Onur Yürüyüşü'nde bir kafeden gözaltına alınan Kahya: Herkes sussun isteniyor

Cumartesi günü Taksim'de düzenlenen Onur Yürüyüşü'nde bir kafede ters kelepçe ile gözaltına alınan Murat Kahya, "Herkes sussun isteniyor. Benim yaşadığım şey de bunun bir parçası" dedi.

Abone ol

DUVAR - Taksim'de cumartesi günü Onur Yürüyüşü'ne katıldıktan sonra Cihangir'de bir kafede polis tarafından ters kelepçe ile gözaltına alınan Murat Kahya, “Ülke sebepsiz yere tutuklanmış siyasetçiler, gazeteciler ve insan hakkı savunucuları ile doluyken sadece kendi başıma gelenleri konuşmak garip geliyor. Herkes sussun isteniyor” dedi.

'KENDİSİ POLİS OLDUĞU İÇİN KARŞI TARAFIN SİNMESİNİ BEKLEDİ'

Cumhuriyet'ten Tuğba Özer'e konuşan Kahya, gözaltına alınırken yaşadıkları şöyle anlattı:

"Yürüyüş sonrasında arkadaşlarımla Cihangir’deki bir kafeye geldik. Onlar oturuyordu ben ayakta duruyordum. Videoda da görülen polis amiri gelerek keyfi olarak ‘Eğer kafedeysen sandalyeye otur’ şeklinde komut verdi. Ben de ayakta durmak istediğimi, oturmayacağımı söyledim. Daha sonra ise masadan kalkmamızı isteyince, kalkmayacağımı içkimi içtiğimi belirterek, 'Ben bir vatandaş olarak buradan kalkmak zorunda değilim, siz kendi görevinizi yapın’ ifadelerini kullandım.

Videoda görüldüğü şekilde sandalyeyi birden yere vurdu. Sanırım kendisi polis memuru olduğu için karşı tarafın sinmesini bekledi. Sonrasında da masada sosyal mesafeyi ihlal ettiğimizi öne sürerek, ‘Bunlara işlem yapın’ komutunu verdi. Kafede otururken maskesiz olmam yanlışmış. Bunları söylerken kendisi maske takmıyordu. Biz bu şekilde tartışırken memurlar ceza yazmak için benden kimliğimi istedi. Ben de vermeyeceğimi, böyle bir işlem yapamayacaklarını anlatırken videoda görülen sahneler yaşandı."

'HERKES SUSSUN İSTENİYOR'

Ters kelepçe yapılarak otobüse bindirildiğini söyleyen Kahya, "Bir süre sonra kelepçem çözüldü. Ben ve gözaltına alınan diğer kişiler Bayrampaşa Devlet Hastanesi’ne götürüldükten sonra Vatan Emniyeti’ne giderek ifade verdik. İfadeden sonra da zaten ortada bir suç olmadığı için serbest bırakıldık. Ülke sebepsiz yere tutuklanış siyasetçiler, gazeteciler ve insan hakkı savunucuları ile doluyken sadece kendi başıma gelenleri konuşmak garip geliyor. Herkes sussun isteniyor. Benim yaşadığım şey de bunun bir parçası. Hatta çok küçük bir parçasıyım. Bu yürüyüşe katıldım çünkü ben toplumdaki herkesin, din, dil, ırk ayrımı olmadan barış içerisinde yaşamasını istiyorum.” (HABER MERKEZİ)