu işi savsakladıklarını da gördük. Zaten bu insanları sahipsiz görüyorlar. Ya da CMK avukatları gözaltında olan müvekkille görüşüyor. Ama avukat burada polisle sohbet ediyor. Kişi de, 'bu benim avukatım mı, polislerin yanında mı yer alıyor?' diyor. Avukatların bir kısmı maalesef bu durumu suistimal ediyor. Ne yazık ki bu kadar sefalet var ortada."