Otizmli M. Ö. 7 yılda 11 bakımevi değiştirdi: ‘Bu çocuğu burada istemiyoruz’

Otizmli M. Ö., 7 yılda 11 kez bakımevi değiştirdi. M. A.’nın babası Bülent Özçapın, “Yıllardır gözüme uyku girmiyor, tek hayalim uygun şartların sağlandığı bir ortamda oğlumla beraber yaşamak” diyor.

Abone ol

DUVAR - İzmir’in Menemen ilçesinde yaşayan 68 yaşındaki Bülent Özçapın, 25 yaşındaki otizmli oğlu M. Ö.’yü bakımevlerinin istemediğini söylüyor. 

2015 yılında daha iyi koşullarda hayatına devam etmesi için okul müdürünün tavsiyesiyle oğlunu bakımevine yerleştiren baba Özçapın, o tarihten bu yana tam 11 kez bakımevi değiştirdiklerini anlatıyor.

“Hiçbir kurum bu çocuğu istemiyor. Oysa ki çocuk otizmli, gittiği her yerde muazzam bir uyum sorunu yaşıyor. Uzmanlar, bunu çok daha iyi biliyor olmalı. Bakımevleri kabul etmiyor, devlet bakıcı desteği vermiyor.”

İzmir’de hiçbir bakımevinin kabul etmediği M. Ö., önce Burdur’a ardından Konya’ya gönderildi. Konya’daki bakımevi personellerinin ilgisizliği sebebiyle çocuğunu buradan alarak İzmir’de bulunan bir bakımevine yerleştirmek isteyen baba Özçapın’ın talebi ise reddedildi. İzmir Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile defalarca iletişim kurmaya çalışan Özçapın, o dönemde hayata geçirilen ve engellilerin ailesiyle birlikte yaşamasını öngören “Umut Evleri” projesine dahil edildi. Önce otizmli M. Ö.’nün ihtiyaçlarına uygun bahçesi olan bir ev bulunması istendi. Emekli maaşıyla geçinen ve kirada oturan baba Özçapın, maddi imkanı olmamasına rağmen kredi çekerek uygun evi kiraladı. Bakanlık tarafından görevlendirilen bakım elemanı da eve gönderildi. Ancak ailenin bir arada olduğu günler, yalnızca 3 ay sürdü. Özçapın, bunun nedenini şu sözlerle açıklıyor: “Bakıcı, yalnızca ilaç ve yemek veriyordu. Otizmli bir çocuğa nasıl davranmasını gerektiğini bilmiyordu, bununla ilgili eğitimi yeterli değildi. Kriz anlarında bize hiç yardımcı olmuyordu.”

‘BİZDEN HABERSİZ İZMİR’DEN AFYON’A GÖNDERDİLER’

“Umut Evleri” projesinden de umduğunu bulamayan aile, çocuklarını Soma’da bulunan bir bakımevine yerleştirmiş. Burada da istenmeyen M. Ö., ailenin haberi olmadan Afyon’a nakledilmiş.

“Çocuğumu gönderdikten bir hafta sonra bana haber verdiler. Ben vasisiyim benden imza almaları gerekiyor ama haber bile vermediler. Sadece bir değil, dört kurumun aynı bu şekilde bizden habersiz çocuğu başka yere gönderdiler.” 

‘11 AY ÇOCUĞUMLA İLGİLİ BİLGİ ALAMADIM’

Pandemi kısıtlamaları nedeniyle oğlunu 11 ay göremeyen Bülent Özçapın, M. Ö.’nün sağlık durumuyla ilgili aylarca bilgi alamadığını ifade ediyor:

“Telefon açıyorum ‘Çocuğun durumu nasıl?’ diye ‘Çocuğu alın’ diyorlar. ‘Bir resmini, bir videosunu gönderin bari’ diyorum, ‘Çocuğu alın’ diyorlar. Görmeye gitmek istiyoruz ‘Pandemiden dolayı gelemezsiniz’ deniliyor. En son CİMER’e yazdık. Bu sefer beni çağırıp ‘İmzalı bir kağıt ver çocuğu buradan İstanbul’a göndereceğiz’ dediler. Çocuğu Afyon’da zor şartlarda görüyorum, İstanbul’da nasıl göreyim? Çocuğumun orada rahat edeceğinin bir garantisi var mı?” Özçapın, Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’nden üst düzey yöneticilerle görüşse de bir çözüme ulaşamamış. “Herkes durumu biliyor ama hiç kimse yardım etmiyor” diyor.

Öte yandan çocuğunun şiddet gördüğünü ancak bunun kurumlar tarafından örtbas edildiğini ifade ediyor. Oğlunu her görmeye gittiğinde vücudunda darp izi var mı diye kontrol ettiğini söyleyen Özçapın, 2015 yılında suç duyurusunda bulunduğunu anlatıyor:

“Menemen’de bakımevinde kaldığı ilk gecenin sabahında okuldan beni çağırdılar. Çocuğun sırtı çok kötüydü. Bir sürü çizik ve kırbaç izi vardı. 8-10 tane dilekçe yazdım. 15 gün sonra savcılıktan bir kağıt geldi. ‘Suç deliline rastlanmamıştır mahkemeye gerek yoktur’ diye. Çıldırdım, yıkıldım.” Özçapın, kararın ardından darp raporuyla sosyal hizmetler müdürlüğüne giderek olayın soruşturulmasını istese de kapılar yüzüne kapanmış.

'UYGUN ORTAMI SAĞLAYACAK DURUMUMUZ YOK, İMKAN SAĞLANMASINI İSTİYORUZ'

Baba Özçapın, yetkililere seslenerek kalan günlerini oğluyla geçirmek istediğini söylüyor: “Bakımevleri bize oturan çocuk lazım, bu çocuk hareketli, oturmuyor diyor. Yıllardır uyku uyumuyoruz, hep aklımızda oğlumuz var. Duyarlı insanların sessiz kalmamasını istiyoruz. Babalık, annelik yapmayı çok özledik. En azından çocuğumuzun Ege Bölgesi'nde bir bakımevine gelmesini istiyoruz. Çocuğa uygun ev sağlayacak, kriz anlarında yardımcı olacak bir bakıcı tutacak durumumuz da yok, altından kalkamıyoruz. Bize beraber yaşamamız için imkan sağlanmasını istiyoruz. En büyük hayalimiz bu.”