Savaştan önce 'Halk Cephesi': Nasıl kazandı, nasıl kaybetti?

Halk Cepheleri' ve 'Eylem Birliği', 1936 Fransa seçimlerinin galibiydi... 2 yılın sonunda dünya savaşına gelindiğinde dağıldı. Ancak ardında önemli dersler bıraktı.

Abone ol

DUVAR - Dünya tarihinde faşizme karşı mücadele denince akla ilk önce İkinci Paylaşım Savaşı'ndaki silahlı 'partizan' direnişi gelir. Savaşın getirdiği vahşetin ve bu yıkıma direnişin boyutları düşünüldüğünde bunda şaşılacak bir şey yok. Fakat savaştan önce, 1934-1939 yılları arasında dünyadaki komünist hareketi, faşist yükselişe ve emperyalizme karşı etkisi hiç de azımsanmayacak bir siyasi direniş modeli geliştirmişti: 'Halk Cepheleri' ve 'Eylem Birliği'. Fransa'nın 1936 seçimlerinde sosyalistler, komünistler ve burjuva demokratlar iktidarı bu 'ittifak' modeliyle kazandı. Sonuçta bu modelin başarılı olduğunu söylemek mümkün olmasa da yaşanananları eksisiyle artısıyla hatırlamaya çalışalım...

'HALK CEPHESİ' NEYDİ?

1930'lu yıllarda faşizm, ne yalnızca Almanya'ya, İtalya'ya has bir tehditti ne de önlenmesi mümkün olmayan, kaçınılmaz bir süreçti. Dönemin ekonomik krizinin estirdiği rüzgarlar, Fransa'da da şiddetle hissediliyordu. Dönemin Halk Cephesi (Le Front Populaire) örneğine eğilmeden önce bu modelin ne anlama geldiğini hatırlayalım.

Faşizme karşı mücadele yönteminin somutlaşmasında Bulgar komünist lider Georgi Dimitrov'un 2 Ağustos 1935 tarihinde Komintern'e sunduğu rapor büyük öneme sahip. Burjuvazinin faşizme gereksiniminin nedenlerini sıralarken, “Emperyalist çevrelerin bunalımın bütün yükünü, emekçi halkın omuzlarına aktarmaya çalışması” çözümlemesini yapan Dimitrov, Birleşik Cephe'yi şöyle açıklar: Faşizm iktidara gelmekten nasıl alıkonulabilir ve faşizm iktidara geçtikten sonra nasıl devrilebilir? Bu soruya Komünist Enternasyonal [Komintern] şu yanıtı verir: Yapılacak ilk iş, birleşik bir cephe kurmak, her fabrikada, her bölgede, her semtte, her ülkede, bütün dünyada işçilerin eylem birliğini kurmak.” Bu tanımı daha açık bir şekilde ifade etmek gerekirse İkinci Enternasyonal ile Komünist Enternasyonal'in, geniş bir cepheyle faşizmin yükselişini önlemeye çalışmasıdır.

Halk Cephesi Afişi: "Halk Cephesi: Sefalete, savaşa, faşizme karşı; Ekmek, barış, özgürlük için.

Şimdi gelelim Fransa'ya. Bu ülkede faşizme karşı bir cephe kurulmasını gerekli kılacak koşullar neydi? Dimitrov aynı raporda Fransa özelinde şöyle diyor: “En güçlü faşist örgüt olan Croix de Feu'nün şu anda 300 bin silahlı üyesi vardır ve bunların belkemiği 60 bin yedek subaydan oluşmaktadır. Poliste, jandarmada, orduda, hava kuvvetlerinde, güçlü pozisyonları elinde tutmaktadır. Son yerel seçimler göstermiştir ki, Fransa'da yalnız devrimci güçler değil, faşizm de güçlenmektedir (...).” Dimitrov bu analizlerinin sonrasında “Fransa'da işçi sınıfını bekleyen görevler nelerdir?” diye soruyor. Verdiği cevaplardan bazıları şöyle: “Kapitalist saldırıya karşı savaşımı örgütlemek için, sadece politik değil, ekonomik çevrede de bir birleşik cephe kurmak (...) Geniş köylü yığınlarını ve küçük burjuvaziyi anti-faşist harekete sokmak (...)”

HALK CEPHESİ KİMDİ?

Dimitrov, Fransa'da 'Halk Cephesi' olarak bildiğimiz birleşik cephe modelinin kuruluş aşamasını böyle anlatıyor. Ortak cepheyi hedefleyen bu tezlerin Komintern'de kabulü için ayrıntılı bir ikna çalışması yürütüldüğünü de hatırlatarak, Fransa'daki deneyimin temellerine bakalım. Mayıs 1936 seçim sonuçları, ülke tarihinde sol açısından en büyük parlamenter zaferidir. Peki bu cephenin bileşenleri kimlerden oluşuyordu? Ne kadar oy aldılar? Hükümet nasıl kuruldu?

Seçimlerde Halk Cephesi'nin en fazla oy alan partisi, İşçi Enternasyonali Fransız Seksiyonu'ydu (SFIO-Section Française de l'Internationale Ouvrièr). 2 milyona yakın oy alan (yüzde 19.86) bu partiyi Léon Blum temsil ediyordu. Cephenin önde gelen figürlerinden Blum, bu seçimlerle birlikte Fransa'nın hem ilk sosyalist hem de ilk Yahudi lideri oldu. Anti-semitizmin o dönem Fransa'da hayli yaygın olduğu düşünüldüğünde, Blum'un lider oluşu farklı bir önem taşıyor. Onun öncülüğündeki partinin gelişim sürecinde ilginç bir detay var. Fransız Sosyalist Partisi'nde Komintern çizgisinin çoğunluğu kazanması ve partinin Fransız Komünist Partisi'ne (PCF–Parti Communiste Française) dönüştü. Partinin içinde yer alan Blum, Bolşevik çizgiye reformist eleştiriler getirerek partiden ayrıldı ve o dönem küçük bir örgüt olarak kurduğu SFIO, zamanla PCF'den daha güçlü hale geldi.

Leon Blum

Maurice Thorez liderliğindeki PCF'nin aldığı oylar, 1936 seçimlerinde damga vuracaktı. 1 milyon 500 bin oyla (yüzde 15.26) Halk Cephesi'nin ikinci en güçlü müttefiği olan parti, bu dönemde büyük bir yükselişe geçti. 1934'te 40 bin olan üye sayısı 1937'de 329 bine yükseldi. Bu yükseliş aynı zamanda SSCB dışındaki Komintern partileri içinde FKP'yi lider konuma getirdi. Başka bir deyişle Fransız komünistleri, liderliği Almanya'dan aldı. Seçim sonrası FKP, kabine dışından Blum'un başbakanlığını destekledi.

Halk Cephesi'nin bu iki partiden biraz daha farklı başka bir partneri de vardır: Radikal Parti (Parti Radical). Burjuva demokratları olarak görünen, Halk Cephesi hükümetinin 'sağ', Fransa siyasetinin 'merkez' kanadı olan Radikal Parti, seçimlerde 1 milyon 422 bin civarında hatırı sayılır bir oy aldı (yüzde 14.45). Bu partinin hükümette bulunması, zaten hassas olan SFIO-PCF ilişkileriyle şekillenen Halk Cephesi'nin daha da kırılganlaşmasına sebep olacaktır. Halk Cephesi'nin dahilindeki son olarak küçüğüyle, büyüğüyle diğer sol adayların oluşturduğu grup bulunuyordu. Bu birlik de 700 bin oy aldı (yüzde 7.60).

Maurice Thorez

NEDEN KAZANDI?

Halk Cephesi formülasyonunun seçimleri nasıl kazandığına dair pek çok etken sıralayabiliriz. Ancak bunlar arasında en kuvvetlisi, faşizm tehdidine karşı en kuvvetli duvarı komünistlerin öreceğine dair dünyada kabul gören inanıştı. Bu dönem sadece işçi sınıfı ya da komünistlere yakın çevreler açısından değil; daha farklı kesimlerde de komünistlere karşı büyük sempati doğmuştu. Peki neden güveniyorlardı? O dönem komünist olmayanların gözünde 'aydınlanmanın mirasını devralmış', 'disiplinli' ve 'akılcı' bir komünizm 'imajı' vardı. Üstelik 'Halk Cephesi' uygulaması, komünistlerin daha önce hitap edemediği kesimlere ulaşılmasına önayak oldu. Zaten başta bahsettiğimiz gibi Dimitrov da bunu açıkça belirtiyordu.

Büyük bir coşkuyla iktidara gelen Halk Cephesi hükümeti, gelir gelmez ilk büyük sınavıyla karşı karşıya kaldı. Hükümet, faşist hareketlerin yükselişi ve örgütlenişini ciddi önlemlerle yavaşlatmaya başladı. Ancak 'büyük sınav' anti faşist mücadelede değil, tarihe Mayıs-Haziran Grevleri olarak geçen işçi hakları konusunda verildi. Yeni iktidar, işçi hareketi için, 'buhranın tüm yükünü bir anda üzerinden atmak için bir fırsat' anlamı taşıyordu. Hatta bu nedenle grevlere verilen bir diğer ad da 'Neşeli Grevler' (Les Grèves Joyeuses) oldu!

NEDEN KAYBETTİ?

Milyonlarca işçi, sosyalist-komünist koalisyon ortaklarını da aşarak giriştiği grevleri, kimi yerlerde fabrika işgallerine kadar götürdü. Paris Komünü'nün yıl dönümünde 600 bin işçinin katılımıyla 'Vive la Commune!' yani 'Yaşasın Komün!' sloganıyla başkent Paris sokaklarında eşine az rastlanır büyüklükte bir yürüyüş düzenlendi. İşçi ücretlerinde yüzde 25'lik zam, ücretli izin, grev hakkı, haftalık çalışma koşullarının 40 saate düşürülmesi gibi taleplerin çoğu, haziran başında hükümetle imzalanan Matignon antlaşmasıyla kabul edildi. Fakat kimi grevlerin devamı üzerine bu durum koalisyon ortağı burjuva demokratlarınca 'can sıkıcı' olarak karşılandı. Sosyalistlerse anti-faşist cephenin dağılmaması için 'arabuluculuğa' soyundu.

Sonuç olarak Halk Cephesi, ne bir tarafın ne de öteki tarafın memnun olduğu bir hükümette dönüştü. Koalisyonun daha da 'solunda' bulunan kanat, 'Grevin de ne zaman bitirileceği bilinmeli' açıklamasının simgelediği tavrı 'oportünist' buluyordu. Hükümetin, bir 'dünya savaşı'nın fitilini yakma korkusuyla, Franco önderliğinde şiddetli faşist saldırıyla karşı karşıya kalan İspanya'daki halk cephesine yardım etmeye çekinmesi, bu memnuniyetsizliği arttırdı. Diğer taraftan emek alanında işçiden yana önemli düzenlemeler, özellikle silah sanayi ve bankacılıktaki kamulaştırmalar da hükümetin 'sağ kanadı' açısından hoşnutsuzluğu arttırdı. İnisiyatifin komünistlerin eline geçmesi korkusuyla Blum'un işçi hareketlerini frenlemesi ve 'istikrarcı' bir çizginin belirlenmesi, birlik içi farklı bir anlaşmazlık doğurdu. Tüm bunlara savaş öncesi kapitalist bunalımın dayatması da eklenince, 'Halk Cephesi' 1938'de dağıldı.

'KEŞKE'LERDE BOĞULMADAN BİR SONUCA VARMAK...

Bu deneyimi incelerken, ilk bakışta parmakla gösterip suçlanabilecek onlarca özne ve bir çuval dolusu 'keşke' ve 'belki' biriktirdik. Dimitrov'un tezi yanlış mıydı? Oportünizm işçi sınıfının önüne geçmeseydi 'Fransa Devrimi' muhtemel miydi? Yoksa yaşananlar kaçınılmaz mıydı? Bugün bu başarısız deneyime bakınca ya 'oportünist sapma' eleştirisi ya da 'Dimitrov'un öğütlerine çok geç kulak verme' eleştirileri ağır basıyor.

Ancak 'kaderci' yaklaşımlar da, duygusal hayıflanmalar da tarihin doğası gereği sığdır. Her iki kabul de, belli çıkarımlara varmanın önünde engel değildir. Gerçekten, 'belki' Dimitrov'un tavsiyelerinin daha erken bir zamanda dikkate alınması, daha olgun bir anti faşist cephenin oluşmasını sağlayabilirdi. Ancak devrimlerin, kendi nesnel önkoşullarının yanı sıra kendi dışındaki koşulların da ürünü olduğunu düşünürsek, şöyle de diyebiliriz: “Dimitrov'un öğütlerinin, gerçek içerikleriyle tam tamına uygulandığı ülkelerde de, özgül elverişlilikler ya da belirleyici bir dış destek yüzünden faşizm zafere ulaşabilir.”*

Fransa örneği üzerinden bu genel ve bütünsel çıkarımın çeperinde bir noktaya varmak gerekirse; şüphesiz bu deneyim, dönemin komünist hareketinin yükselişini, faşizme karşı parlamenter alanda nasıl önlem alındığını ve diğer taraftan böylesi bir ittifakla birlikte alınan sorumluluğun hassasiyetini göstermiştir.

Kaynaklar ve daha detaylı bilgilerin yer aldığı linkler

*Tarih, Türkiye, Sosyalizm: Bir Mirasın Güncelliği – Metin Çulhaoğlu (Yordam Kitap – Syf: 112)

1- Faşizm ve Savaş Üzerine – Grigor Dimitrov (Sergi Yayınevi)

2- Kızıl Bayrak Bir Komünizm Tarihi – David Priestland (İletişim Yayınları)

3- Sosyalizm ve Toplumsal Mücadeleler Ansiklopedisi – Cilt 3 (İletişim Yayınları)

4- https://blogrhiaepoitiers.wordpress.com/2015/05/19/les-greves-joyeuses-de-1936/

5- https://fresques.ina.fr/jalons/fiche-media/InaEdu02006/les-greves-de-mai-juin-1936-en-region-parisienne-et-dans-le-nord.html

6- https://www.histoire-image.org/fr/etudes/greves-mai-juin-1936

7- http://spartacus-educational.com/2WWblum.htm

8- http://spartacus-educational.com/FRpopular.htm

9- http://spartacus-educational.com/FRthorez.htm