Onur Çalı: 'Dünlükler', günlük-deneme melezi metinlerdir

Onur Çalı'yla İthaki Yayınları tarafından yayımlanan 'Dünlükler'i konuştuk. Çalı, "Günlüklerde, ne kadar kişisel şeyler yazarsa yazsın, o yazarın yaşadığı çağa da tanıklık ederiz" dedi.

Abone ol

DUVAR - Öyküleriyle olduğu kadar denemeleriyle de tanıdığımız Onur Çalı’nın, 2015’ten beri yazıp Parşömen Edebiyat’ta yayınladığı 'dünlükleri' İthaki Yayınları etiketiyle raflardaki yerini aldı.

Biz de bu vesileyle Çalı’yla görüştük. Kendisine dünlüklerin nasıl ortaya çıktığını, Parşömen Edebiyat’ın nasıl gittiğini ve son zamanlarda neler yaptığını sorduk.

'BEN YAZARAK DÜŞÜNEBİLEN BİRİYİM'

Dünlük yazma fikri ve “dünlük” kelimesi nereden çıktı?

2015 yılının Temmuz ayında başladım dünlük yazmaya. Yazarak düşünebilen biriyim ben. Bir “şey” hakkında yazmamışsam o şey hakkında düşünmüş saymıyorum kendimi. Kitaplar, filmler, geçirdiğimiz günler… Bunları ve daha çok pek çok şeyi biraz olsun anlamam için yazmam gerek.

Yazıya geçen her şey, yayımlanan her metin artık geçmişi imler. Dünlük adı buradan gelmişti.

Peki kitaplaştırma süreci hakkında neler söylemek istersiniz? Kitapta yer alan dünlükleri neye göre seçtiniz?

Kitaptaki dünlükler 2015-2020 yıllarında yazdıklarımdan. Bütünlüklü olmasına gayret ettim. Zaten Parşömen Edebiyat’ta yayımlanırken de böyle bir kaygım var. Belki dünlükler için “günlük-deneme melezi metinler” demem bundan. Çünkü klasik günlükten farklı olarak bunları bölümlere ayırıyor, başlık atıyorum her birine. Böylece her biri ayrı bir yazı ya da deneme olarak okunabiliyor.

'Dünlükler' ilkin Parşömen’de yayımlandı. Dijital yayıncılığın bazı olanaklarından (görsel ya da link paylaşımı gibi) basılı kitapta yararlanmak güç. O nedenle elenenler de oldu tabii.

'Dünlükler' bir seri halinde yayınlanmaya devam edecek mi?

190. dünlüğü yazıyorum bu sıralar. İlk 150’sinden bir seçki yayımlanmış oldu. Devamının gelmesini isterim elbette.

Dünlükler, Onur Çalı, 128 syf., İthaki Yayınları, 2023.

'TOPLUMSAL OLAYLAR BİREYSEL EYLEMLERİMİZİ DE ETKİLİYOR'

Günlük, sadece yazarın kişisel tarihini değil, aynı zamanda yazarın yaşadığı çağın da tarihini dolaylı olarak belgeler. Buradan hareketle bireysel olan her şeyin aynı zamanda toplumsal, toplumsal olanın da bireysel olduğunu söyleyebilir miyiz?

Bireysel olarak yaşadığımız her şeyi bu toplumun içinde yaşıyoruz. Ondan ayrı düşünülemez. Ortadoğu’da yaşanan aşkla Finlandiya’daki aynı olur mu? Toplumsal olaylar elbette bireysel eylemlerimizi de etkiliyor. Dolayısıyla günlüklerde, ne kadar kişisel şeyler yazarsa yazsın, o yazarın yaşadığı çağa da tanıklık ederiz okur olarak.

Bir yazarın (varsa) günlükleri, mektupları gibi kişisel yazıları okunmadan onu yeteri kadar anlamak pek mümkün değil diye düşünürüm. Ne dersiniz?

Bir yazarın kendisi hayattayken yayımladığı ya da yayımlanmasına izin verdiği eserlerini okumak yeterli bence. Bir yazarı anlamak için başka şey gerekmez. Fakat kendi isteğiyle yayımladığı günlüklerini, mektuplarını okuyabiliyorsak şanslıyız tabii. Daha yakından tanırız onu.

'PARŞÖMEN, 16 YILDIR ÇIKAN BİR DERGİ'

Yazarlığın yanı sıra “Parşömen Edebiyat” adlı bir edebiyat sitesini yönetiyorsunuz. Bize Parşömen’de neler yaptığınızı anlatır mısınız?

Parşömen, 16 yıldır çıkan bir dergi. İyi metinler yayımlamak için uğraşıyoruz. Pek çok farklı kategoride yayınımız var. Hepsini tek tek saymayayım burada, Parşömen Edebiyat’ı ziyaret eden okur görecektir zaten. Ekonomik sıkıntılar var, normalde çoktan vazgeçmem, Parşömen’i kapatmam gerekirdi. Fakat dergicilik, sigara tiryakiliği gibi biraz, kolay bırakılmıyor.

Şunu da eklemeliyim: Parşömen, kendi okurlarının maddi desteğiyle ayakta kalan bir dergi. Hepimizin yoksullaştığı bir dönemde bunun ne kadar değerli olduğunu söylememe gerek yok sanırım. Kreosus platformundaki hesabımız üzerinden Parşömen’e maddi destekte bulunan okurlarımıza bir kez daha teşekkür ediyorum.

Bize tavsiye edeceğiniz günlük ve anı kitapları var mı?

'Dünlükler'de de sıkça andım, Melih Cevdet Anday’ın 'Akan Zaman Duran Zaman' kitabını meraklısına önerebilirim.

Son zamanlarda neler yapıyorsunuz? Masanızda bizim için neler var?

Yaşadığımız büyük felaketten sonra yeni yeni dönebildim kitaplara. Petros Markaris’in 'Kostas Haritos' polisiyeleri yeniden basıldı, onları okuyorum.

Burası Türkiye, uzun vadeli plan yaparken ihtiyatlı olmayı öğreniyor insan belli bir yaşa gelince. Bir terslik olmazsa diyelim, sonbaharda bir deneme kitabım çıkacak.