Muhalefetten ek bütçeye itiraz: En insafsız IMF programından daha insafsız

Depremi gerekçe göstererek hazırlanan 2023 bütçesine 1,1 trilyon lira daha bütçe eklenmesini öngören kanun teklifine muhalefetin itirazı var. Muhalefet iktidarın depremi bahane ettiğini savundu.

Abone ol

ANKARA - Bir önceki yılın aralık ayında belirlenen 2023 yılı bütçesine 1,1 trilyon lira ek yapılması için Meclis’e sunulan kanun teklifinin bugün yasalaşması bekleniyor. CHP, Yeşil Sol Parti ve İYİ Parti muhalefet şerhi verdi.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) muhalefet şerhinde ek bütçe ihtiyacının gerekçesi olarak Maraş merkezli depremlerin yanı sıra "kamu idarelerinin ödenek ihtiyaçları"nın gösterildiğine dikkat çekildi, "Ek bütçe deprem harcamaları yanında seçim döneminde hesapsızca yapılan partizan harcamaların sonradan finansmanı için de sunulmaktadır" denildi.

MAAŞ ZAMLARI NEDEN EK BÜTÇEDE YER ALMADI?

Maaş ve ücret artışlarına ilişkin düzenlemeler için gerekli bütçe ihtiyacının bu ek bütçe kanun teklifinde yer almadığına dikkat çekilen şerhte, bu hafta kabul edilen memur ve emekli zamlarına ilişkin düzenlemelerin yer aldığı torba kanun hatırlatıldı. Söz konusu kanunla; zamlar, EYT, bayram ikramiyeleri gibi kalemler için cumhurbaşkanına 794,1 milyar ödenek ekleme yetkisi verildiği ifade edilen şerhte, "Garip olan husus, personele ilişkin bu ilave ödenek ihtiyacı düzenlemesine niçin ek ödenek kanunu teklifinde yer verilmediğidir. Bu durumun nedeni tarafımızdan anlaşılamamıştır" ifadeleri kullanıldı.

CHP, cumhurbaşkanına verilen bu ek ödenek yetkisini "Saklı bütçe" olarak tanımlarken, şerhte 794,1 milyar liralık bu ödeneğin "ek bütçe açığı" anlamına geldiği ifade edildi.

‘EK BÜTÇE VE EK ÖDENEK 1.5 TRİLYON BÜTÇE AÇIĞI YARATIYOR’

Ek ödenek yetkisiyle ayrılan bütçe ve ek bütçe talebinin normal boyutlarda olmadığının ifade edildiği şerhte, 2023 bütçesinde tahmin edilen bütçe açığı olan 659,4 milyar liraya cumhurbaşkanına tanınan ek ödenek yetkisi karşılığı 794,1 milyar lira eklenince 1 trilyon 453 milyar 6 milyon liralık bir açığın ortaya çıkacağı tespit edildi.

‘KKM DÜZENLEMESİ BÜTÇE AÇIĞINI GİZLEMEYE DÖNÜK’

Teklifle Kur Korumalı Mevduat sisteminin tüm yükünün Merkez Bankası'na aktarıldığı belirtilen şerhte bu düzenlemenin bütçe açığını gizlemeye yönelik olduğu kaydedildi ve "Bu durumda bu ödemeler bütçeye gider yazılamayacağı için bütçe açığı artmayacak ve böylece bütçenin görüntüsü kurtarılmış olacaktır. Buna karşılık bu ödemeler Merkez Bankası’na devredildiği için Merkez Bankası bu ödemeleri para basarak yapacaktır" denildi.

SADECE DEPREM YOK; AVRASYA TÜNELİ, ÜCRETSİZ DOĞALGAZ DA VAR

CHP’nin muhalefet şerhinde ek bütçenin seçim dönemindeki vaatlerin finanse edilmesi için harcanacağı da örneklerle açıklandı. Teklif metninde bir ay süre ile ücretsiz doğalgaz verilmesi, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu'na hazine yardımı, Esnaf ve Sanatkarlara Kredi Faiz Desteği gibi kalemlerin yer aldığı ifade edilirken Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı bütçesi içindeki Avrasya Tüneli’nin garanti ödemesi için ihtiyaç duyulan miktarların da bu bütçeye dahil edildiği belirtildi.

EK BÜTÇENİN GELİRİ NEREDEN?

Ek bütçe için gerekli olan gelirin ağırlıklı olarak dolaylı vergilerin artırılmasıyla elde edileceği ifade edilen şerhte, "Ücretlilerin maaşlarında yapılan son artışlar sayesinde gelir vergisinde ek bütçeyle beklenen artış sağlanacaktır. (…) Dolayısıyla maaş zamlarının çok önemli bir kısmı gelir vergisi olarak kendilerinden alınacaktır" denildi. Şerhte, “Ek bütçenin yükünün yine dar gelirlinin sırtına yükleneceği anlaşılmaktadır” ifadeleri kullanıldı.

‘AFAD’A AKTARILACAK AMA…’

Depremin yarattığı ihtiyaçların finansmanı için ek bütçe ihtiyacı doğmuş olduğu algısının bahane ve istismar olduğu belirtilen CHP şerhinde şu ifadeler kullanıldı:
"Ek bütçe ile sağlanacak net 1 trilyon 119,5 milyar liralık ek gelirden 482,8 milyar lira ile en büyük pay, ödenek artışı olarak AFAD’a aktarılacak görünse de esasen depremle ilgisi olmayan birçok kurum ve kuruluşun bütçelerinde de artış öngörmektedir. Bu noktada; depremin yarattığı ihtiyaçların finansmanı gerekçesinin bahane ve istismar edildiği, kötüye kullanıldığı kanısı oluşmaktadır."

YEŞİL SOL: AKP-MHP İKTİDARININ 2023 BÜTÇESİ ALTI AY BİLE DAYANAMADI

Ek bütçe kanun teklifinin “iktidarın politikalarının iflas belgesi” olduğu belirtilen Yeşil Sol Parti’nin hazırladığı muhalefet şerhindeyse “AKP-MHP iktidarının 2023 bütçesi altı ay bile dayanamamıştır, ek bütçeye başvurmak zorunda kalınmıştır” denildi.

‘BÜTÇEYİ ALTI AYDA BATIRAN BU HÜKÜMETE ASLA EK BÜTÇE EMANET EDİLEMEZ’

AK Parti’nin Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılına dair hiçbir öngörüsünün tutmadığı belirtilen Yeşil Sol Parti şerhinde, "Bu hükümet ne orta vadede ne de kısa vadede öngörü yapacak kapasiteye sahip değildir. Hem 2023 bütçesi, hem de Orta Vadeli Program çökmüştür. Dolayısıyla Yeşil Sol Parti olarak yaptığı bütçeyi altı ayda batıran bu hükümete asla ek bütçenin emanet edilemeyeceğini savunuyoruz” ifadeleri kullanıldı.

‘EK BÜTÇENİN OLDU BİTTİYLE GÖRÜŞÜLMESİ HUKUKA AYKIRIDIR’

Merkezi bütçe görüşmelerinde geçerli olan görüşme usul ve esaslarının ek bütçe için de geçerli olması gerektiği kaydedilen şerhte, “Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmeleri bir günde tamamlanmıştır. Yani bir bütçe gibi değil alelade bir kanun teklifi gibi muamele görmüştür. Hükümete 1 trilyon 120 milyar lira yani 2023 bütçesinin yaklaşık yüzde 25’i kadar ilave ödenek yetkisi veren bir kanun teklifinin bu şekilde bir oldubittiyle görüşülmesi hukuka aykırıdır” denildi.

‘EK BÜTÇE HALKIN SIRTINA YÜKLENECEK’

AK Parti iktidarının bütçe tercihlerinin eleştirildiği şerh metninde, “2023 bütçesindeki tercihler nedeniyle kaybedenler emekçiler ve halklarımız olmuştur. Ek bütçede kaybeden yine emeğiyle geçinen yurttaşlarımız olacaktır. Ek bütçeyle istenen 1 trilyon 120 milyar liralık ilave ödeneğin kaynağının halkımızın sırtına yüklenecek vergiler ve zamlar olacağı ortadadır” ifadeleri kullanıldı.

2023 bütçesinin çökmesinin temel nedenlerinden birinin militarist bütçe anlayışı olduğu kaydedilen şerhte, “Kürt sorununun çözümsüzlüğü bütçeyi çökertmiştir” denildi.

‘DEPREM BAHANE EDİLEREK BÜTÇE HAZIRLANDI’

Ek bütçe kanun teklifinin temel gerekçesi olarak 6 Şubat 2023’te meydana gelen Maraş merkezli depremlerin gösterildiği hatırlatılan Yeşil Sol Parti şerhinde, “Ek bütçe ile talep edilen yaklaşık 1 trilyon 120 milyar liranın sadece yarısı deprem için kullanılacaktır.(…) istenen ilave ödeneğin diğer yarısının depremle bir alakası yoktur” ifadeleri kullanıldı. Depremle ilgisi olmayan ek harcama kalemleri, “faiz giderleri için 80 milyar lira, savunma- güvenlik birimlerinin ihtiyaçları için 40 milyar lira; tarım sektörü yatırımları, tarımsal KİT'ler için 52 milyar lira; sosyal amaçlı giderler için 44 milyar lira; eğitim destekleri için 26 milyar lira; BES giderleri için 8,4 milyar lira; esnaf, sanatkar ve çiftçilere Hazine faiz destekli krediler nedeniyle Halk Bankası ve Ziraat Bankası’nın görevlendirme giderleri için 8 milyar lira; genel aydınlatma giderleri için 7,8 milyar lira; konut, ibadethane ve cemevlerine ücretsiz doğalgaz sağlanabilmesine ilişkin sistem kullanım bedelleri için 4,3 milyar lira” olarak sıralandı.

‘BİR ÇÖKÜŞ BÜTÇESİ OLARAK EK BÜTÇE’

Ek bütçe teklifinin bir “çöküş bütçesi” olduğu kaydedilen Yeşil Sol Parti şerhinde, “Ek Bütçe Teklifi” iktidarın yönetemiyor olduğunun, basiretsizliğinin ve öngörüsüzlüğünün en açık göstergesidir. Yanlış ekonomi-politik tercihlerinin sonucu karşımıza çıkan iktisadi enkaz ve ülkenin ek bütçeye mecbur bırakılması kabul edilebilir değildir” ifadeleri kullanıldı.

‘AK PARTİ FAİZ LOBİSİNİ İHYA ETTİ’

Ek bütçenin 80 milyar 540 milyon lirasının "faiz giderleri”ne ayrıldığı kaydedilen şerh metninde, “Cumhurbaşkanı Erdoğan yıllardır faize ve faiz lobilerine karşı olduğunu ifade ederek ‘Faiz zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan bir melanettir’ söylemini her fırsatta dile getirmiştir. Ancak AKP iktidarlarının hem merkezi bütçede hem de ek bütçede ihya ettiği kesim faiz lobisidir” denildi.

‘YAZ DÖNEMİNİ BİLE GEÇİREMEYECEK KADAR TÜKENDİKLERİNİN EN AÇIK KANITI’

Ek bütçe teklifinin bir günlük görüşmelere sıkıştırılmasını eleştiren İYİ Parti’nin muhalefet şerhinde de “Bu durum, bütçe sürecini gasp eden bir siyasi anlayışı açığa çıkarmaktadır ve parlamentoların en önemli sorumluluğu olan bütçe yapma yetkisini itibarsız hale getirmektedir. Diğer boyutuyla Meclis'in idari tatile girmesine son bir hafta kala alelacele ek bütçe görüşmelerini tamamlamak istemeleri, yaz dönemini bile geçiremeyecek kadar tükendiklerinin en açık kanıtıdır” denildi.

2023 yılı için belirlenen toplam bütçenin yaklaşık yüzde 30'u kadar ek bütçe talep edildiğine dikkat çekilen İYİ Parti şerhinde, bütçe sunumunu yapan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın ek bütçe ihtiyacının ortaya çıkmasını küresel ve jeopolitik gelişmeler ile deprem felaketine bağladığını hatırlatarak “AKP iktidarı 'İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır' atasözündeki iğneden bile imtina etmekte, kendi beceriksizliğini örtecek bahanelerin arkasına sığınmaktadır” denildi.

KKM VE CUMHURBAŞKANI ÖDENEĞİ KAMUOYUNUN GÖZÜNDEN KAÇIRILDI

Memur ve emekli zamlarını düzenleyen torba kanun teklifinde yer alan “Cumhurbaşkanı’na verilen ödenek ekleme yetkisinin artırılması ve KKM’nin yükünün Hazine’den TCMB’ye aktarılması” gibi düzenlemelerin ek bütçe kanun teklifi içinde ele alınması gerektiği ifade edilen şerhte “Bu maddeler ek bütçe dışında ele alınarak kamuoyunun gözünden kaçırılmaya çalışılmıştır” ifadesi kullanıldı.

‘BAKAN ŞİMŞEK’İ KÖRFEZ ÜLKELERİNDE İKNA TURLARININ DIŞINDA GÖREMEMEKTEYİZ’

İYİ Parti şerhinde Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de eleştirildi, “Bakan Şimşek’i sadece Körfez ülkelerinde, yabancı yatırımcıları ikna turlarının dışında, işinin başında ve kapsamlı bir ekonomik programını hazır etmiş halde görememekteyiz. Aksi halde Meclisimizin daha çok sayıda vergi yükü getiren torba kanun tekliflerini ve türlü bahanelerle gerekçelendirilmiş ek bütçe tekliflerini görüşmesi kaçınılmazdır” denildi.

‘IMF ÇOCUK BEZİNİN VERGİSİNİ ARTIRMAZDI’

Memur ve emekli zamlarını düzenleyen torba kanun teklifi ile ek bütçe kanun teklifinin özellikle şehirlerde yaşayan orta direk ve orta üst sınıf vatandaşları tüm harcama kalemlerinde ek bir vergi artışıyla karşı karşıya bıraktığı kaydedilen şerhte, “Torba kanun teklifi ve ek bütçe kanunu teklifini birlikte düşündüğümüzde iktidarın aslında adı konulmamış bir IMF programı uyguladığını tespit etmek mümkündür. Ancak söylemek gerekir ki bugün IMF –övgü anlamı taşımamaktadır-, AKP iktidarından daha insaflı bir vergi politikası önerirdi. En azından Cumhurbaşkanının yaptığı üzere çocuk bezinden, temizlik malzemesinden alınan vergilerin artırılmasını istemezdi” ifadeleri kullanıldı.

‘EN İNSAFSIZ IMF PROGRAMINDAN BİLE DAHA İNSAFSIZ’

Söz konusu torba kanun teklifi ve ek bütçe teklifinin, koyduğu vergiler açısından en insafsız IMF programından bile daha insafsız olduğu ifade edilen şerhte, “Türkiye son yirmi yılın en kötü ekonomi dönemini yaşamaktadır” denildi.

Deprem felaketinin AK Parti iktidarının arkasına sığındığı bir bahane olduğu belirtilen şerhte, “Düzenlemelerin yapılmasının asıl nedeni; Türkiye'nin yanlış ve kötü yönetilmesidir, yapılan beceriksizliklerdir ve kamudaki israflardır. Deprem felaketi bunun sadece bir boyutudur. Torba kanun teklifi ve ek bütçe teklifi, depremin ötesinde başka birtakım meseleleri finanse eden bir kanun teklifleri silsilesidir” ifadeleri kullanıldı.

‘AFET BÜTÇESİ MÜTEAHHİTLERE AKTARILACAK ENDİŞESİ’

Ek bütçe talebinin yalnızca yüzde 45'inin depremin yaralarını sarmaya harcanacağı kaydedilen metinde, İYİ Parti, “Afete dönük ödenek olarak ek bütçeye konulan toplam 527,3 milyar TL’nin büyük çoğunluğunun deprem için yapılan ihalelere aktarılacağı endişesi taşındığı” kaydedildi. İktidarın yirmi yıllık süre içerisinde topladığı deprem vergilerini depremin yaralarını sarmak için kullanmadığına dikkat çekilerek, “Vatandaşa yüklenen vergilerin, deprem konutları ve altyapı projeleri üzerinden yandaş müteahhitlik firmalarına aktarılmaması için sürecin takipçisi olmaya devam edeceğiz” denildi.

‘YEREL SEÇİM ÖNCESİ İKTİDARDAN MAHALLİ İDARELERE YÜKSEK BÜTÇE’

Ek bütçede Hazine ve Maliye Bakanlığı'na ayrılan toplam 279 milyar 750 milyon liralık bütçenin önemli bir kısmının mahalli idarelere ayrılmış olmasına dikkat çekilerek “Bakanlığın 279 milyar 750 milyon liralık toplan ek bütçesinin 110 milyar 453 milyon lirasının ‘Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Mahalli İdarelere Ayrılan Paylar kalemine’ yazılması, yerel seçim öncesi iktidarın mahalli idarelere yüksek bütçe ayırma isteğini göstermektedir. Bu durum yine milletin cebinden alıp, kendileri lütfetmiş gibi davranacaklarının göstergesidir” ifadeleri kaydedildi.

‘KAMU ÇALIŞANININ, EMEKLİNİN ÜCRET ARTIŞI CUMHURBAŞKANI’NIN GÖNLÜNDEN KOPAN ULUFE OLACAK’

Hazine ve Maliye, Aile ve Sosyal Hizmetler ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçelerine ödenek ekleme yetkisinin cumhurbaşkanına verilmesinin eleştirildiği şerhte, “Yüz binlerce kamu çalışanının, emeklinin alacağı ücret artışı Cumhurbaşkanı’nın gönlünden geçen bir iyilik ya da ulufe gibi lanse edilmiştir. Ek bütçeye konmayan, başta personel ödenekleri, sosyal yardım ve destek ödemelerini Cumhurbaşkanı, adeta gönlünden koparcasına ilgili bakanlıklara ek ödenek olarak çıkaracaktır. Bu düzenleme, Meclisimizin bütçe hakkına paralel bir yetkiyi amaçlayan sakıncalı bir politika yaklaşımıdır” denildi