PEYK: Müzik başlı başına devrimdir, sessizliği sadece diktatörler ister

Indie müziğin başarılı temsilcilerinden PEYK, dördüncü stüdyo albümü 'Lay Lay Lom'u çıkardı. Gazete Duvar'a konuşan grubun vokalisti İrfan Alış, “Müzik başlı başına bir devrimdir. O yoksa sessizlik. Sessizliği ise sadece diktatörler ve tutucu baskıcı rejimler ister” diyor.

Abone ol

DUVAR - Gidin, Bu Ben, Suluşaka parçalarıyla ses getiren PEYK, şimdi yeni albümüyle müzikseverlerin karşısında: 'Lay Lay Lom'. Bakmayın albüme bu ismi verdiklerine. Hiç de Lay Lay Lom olmayan bir serüven Peyk'inki. Bu albümde de diğerleri gibi her şarkının başka bir hikâyesi, başka bir meselesi var. Dakikalara sığan bir iç yolculuğa çıkarıyor dinleyiciyi her parça. Mesajlarının notalardan geçtiği... Böyle olmasının bir gerekçesi var vokalist İrfan Alış için. Piyasada fazlasıyla içi boş müzik olduğundan yakınan müzisyen, “Kimisi korkudan, kimisi zevkinden, sefasından hafif şeyler yazıp geçiyor. Fazla sorun sevmiyor kimseler, firmalar. Bari biz hikâye anlatalım dedik” diye konuşuyor.

Peyk'in bu kez bağımsız çıkardığı yedi parçadan oluşan albümde sürprizler var. Rapçi Fuat albüme ismini veren Lay Lay Lom parçası ile gruba eşlik ediyor. Spiros Peristeris bestesi olan To Minore Tis Avgis de yeniden yorumlandı. Ayrıca tamamı İngilizce sözlerden oluşan Nobody de öne çıkanlar arasında. Alış ile albümü ve notaların değdiği birçok şeyi konuştuk.

Geçtiğimiz günlerde attığınız bir tweette “Varolan tüm korkunç gündemin arasında, ben şuraya yaptığımız albümün tanıtımı yapıp kaçayım. İnsan utanıyor bu ülkede albüm tanıtmaya. Şimdi bunca olay varken sırası mı diyorlar. Sanatın sırası hiç gelmez ki memlekette” dediniz. Gündemin siz müzisyenler üzerinde nasıl etkileri oluyor?

Din, ırkçılık, siyaset, çıkarlar dörtgeninde sıkışıp kalmış bir sanat var. İtaat eden toplumların sorunu budur. Sanat gelişmez. Buraya kadar sorun yok gibi ama işte öyle olmuyor. Sanat gelişmemiş toplumlarda üretim ve gelişme olamıyor maalesef. Suudi şair dediğimde ters tepiyor ya da Katarlı matematikçi, ya da Sudanlı astronot olamıyor. Çünkü orada sanat yok. Özgür sanattan bahsediyoruz burada:)) Bizim ülkemizde sağ olsun Atatürk yapmış devrimleri tepeden ama halk maalesef geriden geldiği için özellikle Anadolu da sindirememiş. Çünkü yobazlık kuş boku gibidir kolay çıkmaz. Yanmaz kefen satan hocaların milyonlarca müridi var bu ülkede. E tabii biz salyangoz satıyoruz bu ülkede. Alan az var ama biz de pes etmiyoruz. Yani ne inatsa bu!

'KİMSENİN KULU, KÖPEĞİ DEĞİLİZ'

Fazıl Say geçtiğimiz günlerde yaptığı bir sosyal medya paylaşımında 'Ülkemde yaşamak ve ülkemde sanatımı yapmak istiyorum” demişti. “Devletin kurumlarını zaten geçtim, yıllardır yasaklı gibi bir durumdayım, hem yorumcu hem de besteci olarak… Dünyanın en önde gelen kurumlarıyla yılda 100 kere çalışıyorum, ülkemde bu olamıyor, acı bu… Bu durum kime ne kazandırdı ki?” şeklinde yorumu var. Bir sanatçının kişisel görüşlerinin sanatını etkilemesi konusunda siz neler söylersiniz?

Bizim festivallerde olmamamız gibi bir şey bu. Çünkü kartellerin elinde her şey. Adamlar bize terbiyesizce tekliflerle geldiler. Biz bunu yemedik. Mesela Zeytinli'de bizde çalarsanız başka konser yapmayacaksınız gibi bir yasak vardı. Biz bunu kabul etmedik, çalmıyoruz. Onlar da çaldırmıyorlar. Ne olacak ki? Hayat devam eder. Zaten festivaller sınırlı. Diğer gruplar da kabul ediyor bu kuralı ve çalıyor. Sorarsan 'Özgürlüğün Müziği' gibi bir sürü gerçekliği olmayan sloganlarla yapılan festivaller bunlar. Mesela ben bunu şimdi konuşabiliyorum neden? Çünkü hiç festival görmesek de dert değil. Kimsenin kulu, köpeği değiliz. Fazıl abi dert etmesin. Mutlaka konserler olacaktır er ya da geç. Müziği değerli ise bir müzisyenin engelleri yıkar.

'BARİ BİZ HİKÂYE ANLATALIM'

'Lay Lay Lom' albümü için ismiyle müsemma diyemiyorum. Siz müziğinizle hep bir şeyler anlatıyorsunuz. Lay Lay Lom parçası da öyle... Albümün hikayesi nedir?

Hikâyeler anlatıyoruz. Çünkü hikâye anlatmayan müzikler zaten çok var. Aç televizyonu yüzlerce var. Kimisi korkudan, kimisi zevkinden, sefasından... Hafif şeyler yazıp geçiyor piyasamız. Fazla sorun sevmiyor kimseler, firmalar. Bari biz hikâye anlatalım, dedik.

Albümde Fuat düeti sürprizi var. Nasıl oldu bu birliktelik?

Fuat'ı severdim. İronik ve sert yazar. Şarkı ona uygundu. Onunla ortak arkadaşlarımız var. Tanıştık ve bir gün çalışırız demiştik birlikte. Kısmet bu albümeymiş.

'HER TELDEN ÜRETMEK ÇOK ZEVKLİ'

Müziğiniz reggae, blues, caz, rock ve dahasını barındırırken bir de rap eklendi. Tür sınırının aşılmasının nasıl avantajları oluyor?

Avantajı yok. Yani onu düşünmedik. Ama her telden üretmek çok zevkli.

Şarkı sözlerinin yazım aşamasından bahseder misiniz? Nasıl çıkıyor ortaya?

Genelde sözler uzun zamanda şekillenir. Mesela Denizdeyim parçasını 1 yılda yazdım. Lay Lay Lom'u da öyle. Hatta söz yazma atölyesi açmıştım. Oradan da faydalanarak yazdım ama tabii bambaşka yerlere gitti işler. Sözler sonradan yazılır melodi önce çıkar genelde. Ama sonra süreçlerden geçer ve edebiyatını oluşturana dek ve hikayesini oturtana kadar çalışırız.

Nobody biz dinleyicilere çok iyi geldi. Paydos da zaten çok sevilen parçalardan biriydi. Ama yeni bir beste yerine neden bu şekilde tercih ettiniz?

Nobody aslında şarkının gerçek versiyonuydu. Ama halam ölünce onu biraz alaturkalaştırıp söz yazmıştım. O öylece çıktı. Bu versiyonu çöpe atamazdık.

'YAYINLANMAMIŞ KISA FİLMLER VAR'

Şarkılarla bütünleşen kısa film tadındaki klipleriniz de bir o kadar konuşuluyor. Bu albüm için klip planlaması var mı?

Klip planlaması var ama hayat şartları ve iş güçten dolayı biraz zamana yayılacak. Kısa filmler çekmiştik yayınlanmadı henüz. Onlardan da bir şeyler olacak. Film ve müzik çok önemli. Biraz paraya ve zamana gereksinim var.

PEYK Türkiye'deki 'özgün' gruplardan biri. Grup olmanın özü neyi barındırıyor?

Yani özgünlük bir hedef değil. Ama dinlediğimiz şeyler çok olunca bir şeye benzememesi daha kolay olabiliyor. Aslında benzediği şeyler var ama onları da biz siliyoruz sinsice!

'ÖZLEM Mİ...'

Kuruluşunuz 90'lı yıllara dayanıyor. Geçmişe baktığınızda özlemleriniz oluyor mu?

Geçmişe özlem duymak mı!.. Yok ya, hiç duymuyoruz.

Bir grup müzisyen olarak sanatınızı daha iyi şekilde ortaya koyabilmek için neleri değiştirmek isterdiniz?

Bağımsız müzisyenlerin örgütlenip kendini var etmesini isterdim. Yani 'Elvis olsan kaç yazar?' demek isterdim. Müziğin yurtdışına çıkmasını sağlayan organizmaları kurmayı geliştirmeyi isterdim.

Müziğin ve sanatın gücünün sosyolojik etkilerinden bahsedecek olsanız neler söylersiniz?

Müzik başlı başına bir devrimdir. O yoksa sessizlik. Sessizliği ise sadece diktatörler ve tutucu baskıcı rejimler ister.