Muhalefetten kayyım tepkisi: İstanbul’dan ders almadınız mı?

3 büyükşehir belediyesine kayyım atanması CHP ve HDP’de “Hedef siyasi kutuplaşma yaratmak, tabanda oluşan demokrasi ittifakını bozmak” şeklinde yorumlandı. CHP’de, “İstanbul’dan ders almadınız mı? Sandıktan çıkan iradeyi kabul etmeyenlerin nasıl cezalandırıldığı ortada. Benzer bir durum burada da geçerli” yorumu yapıldı. 

Abone ol

ANKARA - İçişleri Bakanlığı tarafından Diyarbakır, Van ve Mardin Büyükşehir belediye başkanlarının görevden alınıp yerlerine kayyım atanması, CHP ve HDP MYK toplantılarının ana gündemi oldu. HDP’de demokratik meşru mücadeleye devam mesajı verilirken, CHP’de de “Amaç siyasi kutuplaşma. Yapılan açıklama ile buna izin verilmeyeceği gösterildi” yorumları yapıldı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında yapılan MYK yaklaşık 5 saat sürdü. Toplantıda alınan karar tüm yönleriyle değerlendirildi, CHP adına yapılacak açıklamanın içeriği konuşuldu. Kılıçdaroğlu’nun kayyım atamalarını demokrasiye dönük saldırı olarak değerlendirdiği ve parti sözcüsü tarafından yapılan açıklamanın çerçevesini çizdiği öğrenildi. Bir MYK üyesi, “Seçilmesine engel yok denilen belediye başkanlarının 4 ay sonra görevden alınıp kayyım atanmasının hedefinde siyasi kutuplaşma yaratmak var. Kutuplaşma dışında yönetmeyi bilmiyorlar. Biz yaptığımız açıklamayla demokrasi ittifakını bozamayacaklarını gösterdik” dedi.

Sandıktan çıkan sonuca riayet edilmesinin önemine dikkat çeken parti yöneticisi iktidara, “İstanbul’dan ders almadınız mı? Sandıktan çıkan iradeyi kabul etmeyenlerin nasıl cezalandırıldığı ortada. Benzer bir durum burada da geçerli” mesajını verdi.

CHP: HDP’NİN DEMOKRATİK MEŞRU ZEMİNDE MÜCADELE VURGUSU ÖNEMLİ

HDP’li 3 büyükşehir belediye başkanının yerine kayyım atanmasının ardından CHP’nin ittifakla kazandığı İstanbul ve Ankara başta olmak üzere birçok belediyeye de kayyım atanabileceği yönünde yorumlar geldi. CHP’li bir yönetici toplantıda bu yönde bir değerlendirme yapılmadığını belirterek, “Biz demokrasiden umudumuzu kesmedik. HDP’nin demokratik meşruiyet zemininde mücadele vurgusu da önemliydi. Buradaki amaç geleceğe dair tartışma yaratmak. İstedikleri kutuplaşmanın parçası olmak niyetinde değiliz. 31 Mart, 23 Haziran öncesinde de yaptılar. Hâlâ yapıyorlar. Uyguladıkları siyasetin halktan kopuk olduğunu anlamıyorlar. Biz yaptığımız şeyin doğru olduğunu gördük böyle devam edeceğiz” dedi.

'KAYYIM, OHAL DEVAM EDİYOR DEMEK'

Bir başka CHP MYK üyesi de kayyım kararının, 'OHAL rejimi devam ediyor' anlamına geldiğini söyledi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun seçimlerde bir rakip gibi sahada olduğuna dikkat çeken yönetici, aynı kişinin kayyım atama kararının altında imzası olmasının kabul edilemeyeceğini söyledi. Yargı Reformu çalışması kapsamında bu konunun da ele alınması gerektiğine dikkat çeken yönetici, toplumsal tepkinin örgütlenmesinin önemine işaret etti.

Kayyım ataması ile demokrasi ittifakını, millet ittifakını dağıtma şeklinde özetlenecek bir siyasi hedef bulunduğuna dikkat çeken yönetici, “Siyasi kutuplaşmayı arttırmak, siyaseti Kürt-Türk milliyetçiliği gibi bir eksene sıkıştırmak amaçlanıyor. CHP bunu görüyor. Demokrasi ittifakı bunu görüyor. Bu durumu değiştirmenin yolu iktidarı değiştirmekten geçiyor. İnsanlar da bunu bekliyor. Kimse tepkisiz değil” dedi.

HDP: SİNE-İ MİLLET TARTIŞMASI YAPMIYORUZ

HDP’li belediyelere kayyım atanmasının ardından bazı partililer sine-i millet yönünde çağrılar yaptı. Toplantıda bu konunun ele alınmadığını söyleyen bir HDP yöneticisi şu değerlendirmede bulundu: “Sine-i millet tartışması yapmıyoruz. Toplumsal muhalefeti harekete geçirmek önemli. İktidarı demokratik meşru yollarla indirmeye kafa yormalıyız. Tek başına sandıkta başarılı olmak yetmiyor. Bu başarıyı sokakta da sürdürmek, toplumsal itirazı güçlendirmek gerek. Bu sadece HDP’nin sorunu değil. HDP’yi aşan bir Türkiye meselesiyle karşı karşıyayız. İktidar kendisi dışındaki tüm güçlere sopa, zor yoluyla siyaset dayatıyor. Burada CHP’nin ve diğer partilerin sandığın onuruna sahip çıkacak adımlar atması ayrıca önem taşıyor. Tehdit, iktidar dışındaki tüm siyasi güçlere dönük. Bu 3 büyükşehirdeki saldırının püskürtülmesi iktidar dışındaki tüm siyasi güçler için var olma şartı. Tabanda oluşan demokrasi ittifakını parçalamaya dönük bir çaba ve bu çaba boşa çıkartılmalı.”