NATO biyolojik silahlara karşı tetikte: Önlemler artırılacak

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, korona virüsünün biyolojik silah olarak kullanılma tehlikesi barındırdığını söyledi. Biyolojik silahlarla düzenlenecek olası saldırıları önlemek için önlemlerin artırılacağını aktaran Stoltenberg, "Kullanımlarına hazırlıklı olmalıyız, çünkü bu silahların hâlâ var olduğunu biliyoruz" dedi.

Abone ol

DUVAR - NATO, korona virüsü salgınının yol açtığı yıkıcı sonuçları göz önüne alarak biyolojik silahlarla mücadele çabalarını yoğunlaştırıyor. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, korona virüsünün laboratuvar ortamında oluşturulmuş bir virüs olmamasına karşın, biyolojik silahların kullanılmasının tehlikesini ortaya koyduğunu belirtti.

'NÜKLEER SİLAHLARA MİSİLLEME OLARAK KULLANILABİLİR'

NATO'nun bu tür tehlikelerin farkında olduğunu ifade eden Stoltenberg, biyolojik silahlarla düzenlenecek olası saldırıları önlemek amacıyla istihbarat servisleriyle bilgi alışverişini iyileştirme sürecinde olduklarını söyledi. Biyolojik silahların kimyasal silahlar gibi, uluslararası hukuka göre yasak olduğunu vurgulayan Stoltenberg, "Ancak kullanımlarına hazırlıklı olmalıyız, çünkü bu silahların hâlâ var olduğunu biliyoruz" dedi.

Yüz binlerce kişinin ölümüne neden olabilecek geniş çaplı bir biyolojik silah saldırısının teröristler veya devlet yöneticileri tarafından gerçekleştirilebileceğine işaret eden NATO Genel Sekreteri, biyolojik silahların geleneksel veya nükleer silahlara misilleme olarak devreye sokulabileceğini belirtti.

'BİR DİZİ YETENEĞİMİZ VAR'

"NATO'nun yasaklanmış silahları yok, ancak onlara gerektiği gibi cevap vermek için bir dizi yeteneğimiz var" diye konuşan Jens Stoltenberg, biyolojik bir saldırı sonrasında beşinci maddeye  göre kolektif savunmaya geçilebileceğini ve durumda da NATO'nun tüm bu yeteneklerini kullanabileceğini vurguladı.

Biyolojik silahlarla düzenlenebilecek terör saldırıları konusunda BM Genel Sekreteri António Guterres de uyarıda bulunmuştu. Guterres, temmuz ayında yaptığı açıklamada, korona virüsü salgınının afetler karşısında  hazırlıkların yetersiz olduğunu ortaya koyduğunu dile getirmişti.

BM Genel Sekreteri 1975 yılında yürürlüğe giren biyolojik silahların yasaklanmasına ilişkin sözleşmenin güçlendirilmesi gerektiğini de vurgulamıştı. Sözleşme yürürlükte olmasına rağmen, bir izleme mekanizması içermiyor. Ayrıca 14 ülke bugüne kadar anlaşmayı imzalamadı. Bu ülkeler arasında Eritre, İsrail, Mısır, Somali ve Suriye bulunuyor. (Kaynak: DW Türkçe)