Naughts+Crosses: Alternatif gerçeklikte ırkçılık

Alternatif tarih bilimkurgu alt türü üzerinden ırkçılık temasını işleyen Britanyalı yazar Malorie Blackman’in romanı 'Noughts + Crosses’dan uyarlanan aynı adlı BBC yapımı dizi, sıradanlaşan gündelik ırkçı detayları ters düz edip izleyiciyi silkeliyor.

Abone ol

Ayşegül Dikenli Williams

LONDRA - Distopik bir gerçeklikte bildiğimiz tarih farklı yönde gelişmiş; şu ankinin tersine Afrika batıyı kolonize etmiş ve siyahlar ayrıcalıklı üstün sınıf olmuştur. Günümüz İngiltere'sini temsil eden Albion'da beyazlar fiziksel işlerde çalışan daha az eğitimli kesimdir. Sınıfsal ve ırkçı çatışmanın merkezinde ise Romeo ve Juliet benzeri bir aşk hikayesi yer alır.

‘Alternatif Tarih’, yani tarihte gerçekleşmemiş olayların olmuş gibi kabul edilerek yazıldığı bilimkurgu edebiyatının alt türü, olayları tam tersi bir perspektiften izleme şansı veriyor izleyicilere. Siyahların üstün, beyazların alt sınıf olduğu alternatif gerçeklikte yaşananların işlendiği BBC yapımı 'Noughts + Crosses' 2004 yılında çocuk ve gençlik kitapları yazarı Malorie Blackman’in ses getiren beş serilik kitaplarının ilkinden uyarlandı ve Mart ayından itibaren altı bölümü yayınlandı. Naughts + Crosses ismini 'XOX' oyunundan alıyor. ‘Sıfırlar ve Çarpılar’ diye çevirebiliriz.

BRİTANYA, APRİCAN İMPARATORLUĞU OLUR

Beyazların Naughts siyahların ise Crosses olarak adlandırıldığı dizi günümüz Londra'sında geçiyor; ancak geçmiş tamamen farklı yaşandığı için günümüz de farklı. 700 yüzyıl önce Batı Afrika'daki ülkeler güçlü Aprican İmparatorluğu’nu oluşturmuş ve Avrupa kolonileştirilmiştir. Yani İngiltere Albion’dur.

Yazar Blackman’in yirmi yıl önce yazdığı kitap serisinde de işlendiği üzere bu alternatif gerçeklikte, Büyük Dünya Savaşı olarak bilinen bir çatışmanın ardından, Avrupa'nın kontrolü farklı Afrika grupları arasında bölünür. Anakara Avrupa Malya İmparatorluğu ve Moors'un kontrolü altındayken, Albion (Büyük Britanya ve İrlanda'yı içeriyor) ve İskandinavya'nın bir bölümü ise Aprican İmparatorluğu'nundur.

ROMEO JULIET YASAK AŞKI

Dizinin hemen her sahnesinde uykunuzdan silkelenerek uyandırılmış hissini yaşıyorsunuz. Farkedilemeyen, kabullenilmiş tüm o küçük ırkçı detayların tam tersi bir perspektiften aktarılmasıyla yaşanan türde bir uyanış.

Tüm bu ırkçılık ve ayrımcılık trajedileri Romeo ve Juliet tadında bir aşk hikayesi etrafından örülürken olaylar gerçeğe o kadar yakın ki. Sadece ten renkleri ve roller değişmiş diyebiliriz. Callum bir ‘Naught’ yani aşağı sınıf bir beyazdır. Sephy ise bir ‘Cross’ ve ülkenin en güçlü, acımasız adamlarından birinin kızı ve üstün kesimden bir siyahtır. Ve ilk görüşte birbirlerine aşık olmuşlardır.

Polis tarafından potansiyel suçlu olarak görülen, dövülen, tartaklanan siyah gençlerin yerini alternatif gerçeklikte beyazlar alıyor. Siyahlar gelir düzeyi yüksek, yönetici sınıfındayken beyazlar gettolarda yaşayıp fiziksel ya da düşük beceri gerektiren işlerde çalışmaya mecbur kalıyor.

'BENİM DE BEYAZ ARKADAŞLARIM VAR' 

Beyaz Callum, annesinin garsonluk yapmak için gittiği zengin siyahların evinde kazayla elini kestiğinde ilk görüşte aşık olduğu Sephy’nin sardığı koyu renk yara bandının beyaz tenine kontrastı o kadar güncel bir referans ki.

Hayatımızda normal saydığımız birçok detayın beyazlar için yaratılıp diğer ten renginden insanların pek düşünülmediği gerçeğinin küçük, önemsiz gibi görünen bir örneği. Repliklerden birinde ise üniversite hocası endişeli öğrencisine “Benim de birkaç beyaz arkadaşım var. Eğlenceli insanlar ama...” derken de gerçeklerin yer değiştirmesinin güçlü etkisi dizi boyunca devam ediyor.

GÖRZEL VE ZARİF AFRİKA ŞÖLENİ

Eleştirmenlerden tam not alan Naughts + Crossses kostüm, müzik, dekor ve sanatsal anlamda da göz dolduran bir dizi. Çok sayıda siyah oyuncu, yönetmen ve yapım çalışanına iş fırsatı vermesi de çok övülüyor. Marvel kahramanı Siyah Panter’in, dizinin önünü açtığı söylense de çekimler için hazırlıklar dört yıl önce başlamış. Siyah Panter’in başarısının olumlu anlamda bütçede bir cömertlik etkisi yarattığı ise kesin. Afrika esintili sanat unsurları dizinin hemen her sahnesinde en zarif biçimde serpiştirilmiş.

Malorie Blackman’ın kitaplarını okuyarak büyüyen genç hayranları, dizi karşısında mutlu bir şaşkınlık yaşıyorlar diyebiliriz. Irkçılık gerçeğini tüm yönleriyle ele alırken ortasına bir de Romeo Juliet benzeri bir aşk hikayesi koyan Naughts + Crosses, sanatsal bir ziyafet de yaşatıyor. Spoiler olmasın ama ünlü rapçi Stormzy de bölümlerden birinde yer alacak.

Yazar Blackman’in bir ağırlıklı olarak çocuk ve gençlik kitapları yazarı olduğunu hatırlatarak dizinin tonundan beklentilerinizi ona göre ayarlamanızı tavsiye ederim. Tarihe, kendi tarihimize bakarken perspektifimizi değiştirip komfor alanımızdan çıkmaksa bir izleyicilere kalmış.