Sahil koyları MUÇEV eliyle özelleştiriliyor

Akbük Koyu'nda 25 dönümlük arazinin 20 yıllık işletme sözleşmesiyle Muğla Turizm Çevre Vakfı'na (MUÇEV) devredilmesi, 6 yıldır bölgede süren tartışmaları yeniden gündeme getirdi. İktidarın, vakıf görünümlü MUÇEV eliyle, kazanamadığı sahil belediyelerinin kıyılarında rant oluşturduğu belirtiliyor. Muğla Çevre Platformu Eş Sözcüsü Güngör Erçil, kıyıların ticarileştirilmeye çalışıldığını vurgulayarak, "MUÇEV, Trakya kıyılarına da uzanmış, gerekli hukuki girişimlerde bulunacağız" dedi.

Abone ol

Cihan Başakçıoğlu

MUĞLA - Muğla'nın Menteşe ilçesine bağlı Yerkesik Mahallesi'nde bulunan Akbük Koyu'nun Muğla Turizm Çevre Vakfı'na (MUÇEV) devredildiği temmuz ayı başında kamuoyuna açıklandı. Dünyaca ünlü turistik alan niteliği taşıyan Akbük Koyu'nda otopark alanı olarak da kullanılan, mülkiyeti Orman’a ait 25 dönümlük arazi 20 yıllık işletme sözleşmesiyle MUÇEV'e verildi. Ayrıca Akbük Koyu’nun içerisindeki günübirlik tesislerin de kısa zamanda içerisinde MUÇEV tarafından işletilmesi için ilgili çalışmaların tamamlanmak üzere olduğu belirtildi. Söz konusu kıyı bölgesinin devredilmesi yönündeki girişimler ve çalışmalar, bölgede 6 yıldır süren ve çeşitli davalara konu olan "MUÇEV" tartışmalarını yeniden gündeme getirdi.

BAKANLIK VE VALİLİK ORTAK PROTOKOLLE KURDU, DÖNEMİN BAŞBAKANI ANINDA ONAYLADI

Meclis gündemine taşınan ve uzun süredir Muğla yerelinde kıyıların "ticarileştiği" yönünde tartışmalara sebep olan MUÇEV, 29 Mart 2014'de yapılan yerel seçimlerin hemen ardından 4 Nisan tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Muğla Valiliği arasında yapılan bir protokolle kuruldu. 14 Nisan’da ise dönemin Başbakanı Recep Tayip Erdoğan tarafından şirketin kuruluş protokolü hızla onaylandı. Ardından da 28 Mayıs tarihinde yapılan bir sözleşmeyle aralarında Sarıgerme, Dalyanağzı ve İztuzu gibi alanların da bulunduğu il genelindeki 14 korunan alanın işletme yetkisi MUÇEV’e verildi.

Öte yandan adında "vakıf" ibaresi olan MUÇEV, aslında bir şirket. Tam adı ise MUÇEV Turizm Ticaret LTD. ŞTİ.

DETAYLARI AK PARTİ İLÇE BAŞKANLIĞI AÇIKLADI

Son olarak Akbük Koyu'nundaki arazinin MUÇEV'e devredilmesiyle ilgili imzalanan sözleşmenin detaylarının Muğla Menteşe AK Parti İlçe Başkanlığı tarafından açıklanması da dikkat çeken detaylardan biri.

18 MİLYON 532 BİN TL NEREYE GİTTİ?

MUÇEV'e devredilen alanlarla ilgili TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu ve Meclis genel kuruluna bir çok kez soru önergeleri verildi. Soru önergelerine verilen yanıtlarda ise kıyısal alanların cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle MUÇEV’e verildiği, bu alanlardan 2014-2018 yılları arasında 18 milyon 532 bin TL kâr elde edildiği ve bu kârın bakanlık ve valiliğin uygun gördüğü yerlerde harcandığı söylenmişti.

Geçen günlerde konuyla ilgili açıklama yapan CHP Menteşe İlçe Başkanı Mustafa Aytaç Kavak, "2014-2018 yılları arasında net kârı 18 milyon 532 bin TL olarak açıklanan MUÇEV'in bu parayı bakanlığın ve valiliğin uygun gördüğü yerlere çevrenin temizlenmesi ve korunması için harcadığı gibi komik bir cevap verilmiştir. Oysa son Akbük örneğinde çevre, temizlik ve çöplerle ilgili tüm temizliği Menteşe belediyemiz yapmakta, koydaki yapıların resmi kayıtlı olmaması nedeni ile ilçe belediyemiz hiçbir katı atık bedeli almamaktadır" bilgisini verdi.

'HİZMETLER BELEDİYE ELİYLE AMA GELİRLER MUÇEV'E'

CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin de, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yanıtlanması istemiyle soru önergesi verdi. Kıyı alanlarının MUÇEV’e devredilemeyeceğine dair kesinleşmiş yargı kararları ve Sayıştay bulguları bulunmasına rağmen bu alanların bakanlıkça yerel yönetimlerin elinden alındığına dikkat çeken Girgin şu açıklamayı yaptı: “Kıyılarda kamu yararının sağlanması için esas olan kıyı şeritlerinin yerel yönetimlere tahsis edilmesidir. Bu kıyısal alanlara yönelik bütün hizmetler belediyeler eliyle yapılmaktadır. Buna rağmen bölgeden elde edilen gelir MUÇEV’e gitmektedir. Üstelik yeni çıkarılan yönetmeliklerle bu yerlerin belediyeler eliyle işletilmesinin önü kesilmeye çalışılmaktadır. Yarından sonra da belediyelerin hangi partinin elinde olduğuna bakılarak günübirlik alanların o yerdeki belediyelere devrini sağlayan yönetmelikler çıkarılırsa da şaşırmayız."

KAMU YARARI ADI ALTINDA ÖZELLEŞTİRİLİYOR

Akbük Koyu'nun MUÇEV'e devriyle ilgili tepkiler ise sürüyor. Muğla Çevre Platformu (MUÇEP), son yürütme kurulu toplantısını Akbük Koyu'nda gerçekleştirdi.

Konuya ilişkin MUÇEP'ten yapılan açıklamada, vakıf görüntüsü verilmeye çalışılan MUÇEV'in aslında bir şirket olduğunun altını çizilerek, "Muğla Akbük’de 25 dönümlük bir alanın işletmesi bir kez daha, Muğla Valiliği kontrolündeki 'Muğla’ya Hizmet Vakfı' ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kontrolündeki 'Türkiye Çevre Koruma Vakfı' tarafından kurulan, vakıf görüntüsü verilmeye çalışılan MUÇEV Turizm Ticaret Ltd. Şti. isimli şirket tarafından özel sermayeye peşkeş çekiliyor. Yani anayasaya aykırı olarak kıyılar kamu yararı adı altında ticarileştirilerek özelleştiriliyor" ifadelerini kullandı.

'AKP KAZANAMADIĞI SAHİL BELDELERİNE MUÇEV İLE EL ATIYOR'

AK Parti'nin elinde olmayan belediyelerde kıyılar ve diğer doğal alanların işletmesini kendi destekçilerine fırsat olarak sunmaya çalıştığı konusunda sayısız örnek yaşandığı ifade edilen açıklamada şöyle denildi: "MUÇEV’in hak sahibi olmadığı bu alanlardaki hukuksuz girişimlerine halkın tepkisi yoğun. Bu girişimler birçok kez protesto edildi, birden çok dava açıldı. Davalar kazanıldı. Ancak MUÇEV’in hukuksuzluğu sınır tanımıyor. AKP elinde olmayan sahil beldelerinde MUÇEV el atıyor. MUÇEV rezaletinde son perde, idare-devlet kararlarının ilgili idare birimleri yerine, bizzat iktidar partisi AKP il,ilçe başkanları tarafından açıklanması ve sanki müjdeli bir habermiş gibi sunulur olması."

DAHA ÖNCE AÇILAN İKİ DAVA BELEDİYELER LEHİNE SONUÇLANDI

Gazete Duvar'a konuşan MUÇEP Eş Sözcüsü Güngör Erçil, kıyıların işgalini en önemli meselelerden biri olarak ele aldıklarını ifade ederek, MUÇEV meselesinin 2017 yılında Datça'da 4 adet kıyı alanında esnafla sözleşme imzalanması sonrası ortaya çıktığını söyledi. Erçil, yaşanan sürece ilişkin şunları anlattı: "Olayın ilk çıkışı burası. O ihaleyi iptal etmek zorunda kaldılar. Köylüler, MUÇEP, kent konseyi hep beraber bir muhalefet ile protesto etmeye hazırlanırken tam toplantı anında iptal edildiğine dair haber geldi. Mesele oradan çıkmıştı ancak bunun peşini kovaladıkça farkettik ki daha önce MUÇEV'e tahsisle ilgili iki tane karar var. Biri İztuzu'nda 3 tane kıyı alanının MUÇEV'e tahsisi, diğeri de Gökova akyaka Kadın Azmağı kıyısının MUÇEV'e tahsisi ile ilgili. Her iki dava belediyeler lehine sonuçlanmıştı. MUÇEV yönetmelikte sayılan doğrudan tahsis yapılabilecek bir kurum değil diyor mahkeme kararı. İki mahkeme kararının gerekçeleri de birbirine çok yakındı. Sonra bu mahkeme kararlarını gerekçe göstererek bakanlığa 800'ü aşkın kişi başvuruda bulunduk. 674'ü Datça'dandı. MUÇEP bir imza kampanyası yaptı. MUÇEV ile ilgili imzaladığınız tüm protokolleri iptal edin diye başvuruda bulunduk."

'ŞEFFAF OLMAYAN BİR SÜREÇ VAR'

Yıllardır bakanlığa yapılan bilgi edinme başvurularına cevap verilmediğini söyleyen Erçil, gelinen aşamada da bu durumun değişmediğini belirtti. Erçil, "Akbük ile ilgili durumda bilgi edinme başvurularına cevap verilmiyor. Medyaya yansıyan haberlerden yola çıkarak öğreniyoruz. 2017 yılında Deniz Kıyı Yönetimi Anonim Şirketi diye Deniz Ticaret Odası'nın kurduğu bir şirket vardı. Bir ay önce kıyıların MUÇEV'den alınıp bu şirkete devredileceği yönünde bir haber çıktı. Deniz Ticaret Odası ve şirket bu haberi yalanladı. Bir belirsizlik hali var. Akbük ile ilgili resmi bir açıklama da yapılmıyor. Cennet Akbük'ü Yaşatma Derneği gibi bir dernek var. MUÇEV daha önce bu derneğe kiralamış Akbük kıyısını. Dernek de oradaki esnafa kiralıyor. Yani Çevre Şehircilik Bakanlığı kıyılar konusunda yetkili kurum. Onlar MUÇEV'e kiralıyor. MUÇEV derneğe kiralıyor. Dernek esnafa kiralıyor. Ama MUÇEV bu derneği de devreden çıkarmak istiyor. Öğrendiğimize göre kendisi doğrudan esnafa kiralamak istiyormuş. Muğla'da biten sözleşmelerin yenilenip yenilenmediği konusunda hiçbir açıklama yok. Tam bir belirsizlik içinde yürüyor süreç. Şeffaf olmayan bir süreç var. Muğla'da yaşayan kıyıları kullanan bütün halkı ilgilendiren bu süreç konusunda hiç bir açıklama yok resmi kurumlardan" diye konuştu.

KAMU YARARINA 'ŞİRKET' OLMAZ

MUÇEV'in vakıf olduğuna dair kamuoyunda bir izlenim yaratılmaya çalışıldığını söyleyen Erçil, "MUÇEV bir vakıf değil. Karşınızda bir vakıf yok, bir şirket var. Bir ticaret şirketi bu. Vakıf izlenimi yaratılmak isteniyor. Kurucuları iki vakıf olabilir ancak bildiğiniz limited şiketi" dedi. Ayrıca bazı dava dosyalarında geçen "MUÇEV kamu yararına bir şirkettir" söyleminin kabul edilemez olduğunu da vurgulayan Erçil, "MUÇEV'e kamunun kontrolünde kamusal olan bir şirket olarak bakıyorlar. 'Şirket-devlet' mantığının bir yansıması var. MUÇEV kamu yararına bir şikettir diyebiliyorlar. Bir şirketin kamu yararına olduğundan söz edilemez. Bu yeni liberal mantıkla, şirket devlet mantığıyla kamu yararına bir şirket söylemi kullanılabiliyor" dedi.

Söz konusu sözleşmenin detaylarının AK Parti ilçe başkanı tarafından açıklanmasına da değinen Erçil şu eleştiriyi yaptı: "AK Parti ilçe başkanının bunu açıklaması parti devlet yaklaşımının yani AKP ile devletin özdeşleştirilmesinin bir göstergesidir. Kamu birimleri varken, valilik, il kültür turizm müdürlüğü varken, parüi ilçe başkanı açıklıyor. 'Oralar kötü halde ve kamu yararına çalışan MUÇEV buraları düzgün hale getirecek' söylemini öne çıkarıp, müjdeli haber gibi medyaya yansıtıyorlar. MUÇEV'in buraları turizme kazandıracağına inandırmaya çalışıyorlar halkı. Böyle bir durum söz konusu olamaz. Oraları ticarileştirmeye çalışıyorlar. Oradaki canlı yaşamını kıyı ekolojisini önemsedikleri falan yok. Kamusal olan bir varlığın ticarileştirilip MUÇEV eliyle metaya dönüştürülmesinden bahsediyoruz."

'HUKUKİ SÜRECİ İŞLETECEĞİZ'

Platform olarak kıyıların özelleştirilmesine sonuna kadar karşı duracaklarını ve gerekli hukuki girişimlerde bulunacaklarını vurgulayan Erçil, son olarak şunları söyledi: "Yeni dönemde bilgi edinme başvurusunda bulunup, MUÇEV ile yapılacak sözleşmenin iptali için gerekli hukuki girişimlerde bulunacağız. MUÇEV Trakya'ya da uzanmış, Saros kıyılarına da uzanmış durumda. Oradan arayanlar da oldu. MUÇEP olarak birden çok dava açmayı planlıyoruz. Şu an elimizde daha çok veri var ve MUÇEV'in ne olduğunu biliyoruz. MUÇEV'e verildiğini öğrendiğimiz anda dava açmayı düşünüyoruz. Hukuki süreci işleteceğiz. Kamuoyu tepkisini de güçlendirmeye çalışıyoruz."