Sağlıkta şiddet TUS tercihlerini şekillendiriyor

Doktorlar, TUS uzmanlık seçimlerinde, sağlıkta şiddet, emeğin karşılığı, iş yükü gibi parametrelerin etkili olduğunu söylüyor. Bu nedenle estetik, cildiye gibi alanlara ilgi daha yüksek.

Abone ol

Osman Çaklı

DUVAR - Tıpta Uzmanlık Sınavı'nda (TUS) en yüksek puan alan adaylar tercihini estetik, cildiye, göz gibi alanlardan yana yapıyor.

Yıllar içinde bu sıralamada belirgin değişiklik yaşanmazken beyin cerrahi, kalp damar uzmanlığı gibi alanlara ilgi daha az. TUS taban puanlarında beyin cerrahi, kalp damar uzmanlığı gibi bölümler geliyor, tavan puanlarda ise estetik ve cildiye başı çekiyor.

Üç farklı dönemde deneyim biriktiren doktorlara kendi dönemlerinde hangi uzmanlık alanlarının, hangi nedenlerle tercih edildiğini sorduk. Doktorlara göre, idealizme mesafelenmenin arkasında üç neden saklı: Sağlıkta şiddet, uzun çalışma saatleri ve emeğin karşılığının az olması.

'İDEALİST BRANŞLARIN ŞİDDET GÖRME OLASILIĞI YÜKSEK'

Sağlık çalışanlarının yüzde 67'si görevi başındayken en az bir kere şiddete maruz kalıyor. Sağlıkta şiddetin artması, görev başındayken hiç şiddete maruz kalmamış sağlık çalışanları için de endişe kaynağı oluyor. Beyin cerrahisi gibi idealist yaklaşımla tercih yapılan uzmanlık alanı, diğer branşlara göre daha riskli. Cildiye, estetik gibi alanlara göre beyin ve kalp cerrahi alanlarında daha riskli ameliyatlar yapılıyor. Ölüm riskinin yüksek olduğu ameliyatlarda, hasta vefat edince sorumlu olarak doktorlar gösterilebiliyor. Bu bağlamda, meslek içi etkileşimden doğru da oluşan duygu durumu, uzmanlaşma alanlarını etkiliyor. Dr. Metehan Akbulut, sağlıkta şiddetin uzmanlaşma tercihlerinde etkin rol oynadığını söylüyor: "Malpraktis yasasının (kötü hekim uygulaması)

Metehan Akbulut

çıkmasıyla, her sorunda hekimi suçlu bulma ve yüklü tazminat davaları açılması gibi sorunlar dermatoloji gibi branşlarda daha az. Bir beyin cerrahının mesleki riskiyle diğer branşların mesleki riski aynı değil. Bunun çok büyük etkisi var." İş yükü açısından da farklılıklara değinen Akbulut, beyin cerrahisi branşında iş yükünün çok daha fazla olmasının da uzmanlık tercihlerinde etkili olduğunu savunuyor. Bunun yanında hem şiddet riski hem iş yükü ele alındığında emeğin karşılığının az olması da tercihlerde etkili.

'30 YIL ÖNCE DAHA İDEALİST DÜŞÜNÜLÜRDÜ'

Dermatoloji, estetik gibi branşlarda uzmanlaşanlar, hastane dışında klinik açarak da çalışabiliyor. Beyin cerrahı bu anlamda Akbulut'a göre, "hastane patronuna bağlı" çünkü ameliyathaneler yalnızca hastanelerde bulunuyor. İdealist yaklaşımı Türkiye'nin gidişatından bağımsız görmeyen Akbulut; "İnsanlar kendi yaşamsal kaygılarını daha ön planda tutuyor. Mesleğimiz açısından çok kabul edilebilir bir durum olmasa da toplumdaki dönüşüm hekimleri de etkiliyor" diyor. Akbulut, 30 yıl önce okulu bitirdiğini hatırlatarak ekliyor: "Bizim mezun olduğumuz dönemde, geniş çevrede idealist yaklaşım yaygındı. Birçok insanda bu kayboldu. Fakat bu yalnızca doktorluğa özel bir durum değil. Her meslek kolunda yaşanıyor."

'SAĞLIĞIN PİYASALAŞMASI EREZYON YARATTI'

Dr. Ekim Nehir de hekimlik idealizminden başlıyor anlatmaya; prestijli meslek, toplumda saygı görmek, el üstünde tutulmak, insanlara yardım etmek... 1992'de Çapa'da tıp eğitimine başlayan Nehir, hocalarının da idealist insanlar olduğundan söz ediyor:

Ekim Nehir

"Üniversite dışında çalışmaz, öğrenci yetiştirir, hasta bakarlardı. Belediye otobüsüyle hastaneye gidip gelirlerdi. Sağlığın piyasalaşmasıyla bu durum erozyona uğradı. İnsanlar 'hangi bölümde daha az hasta görürüz, nasıl daha fazla para kazanırız' demeye başladı. Ya da hasta üzerinde istenmeyen sonuç elde edildiğinde hangi branşta daha az zarar görürüz gibi parametrelere bakıyorlar.”

'SAĞLIK POLİTİKALARININ ETKİSİ'

Eskiden sağlık hizmeti almak için ödetilen parayla, bugün aynı sağlık hizmetini almak için ödetilen paranın daha fazla olduğuna dikkat çekiyor Nehir, "Daha çok para ödeyen insanlar, hekimleri ve hastaneyi satın aldığını düşünüyor. Beklentiler paranın karşılığı olarak şekillenmeye başlıyor. Bütün bunlar bir araya geldiğinde ortaya böyle bir tablo çıkıyor." Nehir, doğrudan yahut dolaylı yoldan hastane içinde yaşanılan problemlerin mevcut sağlık politikalarından bağımsız olmadığını düşünüyor.

'DOKTORLAR YIPRANMAK İSTEMİYOR'

Ekim Nehir ve Metehan Akbulut'a göre doktorlukta daha genç sayılan Dr. Tahsin Çınar da sağlıkta şiddetten bahsediyor. Üç doktorun da çerçevesini oluşturduğu tablonun içeriği benzer. Çınar, riskli alanlarda doktorların daha fazla zarar görebileceğini söylüyor. Fizik tedavi, radyoloji gibi bölümlerde hasta yoğunluğunun az olduğu, doktorların daha az stresle işini yapabildiği ve nöbetin olmadığı

Tahsin Çınar

alanların tercih edildiğini sözlerine ekliyor. İdealizmin Türkiye koşullarında tek başına yeterli olmadığını söyleyen Çınar, tıp fakültesinin ilk yıllarında daha idealist olduklarını belirterek zamanla yaşanan değişimi anlatıyor: "Cerrahi bölümlerin aylık çalışma saatleri çok yüksek. Mesai erken başlar, geç biter. Nöbet sayısı yüksektir. Sosyalleşmenin ve elde edilen kazancın az olması nedeniyle doktorlar yıpranmak istemiyor. Bunları göz önüne alınca tercih farklılığı doğuyor.”