Özgür Gündem davasında iki tahliye

Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Özgür Gündem Gazetesi yöneticilerinin yargılandığı davada iki tahliye kararı çıktı...

Abone ol

DUVAR - Kapatılan Özgür Gündem Gazetesi'nin yazar ve yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 2'si tutuklu 9 sanığın, "Devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozmak" ve "Terör örgütüne üye olmak" iddiasından yargılandığı dava bugün görüldü. Görülen davada mahkeme heyeti İnan Kızılkaya ve Kemal Sancılı'nın tahliyesine karar verdi, duruşma 6 Marta ertelendi. Kızılkaya 441, Sancılı ise 302 gündür tutukluydu.

CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Hilmi Yarayıcı, HDP Milletvekili Erdal Ataş, Alman Konsolosluğu yetkilileri, TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, DİSK Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren, Berkin Elvan'ın annesi Gülsüm Elvan, Cumartesi Anneleri, insan hakları savunucuları ve çok sayıda gazeteci destek için davayı takip etti. İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Özgür Gündem Ana Davası'nın 5'nci duruşmasına tutuklu sanıklar Kemal Sancılı ve İnan Kızılkaya ile tutuksuz sanıklar Necmiye Alpay ve Eren Keskin ile avukatları katıldı.

AVUKAT KILIÇ: ÖRGÜT BAĞI YOK

Duruşmada ilk olarak konuşan avukat Özcan Kılıç, Eren Keskin’in yurtdışı yasağının kaldırılmasını istedi. Kılıç, AİHM’in Özgür Gündem Gazetesi’nin kapatılmasına ilişkin Türkiye'ye verdiği cezaları hatırlatarak, tahliye edilmemelerine ilişkin verilen ara kararları eleştirdi. Kılıç, “Bu dosyada aranan birilerinin olması bu kişilerin suçu değil. O kişiler kaçak değil. Israrla örgütsel bir bağ aranıyor. Müvekkillerin örgüt bağlantısı çıkacak diye beklemeyin, çıkmayacak. Kendileri de anlattı herhangi bir örgüt bağı yok” dedi. Gazetecilerin tutuksuz yargılanmalarına dair Anayasa Mahkemesi’nin kararı olduğunu belirten Özcan bu kararı dosyaya sundu.

Avukat Kılıç, Kemal Sancılı’nın da haberlerden cezai sorumluluğu olmadığını söyleyerek, gazetenin masraf durumuna ilişkin işlerle ilgili olduğunu söyledi. Kılıç, "Basın Kanunu kapsamında sorumluluğu olmamasına rağmen savcılık tarafından ısrarla haberlerden sorumlu tutuluyor. Burada yayın politikasıyla ilgili bir dava var. Ekonomik işleyişi konu alan bir dava olmadığı için Kemal Sancılı yargılanmamalı" diye konuştu.

Gazetenin gider durumunun araştırılmasını ve bu hususta bu dosyadan ayrılmasını talep ettiklerini ancak bu talebin “gereksiz bulunarak” reddedildiğini hatırlatan Özcan, “Mevcut davanın haberlerine ve yayın çizgisine olduğunu görüyoruz. Yargılanan bu. İnan bir yıldan fazladır tutuklu. Bu aşamada ikisinin de tutukluluğunu gerektiren bir durum yoktur. İkisinin de serbest bırakılmasını talep ediyoruz” dedi. Duruşmada söz alan Kemal Sancılı, "Avukatımın beyanlarına katılıyorum. Tahliyemi talep ediyorum" diye konuştu.

'BENİM KALEMİMİ KIRAMAYACAKLAR'

İnan Kızılkaya da avukatının beyanlarına katıldığını söyleyerek şunları söyledi: “Ben 441 gündür özgürlüğümden yoksunum ve tecrit altındayım. 16 Ağustos günü Özgür Gündem gazetesi yüzlerce polis tarafında basıldı. Polisler sanki düşman kalesini dağıttılar. Oysa bizi normal şekilde gözaltına alıp götürebilirlerdi, bizim elimizde top tüfek yoktu, ‘biz size devletin gücünü göstereceğiz’ diyorlardı. Benim elimde kalemimden başka bir şey yoktu. Gazetemiz muhalif bir gazete, o gün gerçekleşen şey gazetenin perspektifinin de doğrulandığı bir noktaydı. Ben Kürdüm ben hayatım boyunca hep devletin gücünü hissettim, demokratik devlette vatandaş devletin gücünü değil özgürlüğünü hisseder. Ben bir gazeteciyim." Gazetecilerin vicdan ve cüzdan arasında kaldığını ve bazılarının vicdanı tercih ettiğini, bazılarının cüzdanı tercih ederek kalemlerinin kırıldığını söyleyen Kızılkaya, “Benim kalemimi kıramayacaklar. Ben vicdanlı bir gazeteciyim. Tahliyemi istiyorum” dedi.

Daha sonra söz alan savcı esas hakkında mütalaa için dosyanın İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na gönderilmesini ve tutukluluğun devamını istedi. Mahkeme heyeti İnan Kızılkaya ve Kemal Sancılı'nın tahliyesine  karar verdi.