Özgür basın ile dayanışma etkinliği: Devrildik mi? Hayır

Mezopotamya Kültür Merkezi'nde, Diyarbakır'da tutuklanan 16 Kürt gazeteci için dayanışma etkinliği düzenledi.

Abone ol

İSTANBUL - Mezopotamya Kültür Merkezi’nin (MKM), Diyarbakır'da tutuklanan 16 Kürt gazeteci ve özgür basınla dayanışmak amacıyla Şişli’de bulunan Cemil Candaş Kültür Merkezi’nde etkinlik düzenledi. Etkinliğe çok sayıda gazeteci, hak savunucusu, siyasetçi, milletvekili, hukukçu, kadın örgütü temsilcileri, emekçiler, sivil toplum örgütü temsilcileri, sanatçılar ve Barış Anneleri İnsiyatifi katıldı.

Etkinlikte özgür basının mücadelesine ilişkin sinevizyon gösterimi yapıldı. Sinevizyonda Musa Anter başta olmak üzere baskıyla karşılaşan, öldürülen gazetecilere ve Özgür Ülke ile Özgür Gündem gazetelerine yönelik saldırılara yer verildi. Sinevizyon gösterimi, ‘özgür basın susturulamaz’ sloganları eşliğinde alkışlandı.

İnci Hekimoğlu, Nesrin Nas, Eren Keskin, Onur Hamzaoğlu, Akın Birdal, Suavi, Şanar Yurdatapan, Kawa, Dicle Anter, Tülin Özen ve Hüsnü Arkan dayanışma gecesine mesaj gönderdi.

'BİAT ETMEYEN HERKES HEDEFTE’

Sinevizyon gösterimi sonrasında Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan JİNNEWS Haber Müdürü Safiye Alağaş’ın mesajı okundu. Alağaş, "Bize dayatılan tutsaklık bizim şahsımızda aslında halklara dayatılan bir tutsaklıktır. Bu ülkenin sanatçısı, işçisi, siyasetçisi, gazetecisi, kadını, çocuğu kısacası biat etmeyen herkes bugün iktidarın ana hedefi haline gelmiş bulunuyor. Bizlerin hedef alınması kuşkusuz derinden bir mesaj da içeriyor. Özellikle Türkiye’nin tek kadın haber ajansı olma özelliği taşıyan JİNNEWS’e dönük bu saldırı, bir yıldırmayı da amaç ediniyor. Bugün belki biz içerideyiz ama meslektaşlarımız yollarına devam ediyor ve kadınların seslerini, direnişlerini kamuoyuna duyuruyor" dedi.  

‘MUSA ANTER’LERDEN DEVRALDIĞIMIZ KALEMLERİ DÜŞÜRMEDİK’

"Bizler Musa Anter’lerden, Gurbetelli Ersöz’lerden, Nujiyan Erhan’lardan, Deniz Fırat’lardan ve daha nice özgür basın şehidinden devraldığımız kalemleri bir an olsun elimizden düşürmedik ve düşürmeyeceğiz" diyen Alağaş, “Buradan bir kez daha söylemek istiyoruz. Kürt özgür kadın basını bugüne kadar biat etmedi, boyun eğmedi, kalemini yere düşürmedi. Bu yolu bedel ödeyerek açan basın şehitlerine, cezaevinde bulunan arkadaşlarımıza selam olsun. Bizler er ya da geç dışarıda sizler ile buluşacağız. Hakikatin açığa çıkması engellenemeyecek. Özgür yarınlarda buluşmak dileğiyle. Sevgi ve selamlarımla…” ifadelerini kullandı.

‘ONLAR ŞARKILARINIZI HALKA ULAŞTIRDILAR’

Kürsüye çıkan Teatra Jîyana Nû üyesi Rugeş Kırıcı, hakikati arayan sanat yolculuklarında her zaman özgür basınla yan yana olduklarını söyledi. Kırıcı, sözlerine şöyle devam etti: “Onlar bizim şarkılarımızı, stranlarımızı, tiyatrolarımızı halka ulaştırdılar. Bir kez daha özgür basın emekçilerine teşekkürlerimizi sunuyoruz. Böyle karanlık zamanlarda bir araya gelmek, birlikte yürümek bizi çaresizlikten kurtarıyor. Tarihte hakikatin izini sürmenin bedeli her zaman ağır olmuştur. Bedelleri ne olursa olsun, bir kameranın ve fotoğraf makinesinin toplum hafızasına kaydettiği bir görüntü ve tek bir haberle o hakikatin karanlığa gömülmesini engelleyen gazetecilere de şahitlik etti tarih. Hakikatin izini süren gazetecilere bir kez daha selam olsun." 

‘APÊ MUSA’NIN ÇOCUKLARI BÜYÜDÜ’

Kırıcı, Apê Musa gibi heybesini hakikatle dolduran gazetecilerin bitmeyeceğini söyledi: "Apê Musa’nın çocukları büyüdü ve yazmaya devam edecekler. Hakikat bir yerde hep bekler. Hakikat Apê Musa’nın, Ferhat Tepe’nin, Metin Göktepe’nin, Hrant Dink’in vurulduğu yerde, sokakta beklemektedir. Hakikat Kemal Kurkut’un düştüğü yerde beklemektedir. Gerçekleri ulaştıranlara bir kez daha selam olsun.”

‘DEVRİLDİK Mİ? HAYIR’

Etkinlikte konuşan gazeteci Hüseyin Aykol baskı politikalarına karşı 33 yıldır sayısı 50’yi geçen gazeteler çıkardıklarını söyledi. "Aynı gazetelerle devam etmek isterdik ama onlar kapattı, bombaladı, biz yenilerini kurduk" ifadelerini kullanan Aykol, "Devleti anlamıyorum, aynı şeyleri yapıyor ve değişik sonuçlar alacağını sanıyor. 20’ye yakın arkadaşımız gözaltına alındı, 16’sı içeride. Ciddi bir yumruk yedik ama devrildik mi? Hayır. Ajanslarımız, televizyonlarımız, gazetelerimiz devam etti. Siz bunu daha önce de yaptınız, 46 arkadaşımız gözaltına alınmıştı. KCK Basın Davası hâlâ devam ediyor. Ama ne oldu, biz yine devam ettik. Aynı gün, aynı saatte üç binamızı bombaladınız, diğer gün gazetemizi çıkardık. Hâlâ anlamadınız mı, biz devam ediyoruz, edeceğiz. 33 yıldır bir kez olsun boyun eğmeden hakikati yazdık. Esas olay şu ki, biz son 40 yılda Kürt halkının neredeyse 40 yıllık ulusal ve toplumsal yürüyüşüne tanıklık eden gazetecileriz. Ve biz o kadar şanslıyız ki kimlerle çalıştık, kimlerle röportaj yapabildik biliyor musunuz? Sayın Abdullah Öcalan ile. Sakine Cansız, Duran Kalkan, Cemil Bayık’la röportaj yaptık” dedi.

‘BORCUMUZU ÖDEMEYE DEVAM EDECEĞİZ’ 

Tutuklanan ve fotoğrafları salonda asılı olan gazetecilere işaret eden Aykol, şunları söyledi: "Bu arkadaşların hepsinin gözünden öperim. Yıllardır çalışıyoruz, arkadaşlarımız bana emek verdi, ben onlara emek verdim. Şu anda 200’e yakın arkadaşımızın davası hâlâ devam ediyor. Benim sadece 63 tane dosyam var. Siz iyi ki varsınız, bizler de sizlere borcumuzu ödemeye devam edeceğiz."

Etkinlik, Badistq, Koma Aryen ve Kadir Çat’ın coşkulu müzik dinletisinin ardından zılgıtlar, alkışlar ve “özgür basın susturulamaz” sloganı ile sona erdi.